6 Ağustos 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
a No. 18925—140 BİR HARAŞO İSTANBUL İŞGAL ALTINDA z Aside Rüssigie ; ; a Yazan : Torölime salön — Devam — a Paul Haurigot Ahmet İhsi ç XXV EM çekiyorlar, © arabülarda yalan biçmreler, eşyalarile, çuvalarile beraber Şarktan Gürbe gidiyorlardı; halbir ki bir sene evvel Türkler de Garpten Şarka kaçmıştı ve bunların bepsi diplomatların eseri idi! Arabalarla göçenler sarki hep birbirine benziyor; beyaz sakal, geniş potur veya şülver kucaklarındaki sımerkı İnir- daklanmış çocuklar, başları örtülü kadınlar... hayvan bağırmaları, köpek havlamaları, çocuk ağlamaları Piyerin odusında ötüyordu Mulinceret durmuyor, aki yördu. Avrupan. adaleti bu idi Mirhtelii arkları bir birine düşürmek, sonra onların Şarktan Garbe, Gürjp- ten Şarka tmilierretini seyretmek!,. Tayfa ki bu hal yüz senedir Balkanlarda devam ediyor ve dalın üdecek | Piyer bakıyor, gördüklerini tiyatra sanıyor; bu « öyüneuları ortada gezdiren geçirten sahne müdürleri nerede, (diyordü ? s ii » Hemşire ... Hlersire... Du günde kırk defn işitilen Dir kelime idi. Hemşire hastahıkıcı bir Fransadı... Onun için Diver daima Erahsüyı düşünüyordu, kendi mahallesi Parisin Karozel meydanı, orgüüki Gnmbetâ heykeli hep gözünün önünde idi, Kar yağıyor... Piyer anasını düşünüyür... orada da 'kar yağıyor mu? Hemgire diye çağnhyor... kadın koşuyor o muha- rebenin başındanberi böyle hastalara ve mecrullü- tü bakıyo elleri düima Hğçlar için o, kıpkırmızı ok muş.. Lükin kalbi yamuşuk, merhaeti hudutsuz... Her akşam Piyorin nöbeti geliyor. Yanıyor, ödü dü &yni hayat devam ediyor, Piyer ruyalar görüyor, bazı vakit Lubayı rayasında buluyor. Kadın kâh ilk vak'ü gibi mavi yünlü esvuplar, kâh dansettiği İnce tül elbise ve terliklörle görünüyor, çocukluk şarkısını işitiyorum sahiyor,.. mba kapının yanında beliriyor, yürüyor, akut söylemiyor: — Fetruşkacığim.., — Ne dedin? — Malinkocuğum, işte ben geldim! Yakın bü defa, Duba gelmişti, arkasında seyahat esvabı vardı. Piyerin nöbeti heman düştü... gelen Lulmy'dı, or da duruyordu, lâkin Piyere öyle geliyordu ki Duhbu müziyk karışmış, köndisine başkan türlü görünüyor. Acaba ME memesi gilin Gem iamin. ei 7 Duba yatağın yanına oturdu; ” — Selarette arkadaşın bir gençten senin bunda ' hüsta olduğunu haber aldım. e — Conyan im 7 , ? J — Evet, Conyan.. ondan senin hastalığım öğ- rendim ... V Kadın çok müteessirdi, iakırdı için kelimeler i bulumıyordu: vi. — Hastalığım duyup tn mı geldin 4 Şaşırdı: a iğ ” — Sade hu değil., Ben Avrupayı gidiyorum. öf artık yalnız değilim. dö Piyer iki Relçikalıyı hatırladı. Sirkeciye gelirken € gördüğü mazur gözünün önüne geldi, “. — Evet Belcikalılar.., . . Kadın daha şâşırdı vi — Vay #en biliyor toüsun ? & di zi Piyer sordu; A — Nereye gidiyarsuri ” d — Evvelâ Belçikaya, sonra Berline, kocamı Berlin N de imiş. — Yatı. , bubavın boynunda iki sıra inci. sörükclk vardı, Piyer sordu: / — Bunu onlarımı verdi? i ö ; — Evet, yani gattığım yerden geri aldılar, LR Piyetii sonk halini gidermek için Duba daha şefkatli oldu: — Maiinkocuğum, ben. seni hâli siyorum e lâkin .. Biyer Tubayı yavaşça öplü — Niçin gidiyorsun ? — Ankara hükümeti isinnbulu geliyor; onlarla Ruslar iyi imişler, buradaki boyaz Ruslur bulacaklar muş, korkuyorum... — Hiç wiümam... Kadın devam etti; — Boura ben bol hayata ve yiynetes alışığım, : için Belçikalılarıa ahbap oldum. — İkisi ile birden mi des oldun * — Hayir Piyereiğim, onlarla ii üne dir, müknddes rabıta yök! » Piyer sathi münnsebetin ve muka ne oldüğunü öğrenmişii, uydürmu Beyoğlu sözü. Mi
