712 UYANIŞ No. 1732—47 © FİLİMLERİN İHTİRAS Temsil eden : Billie Dove. İnhisarı: Ha. Ka. filim Koşinşinin küçük bir kasabasında ifayı vazife eden muk- tedir bir Fransiz hâkimi, Victor Gromaire, kendi iktidarı nisbetinde tarakki edemediğinden dolayı merkezi hükümete gidip oradaki Fr- ransız valisine halinden şikâyet etmeğe karar verir. güzel olan karısi (Helene) de kocasının bu kadar kametine rağmen neden tarakki edemediğine müteacciptir. Parisli bir avukat ona kendisinin çok namuslu olup reise yüz vermediği için kocasının yükselmediğini, halbuki, zevcindeni çok İslilirsisların reise mümaşat etmeleri yüzünden daha büyük mveki- elr elde ettiklerini söyler Namuslu ve örliietinin Helen buna muğber olur. Reise gider, kocasının valiye olan, ziyaretinide söyleyerek zevcinin ikitdarına rağmen neden terfi edemediğinin sebebini sorar. Reis buna fevkalâde kızarak valiye gr hâkimin bütün mevkini sarsa- cağını söyleyerek kadını tehdit e ş Kocasının işini büsbütü ra anlayan (Helene) reise bu kararından vaz geçerse her istediğini yapacağını söyler. Kadının mağlüp olduğunu anlayan reis valiye gitmekte israr ile ilânı aşk ettiği sirada sirkat kastile eve giren bir musikişinas yakalanır ve kargaşalık esnasında reis öldürülür. Musikisinaş (Helene)'e tecavüze başlar. Kadın kendini müdafaa ederken mütecavizi eline geçirdiği bir bıçakla öldürmek isterse de muvaffak olamaz. Bütün halk bu katil hadisesinden telâşa düşer ve yakalanan musikişinas ta reisi katleden kendisi olmayıp beyazlı bir kadın olduğununu söyler Bu hadisede karısının dahil olabileceğini hatırına getirmeyen Victor bü beyazlı kadını aramağa başlar. Nihayet bunun kendi karisi olduğunu anlayınca son derece dehşete düşer. Kadıncağız tabiatile namuslu olduğunu ispat eder. Fakat oraya kendi men- faatı için gittiğine kocasını bir türlü inandıramaz. Reisle kendi arasında gürültü dolayısıyle hiç bir şey geçmedigini ispat et istersede kocası onu affedemez. Bu ise kadının izzeti nefsine çok ağır gelir. Fakat netice düzelir. Paristen gelen Carouge, Victora birlikte çalışmasını teklif eder ve Victor da yeni hayatına başlamak üzere karısıyla Parise hareket eder. Majik sinemasında : PARİS BAKİRESİ Mümessilleri: Anny Ondra ve Andr& Roanne 24 Teşrinievvel perşenbe gününden 31 perşembe matinelerinin nihayetine kadar. Bütün gecelerini Paristeki «Montparnasses omeyhanslerinde her milletten sefihlerle beraber geçiren Anny Vavin namiudaki güzel ihoödel uykularından rağ içinde ye ve her sabah kendini karyolasından aşağıya yuvarlanmış buluyo Anny'nin «Griches> larin hanesinde bir odası didi Ne garip bir tip! Uyanır uyanmaz oturduğu koltoğun yaylarile, pencere perdelerinin kordonlarile spor yapmağa koyuluyor. Hasılı çılgın bit kiz.. Maamafih beş dakikada giyiniyor ve bir heykeltraşın atelyesine koşuyor. Bu san'atkâra çıplak sai ürer etmektedir. Fakir olan heykeltraşın modeline epeyce borcu va u borcunu Ö mek içinde zengin bir amatöre ekiğor öyle netice umduğu gibi çıkmıyor ve bu zengin adam ismarladığı heykeli beğenmiyor. Heykeltraş onun beyhude yere merdivende arkasından koşuyor. Anny'ye gelince, o akşam a gitmek için paraya bel bağlamış olduğu için ümidin boşa çıktığını görmekten mütahassil bir hiddetle modelliğini yapmış olduğu heykeli param parça ediyor. Nihayet heykeltraş çizi ve rig müthiş bir kav- gaya girişiyor. Fakat amatör bu esn r avdet ediyor ve kırık heykelin bir şaheser olduğunu salik, HÜLÂSASI Halbuki Anny bu sözün sonunu beklemederi fırlayıp gidiyor. imdi onu Montparnass»'ta bir kahvehanede görüyoruz. Bir ma- sanın kenarında oturmuştur. Mütebessimdir. Elinde de bir gül vardır. Güzel bir kadın araştıran ve o esnada Anny'nin yanındân geçen bir ingiliz kızın bu tebessümünü kendisine zannediyor. Yanına sokulup, onu çapkınca davet etmek istiyor. Fakat za- vahire rağmen çok namuslu bir kız olan Anny herifi ters yüzüne çeviriyor. İşte bu şekilde zarif sahnelerle başlıyan bu filim Anny'- nin hayatında bundan sonra devam eden safhaları göstermektedir ve çok ince bir eserdir. ASRİ SİNEMADA : SPAVENTA (Mağlup olmaz!) Halk beyninde ( Mağlup olmaz ) lakabile şöhret kazanmış olan Silio Spaventa, mahareti bütün dünya tarafından takdir edilmiş bir cambazdır. Son zamanlarda dilber nişanlısı Rina ve genç güzel kızlardan mürekke 3 tane figüran'ı ile birlikte Rosi cambazlıanesinin en harikulâde numaralarından birini temsil etmektedir. Hayretâver bir cesaret mahsulü olan ve bütün bir şehir halkını temaşasına koşturan bu temsil numarası şudur Cambazhanenin tavanına asılı olup otuz saniye zarfında ken- di kendine çenğelinden kurtulan ve yere düşerek parça parça olan yuvarlak bir demir kafesin içinden tam zamanında kurtulmak... Kral hanedanının 80 milyon liraya baliğ olan mücevherlerini muhafaza altında bulunduran meşhur kuyumcu Fon Tellen, tem- sil akşamlarının birinde, Spaventa'nın, dilediği takdirde mücev- heratı saklamak için bilhassa inşa ettirmiş olduğu demir kasayı açmağa muktedir bulunduğu hususunda polis müdürile bir bahse girişir. Tecrübeye davet olunan Spaventa, kuyumcunun zan ve tahmini gibi kasayı açmağa muvaffak olur. . Fakat, bu mücevheratı aşırmak için uzun zemandanberi fir- sat gözleyen bir hırsız çetesi, Spaventa'nın bu husustaki mahare- tinden istifadeye ve onu iknaa muvaffak olurlar. Bu hırsız çetesi- nin istemeyerek cürm şeriki olan Spaventa, tam kasayı açacağı sirada, vicdan azabı duyarak ve hüsnü niyetini isbat zımnında ha- kiki mücrimleri cürmü meşhut halinde. yakalatmak isteyerek giz- lice savuşur. Spaventa'nın ihanetini anlayan şerirler, me kurtarmak için Spaventa'nın nışanlısı: dilber Rina'yı kaçır . Polis, vak'anın hakiki failini, Spaventa zannetmektedir. Halbukl is nışanlısinın hırsızlar tarafından kaçırılmış olması, gerek kendisinin her teisil- de hazir bulunuşu masumiyetini isbat eder. Lâzım gelen tertibati temin ederek kapıları tutturur ve harikulâde numaralarından bi- rini ifa ederken gizlice cambazhaneye gelmiş olan hırsızları polise yakalattırır. Spaventa artık, ta yüksekteki. cambâz aletlerinin üs- tünde zaferinin bayramını ilân eden harikulâdelikler yaratmaktadır. Nışanlısı da kurtulmuştur. Bir müddet sonra cambaz krallarına lâyık bir düğünle evlenirler. Etuval'de : KALBİM Mümessili : BİR CAZBANTTIR LİYA MANA Hollandanın küçük bir sahil köyünde, eze bir gün garip b e rlar. Suyun üstünde rm bir sepet için nde minimini bir bebek! Hemen alıyorlar ve ona ““Mariyet,, ismini veriyorlar. deni geçiyor 10 yaşını tamamlayacak olan Mariyeti çok seven köylüler kızın senei devriyesini, büyük eğlencelerle tes'it ediyorlar. Kıza âşık olan köy kunduracısı, ona atlastan bir çift iskarpin, ve ressam ile dostu (Rober Van Domsen) de bir çitf güzel ipek ço- rap, hediye ediyor. Bir gün Mariyet, fakir odasina döneceğine Van Damsen'nin şatosuna gidip geceyi orada geçiriyor.