N.0 1726—41 Dünyanın üç «Mountaigne>kitabının birinde «Büyük adamların en kıymetlarları» diye garip bir tarzi intihapla üç kişiyi tarihe geçmişlerin en bün yükleri mertebesine çıkarmıştır. Bunlarda: Homer,Büyük İskender ve Epaminondas” tır. İnt ap ettiklerinin en yenisi Milâdı İsadan üç yüz sene oi yaşamışlır. Fakat benim intihap ettiklerim Milâttan sonra yaşa- dıklârı gibi, öyle her meslek şubesinde Dahi insanlar değilerdir. « Mowntaigne» nin müntehapları gibi kat'i ve muayyen vasıfların sahibi değillerdir. Meselâ Jule Sezar; en büyük Asker - siyasi; Shahk- espeare; dünyanın en büyük kelime üstadı.Fakat nede olsa medeni cihan üzerinde yaşamış ve geçmiş büyük adamların arasında bir kaç daneyi «En buyük insan» diye göstermek pek siyade kabili münakaşa bir şeydir. Çünki yukarıda bahsolunduğu gibi bunların her biri muhtelif mekteplerin üstatlarıdır. Erkekler için pek fazla ihtilâfa sebebiyet verecek olan bu intihabı kadınlara tat- bik edersek pek yanılmayız ! Bu kısımda mil bize pek yardım edemez; çünkü kendi kitabında yalnız «Üç eyi kadın» dan bah- setmiştir. - Misâl olarak aldığı kadınların hepsi de zevçlerinin. aşkı için hayatların feda etmiş, getiyilsrini en yüksek mefküre olarak tanımış kimselerdir. Filvaki bu intihaplar bugünün fikirlerine ve telâkkilerine pek muvafık görünüyor. Onun «Arria» hikâyesini çok 8€- verim, <«bPoctus» un karısı; siyasette hatalı bir yoldan yürümüş ve Cumhuriyetin devamı için ölümü icap edince kollarında kendini öldürecek kuvvet ve cesareti hisset- rria kısa kılıncı kalbine saplayıp çıkardıklan son- ra, onu kocasına uzatıp «Hiç acıtmıyor Poetus»demiştir. Bu gibi fedakârlıklar Hindistanda bu gün bile ahvali adiyeden addolunacak derecede çoktur. Netekim 2evci ö- len bir kadın eğer «Brehmen»ise kocasının cenaze Me- rasimi esnasında kendini yakarak hayatına hatime çeker. Şür ve Edebiyat kısmnda mü üntahaplarımızdan birincisi eski yımanisinnın. en lirik şairesi Safo olacak- tır. Safonun bize kadar gelebilen ancak otuz satırdan mürekkep iki şiiri vardır Diğerleri Safonun lirik aşkının parçalarıdırki eski Essayisler tarafından istinsah edilmiştir. Bazı Gıra- merciler ve Diksiyoner sahipleri onda gayri müstamel bir kelime koymak, yahut bir kelimeyi gayri menus bir şekilde kullanmak noktasında sia sa yağ Fakat eski devirlerde onun şürleri o diğe kek ve kadın aşk şairlerinin eserleri ile gayri kabili muka- idi. Bütün eski münekkitlerin eserleri Garbi. istilâ vleie Türkler tarafından ne oldukları bilinmeyerek ha- si edilen binlerce cilt arasında mahvolmuştur (*), Son Bu mekalenin maharriri fevkalâde Türk düşmanlığı ile ta- nınmış bir adamdır. Meydandan kaybolan ciltlerin mahasara ve mü- dafaa esn a ve diğer tabii ayısile mahvolduğu tari- hen ve ilmen müspet olduğu gibi Türklerin Zzaptettikleri etleri kürüphanelerine “birçok mutena âsar ilâve ettikleri, kütüphaneleri tezyit ve tevsi ettikleri dünyaca malüm ve kabul edilmiş bir "hakk kattır. Mütercim UYANIŞ 669 büyük kadını zamanlarda Mısırın kumları mısrawm daha keşfi üzerine bütü gazteleri mekaleler neşrine başlamışlardır. Bunlar o ka- dar kiymetli satırlardırki. hiç bir kadın şairi ve mahar- riri onun edebi ifâdesinin mükemmeliyet ve münakkaz hiyetine yaklaşamamıştır. İkinci olarak Babil Zafer Şarkıları'nın muharriresi Miryamı ve kadın maharrirleri arasında üçüncü ola rkta sâde kelimeler kullanarak şaheserler yaratan Emily Bronte'yi gösterebiliriz ki ozamandanberi bu yolda eşsiz kalmıştır. Safaya Avrupa ve atfedilen iki Amerika Eyi kadıklardan biri düşünülürse evvelâ Cornelia'yı ileri sürebiliriz. Roma Cumhuriyetinin en büyük Halk ln UMDANINA e olan Gracus biraderlerin veli 0 kette böyle mily Cornelia'lar yetişmiştir. Bu nevi anneler oğullarını hep büyüklüğe ve şeref" verici işlere sevk etmişlerdir. «Ğracchi» nin anne si de ikinci bir nümune teşkil eder ve hepsinin tam ve mükemmel mümessilini göz önüne gelirmiş olur, An nelik dünyadaki kadınlara Allahın bir hediyesidir; vw en iyi annelik yapan da en yüksek ve şayanı hör- met kadın siblaği hak kazanmış demektir Siyasi kadınlardan birinci olarak intihap ettiğimiz kadın Sezarın ve İskenderin hasmı Semiramis'tir. Aurilian ile muharebe edip mağlup oldaktan sonra idam olunan Palmira kraliçesi Zeynep bu kısma it hal edilmeğe lâyık bir kadındır. Kahraman kadınlar meyanına, tahtı için döğüşmüş İngiltere kralıçesi Elizabet'i de sokmak lâzımdır; o gün- lerde etrafım saran mücadiller arasında muvaffakiyet- le mevkiinde tutunabilen bu kadın her halde bu kısmın unudulamaz bir tipidir. Tercüme eden H. Refik Şiir: Kırılan kanatlar Elmastan bir yu aşk seninle aramda, üsnün ona irdi bin bir renk, bin bir zıya; en onu par ça sg şimdi billâr bir rüya meme bir sırçadır onulmıyan yaramda» Çeker çeker, aksini her parçada ararım, Her parçayı çektikçe sızlıyor yaralarım - Geçti gönen mrt genç bir öde ia Kara bir duman çöktü saçımın aklar Yaktı bütün ömrümü kızgın bir TM iz Uzandım, su istedim güzel dudaklarına» Sihirli bir pınarmış aşkın kayboldu gözden; Baktım kendi bağrıma gözyaşımdı dökülen O Karlı bir kış gününde yuvasız bir kuş gibi Tutundum, sığındımdı son hülyamın dalına; Kırdım bu dalı, Geğtin yanımdan, gittin sen salına salına, Kaldı demir ve o kanatlarımın ucu Öldür bari, yaşatma, zalim vefasız al düştüm yere vurulmuş gibi, Samih Rıfat