12 Şubat 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

12 Şubat 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yp EE A A ep va -—. 162 UYANIŞ m, m Ya ” in i Em) 44 in ” Köy Postasi Nazara geldi; allık bastı! Islanmış toprakları tavında kazmak için ön ikişer kişilik takımlar güneş doğuşundan iki saat sonra çapalar omuzda yola düzülürler; her takımın On başisi vardır; her tekim bir başka bağın sahibi tarafından tutulmuştur. Eğer bağ yeni açilıyorsa, toprak sahibi oradaki çalılık ve fondalığı kasımda yakmış, kökleri körletmiş olduğu için çapacılar kirizme yaparlar, kökleri çıkarırlar ve yeni dikilecek bağ çubuklarına yer hayırlarlar. Eğer eski bir bağ ise, o zaman iş, kütüklerin arasın çapalanmaktan ibaret kalır. “Sade 'üzüm bağları değil, kirazlıklar, fındıklık i lar hep çapıya muhtaçtır, ve bunun mevsimi Şubat ile Martır. Şimdi tam İş mevsimidir. ö Güneşli bir günde, dağları, kırlari, kiş p eN seyrederek köyün bağları, bağçeleri dçasında dolaşırken çapacıların bir sıraya ve “yaln yana dizilip ağır çapaları #avurmalarinı “seyretmek İloştur. Çapacıların çokları köy genç- Jeridir, bunlarin henşini daha çocukluklarıns “dünberi tanırım ve yanlarına sokulupla : © — Kolay gelsin delikanlılar! dediğim zaman mutlaka hep bir ağızdan : — Eyvallah bey baba! Safa geldin! Cavabım verirler ve onların mola vakitle- “rine rast gelirsem İasbihalde ederim ve içle- “sinde tanıdıklarıma hal've hattr sorarım. Dün bir takımın mola vaktine rast gelmiştim; © “takımda ber vakit Barsam Veli bulünurdu, Barsam meydanda yoktu, sordum: — Veli nerede? — Arkadaşi hasta! Burada arkadaş zevce ma nasinadır; köylüler üsnlince zevceden balıs olunnnca bizim arkarlaş denilir. Nesi var dedim, cavaplar veriyorlardı : — Nöbet geliyormuş. — Nöbet falan değil canım; nazara geldi zayalıya allık bastı, “Barsam Velinin türp gibi sağlam beş ve yaşında Melimet ve Ahmet isminde iki vardır; karısının gebe olduğunu ve bir rsi © öşüncü oğlu dünyaya geldiğini köye gelmeden evvel duymuş idim; hastalığına mahzunlaştını. “Çünki o tarp gibi sağlam çocukları yetiştiren Değirmendere p Şubat 1981 âna dahi çok sağlam bünyeli bir köylü kadını idi ps Bağlar, bağçeler, fındıklıklar arasındaki patika yollarda yürüyerek yalıya dönerken hayilaniyordum. İlk işim Batsamın evine yöre male oldun. Ahmetle Mehmet çamur sivalı köv evinin açık kapısı önünde soğuktan daha kızar- miş penbe yanaklarını parlatarak oynuyorlardı: — Babanız nerede? — İzinite hekim aramuğa gitti. — Büyük nineniz nerede? — Selimin gillerde çamaşır yıkıyor. Barsamın altmışlık anasıda çok çalışkan bir kadındır; evde ineklere bakar, onlari safar, yoğurt yapar. Torumlarile üğraşır; aralık bul- dukça wündelikle çamaşır yıkar, yazın bağçe- lerde meyva devşirir. Yine sordum : — Ey, kasta ananızın yanında kim var? — Hanife teyzem. Köylü çöcuklarınca kendilerinden büyük bütün kadınlar teyzedir, bütün erkekler amca- dır. Onun için beni uzaktan gören çocuklar «İhsan bey amca geliyor!» diye bakışıp koşu- şurlar. Barsamın Ahmedi ile Mehmedi de böyle yapmıştı, İskeleye dönerken İzmit motöründen çıkan Barsamı gördüm — Hastaniz nasıl oğlum? > İşte öyle. — İzmitte ne yapdın? — Hekimi buldum, yarın gelecek. Benim bütün dertlerim tazelendi; Değirmen dere iskelesine bağlı olan: Değirmendere; Ör- cün ve Saraylı köylerinde 2000 nufus vardır; fakat Kunlarmi tek hekimi, tek eçzacısı ve tek fetini ebesi yoktur. Kendiliğinden götenekle yetişen ebe kadınlarının elinde doğuran analar ekseriya hasta düşer; böylelerin. sayısı çoktur; geçen sene ve evelki sene yazdığım köy posta- larımda hummayı nefasi ile ölen Kara Alinin gelininden; ve güç doğduğu için çenesi kilitlenmiş olan: bir çocuğun ağyinı açmak üzere çoçuğun yimüşak tepesine kırmızı biberle toprak solu- canlarını döğup ilâç diye koyan ebelerden; ve namına

Bu sayıdan diğer sayfalar: