No, 1851—166 Minyatür : Kışlar ve yazlar geçiyor... Artık anladım; boş bir kafa boş bir kalbe bin kat müreccahtır.. Zira birinde duyduğun azaba diğerinde yalnızlık ve hissizlikte inzimam etmiştir. Diyorlar ki rulı bir ipek böceği gibi daima istihale eder, Bilmem benim ruhum müstesna mıf. Sükün ka- sırgayı, kasırga sükünu kovalarmış. Ben yaşadığım üzüntülü sükün içinde kalp ve ruh ufuklarına doğru esecek bir kaairga istemiyorum. Ancak hafif bir rüz- gür.. Zirr o rüzgâr: vahşi bir kasırgaya tahvil ederek kudret benliğimde var.. O KUDRET BENLİĞİMDE VARDIR.. 5» Kalbim ve ruhumla başbaşa kaldığım zamanlar derim : — Kadın şevilmeden evvel bir şeytan değilmif. Sevildikten sonra bir ateş ve nihayet bir akrep olmı- yacakmı 1. Öyleyse niçin üzülüyorsunuz Sonra düşünürümki, bu bir tesellidir.. Teselli iyi bir şey. Fakat teselli olduğu bilinmese.. Acaba buda mümkünmü 9. Bu ümitsizlik içinde bazan kalbim ve ruhumda ne- damet getirir, — Daha iyi der.. Böyle sakin ve münzevi yaşa- mak, sevilen kadının ateşile yanmamak çok daha iyi. SEVMEDEN YAŞAMAK ÇOK) DAHA SERVETİFÜNUN 161 Hususi bir âile eglencesinde takdim etmişlerdi. İlk bakışta hiçte güzel bulmamıştım onu. Tuhaf ve gok garip bir zevki varğı. Fakat, o gece şüphesiz tanıyamadım. Zaten çokta konuşmadık, Niheyet birgün., Bir yaz günü idi. Uzun bir kır gezintisinde kalbimiz - bilmem nasıl- birbirine bağlandı. Kırların koyu yeşillikleri arasında onun yüzü arku- sından güneş huzmesi vurmuş bir ayva yaprağı kadar sarıydı. İşte hayatımda yalnız o di an dağ başları- nın serin, pek gerin rüzgârı eBi * Mevsimler değişti. Kışlar yerlerini yazlara, yazlar kışlara, bıraktı. Şimdi pek iyi hatırlıyorum ; Nihayet birgün o da gönlümdeki yeri boş bıraktı. Orada onun son hatırası olarak bir istasyon var. Ve bir tren. Sobra vagon pencerelerinde mendiller, Ve uzak,, çok uzaklara giden iki demir yolu. Bir bahar günü idi. 5 Bir kadın şekli karşısında gönlümde daima bu sahneler perde kaldırıyor. Ve ben artık sevmek iştemiyorum.. Diyorum ki sevmeden yaşamak daha iyidir. Ve kışlar, ve yazlar geçiyor. #k Bir yaz akşamı..... Boğazın Anadolu kıyısında bir ağaçlık altında bulduğum kâğıtta bunlar yazılıydı... Çenğelköy Sehap Nafiz İYİDİR “* Dedilerki kadın bir muammadır. Hayatı- mın en ateşliğjve genç günlerini onu hallet- mek için sarfettim. Hayatım bir çift göz ve bir tutam saçın ardında bir hayal oldu. O hayatım ki, onu kendimden bile kıskanarak dakika, d am harcadım... Fakat çiradi şu muhakkak ki, HAYATIM BİR KADININ ARDINDAN GİDEN BİR HAYALDİR.. «5 Günler," aylar, seneler geçti. Hayatımın günleri ipek bir yumak ğibi hiçğgüçlük çek- meden Açıldılar.. Ve öyle tubaf ki, hayatım sanki evvelden hazırlamış gibi, tebeddül gös- termeden nasıl başladı ise öylece devam “ etti, ve ediyor, Ve Ben hâlâ enginlerden e86- ok bir rüzgâr bekliyorum. Bundan &onra Mine o rüzgarın esmesine imkân olma- dığı h »* nıdiklarım arasında şimdi uzak, hemde şok anak in kalmış bir yüz hatırlıyorum. <Ceylân ruhu taşıyan bir kadın yüzü. San'at Eserleri Serişinden : A ET EN ES Heykeltraş Josephe Comier'nin eseri