Yarın Trakyaya Ghz hazretleri © hareket edecek- > : leri muhtemldir İstanbul 17 (5.C) — Dahiliye vekili Şükrü Kaya bey bu sa- bah ekispresle şehrimize muvasalat etmiş ve istikbal olunmuştur. Şükrü Kaya bey doğru Dolmabahçe sarayına gitmiştir. Gazi Haz- retlerinin yarın Tırakyaya hareket etmeleri muhtemeldir. Londra sefiri Ferit bey Münhal meb'usluklarda ! irine namzet gösterilerek vekâlete getirileceği anlaşı!ıyor İstanbul 17 (5.C) — Londra sefirimiz Ferit meb'usluklardan birine namzetliğinin vazolunarak bir vekâlet de- ruhte edeceği anlaşılmaktadır. beyin © münhal Londra sefaretine Roma sefirimiz| ; Suat ve yahut Moskova sefirimiz Rağıp beylerden birinin tayini mevzuu bahs olmaktadır. Askeri suçlar hakkında Mühim bir kanun hazırlana- rak meclise verildi İstanbul 17 (S.C) — Askeri suçların af ye tecili hakkında çok mühim bir kanun lâyıhası İcra vekilleri heyetince hazırlanmış ve meclise verilmiştir. Yalnız haysiyeti askeriye ve inzibatıyeye ait cürümler bu kanunun ahkâmından hariç tutulmaktadır. Seyhanın taşmasından On beş kişi boğulmuş ve yrimi beş ev harap olmuştur İstanbul 17 İS) — Ada- PN çekilmediğinden ağaçlar nada Seyhan nehrinin taşması ile husule gelen felâket çok mühim zararları mucip ol- muştur. Şimdiye kadar mağ- üzerine iltica eden İnsanların bütün gayretlerine © rağmen hâlâ kurtarılması imkânı elde edilememiştir. oGünleree bu rukan vefat eden on beş ceset| vatandaşlar ağaçlar üzerinde bulunmuştur. Yirmi beş ev)açlıkla mücadele Sular dirler. kâmilen yilalımıştır. etmekte- Ingiltere | Hindistan Eyaletlerine is- şeri ri üklâl veriyor Londra 17 (A.A) — İngilte- re eyaletleri teşkilatı esasiyesini ıslah ve tadile memur komisyon tarafından kaleme alınan rapo- ra nazaran oayaletler (bundan böyle gayet mahdut bazı işler- den gayrı diğer hususatta mer- bezi hükümetlen hemen büsbü- tün müstakil olacaklardır. konferansı Londra 17 (A.A) — Hindis- tan konferansının bugünkü umu- mi celsesinde Birmanyanın Hin- andan tefriki meselesine da- ir Birmanya komisyonu tarafın- dan tanzim edilen rapor tetkik edilecektir. Akalliyetler Hindis- tanın müdafaası ve şimali garbi hududu meselelerini tetkika me- mur üç yeni komisyon teşkil olunacaktır. Serbes Gümhurıyet SON TET GRAFLARIMIZ Londra 17 ( A.A) — Avam kamarasında Moskova ( davası hakkında sorulan bir suale ©e- vaben hariciye nazırı Henderson muhakeme esnasında İngiltere hükümeti aleyhinde vuku bulan esassız isnatlardan dola Sov- yet hükümetinin nazarı dikkati- ni celbeden | İngiliz ( notasına Sovyet hükümetince (o müphem bir cevap verilmesinden İngilte- re hükümetinin büyük bir mem- nuniyetsizlik © duyduğunu Mos kova zimamdarlarına bildirmesi sefirine talimat gön- Kardeş Katili | Eşrefpaşada kardeşi Bedevi efendiyi yüz elli liralık bir ala- cak meselesinden deleyı biçakla öldüren Ali oğlu Mehmedin mu- hakemesi son safhaya dahil ol- muştur. Dün müddeiumumi muavini Şükrü bey iddianamesini oku- muş ve Nailin nefsini müdafaa vaziyetinde kalarak bu cürmü irtikâp eylediği sabit bulundu: undan ademi mes'uliyetine ka- rar itasını istemiştir. Müteaki- ben maznun vekili de müdafaa- sını yapmiş ve muekkilinin be- ratını talep eylemişt Mahkeme 25 kânun evvelde kararı tefhim eyleyecektir. Tevkif edildiler Dünkü nüshamızda yazdığı" mız Karantina hâdisesine sebe- biyet veren muallâ, Zeynep, Na- dire namındaki üç kadın polis tarafından o bugün muayeneye sevkedilmişlerdir. e Hastatıkları tebeyyün ederse Eşrefpaşa has- tanesinde alıkonulacaklar aksi takdirde uygunsnz hareketlerine binaen İzmir vilâyeti hududu ha- ricine çıkarılaçaklardır. Bu va- ka dolayısile meskene tecavüz ve zabıtaya hakaret cürümlerile maznun Hakkı Turgut, o Rüştü ve Naci beyler hakkında da kesilmiş ve hapishaneye tevkif müzekkeresi umumi kendileri ki Moskova davss İngiltere Rusların eri memnun değil Rusya a sorulan bir suale cevaben Henderson Mos- kovaya bir ateşemilterinin tayin ve izamından sarfınazar edildi- ğini söylemiştir. Diğer taraftan dehizler aşırı ticaret © nazırı Gillet Rusyaya bir İngiliz ikti- sadi heyetinin gönderilmesinden hükümetçe vaz geçildiğini bil- dirdikten sonra: — Vakıa böyle bir heyetin Rusyaya gitmesine sinden | hiç bir faide hükümeti menfi bir karar itti- hazina sevk eylemiştir. Bir kadın 9 kişinin tecavü- züne uğramış Geçenlerde Kuşadasının Yay- la köyünde çok münasebetsiz bir hâdise olmuştu. Köy ihtiyar hey- etinde Muhtar Mehmet ve rüfe- kası ayni köyde mukim dul Ömer kızı Ayşenin Ali çavuş namında sile © seviştiklerini ve gayri meşru münasebatta bulundukla- rını haber almışlar ve kızmışlar. /Bundan muğber olan ihtiyar hey- eti dokuz kişi olarak kadının evine gitmişler Ayşeyi alarak tecavüz eylemişlerdi. Bu hususta adliye tahkikatı Kuşadası istin tak dairesince intaç edilmiş ve evrak şehrimiz ağır ceza mah- kemesine verilmiştir. tecavüzün muhakemesine bugün başlanacaktır. . Çifte hırsızı Karşıyakada Hanrinin hane- sinden üç adet av tüfenğini sir- kat eden Ahmet oğlu İsmailin muhakemesi hitam bulmuş mah- keme sarikin sinnini nazarı dik- kate alarak üç ay ağır hapse konulmasına NI zinetidir. AŞÇI Markalı mugaddi irmik ma- karnaları Piyale sıhhi ve sofranızın 21-27 mani bir engel yoktur, Fakat gönderilme- melhuz değildir. İşte bu mütâlealardir ki İköyden yarım saat harice çıkala- rak hepsi birden sıra ile kadına Bu feci deler - kadını temsil Geçenlerde Londrada yapı- lan bir resim sergisi resim me- raklıları ari kârlar lehii yapmıştır. Daha açıkçası sergiyi ziyaret edenler ressamların ak- lından şüpheye düşmüşlerdir. Esasen sm, modrenismi gibi atlar takılan bir takım resim mekteplerine kısaca “ Delilik ,, ismi verenler az de- gildir. Brancusi gibi adamların heykellerine ancak gülünmekte- dir. Epsteinin kaba eserleri hal- kın hissiyatına karşı bir tahkir addedilmektedir. Ve geçen sene eski Felemenk ustatları sergisi açıldığı zaman halk kadın port- relerindekı fikürlerin eski ça- maşırcı kadın olduğunu ıstırapla görmüşlerdir. Acaba Felemenk ustatları zamanlarında güzel bir kadın görmemişler miydi, yoksa kadın güzelliğini o anlamatan idiler? Bu izah edilemiyen bir mu- amma halinde kaldı. Ahiren Parisli matmazel La- niyi model ittihaz etmiş elli muhtelif san'atkârin eserlerinin teşhiri “sanat, mefhumunu baş- tan aşağı münakaşa edilebilecek bir mesele haline getirmiştir. Pervane gibi topliyacak ne tılsım vardır? Herhalde Mile Lani fevkalâde güzel, fevkalâde alımlı bir kadındı. Londra kadınları bu sihirli kadının hiç olülazsa tuvaletini taklit etmek için merak içinde resim sergisine akın ederler. Büyük sanatkâr Van Don- genSin bir © portresi © eserler arasında bulunuyordu. Ve meş- bur terzi ressam Paul P. kadında en büyük güzelli bir “tablo yapmıştı. 'akat Londra kadınlarının sergide gördükleri hiçte güzel aciz mi diye olmıyan bir sürü resimlerden ibaretti. Bunlarda bilinen © güzellik mefhumile alâkadar bir şey gö- rülmediği gibi elli resimden hiç biri de birdiğerine benzemiyordu. Eğer önceden söylenmemiş olsaydı hiç bir ziyaretçi her hangi iki portreye aym ka- dının modellik etmiş olduğunu aklına bile getirmezdi. Hattâ bir aile benzeyişi bile yoktu. Şayanı dikkat bir nokta şu idi ki Mile Lani resimlerin bazısında, oldü- gundan yirmi yaş yaşlı görünü- .İyordu. Bittabi gazetede tenkitler başladı. Fakat ressamların ver- diği cevap hep birdi. Genç ka- dın onların san'atkâr gözüne o oturuşta öyle görünmüştü! Ve bunu biraz san'atkâr ruhuna malık bir adam anlamakta güç lük çekmezdi. Bu ruha malik olmıyan halk sürüsüne ise san- atkârın bunu anlatmağa çalış- ması boş ve lüzumsuzdu. Fakat bu halk ( sürüsünden bir iki kişi Parise giderek Mlle Lani'nin fotoğrafım (aldılar ve Londraya getirdiler. £ Fotoğraf resimlerden hiç birine biraz ol- sun benzemiyordu. Fotoğrafın yanilmiyacağı fen- ni bir hakikattı. O halde, bü- yük sanatkârların yanılmış olma- ları lâzımdı. Sanatkârlar bu itti- ham karşısında, tabiatı tahrif it- hamı karşısında köpürdüler ve bytün sanatkârlar Poul Poireti haklarını müdafaa için intihap ettiler. Terzi ressam beliğ bir müdafaada bulundu. Biz çizgileri olduklari gibi tesbitle mükellef de bunu fotoğraf makine- sinin ölü gözü mükemn.cen ya- pabilir, ressam modelin her sa- niye değişen manalarini, ifade- lerini tesbit eder, onun çizgile- Resamların aklı Bir sergide ıstırap veren müşahe- kübism, | Güzel eden kim? rini kopya etmez; ruhunu res- meder; eğer Mille Lani bir re- simde yirmi yaş yaşlı görüni yorsa hiç şüphe etmemelidir ki o dakikada ruhu öyle hisset- mekte idi. M. Poiretin kanaatin ce büyük bir sükutu hayal, ü- züntü içinde uykusuz geçön bir gece bir kadını muvakkaten yirmi yaş birden ihtiyarlatmıya kâfidi. M. Poiret bir artistin gözle- rindeki rontken kuvvetinin ne kadar derinliklere nüfuz edebi- leceğini göstermek için Pafazoff un eserine nazarı dikkati celb- etmiştir. Pafazoff bu eserinde Lani'nin ruhunu çizmiştir. Bu ruh hiç bir ruhiyatçının bile tasav- vuruna sığmiyacak kadar garip bir ruhtur. Bunda Lani'nin gü- zel et ve kemiğinden en ufak bir eser bile yoktur. Bazı kimseler Mile Lani çeh- resini - değiştirmek . kabi malik olduğunu farzettiler. Fa- kat polis tebdili kiyafet müte- hassısları fotoğrafla bazı tablolar arasındaki büyük farkın ancak cerrah elile vücuda getirilebile- ceğini söylediler. Bunun üzerine sanatkârların gözlerinde bir gay- ri tabiilik olduğu bunların da eski Felemenk üstatları gibi gü- zel kadını göremediklerini ileri sürüldü. Bu tahkir üzerine sa- nakârlarla münakkitler arasında münakaşa ateşlendi. Fakat şu muhakkaktı ki Mille Lani çok güzel bir kadındı, ve çehresinin bir çok ifadeleri vardı. Poiret'nin dediği gibi yüzünde ayni zamanda sadakat, hiyanet safiyet, ahlaksızlık, aşk, nefret, alay, ıstırap okunur. Japon san- atkârı Fucistanın dediği gibi güneş, bulutlu, yağmur ve fır na görülüyor. Maria Lani Lehis- tanda Rus ana babadan doğmuş ve Almanyada film aktristliği etmiş ve sonra Pariste sahneye çıkmıştır. Meşhur ressam Pascin münden evvel ölü- Lani'nin resmini yapmağa (başlamış fakat ilk krokiyi çizdikten sonra genç kadının yüzüne bakmamış, res- me başladıktan bir hafta son- ra © şöhretinin ve en yüksek noktasına varmak iddia edi- servetinin pek salim olmadığı liyor. Bu sihirli güzelliğin altinda resmini genç tesiri kadının esrarlı yüzüne bakmadan yap- tıkları pek salim olmadığını iddia ediliyor. Bu sihirli güzelliğin altındâ şuurunu © kaybetmeden tetkik edebilmiş bir Algın ti- yatro rejisörü, “kadını şöyle tarif ediyor. Lani ufak tefek yapılıdır. Sa- cı siyahtır. İnce ve çok mütena- sip bir vücudu vardır, Fevkali- de güzel olan dudakları dünya- nın en inci gibi dişlerini örter. Laninin kendine mahsus bir alı- mı. vardır. Berlinde ve Pariste ona benzer bir kadın daha yok- Sanatin çiziliş hudutları yok tur. Ve her sanatkâr, her insan gibi, hislerinde ve onların if- desinde serbesttir. Fakat bir insan resminin insâna benzemesi şart 'de basi üzerine herhangi şeyi, ya” niz kendi anladığı bir mana e karalıyan herkes bir sanatkâr dir. ve kafalarının da tesiri esrarlı e, bir ressam muşam-