No:1717—32 Akvam ,Meclisi - Beynelmilel kadınlar kongrası Akvam meclisinin mutat içtimaları gittikçe bazı tadılâta uğrayor. Meselâ bu defaki 55 inci üç aylık devrei müzakerat gene Cenevredeki heybetli salonda değil, bilâkis 10 haziranda Madridte açılmıştır. Fakat hakkında ibraz olunan bu teveccühten pek ziyade memnun ve mütahassis olan İspanya hükümeti de bu içtima için muhteşem bir bina tahsis etmiştir ki o da Ayan Sarayı- dır. Sarayın içtima salonu bu fevkalâde toplanmanın icap ettiği şekilde tadil edilmiş ve ona göre tertibat alınmıştır. Cemiyet aza- larının etrafında bir daire çevirdiği at nalı şeklindeki tarafında masanın a beynelmilel siyasi çehreler gözükmektedir. n tam ortasında riyaset mevkiinde görünen zat Japon smı mahsusundaki ilk resmimiz bu kongradan bir safhayı göstermektedir. İkinci resimiz ise Berlinde inikat eden on birinci (Beynel- milel kadınlar kongrası) dır. Bu kongraya (Türk Kadın Birliği) azasından Efzayış Suat Hanım hükümetimiz tarafından Türk mil- leti murahhası olarak iştirak etmiş ve Türk kadınlığını pek parlak surette temsil ederek bütün millet kadınlarının sitayişine mazhar olmuştur. Resimde dikkat edilirse amerikan bayrağı sırasında Türk bayrağı da görünmektedir. Zenci dansları Chicago da dört senedenberi M. Bolton zenci mahalleleri arasında dolaşıyor. Küçük çocuklar kaldırım üzerinde oynaşıyor- lar: Birisi yüzükoyun yere yatmış, iki küçük arkadaşının aman vermez güleşini dikkatle takip ediyor, öteki siyah bir diz üze- rinde zıplıyor, biraz uzakta tepinen daire ortasında küçük bir kiz dans ediyor. M. Bolton harikulâde bir çocuk mektebinin dirktö- rüdür; böyle bir vaziyet karşısında derhal durur. Çünkü bu man- zaraların zahmete deydiğini takdir etmektedir. Nihayet bu zenci mahallesinde Little Esther isminde bir küçük kıza tesadüf ediyor. Zençi yavrusunun kolları okadar zarif jestlerle iki yanında daire- ler çiziyor ve sesi diğer çocukların bağırmaları arasında öyle tatlı ve garip bir aheknle yükseliyor ki M. Bolton bu kızcağıza hayran kalmaktan kendini alamıyor . asili bu zenci cocuğu yanına alıyor, onu hararetle dansa çalıştırıyor. Bu çocuk ırkı itibarile en süratli ritmik adımlarına -ve vucut inhinalarına irsen müsteit, olmakla beraber ailesi arasında da hintli hatta 'cermen cetlere de malikmiş! Bu sebepten M. Bol- tonun mesaisi az zamanda bu zenci kızını istediği gibi yetirştir- mek suretile güzel bir netice veriyor. Artık yavru siyahinin evvel- ce sevki tabii ile yapmakta olduğu hareketler bir nizam altıma alınmış ve o şayanı hayret bir dansöz olmuştur. Ve bu suretle altı ay sonra Littir Esther, mahalli velâdeti olan şehirin büyük bir musik halinde «Opdra - Versus-Charleston» namındaki revünün en mühim rolünü pariak bir muvafakıyetle oynamağa başlayor. Henüz beş yaşında iken rustai amerikan dansları içinde öyle yeni bir nevi rakıs icat ediyor ki seyirciler seyrine doyamiyorlar. Nihayet meşhur olan Little Esther Aavrupaya geliyor. Orada aynı rağbeti görüyüor. Şimdi ise Pariste Moulin Rouge Mulen-Rouj namındaki büyük bar sahnesinde maharetini gösermektedir. Yaşında sekizine gelmistir. Raksa başlamadan evvel Amerikan şarkıları söyleyor ve küçük zencicin sesi sert bir eksir gibi dinleyenlerin lâtif bir sarhoşlukla adeta başlarını döndürüyor.Şarkı esnasında siyah küçük dansözün kolları gittikçe daha asabi hareketlerle kımıldıyor. Ya o mi- mikler?.. Sonra bazan ün vücut ani bir dehşete uğramış gi- bi titriyor, ufacık eller müthiş sancıları bastırmak ister gibi kar- ninm üzerinde dolaşıyor. Nihayet şarkı bitiyor ve Esther dansa başlıyor. O kadar halifki adeta ayaklarına ihtiyacı yok! Bü- tün bu dans esnasında en hoşa giden bir hususiyeti de bizzat eğ- lenen bir çocuk neşesi aksettirmesidir. Dansı bitip içeriye çekil- digi zamanlar onu locasında ziyarete gidiyorlar O orada bir sü- rü bebek ortasında e Yoruldun mu? diye soranlara el çevabını veriyo te kısmı Kekmieniiz resimlerini e ir a Siyah inci Gi bir küçük ve meşkuk bir sanatkâr dır UYANIŞ 509 EDEBİ HADİSELER: İbret levhası Yakup Kadri B.in mahut makalesi malüm. Bugünkü nesil umumi harpte saman ekmeğile beslendiği için müterredi imiş. u makale üzerine kopan edebi münakaşalar ve bu munakaşalara Kadri B. in imei karışan küfür salgını da meydanda... Bu bi hadisedir. İkinci bir hadise daha var ve e e tamamile başka, tamamile müstekil. O da şu: « Resimli Ay » mecmuası ( Putları ediyor. Doğru veya yanlış, biz bu satırlarda bunu münakaşa etmiyoruz, Esasen bu bahse mecbur olmasak bugün bile temas etmek istemezdik, Çünkü gerek Hâmit, gerek Emin B.lerin gençliği ve genç edebiyatı tezyif edesek herhangi bir sözleri ve kanaatları olmadığını da biliyoruz. Böyle bir ii ihdas etmekle ne kazanılacağını da pek iyi tayin edemiyo yei şimdiye kadar süküt ile geçiştir- memiz de a vi eder sanırız. Ancak bugün bizim işaret etmek istediğimiz nokta, bahsettiğimiz bu iki edebi hadisenin yekdiğeri- den tamamile ayrı olmasıdır. u noktayı izahtan sonra edebi mahiyet haricinde diğer bir vak'ayı kaydetmek me eyiz ürk Ocakları yi Hamdullah Suphi B. « Fetliliieği , muharririnin « İkdam» ında bir kale neşrediyorlar Yakup Kadri Beyi midesi etmekle, bilhassa A. Hâ Ami ve M. Emin B. lere karşı vaki hücumlara cevap vermekle kalmaya- rak meseleyi siyasi bir vadiye dökmek istiyorlar. Halbuki bütün bu edebiyat münakaşalarında hiç böyle bir esas yoktur. Hele, tekrar ediyoruz, «Resimli Ays in Abdülhak Hâmit ve Mehmet Emin Beyler hakkındaki neşriyatı ile Yakup Kadri Bey ve «sa- ıman ekmeği yiyen gençlik» hadisesinin en ufak bir alâkası mev- cut değildir. Fakat mesele Hamdullah Suphi Beyin çirkin imalar, isnatlar şeklinde çıkan ve edebi siker ke ve gibi olmayan bütün gençleri asla düşünmedikleri Miraslarla lekeli göstermek gayesine matuf olan mak dicleri alma Resimli Ay» matbaasına bazı Darülfünün gençlerinin gönderilip tehditler savurulmasına kadar hadiseyi izam etmiştir. Haydi bunu da ta- bii görelim; çünkü bize taalluk etmez. Fakat ertesi günkü gaze- teler, hatta «İkdam» da dahil olduğu halde bunu “Putları yıkı- yoruz» makalelerine karşı bir protesto olarak kaydederken (Vakıt) gazetesinin fazla bir gösteriş yapmak ememile ilk sayfaya koskoca puntolarla «Edebiyat munakaşaları siyasi vadide mi?..» maalinde heyecanlı sernameler tertip etmesi öyle sanırız ki bir gaflet eseridir. Çünkü (Vakıt) gazetesi de Yakup Kadri cn gençliği istihfaf eden İşi üzerine kendi «Gençlik sayfa bizim neslin, yan attan gayri bir iddiası olmaya ardi umumide sa- man vi eği yiyenlerden olmayı bir adilik de değil bir şeref addeden neslin sesine makes Ks öiyeec Demek oluyor ki (Vakıt) refikimiz edebiyat münakaşaları tabirile bütün münakaşalara ül halinde aynı ismi veremez. Esasen verirse kendisi de o çerçiveye girmiş o olur. İşte kariler nezdinde hea gam ileri izale için gerek k mımıza, gerek fuzuli olarak (Vakıt) gazetesi namına bu izahatı e lüzumunu hissetmekteyiz. p Kadri B.in edebiyat âlemindeki Mi şa mağlup olması verem Güzel San'atlar Birliğinde Edebiyat Şubesinde nasıl bir anarşi uyandırmak maksadı ile uğraştığını geçen hafta izah ederken bu hafta daha çirkin vasıtalara müracaat edildiğini görüyoruz; ve bütün sesimizle bağrıyoruz: Efeniler! Bizin siyasi sahada münakaşa edecek hiçbir da- vamız yoktur, biz edebi davalar peşindeyiz. Fakat edebiyat sa- hasındaki muarizlerimiz. meseleyi siyasi oşekle dökünce şimdi- den mağlubiyeti de kabul ediyoruz. Çünkü “böyle bir vadi bizim gayelerimiz ve san'atımız haricindedir. Bu son Kr sonra MM levha ise hazin bir ibret levhasıdır MİŞ: Bu makaleyi e bir gün sonra Türk Ocağında Haradallak Suphi Be setinde bir Darültunun gençliği top- lanması vuku buldu ve Hümli, Emin, Yakup B. lere karşı ya- pılan hücumlar bilâistisna bolşeviklik diye ilân olundu. Bu hadise daha evvel yukariki makaleyi yazmakta pek haklı o teyit eder mahiyettedir. Kendi hesabıma sadece Yakup ri Bey münakaşasına dahil olmam hasebile bu isnadı şiddetle e &.