di “ alâkalı >-Artık bu inkılâplar Millete. mal olmuştur Suızan E -devrı tarihe karışmıştır D : - Emin Soysa “Ada «din işinin Mechs korı-' . ._dorlarında, Mechs kursusunde munakaşa edi- 1 e © 0 -— i:şli.ühnısşAo : 'c;ııt IN, sayı 29 : : lunulduguna meml ket nce şüp- heler olduğuna bizzat kabınenm de kani bu- lunduğunu, »söylemekten başka bir şey diye- medi. cılığını İstismar -Demokrat Partı namına programı tenkid ““eden Adnan Menderes ise bu mesele üzerinde © hiç durmadı, «vicdan ve düşünce hürriyeti- / nin esas alınmasını ve lâikliğin viçdan hürri- yeti pinesipi içinde tarif ve izah olunmasını .yerinde bulmaktayız» demekle iktifa etti. Bu çi | hususta Halk Partisi ile Demokrat Parti ara- sında ayrıhk gayrıhk olmadıgını anlatmak istedi. Programın ]aıklık kısmı hakkında yalnız, Millet Partisi namına konuşan Osman Nuri Ki ni biraz tenkidde bulundu: Huku.metın laıklık telâkkisinde isabet yok— adamlarının hükümet işine karışmama- ları nasıl lâzımsa, hükümetin de din meselelerine, . in işlerine müdahale etmemelerı gerektir. Mese- lâ Diyanet İşleri Riyasetı va dini evkaf' gibi teşek- küllerin resmi devlet teşkılatmda yer almamaları > şarttır. Bunların, cemaati İslâmiye idaresine de- “ yirleri B hareket edılerek İâikliğin kemaliyle tatbiki cihe- * 'lâzımdır. Bu mevzuda. Anayasaya uygun vehim ve vesveseden âzade bır yol kanunlar * uzermde tadilât yapılmalıdır: lecek mevzu -olmaması lâzımgeldiğini ve bu- raya'din işini görüşmek için gelmedıklermın : îsoyledı Mekteplerde dın derslerinin Kabulü- : ' kurle, fazılet tirmmsali olan Şemseddm Gunal— ? taya muvaffakıyetler temenm» eyle - İşte -programdaki laıklık bahsi uzermde . bu kadar durulmuş; uzun boaylu bir münaka- şa mevzuu olmamıştı! mhabirlerinin tahminlerine göre bu ara Ta Ö2 meselenin <ciddi'mühakaşalara- konu olacağı -* bildirilmişti.: Çünkü kabine reisinin ilmi ve - ” İslâmi bir şahsiyeti vardı ki lâiklikle bunun - nasıl tehf ve ımtızac edılecegı matbuatça me- kay- naklarında.n bıhaber, ustadm ilmt ve ıçtımaı : Kim bilir ne maksatla, belki de Demok-: “rat Parti reisini taklit hewesiyle; evvelce ta- sarladığı istifa ıçm 1aık11g1 ve mkılap uma- : edi, * reisi hakkında İAhut feda ettiğine inanmak icap eder. Halbu-x | i | . sındaki şahsı kanaat ve ma.nçlaı'ı Şemseddm j Y.. 'Halbuki gazetelerin . gayri vâkıf bazı genç ve görgü- 7 “süz muhaı'nrler, Şernseddin Günaltayı adeta k bir şeybülislâm - .gibi gosteımek gayretini bulunmuşlardı. Hattâ Millt Eğitim Bakanıı 'Banguoğlu bile bir vakfei tereddüt geçirmiş- ti. Bazı parti gazeteleri böyle bir'fırtına kar- şısında nasıl dümen kıracaklarını duşunmege başladılar. — Yalnız ılımde değil, sıyasette de yüksek bir kudret ve kiyaset sahibi olan / Üstat, bu. zehaplan gıdermekte çok sıkmtı 'çekmedi. Nihat Erim, Banguoğlu, Cemıl Bar- | las gibi zatları kabineye alması. ortahgı hay- rete düşürdü. Arkasından Halk Partisinin İâ- iklik umdesi hakkında kat'i teminat da.- ve- rilince, geniş bir ferahlık husule geldı Parti — gazeteleri de dümen kırmak muşkulatmdan : -kurtulduklarına sevindile Bazılarına göre, programda laıkhge daır kat'i teminat verilmesi ve bu konu uzermde " fazlaca durulması, bazı ma.hîıllerce “kabine x hâsıl olan "yanlış zehapların | izalesi için olduğu ve buna. luzum gosteren -daha ziyade Nihat Erim olduğu ileri surul—f mektedir. Çünkü Nihat Erim ve: aı'kadaşları, Va © başka türlü, kabıneye gıremezler, _Guns.ltay-) la teşriki mesai edemezlerdi. Mamafih, bizce, böyle duşunmek boyle rsiz zehap ve tevillerle uğraşmak doğr ğıldır Eğer Halk Partisi: erkanmı bırbı.rme : /-bağlıyan bağın mânevi bıı' rab ta oldugu Zan- S , ülmüş. O D / (Çünkü o vakit Saracoğlu-il | birinin mutlaka ya-kanaatini gızledıgme, ya—._ İki bunlar kırk yıl bir kazanda kaynasalar yi- | « ne mânen 'birleşemezler. Bunun gibi. Nihat Erım Ve Banguoglunun iman ve itikat saha Gunaltaymkıne uymamakla beraber,. nasıl partide birleşmelerine mâni olmamışsa onun riyaseti altımdaki kabıneye gırmekte de mâni olmaması lazımgel -Yani iki taraftan biri- - nin kanaat ve İmanını; dı erinin kanaat ve . imanına kalbetmış olduguna hukmedılemez Onun. için derler ki, din işini: dun gi-. 'ne karıştırmak doğru olmaz Elbette dogru. o maz. Elbette dunya i 1erının olçusu “din ölçü- süne uymaz. Din ölçi e göre imah ayrılığı bir Vahdet sayı].maz Din ölçüsüne göre, dün- ya menfaati için Allah yolu: ndan ayrılmak olmaz * Halbuki dünya ölçüsüne göre; menfaaf esas- “dir- ve kendilerînce meşru bir l_ıak[:ır. Heıj han