102 SERVETİFÜNUN No. 1829—137 Fransız edebiyatı DOĞRU HÂKİM Yuzum : Tristan Bernard dnzreti Süleyman dillerde destan olan büküm ve ildnlar etrafında İni İsril'in habire dedikodu yapmasını. biraz içerlemişti Bazan oödimleri: — doğrusu hiç lâf istemez, diye haykırırlardı, işte mü- kemmel karar böylesine derler, Gittikçe bu bülemün bahsi de seyrekleşmeğe büğ ardı. Dier taraftan, yeni veya halli müşkül hiçbir vak'ayı bâdemna hükimin ferisetli takdirine arzettik- leri de yoktu. Büleyman'ıi nümz ve hakimişeli davaları i- kütmüştü. Bunlar ikoinafı olimiyan bir kararı ufra- mak korkusundan, artak onun hazuruna çıkamıyorlar ye daima daha evvel uzlağıyorlardı. Nedinder, Onun, bü derece teğlir bir hâkim iken muhüke- me edecek hiçbir sey bulamaması o şayan tocesiif olduğunu ek- geriya dekrur eliyor- i di. Velhasıl, bir sabah, hükümdür sarıya vasıl olduğu Ozaman, bir Levi zahidi koşa koşu yanına geldi: — Kudrelü hik kümdar hüzretleri, diye haykırdı, şurada iki hiddetli adam var, Zatı şahnnelerinizi, görmek istiyorlar. Bir ihtiyar kadın yüzünden ihtilâftedirler. Bahırsızlıkla, sizi bekliyorlar, Doğru hâkim, adırilarım neşeli neseli sklaşt rarak : Vay! dedi, işte bü (fena çek lena... Hükümdar, muhteşem. talitınua (ki ihtimal bu tahtta Sebi mellkesinin bir hediyesidir) oturduğu vakit, Levi zahidi, iki adamla yaşlı kadını içeriye soktu. Ve işte ozaman Hazreti Süleyman şünu Öğ rendi, hem bittabi. azçol zalimet çekerek ., iyi, bu iki madam, büyük bir telâş ve helecaşla hemen Me- men mülemiliyen beraber söylemişlerdi. Bu, iki adamdan biri, seyyar bir hubübui (weiriydi ki onbeş yıl evvel yakın bir müntakaya gidip orada evlenmişti, Bilâhare, Karişı öldüğünden, tekrar meni İeketine dönmüştü. İşte bu esuadı, yoksul düşen kaynanası da, şehre gelmiş ve damadımlan Beji İsralin ve civardaki diğer kaviylerin âdeti üzere Bü İkodini iki parçaya ayırın da,, Tereiime dilen ; Halit Fahri kendisini evinde barındırmasını talep etmişti. Damat buna mecbürdü. Fakat meğele başka tümü zuhur elti, Çünkü bu kadın, bir isim ve çehre benzeyiğine aldanmırak, memleketteki başka 'hir şahsın Evine vitmişti ve o. dü, pek tabii olarak, onu islememiş ve hükiki damadın nezdine yollamıştı o ise bu kan dman kızle asla ewlenmediğini küstalıça iddi edip duruyordu, Nihayet arşı karşıya gelen iki adam, 4x kalsın, yaküpaşu birbirlerine saldıracaklardı. Fâkat, her ikisi de diğerinin cesaretinden krokarak, Meseleyi Hazreti Süleyman'ın. hükmüne tevdie karar vermiş terli, Hazreti Süleyman; bir lâhzn, alnı derin elleri içinde, müraka beye vardı. Sonra, bâşiru. kaldırdı ve iki adama vakürane şü sözleri söyledi: Sizin, benii ö- mürme sürdüğünüz de lâik, handan onbeş yal mukuddem koçu memlekette evlenen ikinizden İhügriniz olduğunu gösterecek deresle kürvetli is patlar bulmuyorum. Muanralih bu Edin sende hakikatin aksi var. İkinizden birinizin kim olduğunda #ldanmıyor. Fakat hünginiz? Maydi ban anray snhafızlarımdan birini oaarınız! Ve nihayet mulhafazı karşıma gelince doğru hâkim şu emri veri; i — “Bü kadını iki parçaya ayırın da bü adamlarin herbiri vücudünün yarisini alıp götürsün! Adalardan biri: Aman, dedi mani bu ve delageti ! Diğeri dedi kii — Zatı şalianelerine “dilersı âli linedir, Kadın ikiye bölsünler. Mer ikimiz bhissemi zi alaz. HMükünidar; Kâlil diye hüykırdi. Hakiki damat sensin, Kaflının farlamımı sen nlaonkaı. Ve bü suretle mühâkeme hilam buldu.