27 Haziran 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18

27 Haziran 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No.1715—30 Yaşamak için sevğinin lâzım olduğunu söy- lemek isterim. Sevgi ... İşte bedimubdi, ve ebedi halık.. sizki hiç bir zaman seveyemeyeceksiniz; ruhumuzda yaratma kudretinin husranına ağlayınız. Siz sevemeyeceksiniz. Ve etrafınızda açılan kollar bilsinler ki, sizden sevği istemek, gecenin ortasında güneşin doğmak üzre olduğunu veh- letmek ve Ayın ziyasında güneşin hararetini aramakdır. Eğer Ayın ziyasında güneşin hara- reti olsaydı, üstünde yaşadığınız bu dünyanın ne muazzam bir malikâne olacağını elbette talı- minedersiniz. Fakat ben,bir yosun gibi kalmak istemezdim. Güneşin harareti hiç bir zaman nülfusedeme- yen büyük ormanlar içinde, daima karaltılarda kalmaya mahküm, ve ancak son bir hamleyle büyük ağaç göğdelerine sarılan bir nebat gibi yaşamak istemiyordum. Ben, guneşi istiyordum. Güneş.. Ve hararet. İçimde son dallarındaki yapraklarla namü- tenahilikleri yelpazelemek isteyen bir arzu var- di. Ve istiyordumki, güneş doğduktan batıncaya kadar ziya ve hararet içinde işbaa geleyim. Fakat siz bunu anlamadınız, ve parmakları- nızın Saçlarımda gezen küçük bir nüvazişini bile o derece izam ederdiniz ki... Fakat ben güneşi istiyordum. Güneş, hararet, ve yağmur. Ve siz bunu rıldık. Şimdi, veremeyeceğiniz içindirki ay- saadeti geniş ve ışıklı caddelerinde vehmettiğimiz bir Avrupa şehrinde bulunduğu- nuz bu zamanlar, ben, katıla katıla gölüyorum. Haydi sizde gülsenize. Fakat, Ve gülerkene aynaya bakınız; görecekiniz, tebessüm, dudaklarınızda kağıt bir güldür. Lakin ben gülüyorum. Ve düşünüzki bu siz gülemezsiniz. kalıkahalar sizden çaldıklarımdır. Gelecek nüshamızda Yedi buçuk santimlik kumaş Muharriri Kenan Hulüsi UYANIŞ 481 Şiir: * Gelmediğin Akşamlar Görürüm diye bir an seni geçerken Bu akşam gözlerim kara yollarda kaldı. Gelmedin sen.. Yadığâr son bir artıra senden Gözlerimde tutuşan hayalin arda kaldı. *X * Bu akşamda gözlerim dalgın seni arıyor, Geçeceğin yollara takıldı gene kaldı. Bak sular gölgelendi, her taraf kararıyor. Sen görmedin nekadar bu bağrım ateş aldı. e Görsem seni yanarım, görmesem çıldırırım: Can evimi gözlerin bilsen nasıl kanatmış. Kaç akşam bu yollarda sızladı yandı bağrım, Rabbım seni bukadar güzel nasıl yaratmış ? #*# Geçerken bu yollardan rüzgâr şakalaşırda Dağılan saçlarınla kapatır gözlerimi: Rabbım bile vurulur o anda görse seni ! k* XX Bazan gene görürüm inerken o bayırda : Rabbım seni göklerden indiriyor sanırım. Önünde bir günahkâr gibi hep kıvranırım ... HAŞİM NEZİHİ Oscar Wilde'tan TABLO dül ağacının rakseden gölgesi altında solguü filizi akikten tırnaklarıyla karanfil ve incili yaprakları yolan fil dişi bir kız var, yapraklar toprağa dökülüyor. Beyaz yapraklar güneşin altın kıvrımlarla doldurduğu lâci- vert kadehin üstünde alçalıyor. Beyaz yapraklar havada dalgala- niyor, ve kızıl yapraklar bitğin, yuvarlanıyorlar. Onun sarı enta- risine kuzgun saçlarına yapraklar düşüyor. Kız kehrübar bir rebap alarak şarkılar söyliyor; o şarkı söylerken gümüş bir turna kirmizi boynuna uzatıyor ve madeni parıltılı kanatlarını çırpıyor. Iz parlak kehrübardan bir rebap alıyor. Koruda yatan ba- dem gözlü. sevgilisi onun hareketlerini zevkle takip ediyor. Bir diken onun penbe hareli bir istiridyeye benziyen kula» Şını incitmiş, korku ile bir çığlık koparıyor, mini mini göz yaş- ları döküyor. Sarı atlas entarisinin mavi damarlı gerdanını bir .. gibi açtığı yere bir gül yaprağı düşmüş, neş'eli kahkahalarla gülüyor. Jül ağacının rakseden gölgesi altında, solgun filizi akiklen tirnaklarıyla karanfili ve incili yaprakları yolan fil dişi bir kız var. .MUSLİH FERİT i

Bu sayıdan diğer sayfalar: