A 5 No. 1690-5 — Ben bir hakikatim» Merzengüş Sultan cevap verdi,, fakat siz... siz, acaba bir rüya değil misiniz?.. Öyle zınnediyorum ki gözlerimi kapar kdpamaz tekrar açtığım Zaman, gitmiş olacaksınız... «Süvari ticamız — bende bir hakikatim.. söyledi, ,/ ve “sizden küçük bir Müsade eder misiniz? Ben ve atım çok susadık.. Müsade edermisiniz, bu yeşil ve gölgeli suları- nızdan bir yudum içelim?... — Oh... Sular benim değil ki... Sular ih- tiyar bir münzeviye ait.. Ve sular, dallar üs- Ben, bir misafirim gülerek Var... tünde uçan kuşlarındır... burada.. Ben, Merzengüş Sultanım... — Sir,sadece bir misafirsiniz öyle mi?“sü- vari güldü.» Eğer atımı Zıptedecek biraz yaklaşarak gözlerinizin rengine bakmak- olürsam, lığıma müsa de eder misiniz? Oh... başını hüzünle eğmişti. — O nekadar samimi söyliyordu. O nekadar sünimi söyliyordu.. Serçe Sonra tekrarladı: Ve bu ses, bizin bütün kederlerimizin başlangıcı ol- madı mı acaba?.. Devam etti: — gelen süvarinin, Merzengüş hakkında ne düşündügünü bilmiyor değilim. Süvari Merzen- güş Sultanı, ilk gördügü dakıkadanberi, sevmişti... İhtivar münzevinin sevdiği gibi... Zavallı, metruk ve münzevi ihtiyar... Artık füsununu üfleyordu geceler malikâneye ebedi bir aşkın Limonlar dallar hatta bir mehtabın şeffaf, sarı renğile şeklalınıştı... Ve portakallar birer Bülbüller, Merzengüş Sultanın harikulâde sesi- nin harıkulâde terennümüne bir aksiseda halile cevap verir, ve ses olgun sanki... ucunda alevdi... ve taze ve sarı bir doğan ay altında esrar içinde yükselirken; yapraklar kımıldamaz, sül ihtişamile gümüşlü bir rüzgar susar, deniz durulurdu.. Ve Merzengüş Sultan, ketum süküt içinde öter, öter, bahar içinde -bir bülbül gibi öterdi... Ve onların: aşkı nekadar masumdu bilseniz.. Onların aşki, yalnız dudak- gecenin malikâheye verdiği derin ve ların aşkidi, ve aşk, onların yalnız dudakların- da yaşayardu... Ben küçük bir serçeyim, öyle zannediyurum ki sevgilerin hakıki olanları; du- * daklarda doğar ve dudaklarda ölür.. Sevgi de- rilerin altında esrarengiz bir temas yaptığı zaman bir cife olur ve sevgi, dudaklarin alevli ıtrile serhoşken derilerin vusletini istediği daki- kada derhal yalnız dudaklarda yaşayordus Ve onların aşkın- da bir ayrılık mutlaka olacaktıi.. helak olmuştur. Onların aşkı ise UYANIŞ 79 ay işigi mâlikânenin yeşil dalğalı | damla Bir gece, ağaçlarında gümüşlü pullarla damla süslenirken, Sultanın beya”, bem beya” yüzünü gördüm. Gözleri okadar nur içindeydi ki... Sonra başını hafifçe kaldırdı: ve ... 'Terennümüne kisa bir süküe gelmişti.. O zaman gözlerim ihti- yarın inzivagâhına gayrı ihtiyari gitmişti. Ve gördum: başi elleri içindeydi. Zavallı ihtiyarı. Ak vurulmuş bir ufukları çoktan Küçük serçe uzun bir müddet Susiu:.. denizin engin hüdudsuzluğunda, kanarya rehgile doğan güneş, ağır bir rehavet içinde bıtakmıştı.. Şimdi gün, malikânenin çakıl taşlı yollarında vurulmuş bir bitabile yatıyordu. Ve rüzgar susmuştu. Serçenin hikâyesini söylediği dal, öğleye yaklaşan güne- şin harareti içindeydi. Ve o, az ilerdeki bir gölseye uçtu... — Fakat bir gün “serçe devametti.» Fakat bir gün kış gelmek üzreydi.. Merzengüş Sultan ufuklar sini bir müddet için unutarak, yazı gerçe ,bu- ardında ve merak içinde kalmış aile- rada geçirmişti... Fakat kış gelmek üzreydi, ve gitmek mecburiyeti mühakkak vardı. Daha son- ra o, bir su perisi olmakla beraber aynızamanda düşünüyordu ki, ta nihayete ve ta ölünceye ka- dar, böyle yalnız yaşıyamazdı.. Gerçe; bu ma- yok Ve o süvari, kendisini gördügü daki- likâne içinde kendisini seven bir süvari değildi. kadanberi, sesinin huzünlü rikkatile bunu daima söyliyor ve her zaman tekrar ediyordu.. Fakat o, bir su perisi değildi ki... Merzengüş Sultanla çok aci uyandığı bir sabahtı.. O gece, sü- nasıl yaşayacaktı?.. Genç süvarinin, bir rüyala ların harikulâde perisi, onu gözlerinden öp- müştü. Ve O... 7 Öpme, diye yalvariyordu, öpme ayrı- Mtiğe.. Fakat suların harikulâde güzel perisi, genç süvariyi gözierinden öpmüştu ve içine, ayrılıs gin öyle acı bir huznünu düşürmüştü ki... Evet, Merzengüş Sultanın, o sabah saçları; her günkünden daha muntazam bir itinala sım» sıkiydi ve düşünüyordu. Ne vardı acaba? — Bonjur. Merzengüş Sultan ! — Bonjür çocuğum... kaldırmıştı. Başını hafifçe ve rabbim; ne kadar güzeldi gi pi... ve vardı acaba ? © — «Biliyorsun zleri... sonra, nekadar piril bir şeyler söylemek isteyordu. Ne dedi, gördücün 'dakıkadan ş ys . ş si re beri biliyorsun, ki gitmeğe mecburum... ve