436 UYANIŞ No.1713 —28 MATBUAT HATIRALARI Sadrıazam Cevat Pş. Ebüssuut caddesindeki ufacık matbaanın ba- sık tavanlı, rutubetli duvarlı, fakat güzel ka- gıtlanmış idare odasında oturmuş ve bir gün evvelki yıldız ziyaretinin verdiği ümitler etra- fında hayaller kurarken kapıdan içeriye bir genç yaver girdi; yaverin espabı o zamanın usulünce koyulacivert kumaştan kırmızı çizgili, önü çifte düğmeli idi; düğmelerin arasında bir kaç nişan sıralanmıştı ve bu nişanların üstünde yaverlik kordonu sallanıyordu: — Sadrıazam Pş. sizi istiyor. dedi. Sonradan feriklik rütbesine kadar çı- karak uzun müddet sadafet seryaverliği eden bu zabitin arkasına düştüm ve ömrümde ilk defa olarak sadaret dairesinden içeri girdim. Vaktin sadrazamı müşür Cevat Pş. idi. Girit kumandanlığından birdenbire sadarete gelmiş ve Abdulhamidin şöhretli Sait Pş. larını ve Kâmil Pş. larını bir müddet gölgede bırakmıştı. Yaver B. bir az sonra beni bir büyük odanın kapısın- dan içeri sevketti. Burası'sadaretin meşhur arz odasıydı; iri bir masanın yanında ayakta, koyu kırmızı fakat çok uzun fesli, uzun ve koyu kumral sakallı, göğsü nişanlarla dolu heybetli bir asker duruyordu ve bu osmanlı saltanatının 1891 seneşiude, sadrazamı Müşür Cevat Pş. idi; onün huzurla ef Ahmet İhsan, henüz 21 yaşında bir "Giri heveslisiydi. Sadriazam beni bir Haylı zaman sizdü ve sonra sordu: — Resimli Serveti Fünunu çıkaran sen misin? — Evet efendim. — Sen kimin oğlusun? Defterdarlıkta gezen ve o esnade Meclisi âzasından olan Halit beyin oğlu oldü- &umu söylediğim zaman sadrlazamın yüzü güldü. Anladım ki bir baba dostunun huzurundayımı. — Babana benden çok selâm söyle. Patent Meclisinden hayir çikimadı, biz kendisini gene defterdarlığa göndereceğiz. Sadrtazam Cevat Paşa matbaanı, yeni çıkan resimli gazetem hakkında benden malümat sor- du; ve ilâve eyledi. — Bir iradei seniye şeref telakki eyledim. Senin resimli gazetene Babıali yardım edecektir. Müsteşar Tevfik Bey ile (Tevfik Paşa) görüş. Hakkâk istemişsin, bu hususta dahi Müze Mü- dürü” Hamdi beyle konuştum; git onu da gör. Benim de resimli şeylere merakım vardır. Hatta ait resimli bir kitap bâstırmıştım. «Patent» hayvanata Dahiliye nazırı Halil Rifat Pş. — Reşit Mümtaz B.— Müzeyi ziyaret. — Hamdi Beyin yalısında. Bende bir kaç kalıp vardır; onları sana gönde- ririm. Cevat Paşadan sonra Müsteşar Beyi ziyaret eyledim. O eski Babiali terbiyesinde, nazik fakat son derece muhteriz bir zatti, gelen irade- nin Dahiliye Nezaretine tebliğ olunduğunu, Da- hiliye Nazırını ve müsteşarını görmem icap eylediğini söyledi. Ben sordum: — Efendim ne zaman gideyim? — Hemen şimdi, iradei seniye işaretli idi, Biz derhal tebliğ eyledik. Dahiliye Dairesine geldim. Dahiliye Nazırı Halil Rifat Paşa idi; derhal huzvruna kabul etti. Bu zat te baba dostu idi. İzmir valiliğin- de babam Halil Rifat Paşanın maiyyetinde defterdarlık etmişti. oBu aksakallı deryadil paşa beni okşadı ve müsteşarını çağırdı. Müs- teşar reşit Beydi (Reşit Mümtaz Pş.) müsteşar Bey Efendi, saraydan hakkında irade gelmiş eheimi- müstacel olan bir genç gazeteciye lâzım gelen yeti verdi. Vakia Servetei Fünun için bu iradenin geldiği tarihte (1891) saray gasteler le doğrudan doğruya meşgul değil idi; yevmi gazetelere bile Babialiden bağlanmış tahsisat yoktu; Serveti Fünunu yardım için sanayii ne- fise, ve maarife hidmet gibi yüksek mefküre- lerden obahsederek irade çıkarılmıştı. Bunda mabeynci Arif Beyin büyük tesiri olmuştu. Aldanmiyorsam Babıali kararile ve bir nazaret bütçesinden yardım gören ilk gazete Serveti Fünun idi; diğerleri hazinei hassadan ve cebi humayundan himaye olunurdu. Halbuki bir kaç sene sonra nazaretler bütçesinden bütün gazetelere maaş bağlanmıştı, Dahiliye müsteşarı Reşit Mümtaz Bey işi çabuk gördu, Serveti fünuna dahiliye bütçe- sinden ayda 3240 kuruş verilmesine lüzum gösterdi ve nazırın imzaladığı tezkereyi sadarete takdim eyledi. Şimdi oOAvrupadan hakkâk celbine müteallik olan kısmın yürümesi için maarif nezaretinden dolaşılacak idi ve benim ehemmiyet verdiğim en mühim mes'ele bu (9I Patent Meclisi Maliyede teşekkül etmiş muhtelit bir şeydi. ecnebilerden kapitalasyon haricinde Patent yani temettü vergisi alabilmek için Sadrıazamı Sait Paşanın bir icadıydı; âdeta Mali- ye Nezareti içinde bir ecnebi hükümeti idaresi kuracak idi. Bu meclisin teşekülüne rağmen Avrupa devletleri gene teb'alarının vergi vermesine razı olmadılar; Patent Meclisi Türk ve ecuebi azalarıyla bir haylı zamanlar iş görmeden içitmaeylemiş ve sonra dağılmıştı .