Haftanın yazısı Dalgınım bugünlerde.. Dalgınım bugünlerde. Burnumun önünden geçen ahbapları tanımı - yorum; bana içerliyorlar. İçerle - mesinler! Dalgınım bugünlerde... O kadar dalgınım ki, geçende bir memura (beyefendi) dedim. Fena halde kızdı... — Ağzını topla! dedi. Zateno demese bile ben çoktan toplamış - tim ağzımı! (Bu ağız toplamak lâfı da bir a- cayip sözdür. Dostlarımdan rah - metli Küçük Etem böyle o (ağzını topla!) dendiği zaman dudakları - nı büzerdi. Çoğu gazetecilerin a - Zızları böyledir. Goncaya benzer. Sıcak görünce açılırlar. Kış görün- ce büzülürler.)| Dahası var. | İki gün evvel beni kadınlık kongresi o delegelerinden rdılar. Dalmı - erkek sıfatlar o kullanıyormuşum. Nihayet kadıncağız bana: — Sizin de fransızcanız, benimki gibi zayıf, dedi. Dişi kelime yerine erkek kul lanryorsunuz.. Farkına vardım ama hiç bozma- dım... Gülerek: — Evet, dedim, madam. Şimdi bütün dünya fransızcayı iyi bilmiyor da erkek yerine kadın, kadın yerinde erkek kulla” Biyer...» Ayrılırken kadının şapkasını be- nimki diye © almışım... Katıldılar gülmekten... Dalgınım bugünler - de. Reverans yani Bektaşi utılahın- da niyaz hareketine | pek meraklı birini tanırım. İnsanların kendine olan hürmetini yapılan (reverans) ın zaviyesile ölçer. Buna rastgeldim. Hiç değilse bir baş eğmek lâzımdı. Bense im sporcu çocuklardan bi- ine rastlamışım gibi elimi havaya Ml e Sİ yelpezeledin. Hemen kırdığım potu farkettim a- ma, iş işten geçti. Herif suratını ö- teye li, Benim elim havada boş kaldı. Kolum uyuşmuş ta onu hareket ettiriyormuşum gibi yapa - rak ortada kalmış vaziyetimi tsla - ha . Görenler yuttular mı, yatmadılar mı bilmem... Dedim ya dalgınım bugünlerde... Geçenlerde bir © ayağıma siyah, öteki ayağıma maron kundura gi yip aparlıman kapısına kadar çi tığımı söylersem inanır mısınız?... Bereket, sokağa çıkmadan farkına vardım. Neden farkettim — biliyor musumuz?.. Benim bir çift bağıran kunduram var, Gi; ü ri ondan idi, kundura... Ayağımdan birinin ses. li, birinin © sessiz oluşu kulağıma yabancı geldi de (o baktım ve gör - düm. Dalgınım bugünlerde... Benim gibi, rahmetli Musa Kâ - zım efendiyi de anlatırlar: Kara - köy hamamızdan köprü başına ka- dar nalınlarla gitmiş te farkına var mamış, Bir ahbabı görüp hatırlat - mış... Bir Şeyhülislâm için bu dal - LE ama bizim gibi sıra yazıcılarına yakışmaz. Bereket ki bu dalgınlık paraları seçmiyecek kadar derinleşmedi. Ya bir liralık kayma diye beşlik vermeğe başlar- sam ne olur benim halim... O za - man banka olmadan başka çarem kalmaz. Meşhur dalgınları o bilirsiniz. (Bilmezseniz de bilir gibi görünün! hep öyle yapıyoruz!| Fransada geçen sene ölen meş - riyaziyeci ve hükümet adamı Painleve bunların başında gelir... Kaç defa merasime giderken #rakı giymeyi unutup pardösüyü yele - ğin üstüne giydiğini söylerler... Bizde dalgınların piri — Allah gani gani rahmet etsin — Emrul - lah Efendi idi. Anlattılar: , Bir gün yühçek mektep müdürle. len birisini bir nizamname müna hm için yanına çağırmış. (Ben iste bu zattan size naklediyorum. ) Emrullah efendinin masasının ö - ründe iki tütün tablası, her ikisin- €zde yakılmış birer cigara tütüyor. Kendi de kırmızı mühür mumu ile bazı mektupların üstünü miihürlü- yor. Bunun için masanın üstündeki şemdanda bir mum yanıyor. Müdür gelince pe . mus, cigara paketini açmış bir tane müdüre vermiş bir de kendi almış ve ciğarasını önündeki omumdan yaktıktan sonra muma temenna et miş... Ben de dalgınım, dalgınım ama daha muma selâm vermeğe başla - madım... B. FELEK Etlerinden sakınınız! T, Tart BLurwir ewe Kurbağalıdere Temiz'etilecek Belediye bu İş için de yirmi bin lira ayırdı Belediye Kurbağalıderenin temiz - İ fakat bütçe bir tedbir msi im muvafık bulmuştur. Bu tahsisat 1935 yılı bütçesine kon- in, Kurbağalıderenin temiz - lenmesi işine bu yaz başlanabilecek - tir. Çubukludaki depolar Belediyenin Çubukludaki mevaddı müşteile © depolarmın — genişletilmesi in bir pro- uradaki depolar kâfi Daha bir kısım depo- lar inşa ettirilmek için tahsisat ayrıl maştır, Yaj ın hesaplara göre bu depola- rm ihtiyaca tamamen uygun bir hale getirilmesi için 600 bin liraya ihtiyaç Igörülmektedir. Yenibahça stady mu Yenibahçede yapılacak şehir stad- yomu için e kadar 90 bin Tira- İlk istimlile yapılmıştır. Yapılan ke- şiflere göre daha 250 bin liralık timlâk yapmak lâzım gelmektedir. Bir kısım arazi ve binaların istimlâki için bu malların sahiplerile kolay uyuşu - lamamaktadır. Belediye ile Evkaf arasında ihtilâf Belediye ile evkaf arasındaki mubte- Mi anlaşamamazlıklar dolayısile bir ha- kem heyeti teşkili hükümetçe (muvafık görülmüş ve bu hakem heyetinin tanın- miş ve hukukçu saylavlarımızdan mürek- keb olması münasip yeni Şehir meclisinden iyet alındığı ei bugünlerde hakem reyetine girecek seçilmesi, yapılacaktır. ğe ile evkaf arasındaki bu ili Jaflar yüzünden bir çok gelir membaların- dan #ki taraf da istifade edemiyor. Bu s6- beple hakem heyeti tetkikatını mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda bitirecek- ir Belediye ile Ajans arasında ilân ihii'âlı Belediyenin hükümetten aldığı ilân imtiyazı bir kaç sene evvel bir mulave- kile Anadolu Ajansına « Fakat o arasında çıkan anla, ilam dolayı- sile bu mukavele tamamile tatbik edile- i- | memiş ve eski mukaveleyi tadil eden ye- ni bir mukavele geçenlerde imza edilmiş. Male son mukaveleye de riayet €- ilâri sürerek © mukavelenin eskisi e Ajans aleyhinde kanuni taki- bat yapılması için şehir meclisinden sa lâbiyet almıştır. Bu salâhiyet üzerine © belediye ajans aleyhine dava açmak için tetkikat yap- maktadır. Belediye mukerdleye riayet © ilân gelirinden temiz ve hilesiz süt içebil- mek için tavsiye edilen tedbirler beledi- ye müdürlüğü tarafından tetkik edilmekte idi. Bu tetkikat bitökten sonra belediye re- Ma yapacak» laz henüz — bitmediği için teklif yetiştirilememiş- raziyet çıkarsa, hir meclisinin teşrinisani toplantısını bek- Yek lâzım gelecektir. Adalara su ükadaya su taşımak üzere be- in piy; iki gemi satın al- ia kararından haberdar olan bir çok gemi sahipleri teklifte bulunmuş” Üre Fakat deniz abesle nizam « namesi üzerine on beş yaşından daha eski gemi almak menedildiği be- lediye daha yenileri tercih edecektir. Belediye yeni iki gemi sahibi ile pa zarlığa başlamıştır. Adaya döşenecek boruların nihayet yirmi O gün içinde döşenmesi bitmiş olacaktır. Bir tütün kaçakcısile çarpışma Erdek civarında hüviyeti | meçhul bir tütün kaçakçısile da muba - faza memurları arasında bir müsade me olmuştur. Meçhul kaçakçı memur- larm şiddetli takibatından kurtulamı- yacağını kestirerek sırtındaki kaçak tülün çuvalını atmış ve arazinin art - ın İstifade suretile kaçmıştır. Çuvalda 15 kilo kıyılmış tütün çık - mıştır. Takibata devam ediliyor. kitaplar te Uçüncü Etibba odası, Türk hekimle- ri tarafından vücude getirilen eserleri ye ni nesle tanıtmak üzere Türkiyada ilk o- larak bir tıbbi ve sıhhi kitaplar sergisi açmağa karar vermiş ve bu sergi dür! Etibba Odasının Cağaloğlundaki merke- zinde merasim ile açılmıştır. Serginin açılma merasiminde şehrimiz. de bulunmuş tanınmış odektorlarımızın ekserisi ve saylav doktorlarımız, şehir meclisi âzaları, belediye reisi muavini Hamit ile Tıp talebeleri doktor bayanlar j ve kalabalık bir kitle bulunmuştur. Merasime kolordu müzikasmın çaldığı İstiklâl marşı ile başlanmıştır. Sergiyi açan bakteriyoloğ Ihsan Sami bir söylevde bulunarak şu izahatı ver - miştiri. Türk hekimleri orta zamanda arapça eserler yazmışlardır. Selçuk imparatorluğu zamanında yaz- dıkları tıbbi eserlerin çoğu arapçadır. A- rada farsça olanları da vardır. Osmanlı Türkleri zamanında gserler hep türkçe yazılmıştır. Bizde ilk türkçe tp kitabı 1389 da Geredeli İshak bin Murat tarafından yazılmıştır. Edviye hakkındadır. Ve bunların hassalarından bahseder. Bu tarihten itibaren türkçe te- lifler tevali eder, XIV üncü asır sonla - rında Ahmet Dai ve Ahmedin türkçe te- lifleri vardır. XV inci Şerefettin bin Alinin mühim ve türkçe telifleri vardır. Bundan sonra eserler te- vali eder. XVİ devai, Şirvanlı Şerm- settin Nidai eserler o yazmiştır. Bunlar hep W XVII inci asırda Emir Çelebi Zeyne - Mibidinin eserleri görülür. bin Nas- rullah lâtinceden Bsanımıza çe - virmeler yapmıştır. Bu asrın en mühim müelliflerinden aba zade Mustafa Feyzi vardır. Bursalı Alinin lâtinceden tercümeleri mevcuttur. XVMI inci asırda Şaban Şifai, Omer Şifai, Kâtipzade Refi, Nuh, Vesim Ab - bas efendilerin çok kıymetli eserleri mev cuttur, XIX uncu asırda Şani zade Atâullah efendinin mühim tercüme ve telifleri var, XIX uncu asır mısfından sonra mekte arkadaşlarının himmetile fransızça ted - risat türkçeye döndürülmüş, ve bu arada doksana yakn türkçe tıp kitabı. vücuda getirilmiştir. Atatürkün yarattığı cümhuriyetin ku- ruluşundan itibaren Memleketimizde yu ilmi cemiyetler teşekkül etmiştir Türk Tıp Encümeni, Tin Cm Cemiyeti, Uv. roloji Cemiyeti, Bakteriyoloji Cemiyeti, "İCik ve Zührevi hastalıklar cemiyeti, Has | tabakıcı ve cemiyeti, cerrahi ama jinekoloji €e- miş cemiyeti, Etibba mikat cemi oto Di larinkoloji De ce miyeti, diş tabipleri cemiyeti, fannako » loğlar birliği, ebeler cemiyeti ve şu mec- mualar intiaşr etmiş ve etmektedir. Sıhhiye mecmuası (Sıhhat nın), İstanbul seriryatı, tıp dünyası, Türk tıp cemiyeti mecmuası, mec müası, Türkiye Hilâliahmer cemiyeti mecmuası, tedavi seriryatı mecmuası, Türk Jinekoloji arşivi, Üroloji kiliniği, tabipleri Çocuk kılmiği, diş sonra Türk doktorluğunun geçirdiği saf- haları anlatmış ve cümhuriyet devrinde hekimliğin inkişafını anlatarak (alkışlar srasında nutkuna nihayet vermiştir. — i İhsan Sami Garattan sonra tıp tarihi muallimi doktor Bay Süheyl de sergide bulunan kitapların ilmi kıymetleri hak - kında izahat vermiştir - Bundan sonra da Tıp talebesi namına Tıp Talebe Cemiyeti genel kâtibi Bay Namık ta bir söylev söylemiştir. Nihayet en önde Hilâliahmer başkanı Bay Ali Çalımlı olduğu halde yukarı sa- lona çıkılarak sergi salonları gezilmiştir. bi tıbbiye hocalarından Karımlı Aziz ve | Sergide teşhir edilen eserlerden bazıları Tıbbi ve sıhhi kitaplar sergisi Sergide çok şayanı dikkat şhir ediliyor Eskiden Tıbbiyeden mezun olan doktorlar nasıl yemin ederlerdi.Türktababet âleminde şimdiye kadar neşredilen kitaplar ve mecmualar vesaire ni ve sıhhi çok eski kitaplar ve mecmua- lar, Z — Yeni harflerle basılan tıbbi ve sıh- hi kitaplar ile mecmualar ve gazeteler. 3 — Doktorların icat etmiş oldukları alâtı tubbiye (eski ve yenileri ile muka- yeseki tedavi usulleri.) Bunlardan başka sergide siyah bir höc- re yapılmış üzerine (memleket ve mes leği üğruna can veren Türk | hekimine saygı) ifadeleri yazılmıştı. Ayrı bir sırada da Abdullah Yahya- nin diplomaları asıkmıştı Sergide evvelce ölmüş büyük doktor. ların resimleri, ve İbni Sinanın büyük bir resmi, bakteriyoloy Fethinin insan bar - saklarında yaşıyan parazit ve mikropla. rı hakkında İeymetli bir tablosu. Hilâliahmer hastabakıcı hemşire mek - tebine ait resimlerle Heybeli sanatoryo- sm, Gureba, Darülüceze, Gülhane hasta- nelerinin resimleri göze çarpıyordu . Diğer bir odada diş tababeti mektebi profesörlerinden doktor Ziya Cemal, Su- st İsmail, Orhan Abdullah, Halil İlyas, Galip Abdi, Bayan Neriman tarafların. dan ayrı ayrı eamekânlarda sihhi ve gay- yordu - Bundan başka Tıbbiyeden mezun olan eski doktorların riöktepten çıkarken yap- ıkları yemin bir camekânda gösteriliyor. du. Bu yeminin suretini aşağıya aynen a- lıyoruzi Hayatımı tahsil eylediğim sanatı celili tababetin icrasma hasrettikçe, hastagâ- nın emri tedavisinde usulü fem ve samat- İn muameleden biran hali kalmıyacağı- ma, Fakir ve bikeslere hasbillâh müdavat- tan.biri fakir diğeri geni iki kimseyi te- davi etmek üzere bir anda davet olundu. ğum halde, ücreti kıdemiyeyi nazan © hemnsiyete almıyarak, evvelâ fakirin da- yetine ienbet ve bir an akdem (iktisabı | âfiyet eylemesine sarfı © mesaiden geru | durmsyacağıma, Gerek emrazı âdiye için, gerek emrazı | sariye ve müstevliyenin icrayi ahicimında gece gündüz her kimse tarafından da- vet edilirse derhal icabetten istinkâf et. miyeceğime , Hastağândan fahiş ücret metalibesinde bulunmıyacağıma ve para almak maksa- öile hastalıklarını izam etmeyip, hizme time ve hastagânin haline münasip ücre. ti kadimeyi kabul ederek muhalifi viç. dan bir surette hareket etmiyeceğime, Tesemmüm usulünü ve iskati cenin tarikini pe kimseye talim ne de kendim fili mezküre cür'et etmiyeceğime, Muhalifi hakikat ne vazıhan ve ne de müellen rapor vermiyeceğime, Hastagâna karşı her türlü suiniyet bes lemiyeçeğime ve dairci namus ve iffet. ten inhiraf etmiyeceğime, namus ve iti. barımı hüsnü muhafaza ile beraber mes. lektaşlarım hakkında her güna zem ve kadih gibi ef'alde bulunmıyacağıma, Tahtı tedavide bulunan © ailenin has. belmeslek vakıf — olduğum esrarı zatiye- sini kimseye ifşa etmiyeceğime, hiç bir veçhile — fesada âlet © olmıyacağıma, ve istikametten asla inhiraf etmiyerek ka - Bunu esasi ve moşrutiyete sadakatten ay- rılmıyacağıma , Mevduu yeddi emanetim olan emvali devleti ziyaa sebebiyet o vermiyeceğime ve bir marizin emri tedavisinde şüphem olduğu takdirde diğer meslektaşlarıma müracatta kibrü gurur gösterip hastanın bayatını tehlikede bırakmıyacağıma val- hahisy, ŞEHIR HABERLERİ POLİSTE: Çenberlitaşta Bir kumarhane bulundu, 9 kumarbaz yakalandı Dün İstanbul Emniyet müdürlüğü kumar masası memurları Çenberlitaş- ta bir kumarhane ortaya çıkarmışlar» dır. Çenberlitaşia Vezirhan caddesinde Şakir isminde bir adamın kiraladığı 72 numaralı kahvenin üstündeki odada kumar oynandığı haber alınmca me- murlar tarafından yakalama şekli ta- sarlanmış ve kumarbazlar tam oyuna başladıkları sırada suç üzeri yakalan» muşlardır. Baskın anında ortada bulunan 42 lira 49 kuruş kumar parası ile kumar levazımından olan 195 fiş, üç zar, bir masa ve bir masa örtüsü 9 #andalye zar atmağa yarayan 8 zarf dışardan i- gerinin görünmemesi kullanılan 3 ir perde ele geçirilmi; » Münir, Ab, diğer bir Ali, Mehmet, Şakir, Sadık, Ismail ve Os - man isminde 9 kumarbaz da yakalan- mıştır. Suçlular hakkında lâzım ge - len takibat yapılmaktadır. Fazla rakı ikram etmiyen ev sahibini yaraladılar Evvelki gece Fatih Camiikebir ma- hallesinde mezarlık sokağında otu - Tan Mustafanın canı arkadaşlarile heraber rakı içmek istemiştir. Akşam Şükrü ve Pepe Mustafa isminde diğer Bir arkadaşını yanına alarak eve git- e aldıkları rakıyı hep beraber iç- lar, geç vakte kadar bö ree eğlenmişlerdir. Saat 9 u geçtikten sonra aldıkları rakı bitmiştir. Artık dağılmak f lemiş- tir. Aldığı cevap "Artık yetişir epey- <e içtik,, olmuş Pepe Mustafa da buna fena halde kızmıştır. Hırsını almak için hemen yerde du: ran boş rakı şişesini kaparak & daha çok ikram etmiyen ev sahibinin kafa- sına yapıştırmıştır. Kırılan şişe Mustafanın başını yar- mış ve yüzünü kesmiştir. Diğer konuk Şükrü arkadaşı Mus - tafanm suratından kanlar akarak de yattığını görünce fena haldu kız - Mış ve “ben sana gösteririm,, diyerek usturasın: çekip Pepe Mustafanın üs tüne atlamıştır. Zaten bam sarhoş ve hem de şaşkın bir halde olan (o Pepe Mustafa Şükrüye karşı o koyamamış, Şükrü de onu usturasile yüzünden ke- serek yaralamıştır. Bu arada çıkan gürültü etraftan duyularak polise haber verilmiştir. Yaralılar derhal Cerrahpaşa hasta- hanesine götürülmüş, Şükrü de yaka- lanmıştır. Iş ararkan Beyoğlunda Hava sokağında otu « ran Şevket adında adam evvelki gün iş araken, Celâl isminde biri ya- pına sokulmuş ve kendisine iş bulmak için yardım edeceğini söylemiştir. Ce- lâl, Şevketin 35 lirasını dolandırmış ve ortadan kaybolmuştur. P. ahki- hat yapıyor. Yük taşırkan Balıkpazarında Tütün gümrüğünde bir hana yük taşıyan Petürgeli Bayram adın- da bir hamal, sırtında yük ile çıkarken, merdivenin üst katından ayağı kay - miş ve düşmüştür. aki yük ağır olduğundan Bay ram (merdivenlerde | tutunamamış, yükle beraber alt kata kadar yuvar - İni Bu düşmede Bayramın bel rılmış, başından da ağır su- rette yaralanmıştır. Can acısile bayı- an Bayram, söz / söyliyemiyecek bir halde hastaneye kaldırılmıştır. Yara» mz ağır olduğundan hayatı teh- ikelidir. inan cetveldir) 18 NİSAN 935 AKŞAM GIYATLARI AŞTIKKAZLAR TAHVİLAT Tatikrazı dahili Kuponsuz Rabtım 1050 Ergani 0450 A. mümessil 5108 Kuponsnz 20755 An. tahvili. 4375 ei 7825 $ An. tahvili HE 4850 ai 2880 &SHAM İş Bankası sama 9,50 $ Reji kuponuz. 230 » Hamiline > 830 $ Telefon 1328 a 90 $ Terkos 119 1208 " 04 İŞ irtihat dey, 00 Tramvay 30:50 $ Şark dez. o. Anadolu hisse 2520 $ Balye ım Şir. Hayriye © 1680 m. ceza 4S ÇEK F YATLARI iz 5 M: 10,89,75 Nüyork Berin 19732 Cenevre 245 İ Madrit 8,4140 Atina 83,94İ Budapeşte 450,88 Brüksel ES $ Vorşora 42220 Amsterdam © 1/1708 Bükreş 781 Solya 1 $ Viyana 423,06 NUKUT (Satış) Kurma! Kuru, F.F, 169 ik s15 Kemer ee Şak, lerire man 1 Kor, Çek 88 İ 1 Mark “ A ğilaAr. o 23S0ğ 1 Ze un 1 İsterlin 610 $ 20 Lay u Le o e ı —— 0 F, Belçika ". Alt ..7 30 Drahmi ” Medldiye o 81 1 Florin Mİ Bankasi | 28 | Kağıllar kongresi Kadınlar kongresi evvelki gün Yıldızda açıldı. Yıldız, bea meme kek leketten gelen kadınlarla ödelâ bir kayruklu yıldız oldu, bir keşan oldu.. Zaten nasıl, nın, filmin birer yıldızı varsüş muhtelif diyarların kadınları d8 kendi kadınlık ölemlerinin BİTE yıldızı değil miydi? Kongre çok enteresan oldu. mıştık. Fakat bu kongrede rimiz, Yıldızın muhteşem del ları arasında ve “daimi ondülür © yonların,, dalgaları içine düştü Birçok yurdlardan gelen köz dınlar, siyasi, içtimai, iktisadi, ak lâki haklarının peşinde dolapit? larken, kadının öz hakkı olan 2 zelliği de elden bırakmamaya bik hassa itina etmişlerdi. Orm insan: derhal muhtelif kıyafı içinde bir zarafet yarışı karşısı” da bulunduğunu zannediyordu. Her memleketin kendisine gölü güzel olan giyiniş tarzları çok ca lı bir şekilde teşhir ediliyordu. Dedik ya; kadınlar güzellik 8 zerafet meselesini her şeyden ha üstün tutuyorlardı. Bunu zaten fotoğrafçımızın 1& simlerinden de hissetmek kabil di. Birçok murahhaslar, resim tirmek istememişler, ve bu resif leri bizzat kendilerinin rini söylemişlerdi. Kadınların 48 * biatile hiç tanımadıkları bir fotoğ” rafçıya çehrelerinin hatlarınt © manet etmeleri doğru Elbette çektirdikleri iocoğrefiii £ çinde kendilerinin beğenmedikle" ri yazlar simi drmalesal İİİ lerde velev beş on sene evveli de ait olsa bu pozların | geçmesi daha muvafık olurdu. Fakat nedense ilk ihanet fotoğ” rafçılardan başladı. Ve muhabir * ler, hep bir arada toplanıp rum aramak için Istanbula gelen kadınların bu en büyük hakların tanımadılar.. Şak şak resimlerini çektiler. BU fotoğraf hücumu, © kongre bitent kadar devam edeceğe de benzi yor. Evet kongre çok enteresan ol * du. Şimdiye kadar bir çok kong?” lerde, hele yaz günleri ekseriyeti toplayabilen içtimalrda, insan ba- pıdan içeri girince, ek$i bir ter "© hasile karşılaşırdı. Fakat kadınlar kongresinde hâ- kim olan koku, daha çok bir lâvan- ta ve esans kokusu idi. Bu toplar, tıda Avusturalyadan o Amerikayâ kadar olan memleketlerden gelen muhtelif şekilde ve muhtelif bi, çimde kadın Peren için, hep» gre havasında, hacı yağından, iır- dan, ve Akdeniz adalarının dış gi cırdatan sakız kokularından tutun da, leylâk, yasemin, gül yağı, v6 muhtelif levanta kokuları birbirine karışarak insanın genzine mayho$, mayhoş doluyordu. Şurasını geçerken kaydedelim ki kongreye dinleyici olarak iştirak eden kadınların söründükleri KöZ ku, bu havayı daha çok keskinleş- tiriyordu. Ve bazan pudra e ponlarından uçan zerreler bu ha- oldu ki, bir çok dinleyici kadınlar, davetiye bulamadıkları için e girememenin azabile Çünkü bilmem hangi ma rahhasının giydiği elbiseyi gör * mek fırsatını bul. Mümtaz FAJK Araba kazas. Hüseyin Halit Rapora göre “ermiyetin ade Üyesi Türk mil yayım kuramuna, gerilmiş | i 2