696 UYANIŞ No. 1728—43 MATBUAT HATIRALARI Edebiatı Cedidenin dağılmasından Servetifünun sahibinin ümitsizliği. — Keresteciliğe başlayş. — Saraydan jurnal ile Adliyeye gönderiliş arasındaki devir. Yanlış görmek ye düşünmek yüzünden bazı arkadaşlarımızın Boerler muharebesinde İngiliz sefaretinde yaptıkları osaçmı nümayiş neticesi olarak felâketlere uğrayışlarile Edebiatı Cedide mahfili allak bullak olmuştu. Kıymetli arkadaş- ların uzak vilâyetlere nefy olunmaları İstanbulda kalanları şaşırtmıştı; Tevfik Fikret aramızdan çekilmişti. Bana ümitsizlik gelmişti. Yazı ve gazetecilik aleminde devam edeceğime akıl erdi- remiyordum. Hüseyin Cahidin bir makalesi behane edilerek mahut jurnal ile Cinayet Mah- kemesine verilmezden birbuçuk sene kadar evel vukua gelmiş olan bu dağılış ve beni saran ümitsizlik üzerine mektep ve sınıf arkadaşım mabeyinci Arif beyle bir haspihal yapmıştım. Bu temiz yürekli adam bana şöyle demişti: — Sen gazeteyi bırakma; fakat biraz daha dikkatlı ol; gazetenin imündericatını daha sade yap; sana da başka bir iş bulalım. — Nasıl iş? — Biliyorsun ya Ahırkapıda bir kereste fab- rikamız var, orada ben de alâkadarım. Mabeyinci Emin beyin de hisesi vardır. Orada bize çalışkan bir müdür lâzım. Gel, o müdürlüğü sana vere- lim. Mektepten çıkalı beri, Tophanedeki tercü- manlığımdan başka memuriyet hayatı yapmamış- tım. Hususi bir ticaret müessesesi bile olsa oraya maaşlı müdür olarak girmek benim alışamıya- cağım bir şeydi. Düşündüklerimi söyleyince Arif bey şöyle cevap verdi. — Biz fabrikayı hısseli şirket haline çevireceğiz; sen de ufak bir hisseile gir, hissedar müdür ol, memur sayılmazsın. Buna muvafakat eyledim. Ahırkapı kereste fabrikasını hisseli komandit şirket haline koydu- lar; sermayesi 25000 liraya kadar çıkarılacak evvela, bü şirkete bin lira sermaye ile ve müdür olarak girdim (1898—1315). Matbaa ve gaze- temi büyütmek için artırabildiğim bu parayı, gazetecilik âleminin gösterdiği siyasi tehlikeler- den çekinerek kerestecilik işine koydum. Ahır- kapı Kereste fabrikası şirketinde mabeyinci Arif ve Emin beylerden başka Telğraf nazareti fen müşaviri ve Saray elektrik mütehassısınRaif bey, sabık vükelâdan merhum Raif paşa vardı. Raif bey fabrikanın müdürü umumisi kalıyordu; asıl idare bana veriliyordu. İşte ben tahtalar, talaşlar, doğramalar ve çarçiveler arasında dalıp arasıra ta Bozöyük ve Karaköy ormanlarına kadar çıkarak bıçkıcılık ettiğim zamanlarda BabaTahir ile doktor «M.M.» paşa ServetiFünunun jurnalını vermişti ve ben gazetemin kapandığını kerestelerin metre mikâp hesaplarını yaparken duymuştum . Mabeyinci Mehmet Arif beyin temiz düşün- cesile girdiğim kereste fabrikasında bulunmak- tan bir istifadem oldu; oda İstanbul piyasasını ticaret âlemini, hakiki alışverişi, bir san'at müessesesinin idaresi hususunda lâzım tecrübe- leri burada yapmıştım. Beni seven bazı arkadaş- larım da sonradan kereste şirketine hissedar olmuşlardı ve bu adamlar getirdikleri sermayeyi bana güvenerek vermişlerdi. Bir buçuk seneden ziyade müddet idare eylediğim fabrikada dedi- gim gibi ticari ve sınai görgülerim çok açılmıştı; keresteciliğin , o doğramacılığın ohatta ahşap köşk ve şale yapmak |*| hususunda iyi tecrübe- ler yapmıştım. Bir aralık fabrikamıza Karaköy ormanlarından vagonla yahut Kalas'tan sal ile kütükler getirip onlardan tahta biçmek mera- kına düşen müdürü umumi Raif beyle aramızda fenni ve ticcari bir ihtilâf hasıl oldu. Kütükleri vagonlarla Anadoludan ve yahut sal ile Roman- yadan İstanbula getirip fabrikada biçmeğe teknik hesaplarla zarar mütalâa eyliyordum. Benim mütalâalarımı mabeyinci şerikler dinle- mek istemediler ve ben de fabrika müdürlügün- den istifamı verdim ve şirketten çıkacağımı söyledim. İşte Servetifünunun uğradığı jurnal felâketi benim fabrikadan istilama ve şirketten paramı alıp çıkışım zamanına tesadüf etmişti. Gazete- ciliğin siyasi tehlikelerinden çekinerek girdiğim yeni ticaret ve fabrikacılık âlemine iyideniyiye (“1 Tarabya, Yeşilköy, Kızıltoprak ve Adada fabrikamızın mamulâtile on kadar köşk yapıldı; bunları götürü olarak şirketi- miz namına ben almış ve yaptırmıştım.