4 Şubat 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

No.1851 —166 SERVETİFÜNUN 159 Vefik te bu vaziyette idi. söyledim. — Doğra dedi. Yalnız, ben de senin gibi, şa an- da mantık ve muhakeme ile haraket edebilsem. Düşündüklerimi ona Onun ve benim «ıgaralarımız bitmişti. Tabla içilmiş “cıgaralarla yığılı duruyordu. Saate baktım. Gece yarısını geçiyordu. Vefikle dört saat oturmuş, bu meseleyi konuş- muştuk. Gitmek üzere ayağa kalkarken sordum: — Karur muhakkak değil mi?. Yarın bir mektup yazıp bu vaziyet karşısında artık ayrılmak meoburi- yetinde olduğunu bildireceksin,. Başını sallayarak: — Evet, dedi... Aşka veda... O gece içimde sonsuz bir sevinç duyuyordum. Bir arkadaşımı muhakkak bir tehlikeden kurtarmış- tım. Yüreğimde iyilik yapmiş insanlara mahsus gizli bir gurur vardı. Bu kadar seven bir adamın ani bir kararla nasıl vazgeçeceğini düşünüyordum. Aca ba bu iş bir kararla halledilebilecek mi idi9.. Gönül ferman A iii derler., Galiba Vefik dinletecekti. o e rahat, ferah bir uyku uyudum. Akşamki can mikmitim geçmi işti. i 2 * Erteşi sabah işime gittim. Yamhanede hen Ve- fiği düşünüyor, acaba ue yazdı, diye merak ediyor- dum Kafamın içinde bir çok mektup müsveddeleri gelip geçiyordu. Akşamı sabırsızlıkla, bekledim. İşimden çıkar çik- maz doğru Vefiğin evine gittim. Hemen sordum: — Yolladın mı mektubu?., Korkuyla, sordum: Nedenf.. — Gündüz vakit balup yazamadım. Şimdi yaz- dıt. Vefik mektubu bana da okudu. Mükemmeldi. * i * Ertesi günü akşam yazıhanedn çıkarken bana bir mektup getirdiler. Açtım, baktım. İmza Vefik. Me- rakla okudum: Kardeşim Nihai, Sana o Pe li sözü tuttum. İfakatle evleni- yorum, Aşka veda WE PRAKLAK Ke Aşk bir esarettir. Aşkı, yer yüzünde yaşayan bütün filazoflar türlü türlü tarif ettiler, bundan başka her seven insan aşk hakkında kendi teessür! hayatı üzerinde yap- tığı mütenevvi tesirata göre bir kanaat ve tarif kabul ediyor. Bevce aşk bir esarettir. Bütün manevi ve maddi kudret ve kabiliyetlerini diğer bir mevcudun ellerine bilâ kaydüşart teslim etmeği emreden bir arzu, yani bir esarettir. Ve ben göyle düşünürüm: mil- yonlaron insana tahakktim eden bir bükümdar, bir kumandan, tabiatın en müthiş kuvvet ve mukave- metlerini kendi arzusuna rametmeğe muvaffak olan bir âlim, bir kaşil, bir fen adamı, ve bazan da bukadar âlemşumu? değil, fakat kendi hayatında ve muhitinde yaptığı harıkalerin diğerlerinden aşağı kalmayan bir insan hakiki bir aşk karşısında âciz ve zebundur, Yalnız bu (aşk ) hakiki olmak şartile, Bana şöyle diyorlar: iki sene evvel o çılgnesn o seviyordum İakat şimdi unnttu. Hayır bü hakiki bir sevgi değil, Aşk won nefese kadar şürecek ve ya böyle oldnğu evvelden kat'i ve muhakkak olacak. Ve şahsın bütün hayatı hadiseleri ve harekâtı üzerinde en ufak teferruatıng kadar yegâne hâkim ve nazım hulunacaktır. Bence aşk bir esaret fakat çok tatlı, çok mesut bir es&rettir. İnsana zulmü en güzel bir şefkat, mstırabı er mükemmel bir saadet olan böyle esareti aramamak kabil midirf Ben de böyle bir esir olsam diyorum. Şemsettin Cem Düşünüşler Eğer fikriniz mağlup olursa istikamet ve sadaka tiniz bu mağlübiyet yerine kaim olmalıdır. Düşmanlarınız şayanı tahkir rakiplerden ziyade nefrete lâyık olmalıdır. Hayat, bir ıstırap ve bir kemeğyadır... Mantık ve muhakeme, hissiyat ve sevki tabiiye muhaliftip. Türkiyelran muahe'desi — 152 inci sayfadan — Bundan maada eyvelca hazırlanmış, fakat bazı esbap dolayısile imza edilememiş olan hakem müka Yelenamesi de aynı günde imza edilmiştir. Bu suretle komşu devletle ilişikli hiç bir mesele kalmamış ve iki milet arasında mevent ve asırların teyit eylediği dostluk rabıtaları bir kat daha tarâin edilmiş bulunuyor. Türk ve İran mliletlerinin terakki ve tekâmül sahasında sıkı bir temas halinde beraberce ilerleme- leri ve teşriki mesai etmeleri imkânını hasıl edecek mahiyette olan bu hayırlı neticenin elde edilmesi devlet mahafilinde azim meserret ve memnpuniyeli mucip olmuştur. Frugi Hazretlerinden gelen telgrafa İsmet P Tlaeretleri hararetli ve hususi bir meserret ifadesiyle cevap. verriştir. .