yülün, her hangi bir fikrin bilâ muhakeme, hatta muhakemeye rağmen kendini hâkil kılmak istemesi medeni insanların ta- hammül edemiyecekleri bir is- tipdattır. Fakat bütün taassuplar içinde en menfur olanı, insanlığa en ziyade zararı dokunanı hiç şüphesiz dini taassuplardır. Dine merbutiyet ile taassup arasında bir alâka olamaz. Me- deni cemiyetlerde din vicdan işidir, itikat meselesidir. Herkes istediği şeye inanır ve herkes istediği şekilde duasını veya na- mazını yapar. Yeter ki, din na. mına, dünya işlerine karıştırıl- masın. Çünki, onun gayesi vic- danlardır ve ahirettir. Din tahakkümünün Türkiye- yi nasıl asırlarca geride bırak- Oğu, halkımızı nasıl cehaletlere kurban kıldığını bilmiyen yok- tur. Şeriat na işlenen cina- yetler Türk tarihini baştan kaplar. Din davası © vesilesi ile Türk milletinin asil kanı asirlar- «sel | gibi akıtılmış ve yine aym vahi dava uğruna, bu mil- let on üç asır evvel, başka bir pillet için yapılmış kanunlarla idare edilmek (istenmiştir. Ve edilmiştir de. o Netice U olarak dünya terakkiye ve mamuriyete doğru giderken, biz karanlıklar içinde ve harabeler (arasında kalmadık mı? Cumhuriyetin en büyük eseri, unutmamak lâz....dır ki, lâiklik- tir. Yani din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Ancak bu sayede terakki yolu önümüz- de açılmıştır. Türk milleti istik- balini laisiteye medyun olacak- br. Bu prensip haricinde Cum- buriyet olmaz, Türk münevverleri bunu pek eyi bilirler. Laisitenin ortadan kaldırmak istediği ve büyük kıs- mı itibar kaldırmağa muvaf- fak olduğu din taassubu, yani dini dünya işlerinde hâkim kıl sı en büyük düşman- dir. Bu taassubun silâhı olan ce- halet dağıldıkça, o memleketin husur. ve refahı artacaktır. Va- snın ümidi, istinatgâhı olan genç abit başını akla gelmez bir vah- şetle koparan ve bu hareketile münevver gençliğin başını kopar- mak emelinde olduğunu göster- miş olan irtica ve taassubu Yi Şatmamak, gençliğin birinci ga- Yesidir. Öyle zannediyoruz ki, irtica- in ne demek olduğunu anlatma- «zum bile yoktur. Menemen hâdisesi, karanlıktan doğan bu &ibi hareketlerin varabileceği ik bir misalidir. t namına hiç bir müktesebatı olmıyan, insan- tan ve dünyadan bihaber, ca- bil ve vahşi insanların keyfine ram olacak bir memleket istik- balini de, herşeyini de kaybet Diş bir memleket olur. Türki- yede böyle bir rejimi istiyebile- “ek ve bunun elim neticelerini *wvelden — anlayamıyacak cahil *damların bir kütle teşkil ede- "iyecek kadar az: olduklarını *öyliyebiliriz, Bunu söylemekle “kendimizi Güzel memleketimizin ufukla- rından zail olmalıdır Taassubun hoğa giden hiç bir şekli yoktur.Her hangi bir tema- riyetinde irticaâ baş kaldırtmi- yacak olan muazzam Devlet kuv- vetinin yanında ayni derecede muazzam bir gençlik vardır, va tanın kiymetini bilen, cumhuri- yetin ne olduğunu anlıyan vatan- daşlar vardır. Onlar hiç bir za- man, vatanın hiç bir köşesinde bir dervişin, bir mollanın beyin- siz kafasından çıkacak hezeyan- ların kanun yerine geçmesine tehammül edemezler. Menemen hâdisesinin bizde uyandırdığı teessürlere memle- ketin astikbali namına endi; karışmamasının sebebi | budur. Türk milletinin aklı selimine olan itimattır. Fikir hürriyeti, ve hür riyet fikri karşısında taassup daima makhur ve perişan ola- caktır. Yapılan tahkikat Menemen hâdisesini iptida zannedildiğin- den daha şumullü gösteriyor. Bilhassa Gazi hazretlerinin mek- tuplarından, dahiliye vekilinin beyanatından Menemende aha liden bazi kimselerin © mürteci haydutlar karşısında tasvipkâr bir tavır takındıkları anlaşılıyor. Vilâyetin © gazetelere | verdiği tebliğlerde bu ciheti | vaktında kaydetme: olması O teessüfle karşılanabi Çünkü kaç kişi olduklarını bilmediğimiz. bu in- sanlar bu irtica | haydutlarının manevi şeriki cürmü © olmuşlar demektir ki, onlara karşı bütün milletin tel'in sesi ilk dakikada yükselecektir. Cehaletin, akılsızlığın bazı kimseleri nerelere kadar sürük- lediği bundan anlaşılabilir. Yani haydutların canavarca hareketi ni alkışlıyacak kadar insanlıktan jve Türklükten tecerrüt etmiş o- lanlar ne ümit edebilirlerdi? Bu kana susamış haydutların idaresi altında mı hayatlarından, istik- ballerinden emin olacaklardı. Fakat biz eminiz ki | böyle gözleri kapalı kara cahiller, ne- rede olursa olsun akalliyet için- de bir akalliyettirler. o Bunun için, Cumhuriyet © akalliyet ka- nunlârının normal şekilde tatbik mücrimleri o cezalandırmağa ve vatandaş hürriyet ve emniyetini masun bulundurmağa kâfi gele- cektir. Bilhassa Menemen hâdi- sesinde tezahur eden idaresizlik bir daha tekrrrür edememeli ve mes'ul makamatın teyakkezu hâ- iselerin zuhuruna ve tevessü- lüne mani olmalıdır. | Yılmaz - Şaraplarımız. Yunanlılar ve Alman- ların alâkası Son zamanlarda Yunanistanla aktedilen ticaret muahedesi ü- zerine Yunanlılar tarafından o- daya muhtelif müracaatlarda bu- lunulmuştur. Yunanlılar mınta- kanın pek revaçta olan şarap imalâtile de alâkadardırlar. Diğer taraftan Almanyadan da odaya müracaat edilerek İz- mirin meşhur misket şarapların- dan bahsedilmiş ve umumi harp- ten evel şehrimizden | külliyetli miktarda misket şarabı Alman: yaya gönderildiği halde şimdi bir litre bile gelmediğini bildir- mişlerdir. Oda bu hususu ehem- Ankara, 29 ( S.C ) — buldan avdet ettiler. tasyonda vekiller, meb'us- lar ve bir çok ze Başvekilin avdetini müte- lakip heyeti w i içtima etti. Bugün « İnki- istemesi bahçede Gazi hazretlerinin yasetlerinde vuku bulan fevka- İâde içtimaı müteakip Menemen irticai münasebetile ittihaz olu- B, M. Meclisi muhafilinden tereş- şüh eden bir habere göre bazı meb'usların mürtecileri muhake me için istiklâl mahkemesi gön Elektrik tarifeleri hakkında Nafıa vekâletinden | gelen bir emir üzerine dün kemisyon ilk içtimanı aktetmişti Vekâlet bu emrinde tarifenin on dokuz kuruş olarak tesbitini talep et- mekte idi. İçtimaa mafia © müesseseleri komiseri Emin bey riyaset eimiş belediye namına Şükrü bey ve mütehassıs sıfatıle Kâmiran bey ve şirket namına da M. Gor- mezano ve baş mühendis M. Dover iştirak etmiştir. Celsenin küşadını M. Gormezano ti hakkında vaktile yapılmış müzakerat ve verilmiş kararlar mevcut bulun- duğunu, bunların kabul veya ret edildiğine dair Nafia vekâletin- den hiç bir tebliğ almadığını, binaenaleyh evelki kararlar et- rafında müsbet veya menfi bir cevap verilmedikçe yeniden mü- zakereye başlamanın isabet: Zini ileri sürmüş ve Türkiyenin hiç bir yerinde on dokuz kuruş- tan fazla tarife mevcut bulun- madığı iddiaların reddederek Ankarada tarifenin yirmi dokuz kuruş olduğunu buna rağmen keyfiyeti resmi makamatın tek- zip etmesini teessürle karşıladı- ğını söylmiştir. Bunun üzerine Emin Obey M. Gormazanoya cevap vermiş ve demiştir ki: “Vekâletin son emri ve ta- rife komisyonunun tekrar içti- maa davetini. bildirmesi; evelki müteakip aldatmış olmayız. Türk cumhu- yetle tetkik eylemektedir. müzakerat ve kararların redde- lâbı koruma » kanunu ha-| reisi Kâzım paşa — 30 Kânunuevvi 1930 zırlanacaktır. Bu kanun Başvekil İsmet naşaİstan-/derhal B. M. Meclisinin -)tasvibine arzolunacaktır. Ankara 29 (S.C) — Dün ak- Ankaradan geldiler. Dolmabah- ekile derhal| *“e giderek Gazi Hazretleri tarafından kabul olundular. Ankara: 29(S0)— B.M.M. matbuat er- ilmişti. imdilik bütün bu ha- berler tahminlerden iba- nacak tedbirler hakkında muh-|T€ttir. Hükümetin fevka-; telif şayinlar deveran etmiştir.lâde tedbirlere müracaat in Büyük Millet Mecli- sinden fevkalâde salahi- et istemesi Dahiliye Ve- Elektirik tarife komisyonu Dün ilk içtimaısı akteyledi - An- karada tarife on dokuz kuruş mu yirmi dokuz kuruş mu? dildiğine sarih bir delildir Bi naenaleyh halk tarifenin yük- inden müştekidir. Biz me- saimize devam mecburiyetinde- yiz. Türkiyedeki tarifeler mesele- sine galince ben de Ankarada tarifenin yirmi dokuz kuruş ol- duğunu biliyorum. Lâkin yanlış i larını tekzibe salahiyettar ğilim. Biz aldığımız emirler ve formöller dairesinde mesaimize devam zaruretindeyiz, , Bu kısa münakaşayı müteakip komisyon müttefikan müzakerata devama karar vermiştir. Kömür ve amele ücretleri hakkında şirketten malümat is- tenilmiş ve bunların resmi vesa- ikle müstenit bulunmak şartiyle ihzarı için sekiz kânunusaniye kadar mühlet verilmiştir. İkinci içtima on kânunusanide olacak- tır, Ismet Pş. Ankarada vekiller ta- rafından karşılandı Ankara 29 (A.A) — Başvekil İsmet paşa hazretleri bu ekspresle şehrimize avdet eti ve İstasyonda vekiller, meb lar ve vekâletler erkânı tara- fından karşılanmıştır. Poyrazfırtınası Marmara ve Adalar deniziki poyraz fırtınası sebebile Pazar ü İstanbuldan İzmire hara et eden Gülcemal vapuru ge ceyi bucalama suretile geçirmiş ve dün limanımıza saat on bir- den sonra ancak gelel Halk Me Ni Heyeti Vekilede «lnkılâbı koruma,, kanunu hazırla- nıyor meclisin tasvibine arzedilecek B.M. Meclisi reisi Kâzım paşanın beyanatı-Fethi ve Nuri beyler İstanbula gelerek Gazi Hz. tarafından kabul edildi kânına beyanatlrrında < İnkı- lâbı korumak İçin çok esaslı tetdhirler. alınmaktadır. Bu tedbirler derhal tatbik olu- nacaktır. Mürteciler lâyık ol- vat tara-|şam Gümüşhane meb'usu Fethi dnkları cezayı bulacaklardır» fından karşılandılar. Dün |Pevle Kütahya meb'usu Nuri bey dediler. Ankara 29 (S.C ) — Umum erkânı harbiye reisi Müşir Fevzi paşa hazretleri Gazi hazretleri- nin taziyet mektubunu bir mek- İrtica hâdisesi münasebetile ükümetin meclisten fevkalâde salahiyet Dahiliye vekilinin tetkikatı neticesine baglı İstanbul, 29 (5.C) — Dolma-|. »rilmesine taraftar oldukları da ri-|bi. bulunuyor kili Şükrü Kaya beyefen- dinin Menemen ve İzmir- de yapmakta oldukları tetkikatın neticesine bağ- lıdır. Dahiliye Vekili bey Ankaraya © avdetlerinde tetkiklerinin neticesini he- yeti vekileye bildirecek erdi: Ş. Kaya B. Bugün iki buçuğa kadar Dahiliye vekili Şükrü Kaya bey bu sabah otelden çıkmamışlar ve saat on dört buçuğa kadar bazı zevatı kabul etmişler ve Menemen tahkikatı etrafında elde ettikleri malümatı tetkik ile meşgul olmuşlardır. Dahiliye vekili bey gazetemizi makineye verdiğimiz dakikada Menemene hareket etmek üzere bulunuyor- du. Müşarünileyh akşama kadar hâdise mahallinde kalacak müta- akiben avdet eyliyecektir. amam — - Yüzellliklerden Ölenler kimler ? zelliliklerden otuz üçünün öldüğünü yazmıştık. Aldığımız malümata göre ölenler şunlardır: Hassa hademe müdürü Zeki, hürriyet ve itilâf merkezi aza- sında Kayserili Şaban Ağa, es- bak evkaf nazırı Vasıf hoca, Bursanın esbak müftüsü Ömer Fevzi, ayandan Adil esbak Ça- nakkale mutasarrıfı Mahmut Ma- hir, Kumpat hafız Sait, Şamlı Ahmet Nuri, Alemdarcı pehlivan Kadri, esbak İzmir müftüsü Hu- lüsi, İzmir kadı müşaviri Ahmet Asım, İstanbul muhafızı Natık memur Hafız Sait, İzmir kolordu kümandanı Ali Naci paşa. Bunlardan omaada cümlesi çerkes olmak üzere Kazak Ha- san, İzzet, Kâzım, Galip, Eyüp, Koca Ali, Zühtü, Bekir, Ahmet Harun Reşit, Hamte Ahmet, Maanşirin ve Eşrefin kardeşi Sa- mi ölmüşlerdir. İdarehane, 5 Ezcümle işte Saman iske- Naimpalasta meşgul lesinin önündeki | cadde... oldular Pekâlâ işleniyor geçiliyor. Dün gçce şehrimize gelen|& Hayır. Şimdi oranın taşları- paşa, merkez & memurların -|ğların tam zamanında yakıl- dan Hacı Kemal, kaymakam |$ ması, söndürülmesi ciddi bir Kettah, Sait molla ve Hafızi$ kontrol tabi tutulması güç Ismail, Mevlânzede Rifat, baş-İğ bir iş midir? Her gün bir saat Ü ezer gün öğleyin çıkar için mücadeleden yılmaz. İküre Gazetesidir > İzmir - Gazi Bulvarı “Yeni Asır, yurdunda üshası - Heryerde 5 kuruş Sorabilir miyiz Acaba tasarrufun ma- nası değişti de bizim haberimiz mi yok Her taraftan tasarruf ses- leri, gayretleri yükseltilmek istenirken bizim İzmir bele- diyesi her nedense bir türlü israfattan vazgeçemiyor. Alâ- yişten kendisini kurtaramı- yor. Halbuki Belediye bir kere içinde bulunduğu ve is- tikbalde kendisini bekleyen buhranı göz önüne getirmiş olsa, on para sarfına karar verirken elleri ve vicdanları titreyeceğinden şüphe yok- tur. yukarı mahallâtta, bil- hassa son seylâp dolayısiyle öyle sokaklar vardır ki bura- larda halk dıva tutuna güçlükle el yordamile geçebiliyor. Bu zavallılar belediyenin ve gazetelerin merdivenlerini aşındırdılar, şikâyet ettiler. yüzlerce imza ile istida ver diler. Olmadı, olmadı. Bir türlü dertlerini anlatamadı- Belediye fen heyetini gönderdi tetkik ettirdi ve halka hak verdi. Lâkin iş görmedi. Sebep, çünkü be“ lediyenin parası, (| tahsisat yokmuş. Âlâ, yokluğa bir şey denmez. Ama o mükem- mel denecek kadar güzel, arabaların ve otomobillerin işlediği caddelerin durduğu yerde taşları neden değiştirili- yor tezyinatla meşgul olunu- yor. Buralara nereden para bulunuyor ? lar. nın sökülmesine ve bandır- ma taşı ile tefrişine karar verildi. Bu işe beş bin küsür lira sarfedilecek. diğer taraf- tan yüzlerce vatandaşın ha- yatlarını korumak için istedik- leri iki bin liralık yola para yok cevabi verilecek. | Diğer taraftan da haber alıyoruz ki, belediye bazi evlerin belediye bütçesinden tamiratını yaptırıyormuş de- necek ki bu iş üç beş yüz Tirahıktır! Hatta on liralık dahi olsa. Mahalline sarfedilmiyen on | para bile israf sayılabilir. nerede kaldı ki şuradan bir kaç yüz buradan bir kaç bin lira yersiz ve mahalsiz ola- rak belediye (bütçesinden akıp gidiyor. Dün dikkat ettim. Daha hava kararmadan şehire elek- TESTI ETT TTTEİTETE Tİ EETEİ İTTİ TİTLE TİTİ TE ETTİ, TEZEL ERE TATE Tİ DIL İİT İTTİ Tİ TTIT İTTİ Tİ TİTİZ TAŞI TAŞIT İİ TE tirik lambaları yanmıştı. Bir kaç gün evvel saat altı bu- çukta evden çıktım. Elekti- rik lambaları yanıyordu. Fa- kat ortalık ağarmıştı. Bunlar israf değil de nedir? Lamba- iki saat fazla cereyan sarf olunursa bunun yekünunun belediye kaça mal olduğunu tahmin edemezler mi? Anla- Acaba tasarrufun manası mı değişti de bizim haberimiz yok?. miyoruz.