SERVETİFÜN UN 187 No, 1827—142 Vildanın hikâyesi — Adnan, daha bitmedi mi. — Bitiyor, Vildat,. — Kaçıncı kâğittasın, Adnap?,.. — Daha wine... — Aman senin İm hiköyelerin... hiç cama sikik inmiyor mu? — Hayır. — Her wkşanmı başım masam üstüne iğilmiş yayar, durursun, Bak, bn gece ine güzel, Vallahi biz hep berübar Sokuğu çıkıyoruz. mehtap (a var. İsbersen sen de gel. Biraz biruk gu hikâyeleri. — Çübuk bitirimsem ben de çıkarım. ama belli olmaz, — Yarn yazaan ölmüz mı mabariyit,. — Şimdi bırakırsam; yüru” devan; etmek icin güçlük çekerim. Bilmden kalemi, yazı Tansnsının istüne birikim. Pönvereden konşumuzun kizi Vildan'ln konumuyor- dum. Evlerimiz yanyana idi, Beim yazı odan ikinci katta idiçonun odası da ikinci katta.. Bu iki odanın pencereleri birbirine o kadar yakındı ki.. büşlanmizı uzattığımız vakit sanki yanyana konusyor gihişdik. Ken meomüüları hikâye yazıyordum. Vildan bir fransız kollejindea talebe idi. Korşnmüzun kızı zeki, hassis onbeş yaşında bir çocuktu. Bana, daha kilçük- ken : Adnan ağabey, derdi... Sinidi : — Adnan, diyor. Edohiyata memki vardı, Hergün banı gelir, kitap alır, okur, iade eder, bir başkasını alırdı, Bazân odamda saatlerce kalır, bön hikiye yazarım 0 da bir köşede sessiz sessiz kitap okurdu. Onü küçükten tamdığım Oiçin bir ağabey münmelesi yapıyor, önü bir kürdeş gibi seviyordum.. Her gece yemekten sonra odasına çikar, biraz kitap Okur, sonra Oelektriği O“öndürür, peibcerenin önünde otururdu. Benim odamda işik varın sezlenirdi: — Aünan, göne hikâye mi, — Üyleyü... Aman yarabbi ne sonu gelmez hikâye bünlar böyle. büküdar çök mevzun da nereden buluyorsun, — Çek.. Vildan... Karanlıkta dirseğini penesrenin kenarina Koyar, başım İki elinin arasına alarak bir müddet düşünür, sonr Gey Wp verirdi ; — Suhi... gokkkk... Sonra ilâve #derdi, — Haydi, bari, sen yâzina devam ct. ben sana mani olmayayım. (0 pencereden gekilir, ben gene hiküyeme devam ederdim.. Bazan, dahn bir kağıt yazmadan onun sesini İşitirdim Ben başımı O kKağıtlarımdan kaldırın, devam ederdin. * * # Onlarla çok iyi tamemıştık. Bu aile dostiuğu çok urun senelerin mnhenlir idi. Babası babamla poker oynar, üüüem, annesile tavir oynandı. Arın onun anneside ne müthiş bir tavla iptilâsı vardı. Hem de boşuna oynamazlırdı. Gezmeşğine, ziymeline, kişm Gİnereıii, Onlar bizde oldukları gece Vildan biraz tavla, biraz poker seyreder, sonra koğarak benim odama gelirdi; — Haydi, Adunn,dahü hitznedi mit. Annem palipl,. Seni oyuna düvel ediyor, — Ya.. demek wüzaffer., Son cümlelerdeyim., şimdi geliyorum, ama, söyle anmene, ben yeneceğim oni, Vildan cocuk ribi gülerdi; — Yönümezsin ki... — Görürüm... — İnsallah kaybedersin. Ben de kahkuha ile gülerim, — Demek attenden tarafa oluyorsun, Tabii, Neden1.. — O benim auneii.,; — Yu, ban? — Sen. göy.. &#en de ağabeyim amın... Komşu ağabeyim. — Tabii Vildaş,anneni müdafaa etmekte haklısıı... — Nasil, pokerde babamı yener misin? — Demek intikami. — Yabü., Gel de gör. " gi Bir &kşam yene aşık peneörenin önünde oturmuğ, bikâye yazıyordum. Vildan bu akşam Besi yolu. Bir sant kadur geçti, Parmaklarım yorulmuştu. Kalemi bıraktım, bir çigara yaktım, daha doğrusu, birinin ateinden ötekini yaktım. Mehtaplı bir gece idi. Hava açık mavi, gessir beyaz, bir karanlik vardı. — Busuvar Adnan. — Ben misin Vildan, — Benim... hikâye yol mu bü akşam, £ — Yazıyorum.. biraz dinleniyordum da. — Bü akşam ne yazıyorsun, Adtanf ” — Devatmı 180 inci wide —