Cilt 1, Sayı 5 SEBİLÜRREŞAD : A Demokrasıde ÂAllah Y ok mu ? Müfritlerin bir kısmı .Kabineye gırıp te bir kısmı harip kalınca aralarında ihtilâf baş gösterdi. Açıkta kalanlardan Behçet Kemal arkadaşlar. hücum — etti.. Taarruzlarını Çankayaya — kadar yükseltti. — Reisicümhu- run el altından işlere karıstıgını, şef usulü- nün devam ettıgmı söyledi, şahsi tahakküm- ©© den, Milletvekillerinin demokraside hiç bir şefin, hiç bir. kurtarıcının itibarına ve kuvve- tti, müdafaa ederek oha milletçe minnettar: olun- «-Mması İcabettiğini sanlatırken Behçet . :Kemal oturdugu yerden şöyle bağırdı; —- Demokrasi devrinde Allah yoktur' | Behçet Kemal'in bu sozu fikirler üzerin-. .de bir bomba tesiri yaptı. Kabıneye gireme- diği için ne kadar asabileşmiş olduğu anlaşılı- yordu. Yoksa o, bu sözü soylıyebılecek mev- kide değildi. Çünkü o, vaktiy uEy Samsunda karaya çıkan Ilah merhaba' n O, Çankayada oturanlara « Allah» Demişti. demeğe alışmıştır, amma nasılsa bu. defa in- kâr yoluna saptı. Bu zat «Allahn» kelimesini “çok diline doladı. Istedıgme bü payeyi veri- - yor, 1stemedıgınden nez'ediyor. Zavallı kul! şimdi Allahsız ka d, Ağla dil, ağla, durma hahme' Ne büyük saygısızlık! HAMELEI KUR’ANA PEYGAMBER TARA- FINDAN VERİLEN YUKSEK ŞEREF İLE KIMSENİN OYNAMAĞA HAKKI YOKTUÜR Ibrahım Alâaddin Gövsa ötedenberi cid- di tanınmış, müslümanların hislerine dokun- şta bir - çocuğun Kur'anı hifzettiğinden' dolayı «Hürriyet» gaze- -“tesinde istihfafkârane bi ryazı yaşmıştir. Doğrü- su, kendisinden hiç- beklenilmiyen bir hareket! Yasvire İzmitten . gelen hir mektupta yedi ya- şında bir kızın Kur" anı hifzettiği ve bunun için camide güzel bir dini tören yapıldığı yazılmıştı. İbrahim Alâeddin Bey «bebek hâfız» diye alaylı sözlerle çocuğu hıfzı Kur'ana. - sevkedenleri: tahtie ediyor, ı<Mustesna çocuklarm memle- Kketçe 1 tara- “ fından kendileri ve- yurdlar 1 için “en faydalı olacak surette- yetistirilmek ıhtıyacmdan» bahsederek bu çöcüuğun hıfzı Kur'anla dima- ğinı yormak doğru olmadıgını söylüyor. ğer bu çocuk - Kur'anı hıfzetmeyip te meselâ keman çalsaydı. ve bir musiki konseri verseydi, acaba üstad, yine böyle vaktinden ' evvel çocuğun dimağı yorulduğundan mı hahsedecekti? Yoksa «müstesna bir kabiliyet, fevkalâde bir hadıse'» diye alkişlayacak mrm idi? Nitekim meşhur musikişinaslardan Ya- hudi Manahim dört yaşmda keman çaldığın- . dan, konser Verdıgınden dolayı bütün dünya- - ca'takdirlere mazhar olmuş, hiç kımse tara- fından.takbih edılmemıstır pek- nadir hadıselerdır mustesna kabıhyet]er olabilir. hanca takdire lâyık bülunuür da Kur'arıı hiİze- dince neden takbihe sayan görülür? Bunu bir zuppe muharrir yazsaydı, tabii görürdük. Fa- kat İbrahim Alâzddin gibi ağır başlı bir ya- zarın bu mânasız tenkidi cidden hayretimizi mucip oldu, İbrahim Alâaddin bey üstadımız, fıkrası için mevzu mu bulamadılar? Ayni ga- Böyle .zetenin ayni sütunlarında Romada papalık merkezinde Mehmet Ali Molla ismiyle misyo- nerlik €eden mürted bir papas hiç nazarı dik- katletini çekmedi mi? Bu ğgazetenin «Türk -. Yeisi ruhanısı» diye takdim ettiği bu katolik' papazmın sözleri hiç kendisinin dint ve mil- 'H hislerine dokunmadı da İzmitte Müslüman bir Türk çocuğunun Kur'anı hıfzetmesi mi : kendısını,muteessır etti? Cıdden teessüf olu- "nacak bir hareket! Sonra yazıda asıl mühim bir nokta var ki — bu, muharfririn yalnız ciddiyet ve şerefiyle - değil,iman ve itikadı ile-de kabili telif olup olmadıgı tetkike şayandır. Diyorlar ki: ur'anı hâmil olanlar ümmetimin eş-” : rafıdır) mealindeki Hadisi Şerif, ancak on uç asır önceki Arabistan içindir.» Kalbinde müslümanlık imanını taşıyan bir adamın böyle söylemesi insânı hayretlere * dusurur Hazı'etı Peygamberin Hafızı Kur'an- misyonerlerin bile böyle bir tecavüzde buluh- dukları görülmemiştir. İbrahim Alâaddin. bey ustadımız bilme- Musikide a-