No. 1713—28 UYANIŞ 437 cihet idi.. Reşit Mümtaz paşa hakkâk tahsisa- tınıda gazeteye verilecek yardım akçasına zam eyleyip hepsini bana verdirmeği teklif eylemiş idiyisede ben kabul eylememiştim. Avrupadan gelecek hakkâkın devletçe mukaveleye raptını daha sağlam buluyordum. Bu esnada Pariste bir hakkâkla muhabereye girişmiş idim.Şimdilik şimşir uzerine hak yapan bir sam'atkâr getir- tecektim, sonra fotoğravür oOve çinkoğrafi kısmını düşünecektim. Paristeki hakkâk Mösyö «Napier» bizzat gelmeği kabul etti. Teklif edilen otuz altın maaşı kâfi gördü. Maarif nezaretinde hakkâk işini yapmak İçin sadırazamın emri veçhile müze müdürü Hamdi Beyi görmek iktiza eyliyordu. Hamdi Bey hakkında uzaktan derin hörmetim vardı, fakat yanına gitmeye cesaretim azdı. Onun çok büyük, irfan adamı olduğunu biliyordum, mek- tebi mülkiyedeki hocalarım kadar Hamdi Beyi görmelen seviyordum, fakat çok hiddetlidir diye duymuştum, o korkuyordum tekmil cesaretimi topladım. Bir sabah erken müzenin yolunu tuttum. Müze ozaman çinili köşk ile onun karşısında, şimdiki Müze methalinin bulunduğu yerde ufacık bir binadan ibaret idi. Şimdi Çinili köşkü üç tarafından saran büyük binaları Hamdi Bey sonradan yaptırmağa muvaffak olmuştur. Hamdi Beyin odası Çinili köşkte idi. Köşkten içeri girdim, kartımı gönderdim.Maarif nezaretinden yazılan tezkereyi almış olan Hamdi Bey derhal kabul eyledi ve ilk süal şu oldu: — Siz sarayda kime mensupsunuz ? Hamdi Beyin kaşları çatık, gözlüklü açık alnının üzerinde, seyrek sakalı elindeydi. Ben bu süale cevap vercek yerde mes'ele- nin kısa bir tarihçesini yaptım. O, dinliyordu, sözümü kesmiyordu ve nihayet dediki: i — Demek siz resimli gazeteciliğe: heves ettiniz; saray sonra sizi aradı ve iradeyiseniye çıktı! — Evet efendim. ie Ben daha ziyade tafsilâta giriştim ve « Av- rupada ne gördüm » isminde yazıp neşreylediğim seyahatnamenin bir cildini kendisine uzattım. Bu dakikaları hiç unutmam. Hamdi Bey kitabımı görüp geçmiyor, bazı parçalarını okuyordu ve ilâve eyledi: i — Seyahatnamenizi, Ahmet Mithat Efendi ile birlikte gittigimiz mütseşrikler kongresi .» vesilesile Ahmet Mithat Efendinin yazdığı «Avrupada bir ceyelân»dan daha iyi buldum. Sizinle etraflı konuşmak ve görüşmek isterim. Yarın sabah bana yalıya gelirmisiniz? “evel İzlediği hakiki — Ffendim, biz Vaniköyde utururuz, size komşu demekiz, erkence Kurüçeşmeye geçerim. Hamdi Bey merhum ile ertesi sabah Kuru- çeşmedeki lezzetli yalıda olan mülâkat hayatımın en ve saadetli teşkileyler. Hamdi Beyi beni çok sevmiş ve tekmil itima- dakikalarını dını bana vermişti. Büyük âlimin genç ve küçük dostu olmuştum. Beni resim atelyesine götürdü. Atelye yalının iç tarafında gizli idi. Bey burada tablolarını herkesten gizli Avrupaya sevkederdi Hamdi yapar, ve oraya değme adamın ayağı giermezdi. Çünkü taasup ejderinden korkardı. Hamdi Beyle yalıda olan mülâkatım her şeyi halletti. Paristeki hakkâk Napyeyi mü- zeye merbut SanayiiNefise mektebine muallim aldılar. Haftada dört suat mektepte yeni açıla- cak hak sınıfında ders verecek ve sair zaman- larını Serveti Fünunun hakkina hasredecekti. Bu veçihle maarif nezaratinden sadarete tezke- re yazıldı. Dahiliyenin tezkeresile birleşerek Sadrtazam tarafından saraya takdim edildi ve mücibince irade çikti. O tarihin 170 No. Takvimi Vakayiinde intişar eden resmi ilânı aynen aşağıya nakleyleyorum : «Derseadette neşredilmekte olan resimli (Serveti Fünun) gazetesinin ulüm ve fünuna ve Ziraat ve sa- nayi ve ticarete ve ihtiraat ve keşfiyatı cedidei ma- halliye ve ecnebiyeye dair resimler dercolunmak üzre kıtasının tevsiiyle beraber gazetenin ıslahı ve tabo- lunacak resimler burada yaptırılmak ve tebaj şaha- neden. san'atı hakke layikile agâh ehli san'at yetişti- rilmek için muvakkaten bir üstat celbi ile mezkür gazeteyi çıkarmakta olan Ahmet İhsan Beye lüzumu mikdar muavenet akcası itası ve işbu gazete imtiya- gının mumaileyh İhsan Bey namına tahvili ve tefer- ruatının icrası hususuna iradei mekârim âdei cenabı padişahi şerefrizi sünuh buyurulmakla bermantuku emrü fermanı hazreti şehriyari icrayı icabına teşebbüs ve iptidar kılınmıştır.» 19 Kânunucvel 1307 * * * Hazin ve garip tesadüf! Hatıratımın bu kısmını Değirmenderedeki evinide yazmış mat- baama götürüyordum, trende makalemi tekrar okurken vağonun penceresinden Hamdi Beyin çok sevdiği eski hisar görülüyordü; orada mer- humun yapyalnız yattığı mezarını, mezarın be- yaz taşlarını saran çamları, kendi elile diktiği birçok ağaçları, yaş dolu gözlerimle seyreder- ken onun 'Küvvetimle selâmladım. hatırasını candan, gönülden bütün Koca Hamdi! 38 sene inkilâp şimdi mutlaka ruhun mes'uttur. yapıldı, Ahmet İhsan