190 SERVETİFÜNUN Vildanın hiâkyesi — 187 inci enhifeden mabesi — — RE hergünkü şeyler. inkü şeyleri — EM ei birbirine benzemez mi hikâyelerin? — Sahi... Mevzu bir tek... Adnan sen niçin hiç cocuğun başına gelenler», «Ormanda kaybolan a gibi kle yanıyla isunf, — Onlar mi hoşuna gidiyor! — Merak verici şeyler de.. Yildanın bu gece, suallerine başlarken şayan dik- kat şeyler söyleyeceğini bekliyordum. Mevzu temas eden yerde «Bir tek!» demesini müteakip : — Aşk... diyecek zannettim Fakat 6, burada ya çok ant bir sür'atle zeki oyunu yaptı, iladesini değiştirdi.. yahut çok büyük bir şafiyet ve çocuklukla gözünü tabii mecrasında devam ettirdi.. Hangisidi!. Karatlıkta yüzünü de iyi göremi- yördüm. Belki yüz çizgileri, ifadeleri bu anda şöyle- mek istenilen mânâyı belli edecekti. Bu bir vokta gibi balabiin, içinde kaldı, Hangisit... Vildam, o geceden sonra bütün çocukça hallerine, konuşmalarına rağmen kontrol etmeğe başladım. Fikirlerini söylerken v kadar çok dikkat ediyordum fakat onu tekrar böyle bir noktasından yaka layamadım. 4 Günler geçtikçe İrani Vildan genç bir kiz değil mi idi, artıki O gece konuşurken sesinin ahengi acaba tabif mi idit. Ne söylemek istiyordu! Halinde az bir mektep çocuğu hissini veren İfadeler daha çoktu. Onü çok küçükten tanıdığım için gözlerimin önünde o, dnime çocuk duruyordü.. e Bir kpa Bve yeni gelmiştim. O gün aldığım bir pm masasınmı üzerine: bırakırken içeriye Vildan ; . bu akşam böyle erken gelmissin.. — Hürgünkü gibi... — Yok öanm.. Terhalde bugün Omatbaadan doğru geliyorsun, bir yere uğramamışaın.., — Nereye çıkızım!?. — Yok. anil, germeke gitmez imisin..? Her akşam — — Bilmemi. Tlimdeki kitabı masamt üzerine bıraktım., Vildan da ayakta duruyordu. Lât olsun diye sordum : — Fl. Neredesin bakalim iki gündür! Görünmü- Orsun... — Hiç... Bvdeyim.,. Sen iki gecedir geç geliyorsun. Ben de erken yatıyorum.. gö semi yorüz. — 2 ağ «Hakkın var Vildan; işler o kadar çok ki. hay.. acaba, Hangi işler bunlari Beni mi çatmağa mecbur aldum.. — Kızım hangi işler olacak, matbaa, gazele bü. yüz bin türlü iş olur. — Sonraj — Bonltası İki pig hikâye de yazımıyorum.. nimdi oturup iki hikâye yazacağım — Adnan.. bü gece de, “dinlen bari... yarın gec& çok iyi bir hikâye yazarsın. aklına birçok mevznlar ... . e Doğru kızım,. hakkın var. ama. yatın lâzım hikâyeli No. 1827—142 Ben masanın başına oturmuş, kâğıtlarımı kuriğ- Hey Ona bir tomar kâğıt gösterdim: İşte bunların hepsi dolacak. — Hepsi mi7 — Evet... Vildan geldi, masaya yaklaştı, Kâğıtları karıştırdı. Dudaklarını büzere — Yazı çokmuş, denk, O şimdi kâğntlarla oynuyordu. Gözlerim gayri iradi önün yüzüne bakıyordu. Dikkot ettim. Bu yüz bir genç kız yüzü idi. Güzel, uzun kirpikli gözleri, sarişin kıvrak saçların çerçeveleyerek gölgelendirdiği zarif bir yüzü vardı.. Göğsünün biçimine ilk defn dikkat ediyordum. Ba bir genç kizdı. Çıplak kolları, küçücük yumuşak beyax ellerle nihayet buluyordu, Bu akşam Vildan değişmiş, başka bir kızımı olmuşm! Bende bugün niçin böyle bir his vardı! Ona bir çoruk diye bakmıyordum bu gece... — Adnan, dedi, bana bir hikâye yazsana,.. — Nasıl, hani şu senin beğendiğin hikâyelerden mi? Kaybolmuş çocuk, filan,.. — Nasıl iştemen. — — Gürel bir hikâye, e Çok mu güzel? Eli, işte güzel. Nokudar güzeli. Bilm Tarif, ii "nekadar se — Sen nasl yazarsan,. — Senin kadar mi Yildanın gözleri birden gözlerimi buldu. Şaşırmış gibi bakıyordu; cevap vermedi. Öyle duruyordu. Bonra gözlerini önüne indirdi; ellerile beyaz, geniş kemerile oynamağı başladi. Yüzü pembeleşiyordu. Birden onun iki elinden tuttum, kaçınmak istedi. Barakımadım., — Cab V Ha dedim, bak sana ne söyleyeceğim.. imi abuk — Ben senin artık ağabeyin değilim. — elle mı Vildan.. ağabeyin değil... Neler göylüyorsun Adan? Ben geni seviyorum Vildan.., Şimdiye kadar sevmiyor mu idin? b değil. İ l — a Bevgili gibi... Miki &yelerinde yazdığın gibi mil, Fiveti, Nasıl olur, Adnanlu — Hey Vildan iindeki kurtülup kaçmak istedi. Bırak râdım. Bir kuş gibi çırpımyordu., — Ben gidiyorum, beni bırak Aduan ağabey,.. sen bn asik, Tena söylüyorsun. v ir * Mİ ben senin kardeşinim... N Bi Wildandain | Büz ald, —. Ben desöni seviyorum, dedi. Bürdum : — Vildan senin hiküyeni yazayım mı. Hani bir hikâye istiyordum... Uzun kirpikleri gözlerinde bir tebessilmü salla mağa çalışıyordu : — Yaz... dedi, Reşat Feyzi