540 UYANIŞ © ZAN Ki KEZ di > Nİ ZEN NN Keli | e - ii V A VA İle PAVLE b AŞM A EĞİN N0,.1719—34 YG Ç PPP ÇÇ PEÇE Gİ G LL GÇOGÇ ÇİL GL EÇ LG ŞE ÇE Y O €EP ami e ni 5 Ter 7 yy ” z , 1903 senesi sonlarından1912senesi ortalarına kadar Selânik'te bulundum. Bu sekiz sene içinde orda geçen bütün vakıalara pek yakindan şahit oldüm; hele bunların pek muhimlerile şahsan da alâkadarım. 1908 senesi temmuzunun 22 nci perşembe günü sabahleyin Manastırda, akşam üstü ve Selânikte Meşrutiyet ilân olundu, o gece Mabeyin Milletin iradesine baş eğiyor. Meşruti idareyi kabul ediyordu. Şimdi o günlerin 22nci yıl dönümündeyiz. O vakit, tıpkı 1789 Fransızları gibi, bizde «insani»bir idealin cinnetleri içinde, kendimizden geçmiş bir halde, çırpınıp duruyorduk. Dağlar- dan inen komitacıların sabun görmemiş kirli ve terli suratlarını şapır şupur öptüğümüz çılgınlık günlerini unutmak kabil midir? Hele 21 senedenberi görüp geçirdiğimiz o sayısız acı aldanışlardan sonra!.. « Osmanlı vahdeti, Osmanlı milleti » gibi ütopilere inananlar içinde az zamanda reybi bir gençlik belirmeğe başladı ve ilk bu gençlik milli şuurunu sezdi, Milliyetin en bariz, en esaslı mümeyyez vasfı nedir? Lisan değil mi? Asıl Türklük lisanda istiklâl ile görünmek lâzımgelmez miydi? 'Tarih?..Onu daha sonra araştırabilirdik. Maziye rücu etmezden evel halin realitesini tespit etmek lâzımdı. Onun için Selânik'teki gençlik reel Türkçe- nin, konuşulan güzel Türkçenin tespitile işe başladı. O <Altay»>ları, «Karakurum»ları düşün- meden kendi tahteşşuurunda yaşıyan Türklüğü şuurlandırmağa teşebbüs etti. İşte, baş kahramanı Ömer Seyfeddin olan « Salânik » teki Genç Kalemler bu şuurun ifadesiydi. <Yeni lisan» bu şuurun yeni bir banniyeri oldu. O vakit «İstanbuldaki milliyet ceryanı ile «Selânik»teki milli hareket arasındaki fark evvelkinin ütopist, «pan»ist olması, berikinin yürekleri çarptıran hakiki hisleri ifade etmesidir. Hususile Genç kalemlerin ilmi izahını Türkün GENÇ KALEMLER ilk büyük âlimi Ziya Gök Alp üzerine almıştı. Sonradan İstanbul? daki«< Yurt» çulukla Selâ- nik,teki reel «Türk» çülük birbirine münkalip oldu” fakat ikincinin birinciye tefevvuku ile. Genç Kalemler Türk meşrutiyeti gibi Selâ- nik'te doğdu. Niçin? Makedonya'nın birbirine hiç ısınmıyan, her bi- ri ayrı ve kanlı bir ideal arkasından koşan unsur- larını «Osmanlılık» ismi altında birleştirmek istiyen yanlış bir ideal vardı. Netekim bu yanlış idealin sonra sonra çok büyük zararlarını gördük. Bütün Osmanlı felâketlerinin zemberek- lerini çözen Arnavutluk isyanı, o yanlış idealin masum bir siyasetinden çikmıştı. İşte bu yanlış, senelerce Paris'te yaşıya yaşıya “Hukuku beşer o beyannamesi»nin nassı ile akidelenen idealdir ki Türk gençlerinin, ruhunda bir aksül'amel yaptı. Bu aksül'amel asla siyasi bir şekilde, menfi olarak, zuhur et- medi; en müsbet sahada, Yeni Lisan sahasında tecelli etti, Genç Kalemler'in bütün Türk gençliği üze- rinde yaptığı tesiri kim inkâr edebilir? Genç Kalemler Selânik'te çıkardı; ancak bir kâç bin nüsha basardı; fakat bu naçız görünüşüne rağmen, onuu “Türk Derneği» inden, <Türk Yurdu» ndan fazla milli şuuru uyandırmakta hizmeti olmuştur . Genç Kalemler, lisani ve edebi, binnetice içtimai Türk inkilâbında naçiz olsa da reel bir hizmet ifa etmiştir. Dediğim gibi bunu anlamak çok kolaydır: Genç Kalemler, ütopinin değil, realitenin mev- lüduydu. Genç Kalemler, Selânik'le beraber altı bin yıllık Türk tarihinin içine gömülmüş- tür, bununla beraber hâlâ yaşıyan, gittikçe daha şuurlu, daha bilgiç olan Türk şuuru sade onun reel mahsulüdür. Çünkü Balkan harbinden sonra 'Türk neşriyatına — başlarında «Türk Yurdu» vardı — Genç Kalemler'in Selânik'ten gelen ruhu hulül etmişti. Kâzım Nami