No. 1704—19 3 a UYANIŞ 299 uğraşması, debeleşmesi, mücadele etmesi hem akli, mantıki bir harakettir, hemde ferdi, içti- mai bir vazifedir. . Medeni âlemin her tarafında gittikçe adetleri artan verem dispanserlerinin, verem hastahane- lerinin, verem sanatoryumlarının tesisi — git- tikçe efradı, umumi tehlikenin dehşetini gö- ren halkın fedakârlıklariyle — sermayesi ziya- deleşen veremle mücadele cemiyetlerinin yer yer teşkili, vereme karşı ferdi ve ictimai vazi- fenin idraki demektir. Aprupada et Amerikada veren müçadele cemiyetlerinin İtaliyeti hakkında verilen malt- mat sırasında en ziyade dikkatı celbeden halkın bu cemiyetlere yardım etmek, böylece bu vası- ta ile veremlilerin imdadına yetişmek için gö- sterdikleri tehalüktür. Amerikada diğer omuavenetlerden başka yalnız veremle mücadele cemiyetlerinin ihdas ettikleri hasıl oluyor. iane pullarından milyonlarca dolar Fransıda bir veremle mücadele cemiyetinin kısaca tarihçesinden anlıyoruz ki bu cemiyet iplida tesis etmiş olduğu kırk, elli yataklık bir verem sanatoryumunu üç dört sene içinde mulhak binalarla beş altı misli büyültmeğe muvaffak olmuş, bir çok hastaların imdadına yetişmiştir. Memleketimizin iktisadi ve ictimai hayatı, havat bahalılığı, gıda noksanlığı, istatistiklere istinat etmeden de, küçük çocuklara varıncıya kadar artırmış olduğu görülüyor. veremlilerin adedini Veremle mücadele cemiyetinin deruhte etmiş olduğu vazife pek mühimdir, ancak vazifesini müdrik olan cemiyet, lüzumu derecesinde, ilmin icap ettiği şekilde dispanserler, verem hastaha- neleri, sınatoryunlar vücüda getirebilmek için iktidar edilmeli, azameti, tehlikenin dehşeti nispetinde yardım görmeli ki afete kar- şı tedbir alabilsin, çare bulabilsin. Bu da bütün belânın teşekküllerin bü hususta azemi fedakârlığı ihtiyar ve bunun adeta bir fertlerin ve içtimai fidyei necat telâkki etmesiyle mümkündür. muharriri muhterem Beyefendi «Evvelâ han- « Cumhuriyet » baş mebus Yunus Nadi gisi?» başlıklı makalesinde, Istanbulda inşası tasavvur edilen, bu günlerde Taksim meydanında inşa edilmesi yolunda fazla gayret gösterilen Konservatuvardan bahsederken demiştir ki : <Şu konservatuvar münasebetiyle: hatırımıza geliyor ki Istanbulda henüz bir verem hastaha- nemiz yoktur. Biz bunu görmiyoruz da konser- vatuvar için canla başla çalışan bir faaliyet gös- terebiliyoruz. o Allahınızı severseniz söyleyiniz, şaşılacak hâl değilmidir ?» Makalenin alt tarafında da deniliyorki : “Eğer bir şehir dahilinde tecrit olunmamış bir tek vereni hastası varsa bilnazariye bütün şehir tehlikede addolunmakta hata yoktur. Hal- buki Istanbulda bir değil, maetteessüf pek çok verem müptelâsı vardır, ve buna mukabi! şehirin henüz veremlere malısus bir tek hastahanesi yoktur. » Muhterem meb'us ve muktedir baş muharrir bu halde olan bir şehrin hastahaneyi konservatuvara taktim etmek mecburiyetinde olduğu söz götur- mez bir hakikattir, neticesine varırken veremin . tehlikesi nekadar büyük olduğunu da gösteriyor, Veremin mahiyeti, siraveti, tahribatın tarzı ve derecesi düşünülse, veremle yetinin vazifesi, faaliyet sahası nekadar vasi oldüğü takdir olunabilir. Veremlileri tecrit, bunları tedavi vasıtalarını (dispanser hastahane, mücadele cemi» sanatoryum..) ihzardan başka bütün ictimai mu- hiti tathir, etmek, halkın intişarı maraza meydan vermeme- veremin $irayeti sebeplerini “izale sini, sirayetten çekinmesini, sakınmasını, yeni- den hastalığın bir taraftan artımamasını temin edebilmek için de çalışmak zaruridir. Buda halkın umumi bir sıhhat terbiyesi demektir. Sıhhat terbiyesine içtimai tekâmülü inzimam etmekte gerektir. hakkında halkı ikazetmek, tedbirleri halka musibetle ciddi mücadele, umumun muavenetile halkın pek geniş bir surette teavüniyle, tesa- nüdiyle mümkün olabileceğini anlatmak icapeder. kani terbiyenin az çok Verem vereme karşı sıhhi benimsetmekle beraber bu Veremle mücadele cemiyeti, diyince ols malıyız ki, hepimizin, biz türklerden mürekkep olan beşer kütlemizin birlikte çalışmamız elzem- Taki mücadele müsmir olabilsin ! oMafmut Sadık dir.