Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
TÜRK ŞİNEMASINDA Çeliyoskin Kutup denizindeki bir faciayı gösteren kıy- metli bir dokümanter Bu hafta Türk — sinemasında sevimli Fransız artisti Albert Pre- janın (Sokaklarda altın) filmine ilâve olarak Çeliyoskin ismindeki dokümanter bir Rus filmi gösteril- mektedir. Malümdur ki bundan takriben yedi sekiz ay evvel, bir Rus heye- ti seferiyesi, kutüp denizinde bir tetkikk seyahatine çıkmış fakat Si- beryanın şimali şarki sahillerinde Çeliyoskin ismindeki gemi iki buz kütlesinin arasına sıkışarak parça- lanmıştı. Profesör Şimidin riyaset etti- ği bu ilmi heyete bir çok Rus si« nema operatörleri de iştirâk edi- yorlardı. İşte bunlar Çelyoskinin kutüp denizindeki seyahati esna- sında bir çok güzel — harikulâde manzaraları filme almışlar ve ni- hayet gemi buzlar arasında par - çalanırken de bütün vakayii çe- Üirkililedir Film canlı hâdiselerin — güzel bir aksi olduğundan son derece kıymettar ve istifadelidir. Bunu seyrederken günlerce buz — adası Üüzerinde mahsur kalan Rus âlimle- rinin geçirdikleri hayatı ve tayya- reler vasıtasile yapılan kurtarma ameliyesini heyecanla takip etmek mümkündür. Çeliyoskin filmi bu itibarla coğ- rafyaya hizmet eden kuvvetli ve canlı bir eser olarak kalacaktır. Kutüp denizlerindeki hayatt va- ziyeti merak edenlere ve bilhassa mektep talebelerine tavsiyeyi zait —e rmrer 5 GNEM RKO RADİO PİCTURES A, HLH Haftanın güzel elbise modeli koyuyoruz. elbise görüyorsunuz. Greta Garbo'nun yeni bir filmi Çalınmış Aşk Pirandellonun bu eseri filme alınır- ken maalesef hakiki kıymetinden -- pek çok şeyler kaybetmiştir Bu hafta Melek sinemasında, meşhur İtalyan muharriri Luigi Pirandello'nun bir. romanından alınan Çalırmış aşk — ismindeki film gösterilmektedir. Ekseriya filme alınan eserler asıl kıymet - lerinden pek çok kaybederler. Bir eserin filmi alınırken biraz bozul- ması bir dereceye kadar affedile- bilirse de Çalınmış aşk gibi bir şaheserin bu kadar bozulmasına asla tahammül olunamıyor. İbsen ve Bernard Shaw ile ede- biyatta büyük değişiklikler yara- tan Luigi Pirandello'nun yeni bir mevzu üzerinde işlediği Çalı ş bu garip mahlük mazisine karışan vekayiden hiç bir şey hatırlıyama- maktadır. Hattâ bir gece evvel ta- nıştığı, konuştuğu bir adam ertesi gün hâfızasından tamamile silin- mektedir. Harp fâciası içinde hâ- fızasını kaybetmiştir. O, eskiden kocası olduğu söylenilen adamı tanımıyor, Fakat gerek Bruno, ge- rekse kaybolan Kontesi ellerinde büyüten eski — hizmetkârlar onu teşhis ediyorlar. Bu tanımaya rağ- men şüphe zail olmuyor. Çünkü, Bruno, Zara'nın şahsiyetinde es- ki karısını tanımış görünmesine aşk ismindeki kitabı belki de sine- maya yarayacak bir eser değildi. Çünkü sinemada hissiyat yalnız hareketlerle ve yüzün ifadesile an- latılır. Ruht tahlillerin beyaz per- de üzerinde yer bulabilmelerine imkân yok. Halbuki Çalırmış aşk'- ım bütün kuvveti ruhi tahlillerde- dir. Mevzuu hülâsa edelim: Salter isminde düşük ahlâklı bir romancı tarafından kim bilir nerede bulunan, dansöz Zara, şüp- heli bir muhitte berbad bir hayat sürmektedir. Zara'nın bulundu - ğu şehirden geçmekte olanda To- pi isminde bir ressam dansözü gö- rünce, bir arkadaşmın on sene ev- vel, harp kargaşalığında kaybet- tiği ve o zamandan beri hiç dur- madan aramakta olduğu sevgili karısı Maria'yı bulduğunu zanne- der. Zara, Maria'ya o kadar ben- zemektedir ki Toni'nin zannı ka- naat şeklini alır ve romancı Sal. ter'in mümanaatına aldırmıyarak Zara'yı kocası olduğuna emin bu- lunduğu Bruno'nun yanına götlü- rür. Eğer Zara hali tabiide bu - hansaydı işler çok kolay olur, ara- dan on sene gibi bir zaman geçmiş olmasına rağmen eski kocasını ta- kta tereddüt etmezdi. Fakat r bunu mali vaziyetini dü- zeltmek için mi yaptığını anlıya - mıyoruz. Filhakika, eğer iki gün daha karısı meydana çıkmıyacak olsaydı, Bruno, Maria'nın malı o- lan bütün servetinden sarfınazar etmek mecburiyetinde kalacaktı. Acaba dansöz Zara hakikaten Bruno'nun karısı mı, yoksa mal - lara konmak endişesile Bruno ta- rafından aranılan — ve bulunan Maria'ya çok benzeyen başka bir kadın mı?... Büyük bir fâcia muharriri olan Pirandello kitabında, bu şüphe ü- zerine derin bir dram yaratmağa muvaffak olmuştur. Filmde de ki- tapta olduğu gibi, eski metresini tekrar elde etmeğe çalışan Salter bir hastahanede aklını tamamile kaybeden bir başka kadm daha buluyor ve bu kadının Bruno'nun asıl karısı olduğunu iddia ediyor. Zara, kendisine ve Maria'ya ben- zeyen bu üçüncü kadını endişe ile isticvap ediyor. Fakat bu garip insanın ağzından bir kelime bile çıkmıyor. Yalnız, bu kadın, ken- disini büyüten hizmetkârı ve kız kardeşini görür görmez tanımış - tır. Bu, onun hakiki Maria oldu- ğunu isbate kâfi mi?.. Yoksa bu ile pek zarif değil mi? Bu sahifede sevimli iki sinema artisti tarafından teşhir edilen iki Yukarıdaki resimde Hellen Collins'in giydiği pelerinli zarif bir Aşağıdaki resimde Alice Moore astragan bir kürkten a Resimler yapılmış kadın kaybolan Kontesi ve bütün ev halkını tanıyan başka bir kadın mı?.. İşte cevabı verilmiyecek olan bir sual daha! Eserin bütün şahsi- yetleri de şüphe içindedir. Ve hiç birisi hakikati meydana çıkaracak vaziyette değildir. Müsbet hiç bir neticeye varma- dan dram nihayet buluyor. Bu karma karışık vaziyetin için- den çıkabilmek için sahne vâzım- da fevkalbeşer bir meharet olmalı idi. Şu halde filmin muvaffak o- lamamasına hiç hayret etmemeli- yiz. Zara rolünü yaratan Greta Gar- bo her zamanki gibi canlı, her za- manki sarib süzelliği ile güzel - RKO RADIO PİCTURES dir. Fakat bu artistte her zaman güzellik, sanat kudretini bastır - mıştır. Ve bu filmde de iyi bir fâ- cia artistinden ziyade esrarlı bir güzelliğe sahip bir kadın olarak kalmaktadır. Biz Sex - Appeal'ı sahneye ilk defa getiren İsveçli güzelin her halde daha çok muvaffak olaca - ğını ümit ederdik, fakat maalesef Güzel Greta büyük bir tahlil pi - yesi olan bu eseri tamamile haz- d iş olarak kalmaktadır. Film daima kendi — oynadığı (Genre) de olmasına rağmen mevzu ona çok ağır gelmiştir. Bun- da İsveçli artistle beraber rejisö - re düşen hatalar da vardır. Buna rağmen bu filmi daima hevecanla sevretmek kabildir. ŞTT ea K— SARAY SİNEMASINDA Kariyoka (Güzel kızları muziki ibol olan eğlenceli neş'eli bir film Saray sineması bu hafta Kari yoka filmi gösterilmektedir. Bu filmde his ve macera anlatılırken seyirciye güzel bir müzik dinle - mek ve güzel girl'lerin yaptıkları numaraları görmek imkânı veril- miştir, Gene Raymond müzik merak « Iısı bir milyonerin oğludur. Kendi- sinin de babadan miras iki merakı vardır: Müzik ve tayyare, Niha - yet Raymond bu iki zevki birleş « tirmek imkânmnı bulmuştur. Başlı başına bir âlem olan, i- çinde orkestrası, dansözleri bulu- nan tayyaresine binip yükseliyor ve havalarda mütemadiyen musi- ki besteliyor. Bu iki merakım hiç bir kimseye zararı yoktur. Daha doğrusu yalnız babasının kesesina zararı vardır. Fakat delikanlı bir de üstelik çok havaidir, kadınlar- dan çok hoşlanmaktadır. | Gezdiği, gittiği yerde m' <- kak bir skandal çıkartıyor - .iç bir yerde uzun müddet kalamıyon Arkadaşı Fred Aster bunun sebej olduğu rezaletlerin önüne geçmek için elinden geleni yapmaktadır. Ve Gene son defa Dolores d-"'Ria ya rastlayıp ta onu sevmeğe - .şla yınca Fred bunun ciddi olabile- ceğini aklına bile getirmemiştir. Nihayet bir çok maceralardan sonra iki sevgili beraber — mesut olmağa karar veriyorlar ve evle - niyorlar. Gene artık havailiğini bıraka - cak ve iki genç, nihayet — mesut olacaklardır. Kariyoka — filminin müziği güzeldir. Artistler vazife- lerini iyi başarıyorlar. Tayyare üzerinde yapılan varyete numara- ları filme garip değişiklik vermek tedir. Kariyoka müziği güzel kız- ları bol olan eğlenceli — neşeli bir filmdir. # Vallace Eerry'nin bir şaheseri Villa Meksikada geçen Viva Villa Meksika'da geçen bir ihtilâl filmidir. — Hâdisenin Nieksika'da cereyan etmesi ve bu- nun bir ihtilâl olmasını söylemek filmin ne müthiş bir film olduğu- nu kâfi derecede anlatır sanırız. Onun için seyircinin bu filmi ba- şından sonuna kadar büyük bir heyecan'la takip etmesi mhümkün - dür. Zaten daha ilk sahnelerde müt- hiş manzaralarla karşılaşılmakta- dır: Sehpada sallanan adamlar. İ- ki direğin arasına kollarından bağ- lanarak mütemadiyen kırbaçla - nan bir mazlüm!... Ahalinin sefaleti... İlk hamlede bütün bunları gö- rüp te insanın tüylerinin ürperme- mesi imkân dahilinde değildir. Ve bu vaziyet mütemadi ihtilâller, tabancalar, cinayetlerle — sonuna kadar devam etmektedir. Hâdiseyi kısaca anlatalım: Meksika halkı asılzadelerin e- linde inim inim inlemektedir. En çok çektikleri sıkıntı topraktandır. Çünkü derebeyleri ellerinde top - rak namma ne varsa hepsini almış ve onları aç bırakmıştır. Her faz- la tazyikte bir aksülâmel vardır. Işte bu vaziyette de Meksika hal- kı içinden Panso Villa isminde bir kahraman çıkıyor. Panşo'nun ba- bası, evvelce dayakla öldürülmüş ve küçük Panşo bir gün babasını öldüren adı bir sokak başındı bekliyerek vurmuş ve babasının intikamımı almıştır. İşte bu Panşo nihayet büyüyor ve meşhur artist- lerden Vallace Berrynin şahsında tahayyül ettiği büyük bir kahra - man oluyor... Fakat maalesef Panşo'nun oku- ması yazması yoktur. Kültürü yok- tur. Onun için alelâde bir şaki ol- mağa mahkümdur. Zaten eşkıya - lıktan yetiştiği için kimse kendisi- ne kulak asmamaktadır. Teşkilâtı idare eden başka bir şahıs vardır: Yladera. z bu ihtilâl filmini kıymetli artist yüksek san'at kabi- iyeti sayesinde iyice başarmıştır Madera ile Panşo arasında sıkı bir dostluk teessüs etmiştir. Ve bi- lâhare reisicumhurluğa seçilen Ma- dera Panşo'yu çok tutmuştur. Fa- kat ne de olsa etrafındaki adam - lar kendisini hiç çel K endk ler. Bir gün Panşo Villa bir banka- da, kendi parasını, vakit geçtiği i- çin vermek istemiyen bir memuru bir yumrukta öldürüyor ve kurşu- na dizilmeğe mahküm — ediliyor. Tam hüküm infaz olunacağı sıra- da Madera'nın bir emirnamesi ge- liyor. Ve Villa'nın cezası nefye tah- vil ediliyor. İdam hükmünün infazı sırasın- da böyle bir emrin gelmesi sinema hasında çok kullanılmış ve eski- miş bir usüldür. Onun için seyirci zaten Panşo'nun kurtulacağına e- mindir. Çünkü maazallah Panşo öldürülecek olsa film derhal biter ve kahramansız kalır... Neyse, uzun lâfın kısası, Panşo kurtuluyor ve memleketten uzak yaşamanın verdiği azapla başka bir diyara gidiyor. Aradan zaman geçiyor, Madera kendi yanındaki ceneraller tarafın: dan öldürülüyor. Bunun üzerine Panşo Villa intikam almak üzere tekrar memleketine dönüyor, etraf. tan adamlarını topluyor, ikinci bir ihtilâl yapıyor ve muvaffak olu - yor. Nihayet kız kardeşini öldürdüğü bir adam tarafından tertip edilen bir suikaste kurban gidiyor. Viva Villa filmi, Vallace Berry'- nin yüksek sanat kudreti sayesin- de çok muvaffak olmuş bir filmdir. Kudretli artist bu filmde Villa ro- lünü kelimenin tam manasile yarat- mıştır. Filmde ayni zamanda tehlikeli sahneler de vardır. Meselâ bir sü- vari hücumu esnasında attan düşüş _yuvuhnınkrpdıçohnr-ı ,