No. 1728—43 laşımış iken hesaba ve teçrübeye müstenit mü- talâalarımla âtide uğranılacak zararlardan ken- dimi korumak için fabrikayı bırakırken, müna- sip zamanın gelmesine bakarak kendi halinde yürüyen Servetifünun ile matbaa Abdülhamidin Ben bu şekilde maddi ve Hayatı- kahrına uğrıyordu. manevi derin bir buhrana düşmüştüm. mın ağır ve tehlike anında uçurumlara tekerle- nirken bana dostluk elini Mehmet Arif Bey uzatmıştı. Ni Z Bizi linç cezasına çarptırmak üzre Abdülha- midin iradesini tebliğ eden teskere üzerine adliyede bidayet ceza ikinci istintak dairesinden müstantik “Ali Riza»imzası ve 4576 numara ile gelen celp üzerine müstantikin huzuruna çıktı- gım zaman derhal korkum durmuştu; çünkü karşımda namuslu ve irfan seven bir adamın anlamıştım, o hürriyetten sonra reisliğine kadar çıkan bu bulunduğunu ticaret mahkemesi temiz adam Hüseyin Cahit Beyle Velet Çelebiyi istintak eylediği zaman İşi tuhaf fakat bizim lehimizde bir sürünceme şekline dökmekle ateşi soğutmak istemişti. Hüseyin Cahidin makalesinin fransızça bir kitaptan alındığını anlayınca müstantik bu iki cilt büyük fransızça eseri tercüme olunmak üzere Adliye nazaretinden (Hariciye nazaretine yol- latmıştı." Biz de” intizar devresine girmiştik. Bekleme zamanında birçok hakikatlere var- dım. Meğer adliyede nazır Abdürrahman Paşa merhumdan başlamak şartile cinayet müddei- umumisi Cemal Bey merhum; bidayet müddei- umumisi Azmi Bey merhum (Kudüs mütasurrıi- lığında bulunmuştu) ve müstantik Ali Riza Bey vermişler, zamanını bizi kurtarmağa karar bekleyelim demişlermiş. ... Çünkü teskereye melfuf makalede tes- kerede bahsedilen cinayetlerden eser yoktu ve başta Abdürrahman Paşa olmak üzre adliyenin bu temiz adamları hak ve irfan tarafdarı idiler. Lâkin gazetesiz, matbaasız bende beklemeğe mecal yoktu. Tekrar Arif Beye baş vurdum. Ahmet Ihsan UYANIŞ 697 Fikir ve saat | Edipler HABERLER NE Kongresi Nihayet aktedilebildi ve idare heyeti intihabı yapılarak aylar- danberi devam eden müphem vaziyet hitam buldu. Yeni idare heyetine dahil bir aza sıfatıle değil, ancak mesleki tesanüdü cidden özliyen ve bu uğurda çalışan bir meslekdaş sıfatile son kongreye iştirak etmiş olan arkadaşların Birliğe samimi alâkala- rından dolayı kendilerini tebrik ederim ve bu kongrede ispati vücut etmemiş olan ve davetiyeleri cevapsız bırakan diğer meslekdaşların da bu yüksek gaye uğrunda ayni rabıtayı göstermelerini yine bir arkadaş sıfatile temenni ederim. Kâzım Nami B. in bu nushamız- daki makalesi. Birlik hakkında söylenmesi lâzımgelen fikirleri pek açık bir surette kaydetmiş olduğundan bunları şahısan da tekrara lüzum görmüyorum. Kâzım Nami B.in pek derin bir isabetle söyle- dikleri gibi ben de kendi hesabıma meslekdaşlar arasında müteka- bil muhabbet ve tesamüh hislerinin ziyadeleşmesi lüzumuna şid- detle kailim. Ancak bu suretle bizde de diğer memleketlerde olduğu gibi edebi bir tesanüt ve varlık uyanabilir. Türk edebi- yatına bugün yapılabilecek en büyük hizmet te budur. Darülbedayide bir yenilik Darülbedayi 1 teşrinievvelden itibaren temsillere başlıyacak. Rivayete göre bu mevsimde henüz isimleri türk sahnesinde işidil- memiş olan yirmiye yakın yeni genç muharririn adapte ve tercü- me eserleri varmiş. Bu haberin her halde memnuniyetle karşılan- ması lâzlmgelir. Çünkü bu hadise, köşede bucakta edebiyatımıza, bilhassa tiyatromuza hizmet edecek oldukça istidatlar gizlenmiş bulunduğunu anlatıyor. Demek ki eksik olan yalnız bu meçhul âlem- leri keşfedecek bir Christophe Colomb gözü imiş. Bakalım, bu ye- ni temaşa muharrirleri içinde kaç dahi, kaç nimdahi çıkacaktır? Şiir: Muamma Şakağını süsliyen Kumral bir istifham mı? Sezilen gözlerinden Hep şüphe mi, ipham mı? Saçın aşka bir çelenk, Boyun canlı bir ahenk; Yüzüne akseden renk Kalbimdeki akşam mı? Yadettikçe adını, Aşk açar kanadını; Ey kalbimin kadını, Göklerine uçsam mı? Yormıyan bir emeksin, Koparılmaz çiçeksin; Galiba sen meleksin, Sevmek sana haram mı? Hasan Âli