Bir hokkabazlık için. Geçen balla, bu sütündü bir < Unutkanlık » vak'aşudan o büheetmiştim. Bir tanıdiğin kendi sözüne itibir ederseniz, kavli filine maalesef uyma- makla beraber — bir «Dost sun vak'alarından birinden .... Hani şu eski bir hadiseyi hatırlayarak hana karşı hiç olmazsan bir an mütecnni duvranması, Saygı gözelmesi lâsmigeldiğini ima ettiğim zatin < Eiçabukluğu marifet telâkkisile » aleyhime olariik yapmaktan çekimnediği hnrekekten .... d di yazıyı oküyan başka bir tanıdık, bana şöyle edi: — Bu zati, siz'o yazımızda — bir mnokininmoru görü methediyorsunuz, denilebilir ! Nasıl ? Dedim, Gillümsedi: — «Biğabukluğu, marifet» tabirile. Demek oluyor ki bu bir hayat adamı, Kendi menfaatini temin hu süsunda dajmad müteyakkız,.... uyanik. Siz kendiniz için faydalı bir şey elde etmek istiyorsunuz. O da ayni şeye göz dikmiş. İki müsavi talep var ve bu iki müsavi tilep karşısında bir tane meufaat temin edecek şey! Siz, bu şeyi elde etmenin kestirme yolu- pu keşledemiyorsunuz, ağır davranıyorsunuz. O İse, daha açıkgöz, daha tecriibeli. Siz, zahiri bâzı nezaket şekillerine ehemmiyet verileceği düşüneesile bir ileri hareket, yapmaktan çekiniyorsurnuz. O, bu aralık boş durmuyor, gözünü üzerine diktiği şeyin etrafında dört dönüyor ve nihayet, talebini istarla, devamlı surette ileri sürmesi, bu şeyi ikinizden birinize vere bilesek iyevki ve vaziyette olan zati ikna edebik rwesi geticesimde, işi kendi lehine olarak muvaffaki- vetle başarıyor! Büna bu İakırdıları söyleyen zate, sDurunüzis dedim. Bu zat, İkimizi de tanıyordu; fakat ne tekud- düm eden hadiseyi, ne de teakup eden vak'ayı teler- rünüle biliyordu. Ona şunları anlattım: Burala durunuz, ... bilhassu $n son nokia larda, Bir kere, talepler müsavi değildi. Gerçi ben, bu sahada küçük mikyasta olsun bir nevi adalet tasiifi mevcut olduğu mülülhazasile, iki talep arasın- du da mütsavat olduğu. fikrinde idim, ama, sonradan anladın, ki öyle değilmiş. Bu zat, nisbi mertebe iti- burile benden ileridedir ve meselâ o çeyi ikimizden birisine verebilecek mevkide, vaziyette olan zale, müörnlip silsilesi itibarile, benden daha yakındır. Bir «Haks mefhumuüu da, 4Mertebes ölçüsile hesüpr ladığını düşünecek olursak, bilmem, ark ortada «Müsuvatr kalır gul Gerçi, ortada benim evvelâ düşünmediğim ikimiz arasındaki mütekaddim İmlise. den başka, onun birçok başka menfaatleri, bu mer tebe furlandan ve yakınlık, uzaklıktan istifade ede rek, kendi inhisen altına aldığı falan da var ve bunlar, iki talep arasında benimkide tercih sebep- an, SER VETİFÜ NUN (03 heri bulunduracak: tarzda bir müşznvaistlık da, mül bazi ettiribilir, il sss öna yöre, bunlurı düşün- mek, voonklültur bunlür bis meselesidir, makul ve meitki ve hele vu mühimi hayatın icabatına uygun düşünüş sayilmaz, Önün için, bürüt suk aklımza getirmey iniz! Evel, Artık'iki talep arasında müsavat olmadığı meydanda, değil mit Şimdi iş, o şeyi iki talipten yahut nwmzetten birine verebilecek mevki ve Vazis yete olun yatin hakemliğine bağlı. Size göre de, o şeyi diğer isteyenin devamlı, söner talebi, tecrübesi, ikna mehareti, teyakkuzu, uyanıklığı, açkeözlüğü, eleabukluğu marifet, kabiliyeti, o zati takdir ve tercih snlâhiyetini İshine imale atti, öyle imi" Hayır, yanlış tahmin ediyorsunuz. İş, bu son meyhalede böyle yürümedi. Hakemlik edebilecek gate, meratiğ, gilsilesi itiborile benden dabü yakın olan sat, ©, işinin başinda değilketi, üzükta ve başka işlerile de vim un bildiği gibi oyuuyabilir. Va böle bir hrsat Kadı olâ ii gri dahi sahil, OL yülikemenin. hülenilne derler mi adalet? “Tarrnın daha ileri bir şekilde tatbiki ile, bir daktilo makinesine beğ, on dala purmak dokundurarak, ken dinin bir taraf olduğu bir meselede hükmü yalnız ba- an kendi lehine çıkuriverdi, Kendi menfaatini temin eden ilimi, biç bir usul ve kiki ek meğe İlzum görmiyerek, kendi yazısile sline £ Yani bu hususta salahiyettar, hüküm sahibi, id benim gibi; benimle beraber atlattı ve sönrndafi ona müraciatle ilân butlanını iddin edip ibtalini iste miyeyim diyeda..... bana dostluğundan dem vird! İşte, size bu adli olmayan meselede adli tabirlerle anlattığım hususi valla, böyle oldu. Karşımdaki, o zati bir moktainazardan meth- ettiğimi soyleyen zat sustu, verecek cevap hulumadı, Ben, devam ettim: — İtiraf ederini,ki bü du bir nevi teyakkuz, uyanık likes. açıkgözlük, iş bilmek, tecrübelilik, Pa tabirle elçabukluğu marifet, itade eder. Hye bunu «Bir nevi» diye, kabul buyurunuz, teni Bir «Eurivakis yapınış! — «Eiçahaklağas mun ciddi tabirle ifadesi! Ya, şekle tir diyoceksiniz — Şekle, şekileizlik, demekle iktiin wleceğim, Karıkter eephesiüden tahil ve tavsif, benden isle « memenizi rien ederim. Belki, biçimsiz kelimeler nğ- nından kaçiverir. Kendisile tamşyorum; Kulağına, gider de sünra, Sa Mühatabam, böle göyledi. Beni de şöyle dedim: — Fikrinizi daha sarih ve mufassal #öylemenize hacet yok. Bu kâfi Ben kendi eri bü Me “Eniriyakis lere <filenbukluğus diyoru Halbuki, eleabukluğu, marifet, yalnız akikahayeln tak vo gilse, gitse onlur yapınca hoş pu .... Gük dürür. Eâas itibürile, Buna mukabil,, Bunu mukabil, taodıkların ve Hel «Dostlar» af» 1N hokkabaz yaptıklarını görmek, çok. açıklı alyan Çok sekli olüyer. Fakat, bi acıklı bal ağlatıyor, zünnetmeyiniz, Hokka bazlık, değil mi? Ha tahaf olumiş, ba uk) l Ne de olsn, insanı güldürüyor!