No: 1719—34 UYANIŞ 541 Geçenlerde Anadolunun bir şehrinde pek elim ve feci bir hadise olmuştur : Bir delikanlı bir kızı çıldı- rasıya, seviyor; onu nikâhla almak istiyor; fakat kızın babası, kardeşi ve dayısı buna razı olmadıklarından delikanlıyı evlerine davetle öldürüyorlar. Şimdi her üçüde tevkifanededirler, Buna sebep: Aşk rabıtasıyla talip olan bir gence kızlarını vermekte «namussuz- luk» gören bu ailenin bunu kanla temizlemekten başka bir çare bulamaması, bu katil işinde mustar kalmasıdır. Şimdi hadiseyi muhtelif cephelerden nazarı dik- kate alarak bunun esbap ve avamilini tayine çalışalım: Burada iki nevisıstırar» -Impulsion - ile karşılaşı- yoruz: Birisi «aşk » yahut < cinsi ıstırar- Impulsion sexuelle », diğeri »kıskançlık» ın tevlit ettiği «katil» ıstırarıdır. Bütün ıstırarları tahlil ettiğimizde bunları vücüde getiren unsurların «ihtibas»> ve <tevettür»den ve bunları başka suretle izaleye «imkân bulamamak» tan müteşekkil olduklarını göreceğiz. «Blüğ» dan evel uzviyetin diğer aksam ve ensa- cını teşkil etmekte olan gıdalar, bu hadiseyi müte- akip gerek tenasül ve gerek ifrazatı dahiliye gudde- lerinin ifrazatına malzeme olmakta, «energie» haline geçmektedir. İşte Haveloek Ellis'in <intifah» (Tumes- sence) dediği hadisei hayatiye bu fazla energie'nin ihtibas ve tevettüründen husule gelmektedir. Her tevettür ve ihtibasın izalesi lâzımdır. Bu izale edil mediği zaman, evvelden hazırlanmış bulunan muka- vemetsiz uzviyetlerde bir çok ihtilâller, teşevvüşler, gayri tabiilikler ika eder ki: Histeri, sara, Hebe treni ve daha bir çok asabii-ruhi muvazenesizlikler bu kabildendir. Tababeti ruhiyede «psikanaliz» usu- lünü tesis etmiş olan pröfessor Freud'f göre bu has- talıkların sebebi: «Cinsi arzusnun «tazyik ve ihtiba&>a düçar olması, yanı « refoul& > olmasıdır. Sarfoluna- mıyan kudret, iki ucundan tutulup burkulan ipin kıvrılıp gerilmesi, bükülmesi gibi, uzviyet dahilinde gerilecek, ve orada en mukavemetsiz uzuvlar ve nesiçler hangileri ise onların üzerine hücum edecek, onların üzerinde aksendaz olacaktır. İşte histeri, ara Hehe freni ve diğer nevroz ve psikozlar böyle bir ihtibas ve tevettüre mukabil böyle bir mukavemet- sizliğin neticeleridir. Fakat cinsi arzunun ademi tatmininden doğan, netice, her zaman böyle doğrudan doğruya «marazi» addolunabilecek şekiller göstermez; fakat maraza pek müşabih ve yine sindi addolunabilecek tazahur- lar arzeder : İşte «aşk» denilen haleti ruhiye bu ka- bildendir. Aşkta her şeyden evel bir <« fikri sabit » psikologrlası —Bir cinayet münasebetile bir «hemze» (Obsession) nazarı dikkati celbeder; «aşık» olan şahıs, bilâtefrik «her güzelsi değil, fakat ancak münhasıran «filân güzel » i sever, onu arzu eder, onu düşünür, ve dimağı hiç bir zaman onun hayalinden hali kalmaz. Tekmil kudreti asabiyesi © hayalin açtığı ve oyduğu hufreye müteveccihtir, Bu inhisar. onun tekmil kuvayi hayatiyesini bile bel'u istihlâk edecek bir kuvvet ve şiddet kesbede- bilir. Aşık yiyip, içmeyi bile unutuyor; ve sevgilisinin hayali uğrunda fena bulur, Burada, Histeride, sar'ada olduğu gibi, kıvrılmak, gerilmek, bükülmek, boğul mak gibi gerginlik halleri yoktur; burada bir «cere- yan», bir «insiraf»,; bir «tahliye» vardır. Fakat bu cereyan, tek bir fikir, bir hayal üzerinde mütevec- cihtir, ve o hayal, ruhi sahadaki diğer bütün fikir ve hayalleri kurutacak, onların beslenmelerine mani olacak bir saratan halini almıştır. Fakat tarih, tarihi edebiyat, meşhur adamların tercümei halleri, akvamiyat, marazi ruhiyat ve cina- iyat bize gösteriyor ki: Cinsi arzunun bu tarzdaki inhisarıda bazı şeraiti hayatiye, ruhiye ve ictimaiyeye tabidir. Bu, gençte daha şiddetli ve daha çok, kâhilde daha zoyıf ve seyrektir, çünkü gençlikte kudret faz- lalığına mukabil bir kafa darlığı, ve kâhilde bunun aksi hal mevcuttur. Aşk yüzünden intihareden, adam öldüren, yahut çıldıran gençler her gün gaze- telerin vukuat sütunlarını doldurduğu halde böyle olan kâhillere pek nadiren tesadüf olunur. Sonra <«terbiye»nin de bunda, cinsi arzunun bu iihisarında büyük bir hissesi vardır: «Fikri terbiye» dimağın her noktasını, bütün kabiliyetlerini tenmiye ve tevsi edeceği için buna mazhar olanlar, böyle bir temerküz ve tekâsüf tehlikesinden masun kaldıkları halde fikren iptidai bir halde kalmış olanlar «kin tutan» bazı hayvanlar gibi yalnız bir insanı görür, onu düşünür, ve ondan başka diğer bütün iusan şekillerine karşı âma bir hale gelirler. Bu hal tema- mile iptidai insanlarda hafızanın binnisbe kuvvetli olmasına benzer: onlar gördükleri, veya işittikleri bir şeyi kolay kolay unutmazlar, çünkü tekmil kuvvayı dimagiyeleri bu mahdut şeyler üzerinde tekâsüf etmiş v& onları beslemekte bulunmuştur. İşte iptidai insa- nin aşkı da boyle inhisarcıdır, mahdut, fakat şedittir. Verasetin de bu hususta pek büyük bir rolü var dır aşıkın ebeveyin, veya ecdadı meyanında da mut- laka bir aşikiın mevcut olmuş olması icap etmez; olur ki Guz maz bir «muvazenesiz», bir <anor- — devamı ( 544 ) üncü sahifede —