e. e aş karşılıklar kılavuzu Listenin neşrine devam ediyoruz | 1 — Öz türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) belde- Xi (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sırası ile uzman- Jarımızın (mütehassıs) yazılarını gazetelere vereceğiz. 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırd edilmesi için, gereğine gö- re İransızcaları da yazılmıs “ayrıca örnekler de konulmustur. 3 — Kökü türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenmiş ve kullanılan şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan hak, asli üğüm olan hüküm, türkçe “çek,, kökünden gelen şekil gibi. Nakliyat — Taşıma — (Fr.) Transport | Örnek: Bizde nakliyatı balıriye git - — terakki etmektedir — Bizde de- hizgel taşma, gitikçe ilerlemektedir. Tesniti nakliye — Taşıma b Moyens de transport Örnek: Vesaiti nakliyenin en - yenisi tayyaredir — Taşıma araçlarının en yenisi uçkudur. Encim (Beki Bikibet) — Örnek: Encâm: kâr çiz düşmana teslim etti — İşin sonu, kaleyi düş - “zile Askemlsyon — Sous - Com - i düniş — Alemdemi (T. x& -İ e) Academic Heyet, meclis — Kurul — (Fr.) Assem- “bide, Conseil Örnek: Müşavirlerinin fikirlerini an- amadan iş yapmadı — nda. rının düşüncelerini anlamadan iş yap- Şürü — Danışıt — (Pr.) Conseil va Mâârif Şürâsı — Kültür da - Şörüyi devlet — Danıştay — (Pr) Con sell d'Rtat Me emip Örnek: Endimli bir genç — Boybos- mM çen rg mrk uruba, tayma uy- tıpm son günlerini büyük kay * yi h geçirmişti. Örmek: Enini yürekleri parçalyordu — İniltisi yürekleri parçahıyordu. Enkaz — Yıkıntı Örnek; Enkaz alımda kalanların ade cak olacak hareketler. döl — üren, 2. Örnek: Nesli âti — Atrüren |,| Kimin neslindendir? — Kimin dölün- ? dendir! Evacif — Uydurmalar, düzmeler Örnek: Bu eracife ehemmiyet verme- dik — Bu uydurmaları (dürmelere) ve erâmil maaşları — Öksüz ve dul aylıkları. Erazil — Örnek; az 'nasdan — Budunun Erazil ile — Sıyırıklar takı» mundan Efbab — (ihl anlamına) — Er, Edikli. Örnek: Bay M. işinin eridir Çerba- Hele e Bay ML yapı işinde erdikli. (erbabtır) Er maci — İşi olanlar Karakış Erbain — Örnek: Erbafn kırk gün sürer — Ka- yalış kerk gün sürer. Erkân (Rüesa anlamına) — Başman * Erkân: devlet — Devlet baş- Erkânı — Generstler Erkkârı ad Kurmay — (Pr.) E- tat « major Erkâmi harbiyei umumiye — Genel kur- may — 0) Etat - major göntral Erkânı harb zabiti — Kurmay subay — (Fr.) Offieier d'âtat-major — Pirinç Erzik — Azık Örnek: Burada çalışan amele, erzakt- nı köylerinden get — Burs. da çahşan işçiler, ya erk larını köylerin- den getiriyorlar. Erran — Yakışır, yaraşır Esalet — Assllrk, el; asili, sksoy- Mek, tözünlük Asil — 1 — Asalhı, asil, #ksoy, tözün 2 — (Vekil karşıtı) Esi Örnek: Bu işte esaleten bulunuyo'» rüm — Bu iste esi olarak bulunuyorum Esaret — Kulluk — (Pr.) Servitude Örnek: Türk milleti esarete taham - mül edemez — Türk ulusu kulluğa dayanamaz. Esaret (Ülke've ulusların yabancılara mahkümiveti anlama) — Kölemenlik — (Frn Eselavage Örnek: Hindliler asırlarca esaret ha - Mese — iindüler amırlarca Esaret (Harb esirliği anlamına) — Tut- sakirke Örnek: Düşman ordusunun başkü mandanı"da esarete düşmüştü — Düş- man ordusunun başkomutanı da tut- “düşmandan on binlerce tutsak aldık. Hüsnünün esiri olmuştu — Güzeli - ğinin tutkunu olmuştu. Esirâne — Örnek; Onun yanında esirâne çalış - muştım — Onun yanında kulca, köle- ce çalışmıştım. Esas — Ana — (Fr) Fondamental Örnek: Ana kurallar — Esaş kaideler Esas — Asıl — (Fr) Fond Örnek: Asılsız bilgiler — Esassız ha- vadisler Esas — Dip — (Fr.) Fond Örnek: Dipsiz sözler — Esassız sözler Est — Temel — (Fr.) Fondement, base Örnek: Temel koyma — Vaz'ı esas Esasen — Temelinden, aslından — (Er.) Au ford Örnek: Esasen ben bu işin böyle ola- cağın: daha evvel sezmiştim — Aslın dan ben bu işin böyle olacağını daha önce sezmiştim. Esasi — Anasal, köktel — (Pr.) Consti- tutionnel Örnek : Köksel türeler — Hukuku esa- siye — Droits constitutionnels. Anasal kanun — Kanunu esasi — Loj constitutionnelle. Esasi — Enbaşlı, başlıca, başın — (Fr.) Fondamental, essentiel, principal Örnek: Büdce devletin en başlı (baş- kıca, başm) işlerindendir. Esütir — Mit (T. Kö.) Örnek: Oğuz destanında Türk esâti- rine âid pek mühim izler vardır — O- ğuz epopesinde Türk mitine ilişkin pek önemli izler vardır. Esbab — Sebebler Örnek: Eshabını hazırlamadan hiç bir işe teşebbüs etmemeli — Sebeblerini hazırlâmadan hiç bir işe girişmemeli. Örnek: Size teessüf ederim — Size e- sef ederim. Uğradığınız felâkete pek çok teessüf ettim — Uğradığınız felâkete pek çok eseflendim. Eser — İzer — (Fr) Ocüvre o» Örnek: Hayatında çok eser vermek is- tiyenler, gök ve özlü çalışmalıdır — Hayatında çok izer vermek istiyenler çok ve özlü çalışmakdır. Eskis— Taslak — (Fr) Esguisse Örnek: Müzeci Hamdi Beyin bir es » kisini bin Jiraya satın aldılar — Mü- zeci Bay Hamdi'nin bir taslağını bin Yraya satın aldılar. Eslif — Geçmişler, önceller rnek: Nesli hazır, ahlâfa yalnız & lifin eserlerini değil, kendi yarattık larmı da ulaştırır — Bugünkü üren, geleceklere yalnız geçmişlerin eserle. rini değil, kendi yarattıklarını da u- aştırır . Biz, eslâf ve aklâfa nünmüne olmalıyız — Bir, önceller ve ardıllara örnek ol- malıyız, Esman, osmanı bâliğa (Bak: bedel) — Tutar Örnek: Esmânı Baligası bin liradır — Tutarı bin Tiradır. Eşna — Sira Örnek: Bu esnada dört kişi birden iis- tüne atıldı — Bu errada dört kişi bir- den üstüne atıldı. Esnasmda — Sırasında Örnek; Cebri yürüyüş esnasında faz- la mola vermezler — Zorlama yürüyüş sitasında çok mola vermezler. Esrar —1—Sir (T. Kö) — (Er) Mystöre — (Pr.) Secret Serk Eşbas — Kişiler Örnek: Eşhâst mtihimme — Önemli kişiler. (şua) — Şuvağ etmek — Şaymak şirrk (şerir) — Azihlar Örnek: Eşirrânm meleei — Azıhların / öm Ru dağlar, bir zamanlar eşki- ya yatağı olmuştu — Bu dağlar, bir vakitler baydutlar yatağı olmuştu. Eşna (şeni) — Yırtlaz Şonaat — Yırtlazlık: Eşraf (ve âyân) — İleri gelenler Örnek: Kastamonu eşrafından — Kaş- | #amonu ileri gelenlerinden. Yunanistanın tütün ihracatı “Yunanistandan 1934 yılında Alman- yaya 16 milyon kilo tütün ihraç edil - msi. 1933 de ise 14.388.873 icilo ihraç etmiştir. Portakal stoku Şehrimizde Dörtyoldan portakal kiyatı durmuş gibidir. Yalnız Koma mizden pek az portakal geliyor. Piyasa da sekiz bin sandık portakal vardır. Ve şehrin ihtiyacma kâfi gelebilecektir. Bir mülehassıs teyeti Zongu'dakla Ekonomi bukanlıği murakıplarından Bay Fabrettinin Başkanlığı a'tmda bir e beyeti Ankaradan şehri - ek Zonguldağa gitmiştir. Ba- Mall bek heyete lüzumlu gördüğü bazı tet- kikat yaptıracaktır. Ta — Eşya (T. Kö.) — Ayaletakımı ie Uç, yüce Evlâd — Çocuklar, oğullar Evvel — Önce Örmek: Bundan evvel — Bundan önce Evvelâ — İlkin Örnek: Evvelâ şunu söyliyeyim — Ön- ce şunu söyliyeyim. Evvelü âhir — Eninde sonunda Örnek: Evvelüi âhır bu borcu ödiye - cektir — Eninde sonunda bu borcu ecektir. Eyyamı bahur — Kızalısı Eza (Bak: cefâ) — Eza (T. Kö.) Üzgü, üzü Örnek: çekti. Ezel — Üzel, öncesizlik Ezeli — Öncesiz Örnek: Ölüm, insanlar için ezeli bir endişedir — Ölüm insanlar için önce- 8iz bir kaygıdır. Eziyet — Esi; Örnek: Çektiği eziyetleri — Çektiği eziyetleri ben F şçen, izçimen Örnek: Fsal bir adam — İşçen bir a- Çok eza çekti — Çok üzgü bilirim o, pek faaldir — O, pek işçimendir. Faaliyet — İşçenlik, işçimenlik Örnek: Bu hususta gösterilen faali - yet, iyi neticeler vermiştir — Bu işde gösterilen işçenlik, iyi sonuçlar ver - miştir, Onun faaliyetine diyecek yoktur — O- nun işçimenliğine diyecek yoktur. Facıa — Acın Örnek: Bu âile bu yıl üstüste facıalar Beşirdi — Bu arda bu yıl Getülste dcim- lar geşirdi. Feci — Acıklı, acınlı Fecaat — Acıklılık, acınlılık Örnek: Giriştiğiniz işin fecantini iha- ta edebiliyor musunuz? — Giriştiği - niz işin acıklılığını (acmlılığını) kavrı- yabiliyor musunuz? Fahiş — Aşı Örnek: Bu pek fahiş bir teklif — Bu pek aşırı bir önerge. Fuhuş — Utsuzlek Örnek: Gençleri fuhşa sürükliyenleri kanun tecziye eder — Gençleri utsuz- luğa sürükliyenleri kanun cezalandırır. Fahr, iftihar — Örnek: Memleketimizin her tarafın » daki terakki nümüneleri, yüreklere if- tihar veriyor — Ülkemizin her yanın- daki ilerleme örnekleri yüreklere kı- vanç veriyor. Fahri — Örnek: O, bu vazifeyi fahri olarak deruhte etti — O, bu işi onursal ola- Tak üstüne aldı. Fahretmek, İftihar etmek — Kıvanmak Örnek: Garp matbuatının Türkiye hakkındaki makaleleriyle insan iftihar ediyor — Batı basınlarının Türkiye hakkındaki yazılarıyla insan kıvanıyor, Faide — Fayda (T.K5.) İstifade etmek — Fayda görmek, fayda- Janmak — (Fr.) Profiter Örnek: Bu yıl adanın havasından çok fayda gördüm (istifade gördüm, iştifa- de eltim) — Cette anne iş 48 de la cure gwe j İstifade etmek — Asığlanmak — Profiter Örnek; Bu fırsattan asığlanarak (!5- tifade ederek) size şunu da söylemek ei rim İri — Prolitant de cette oc - youdrais vous dire gue.... Müd — Faydalı Müstefid — Faydalanmış Menfaat — 1 - Asığ, 2 - Çıkar — (Fr) İntörât, profit Örnek: 1 — Bu işten ben hiç bir asığ (menfaat) beklemiyorum — Je n'at- ve ucun intöröt (profit) de cette re 2 — Yalmız kendi çıkarmı (menfaatı- nı) düşünür — İl ne pense gu'â son intörât (profit). Faik, Mütefevvik — Üstün Örnek: O, her işte akranına faik ol- maya çalışır — O, her işte taydaşları- pa üstün olmaya. a Faikiyet, tefevvuk — Üstünlük Örnek: Müsademede düşmanların a- dece faikiyeti bile ileri yürüyüşümü sü durduramadı — Çarpışmada manların sayıca üstünlüğü bile İleri yg riyüşümüzü durduramadı Tefevvuk etmek — Üsgelmek, üstelmak Örnek: İnsan dalma emsaline tefevvuk etmek arzusuyla hareket eder — İn - san, ber zaman benzerlerine üstolmak palbetgsimek) arsumuyla hareket eder. işleyen — (Pr.) Auteur özek Bu suçu ire Pe eürmlin (Er) “Libertas,, geliyor' Viyanalılar üç takımı- mızla karşılaşacaklar Şild maçında F enerbahçe 3-8 yendi Milli takım namzetleri gol yemeden dün m rn üç ii yaptılar 'Dün yapılan sokak koşusana iştirak edenler Die ia re tn üm Va larla yapılacak maçları merak ve eminiz. edeceğiz. Viyana lik maçları tasnifinde Rapid birinci, Amira ikinci, First Vienna ü- güncü, Uibertas dördüncü gelmektedir. daha fazla genç ve bir takım Kovar, Förster - Frühnürt, Brousek - Şnayder - Vita - Budkovski. Takımın en genç oyuncusu 22 yaşın daki kaleci, en yaşlısı da 31 yaşmeaki sol Semp « Sağ müdafi, sol muavin ve milim, şimdi ikin başında gelen Ra- pid kulübünden alınmış oyunculardır. Kaleci Avusturya genç milli takımın- da kalecilik etmiştir. Müdafilerin ikisi futbol bilgileri kuvvetli dir, Fakat buna rağmen hasım kaleler i- çin en büyük tehlike olan sağ içle orta mühacimdir. İli seri açığın emir o taladığı topları bu iki oyuncu gole çe - virmek hususunda büyük bir teknik ka- biliyeti göstermektedirler. İlk maçı Galatasarayın yapması mev- zwwbahis olduğuna göre, bu kulübümü - sün misafirler karşızma kuvvetli bir ge“ kilde çıkarak iyi bir netice almasını te- menni ederiz. Milli takım hazırlığı Mülli tnkum namzetleri, dün öğleden stadında, Galatasaray ta- de b azl ma yapar ik Galatasaray takımında kaleci Avni Fazıl yoktu. Buna mukabil milli takım oluyorlardı. Güneş | mü Necdetin sol müdafin alınmış olması da —— yerl dünkü kadrosu şöyle & Palamnekin (F.B.), Necdet (Güneş)- ) - Şeref - Rasih (Güneş) - dala Vi Sin) - Muhteşem day Fenerbahçe galip Dün Fenerbahçe stadında oynanan e 8-3 Fe nerbahçe - Haliç şilt maçı eni beş sayı farkla maçı kazanmıştır. Feminizm kongresi programı (Başı 1 insi sayfada) kısmı bu bafta zarfında lecektir. Kadın murahhaslar, Mlğeeii ruznamesi hazırlanmıştır. heyeti nutukları decektir. — Kongre öğleden sonra sulh komisyonunun rapurunu ve kadınlarla iileleln gm yerelde vakte hakkında hazırlanmış olan raporu mü zakere edecektir. Alışam üzeri Vali Bay, Muhiddin Us- urahhaslar şerefine bir akşam Jacağını yazdığımız il nisan pazar günü saat 17,30 da Tepeba- diğeri Şart alel aya mantia niyeri e ip ferans salonunda yapı Türk da kadın saylavlarımızdan bepılari dn bulunacaktır. Bu meyanda Bayan Selma Makami, Papi Miri Pali e az 'ürkân bulunacaklardır. Bay: eee lr gl e nın vatani vazifeleri hakkında birer mu- tuk söyliyeceklerdir. söyl için 19 nisan cuma günü Dolmabahçe sa- rayında Türk Kadın Birliği tarafından murahaslar şerefine bir çay verilecek - durulacaktır. de 22 nisan pa | caktır Dünya politika hadiseleri etrafında görüşlerini an'atiyor Japonya'nın Ankarı sefiri Bay iye - masa Tokugavwu itimatnamesini Cumhur- reisi hazretlesne takdim ettikten ve An- karada siyasi bazı temaslarda Bulunduk ten sonra İstanbula gelmiştir. Mubte- Hf Avrupa meseleleri -haltunüa sorulan sunllere covaYen şayanı ditcat beyanat- ta bulunmuştur. Setir cenup.orı Türkiye hakkında demiştir ki: — Henüz memleketinizi iyice görmek imkânme bel Fakat "meni çabuk inkişafını ve yeni Türkiye fileri » nin hayretle müşahede et- tim. Ayni suretle yeni Türkiye » Japon ya Gcaret muahedesinin tatbikından do- ğan neticeleri de anlamak kabil olana" dr. Fakat öyle zannediyorum ki her şey yolunda gidiyor ve iki hükümeti mem - nun edecek bir şekilde gidiyor... Sefir bundan sonra Almanyanın Ver- say muahedesinin askeri kayıtaarını kal- dırması hakkında fikri sorulunca şu ce vabı vermiştir: — Almanyanın bu msseiede tuttuğu usül, bittabi alışılmış bir tarz değilder. Fakat hükümet kendi hareketini kendi moktai Omazarma (göre tefsir eder. Avrupada pek yakın menatfi ounyan Japonyanın bir mümessili | sıfatie, ve nim, bu mesele hakkında vözıh bir 00X- tai nazar serdinden çekinmem lâzimge- Emniyet meselesi — Emniyet meselesi de sarf bir Avru- pa meselesidir. Bu misakların uzak şark ie bir alâkası yoktur. Bununla beraber Japonya Avrupada sulhün muhafazasm- dan dolayısile alâkadardır. Ve Avrupa sulhünü temine matuf olan her şey ta- raflımızdan o müsait surette karşılanır. Bittebi Sovyet Rusyayı ve komşularını alâkadar eden işlere karşı da likayt kala mayız. Bu sebeple Japonya bu memle- ketlerin siyasetini alâka ile takip emek. Japonya - Arke münasebarı Amerika Birleşik dev- ietlür münasebmir > çok enlihimlir. Hiç kimse memleket arasında bir harp ihtimalini görmekten e memilan olmaz. ki bu hal harp ihtimalini son derecede w- zak bulundurmaktadır. Filhakika Japon. ya Amerika pamuğunun yüzde 70 ini it- hal etmektedir ve biz de bir çok mahsu- lâtımızı ve bilhassa ipek istibsalâtmmızı Amerikaya ihraç etmekteyiz. İpek, ihra- Gatmızım dn bir kısmını teşkil edi yor. İşte bu ve diğer bazı sebepler Ameri- - ile Japonya arasında bir barbı hemen de imkânsiz bir hale getirmektedir. Japonya « Çin münasebatı — Çin ile daha dostane bir şekil al - mış olan münasebatımızdan çok memnu- nuz.Oyle zannediyortm ki bu komşumuz kendi mukadderatını o kendileri idare etmekten kârlı çıkacaklarını o ve uzak şarkta sulbün ancak alâkadar iki hükâ- metin teşriki mesaisi ile muhafaza edile" bileceğini artık anlamıştır. “Mançuri, şimal demiryolunu "Sovyet Rusyadan dostane münesebetin teessüsüne engel olan bu meselenin halinden dola- yı şek mer'utturlar. Çünkü, ne denirse desisin, J laponya Sovyet Rusyaya karşı > bir veçhile müşkülât çıkarmak ist- Yi ve Ulaslar Kurumu Japonyanın tekrar Cenevreye dön mesine ihtimal verecek şimdilik hiç bir emmare yoktur. Uluslar Kurumu ili 4. geçecek gibi de görünmüyor. Bu sernit dahilinde Japonya, Uluslar Kurumuna dahil devletler arasındaki yerini, yeni - den işgal edecek değildir... POLISTE Bir çocuk Pençereden düştü Başından yaralane tedavi altına alını Penerde Abdi Suk banllesinde 23 mumaralı evde otu- ran Cibali memurlarından Mehmet Alinin 2 yaşmdeki oğlu Mitat evin pen- sızca olarak “XII congrâs de PAllıance Internationalet des femmes — U uslar arası Kadın Birliği 12 nei koneresi,, iha” resi yazılmıştır.