No. 1800— 115 Spor pantalorunu evvelden giyip salirighteolduğu netivesine varan Ermesi, tam zamanında bunları, görm- leğini, ayakkaplarını küçük el çantasına yerleştirdi, yola cikti. Artık işte kabiliyetini gösterebilecekii Onun için birinci mükafat, cebinde sakladığı yüzüğü İhizümü parmağına tatabilmek olacaktı, Elbise değiştirme yerine girdiği swada, kendisini gören bir sporcu, sinirli bir tavırla seslendi : Biraz çabuk ol, Ernest! Programda değişiklik yapılmak heap etti. 1500 metro koşusu nerede İse başlıyacak! Ernest, çabucak soyubdu. İki dakika sonra, abi ve müteheyyiç, koşunun baslıyacağı yerde dolaşıyordu. Derken arkadaşlar bir gülraedir ftutturdular, Samanda alev gibi, kahkahalar spor sahasını çörçeveleyen seyircilere kadar sirayet etti, Herkes örnste bakıyor. — Neye. gülüyor bunlar. kuzum? bu düşünceyle üzerine şöyle bir göz gezilirdi ve veşil pantalonunun hayli geniş, bundün baski paçaları zarif, bej rengi danitelelerle süslü olduğun farketti. O zaman aklınm geldi ki o bemşiresi de kendisi için avni kumaştan satın almış, eteklik, gömlek, don dikmişti, Demek nee ilem... Ernest, bir müddet öyle kaldı. Saşımuştır. Sonra yavaş yavaş İemşiresinin İslemiyerk böyle bir netice ihdas edecek tarzda hareket Etmesine, çümaşınarım kendi pantilonn ile konsolun &yni gözüne koymasına öyle Kızdı ki gözünlin önünden allı mavili bir şeyler uçuştu. Meyüus, etrafına bakın dı. Bu falilsizliğine, işte şurada otumnu biza da başkaları gibi, acımadan gülüyordu. Tarifine keli- me bulunamıyacık bir buğz ile diş geırdattı; - Ne olüğran olsun, koşücağım. Onlara gösteririm ya elbettel Bu anda işavet verildi. Usulü dairesinde, hesaplı koşmak düşüncesini, başından sanki rüzgür alıp göbürmüşül. Mukavemet edilmez bir hiddetle son t bzla, koşuyordu. Dühu ilk devrede meşhur rakipleri: # ni gök geride birakraıştı. “iŞ Beyredenler, bej Orengi danteleleri bü parlak muvaffakiyet karsısında unutmuşlardı bile. Ernest, ileriye doğru uğuyor gibi idi. Onun sür'atile muküye- ge edilince, diğerleri için yerlerinde süyıyorlar, denilebilirdi. Fakat, kulüp Feisi hiç de memnun değildi. «Budala, daha ilk anlarda kuvvetini israf edip ren. diye mwildamıyordü. «Bu sür'mü sona ar muhafaza etmesi, imkânsızdır» Fakat, Ernest, sürati muhafaza ediyordu. Hiddet, Ona çılgıncasına bir kuvvet vermişti. Önn tahrik, uvvetini kaybetmemesini temin ediyordu. Ah,şuw bej gi dümbeleler! Sandeti elde etmgk“yin uğraştığı Şa anda bunlar dü niçin ortaya çıkmıştı! © Kaptan, mırıldanmasına devam ediyordu: — Son merlinleye, irişmesi imkânsizdir! Makat, Ernest, sonsuz bir azla mesafeyi katetmiş iki bir toptan gülle fırlayormuş gibi, bedeli veçmişli bile, Giriş #traların üstüne çıkmışlar, heyecanla sarsılarak «Yaşıle o diye bağrışıyorlar, ültü, patırtı sdiyorlardı. SERVETİFÜNUN 167 Ernest, hedefe irişmiş, hedefi geçmişti. Ama gerip durmamış, ayni süratle boşu koşa elbise değişme odasını varmıştı, Orada, hemen elbise kğ açık renk elbiselerini giydi ve paçaları bej rengi danteleli menhus donu parça parça yırli. Bu işi bitirdikten sonra rahatlandı. Acaba Liza şimdi ne yapacaklı? Bilvaki, kendisi koşuyu kazanmıştı. Pek okadar katiyetle bilmiyorda daha, ama kendini geçen bir köşücü farketmemişti. Mükemmel, lâkin ve yazık ki bu muvaffakiyete mukabil o paçası danteleli donla elâleme kepüze oluştu. ç Çıkış yerinde Lizaya rastgeldi. Ve gayri ihtiyari mırıldandı: — Ark bu badiseden sonra yüzüme (bile bakmazsın, değil ni? — Yüzüne bile bakmamak mı! Ah, koca toy çocuk senil Ayol, son galip geldin, genç bir İlâh gibi koştun ve yeni bir memleket rekoru kırdın Ol, benim Ernestim Kir, kollarımı delikanlınm boynunu doladı ve ona sıcak bir öpüş tarzında birinci müküfatı verdi, Sonra, bir an durdu ve şöyle fısıldadı: — Her Züman söylediğim sözde haklısın. Yeşil rerik, senin saadet rengindir. Ermesi, İki kazançla bivlen sermesi, artık hı nin donla pantalonu biraraya koymaktaki ihtiyatsil- Şanı bile hoş gördü: — Masmafih, yeşile bir piton bej rengi ilâvesi de snrar getirmiyor. Bilâkis! Abdülhak Hâmit 79 yaşında En büyük şairimiz Abdülbak Hümit B. 79 yaşını. bastı, Daima gene olan Hümit KB. lisamımiza verdiği ölmez eserlerle edebiyatımızda hakiki bir varlıktır. Türk inilleği koçu Hâmidi hör vakit kalbinde taşıyacak, unutmayacaktır. ümit edebiyatımızda ilk inkilâbi yapmış, garp tarzını sin'akımıza sokınuğtur. Onun bu inkilâpçı ruhu gençliğe en kıymelli bir örnektir. Büyük üstadın dnha çok uzun seneler muüminer olmasını, bütün kalbimizle dileriz, Galatasarayda izciler müsameresi Galatasıray lisesi genç izcileri geçen cima gecesi ve günü senelik müsamerelerini vermişlerdir. Mü samerede çok, alkış ve muvaffakiyet kazanın Ağır Pu ilm br isiii kömedi oynandı. Tulebeden mürekkep güzel parçaları itina ile çaldı, Vk kalabalık mi duwetliler. tarafından takdir edildi. Galatasarayı tebrik ederiz.» »