706 UYANIŞ No 1728—43 arkadaşını bekliyordu. Bir dakika sonra gemiden açılan sandala doğru eğilen güzel bir ka- dın genç bahriyeliyi selâmladı, ve: — Mes'ut gemici ! Bu limanda da tatlı ve eğlenceli gezintiler te- menni ederim. Dedi. Neşeli bir ses cevap verdi : akikat olmasını çok istedi- gim bir temenni. Bunun için ben de karaya inmek istiyorum ya! Muhatabı : —bPeki amma bilmiyor musunuz ki burada yalınız . yirmidört saat kalacaksınız, yarin öğleden sonrada gideceğiz. diye güldü. — Bu hususta hakkınız var, fakat şuna emin olmalısınızki eğer böyle bir hata vaki olursa; buna sebebiyet verecek yine sizin cinsinizden biri olacaktır; tabii bundada — nim kabahatım çıkmayacaktır. İhtiyar kadı — Ümit ölürimki Aşk İlâhesi sizi "bulur; diye cevap verdi, ve romanına tekrar daldı. kinei carkçı : — Aşk İlâhesimi? dedi, şimdi biz onu düşünme- yelimde Kerles gazinoyamı gidece iz ? — Tabii oraya; işte rıhtımda hazı tramvay da P Beyaz perdeleri islim buharlarından kirlenmiş bir tramvaya bindiler, Fakat tramvay daha «Strad Real» mevkiine gelmeden Kerles .beyaz bir İngiliz kızı gördü ve vurulmuş gibi yerli sıçradı: — Beni affedin; ihtiyar dostum, dedi. İkinci çarkçı: — Neden? nereye? Niçin? diye sordu. mg mi ük miss diye güldü, çapkın ihtiyar İs- panyolu selâmladı. Arabadan inrdtik için ötekini berikini nazikâne itişörip kendine yol açtı. Fakat daha sahanlıga gelmeden tramvay köşeyi dönnmüş- tü, : durmasını beklemeden heman yere atladı ve geri döndü. Çabucak dönemece yetişebilmek icin âdeta koşarcasına yürüyordu. Fakat kızı göremedi ve biraz evvel selâmlaştıgı yaşlı adama tesadüffeti ve: — Pardon, Sör — Müsyü — Senyor; Miss'i — Matmazel'i— senyorita'yi SİZ şimdi selâmladınız; ona tesadüf etmeği pek istiyorum. Lütfen hanği yoldan ve ya nereye gittiğini söyleyebilirmisiniz ; görmek istiyorum. Muhatabı olan ihtiyar adam bahriyeliyi aşağıdan yukarıya şöyle bir süzdü: — Ben şimdiye Ve bir çok kadınları selâmla- vee” diye cevap ver va kaptan: — Beyaz elbiseli, genç ve güzel, dedi. İhtiyar adam: — Fakat yo öyleydi; diye nazikâne cevap verdi. Ev ma, Bahriyeli dedi, bunun boynunda ve gemsiyesinin üzerinde kırmızı bir kurdelâ vardı, ayni zamanda İngilize benziyordu — mem ismi nedir? — Ah, ar fena bir hafızam varki tarif ede- mem. Müzede Siüisemiş düşüneyim. Mamafi öyle zan- A ki Kerles idi. Bu suretle hem cevap vermiş oluyor ve hem de yarın zi yolundaki arkadaşının O olmasını arzu ettiği anlaşılıyordu. htiyar adam: - Yanılıyorsunuz, dedi. Yanılmiş olan ben değilim, yalnız zannederim- ki isim yanlıştır, sizin selâm verdiğiniz genç kız tam benim istediğimdir, ismini ve yahut ikametgâhını söylermisiniz? Genç kaptan «yalınız kalbimi çaldırdım dostum!» dedi — nin Brown (Olduğunu biliyorum , #akat nerde OGAN dair hiç bir malümatım yok; Ken- disiyle bir ziyafette tanıştım, dedi ve gemiciyi selâm- ladıktan sonra yürüdü gitti. Kerles sokakta aşağı yukarı ogezinmeğe başladı; kendini teshir edeni bulmağı ümit ediyordu. Fakat bugün talii yoktu. Biraz ilerde nöbet bekliyen kısa ri uzun bıyıklı yolise doğru yürüdü: Söyleyebilirmisiniz ? diye başla —Ağ ngtiliz konsoloshanesi "sağdan ikinci sokağa sapımız soldaki birinci bina. Gazino ise biraz aşağıda. bütün bunları yorgun bir tavırla söyle- mişti. Kerles : Gazinoyu ve yahut (konsolosu sormuyorum, dedi. Genç bir ingiliz kızını bulmak istiyorum; ismi, Brovn'dır. Aceba adresini biliyormusunu Z. olis : — Hayır, dedi, Brown isminde hiçbir kadın tâ nımıyorum Kerles elini cebine götürdü — Fakat bulmanın çaresi ii dedi. ve elini polise uzattı. lis : eki; o hanımı bulabiliriz, dedi, haydi karakola kadar gidelim orada şehre gelen yabancıların kayde- dildiği bir defter vardır, orada kle Maalesef defterde yalnız altı tane Brown vardı. Kerles bu altı adreside bir yere yazdı, ve en yakın olan Mr. ve Mrs. Brown ailesine gitti. Mr. zavallı âşık bahiiyelije. böyle bir kızları ol adrese müracaat etti: Anelâ Brown . çirkin bir şey Den dei söylediler, ziyaretinden vaz geçti. Ru taharri esna ne yardım etmesi için küçük bir gazete müvezziini