No, 1725— 11 UYANIŞ 673 Sessizliğin mahşeri —Halit Fahrive— Gece ve yağmur var... Odam dağnık, yerlerde fırlatılmış kitaplar... Lambamın ışıkları çok parlak ve çok donuk.. Ve soğuk; İçimde bir soğuk var... Hıçkırmak istiyorum; Pençereme abanan korkulu karanlıklar Kafama doluyorken Ben Hıçkırmak istiyorum Başımı ellerimin arasına alarak... Yağmur, soğuk ve yavaş damlalarla yıkarken Dişarda karanlıkları İstiyorum ıslatsın gözlerimden dökülen Gür ve sıcak Yaşlar, Ümitsizlikten solgun, uy pa sarı Yüzümü.. Ah Yarabbi, Bir derdin pençeresinde çırpınan hasta gibi. Bu gece istiyorum, istiyorum ölümü. Kenan Hüseyin Yarım hikâye: LÂCIVERTLER ve YEŞİLLER Odasının dar sokağa bakan penceresinde belki her akşam yalnızdır. Onun bir hindistancevizi gibi dışı sarı saçlı, içi temiz ve beyaz başı camda serinlerdi.. Dişarda, sokakta geceleri nekadar severdi.. Onda sevmek artık adet oluyordu. Çocukları, ihtiyarları, kuzuları, develeri ve herşeyi seviyordu. Küçüklüğü titiz ve sinirli geçmişti. Köpekleri döğmek, böcekleri öldürmek ellerinin dayanamadığı bir ihtirasdı.. Dudaklarında bir meyva lezzetile çıkan kahkahalar mutlâk bir ihanetin perdelerini açardı. Vahşet, merhamet.. İhanet, sevgi. Bir inkilâp oldu işte. Vahşet meramet oldu, iha- d net sevgi oldu. * Bu eser, tesadüfün fırçaşında iki rengin birbirine karıştığı gün doğdu Yeşil ve lâcivert... Yeşiller lâcivertlere, lâcivertler yeşillere karıştı. Size söylediğim bu değişikliği ona bir hasta çocuk getirdi. Delice seven ve sevdikce deliren bu çocuk ona: <Beni seviyormusun..» derdi.. Sonra susar.. Uzun zaman birşey söylemez.. Bu sorguya bir cevap be- klerdi, Kız gençti.. Yok bir çocuktu daha, Bazan bir çenber gibi evin uzun sofalarında kahkahalar döner. di.. Bu kahkaha bir ufak çocuğun topu gibi birşeyler kırardi galiba.. O zaman kızın dizinde #ıcak bir nemle bir baş ağlardı. Zeman kendini unutmuştu.. gibi çabuk ve erken gidiyordu.. Arz mevsimlerden esvap giydi.. Ve kuzular koç oldu. 'Tesadüfün ziyadan fırçası altında lâcivertler yeşil- lere ve yeşiller lâcivertlere ikinci defa karıştığı gün lâcivertler yeşillere mahkümdüu. — Lâciverdin rengini unuttunsa, gel. doğru gidelim... — Karanlik... — Korkma... — Gece şimdi herşeyi saklayacaktır.. Fakat yarın bu yalancı zenci gün doğarken herşeyi söyleyecek ... — Amma o da gidecek... Dağlarda gece ve gündüzün lisanı ayrıdır. Bu gece lâcivertlerin ve, yeşillerin gecesi, bir dilsiz rü- yası kadar renkli ve &essiz....... Hayat düşen bir taş Geceye Burhan Halit. Müstakil Ressamlar VE Heykeltraşlar Birliği SONBAHAR RESİM m 1 inci ının Eylülde Cağaloğlu — Türkocağı salonlarında açılıyor.