26 Ocak 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 7

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sevgilerin en garibi: Yılan sevgisi MİLLİYET CUMARTESİI » İKİNCİKÂNUN 1935 M l miçitasada Markiz dö Bazili is - Mer, € zengin birkadının garip bir akı vardır: yılan sevmek! türlü Yarabbi Allah insana her m, © muhabbeti versin de yılan sev Mi? ıvemıes'm! Yılan da sevilir leıil İnsanım lâkırdısı olurken tüy- bu diken diken oluyor. Fakat işte %M"İ:iz nedense yılanlara pek ]"'ak sarmıştır. Hem sevdiği yılan B'fedîr biliyor musunuz? İi ir buçuk iki metre ve hattâ da- A uzun Boğa yılanları... Bizim bil- =hmiz yılanlar değil de dünyanın tehlikelileri... Hani resimlerini görürsek yalan &ük; hiç böyle şey olur mu? Fa- hhüluyor işte. Tiksinmezseniz yu- daki klişelere bir defa daha İkkatlice bakm. ılıı Markiz dö Bazili yılana o- < © sevgisini nasıl anlatıyor: & — Benim arkadaşlarım iki Bo- Yıdu' Bir kız ve bir erkek, Evet Yelyel tiniz? Niçin tiksindi- uz' Ben zaten bu gibi tiksintilere bunl Bazı dostlarım merakla çeki"' görmek için gelirler... Önce nirler, korkarlar... Yavaş ya - eğ ellerini uzatırlar, p arını Edirirler. Ve sonra hiç te korka- &, tiksinecek bir şey olmadığını Terek yılanları kollarının arasına haçlr. Ve onlar da anlarlar ki bu yoyv“"l"dan korkulacak bir şey _ünBen kendilerine pek alıştım. Bir Yum, g; olmadan yapamıyo- dam Size bu iki Boğanın benim o- dnd:a veyahut yandaki küçük o- Yattıklarını söylersem inanır Ye, Miz? Kendileri için güzel bir Yaptım. Yastıklar kovdum. Her da bu yastıkları içine sıcak 84 yi arı 1Ç ddd_“mlmuş şişelerle ısıtıyo - öst Aiçonlar kendilerine karşı âo%len bu muhabbete ihanet e- stler mi? Vi biri, erkek olanı, di- KUN duvar arasında bir yeri çok :l:;'?hedir. Çünkü orada bir fare 'evfil vardır. Bu yılanın en büyük k%',ieıîğîn başında nöbet bek- lr. o Bazan bu deliğin içine de girer. lan baş ben elimi uzatırım. Yı - Yürür G çıkarır ve başile elime İstey jl onun işaretidir. Demek h._.; =n buradan çıkamıyorum Di ım et! k'"iın, ea hen başını tutarım çe- he, gö Ş az çıktı mr koluma sarı- Uğrar, ylece kuvvet alır ve dışarı d'ng b.'.ı ndan dolayı çok memnun- t e <Tanımı ifade etmek için ça- bakar V dilini çıkarır. Ve bana kahı ” Ve dakikalarca hareketsiz yY g.î:l'"'l en ziyade sevdikleri Asıl €| kokulardır. banyo (” #ayanı dikkat olan cihet H .“auğndır. Kendi banyo - u doıçdme biraz ılık yani 20 derece Yü biy Aürum. Kız yılan — ki bo- :':ılu um:':î!işlne: ıa;timdir — ığını duyduğu zaman : rhub"'m“lelîı.lşteo_zaman bi olmak lâzımdır. Çünkü ka İki Boğa yılanı ile beraber yaşayan kadın Bu uzun ve tehlikeli yılanların en çok sevdikleri şey güzel kokular ve banyoya girmek imiş ççi a kiz de Bazili yılanlarıyla Yılanlar banyoya giriyor! fasını sıcak su musluğuna dayarsa sonra yanar. Onun için kendisini ftutarım, O sabırsızlanır. Nihayet banyo doldu mu ikisi birden keyif- le içine atılırlar. Oynarlar, sevinir- ler, dolaşırlar, biribirlerine sarılır- lar ve küçücük burun deliklerin - den küçük küçük habbeler çıka - rırlar. Bu oyun bitti mi, kız yılan ban- yonun bir tarafında, başı dışarıda olarak yıkanır. Ve sonra benim gelip kendisini çıkarmamı bekler. Oğlan vılan daha serseridir. O ba- na hiç kulak asmaz ve kendi ken- disine çıkarak etrafta dolaşır. İş- te o zaman şişe gibi, bardak gibi şeylere rastgelmesin! Yoksa hep- sinin altüst olduğu gündür. Geçen yaz beş gün ortadan kay- boldu. Her yerde araştırdım dur- dum, Eşyaların altına baktım. Oda ları dolaştım. Yoktu. Artık ümidi Lesmiştim, Fakat günün birinde bir de baktım ki odadaki ocağın bacasından içeri giriyor. Hayret et tiğim cihet şu idi: Burada günl beraber almazlar. Onlarm dertleri fareler- dir. Bana kalsa farelerden kurtul- mak için kedi yerine yılan besle- mek daha iyidir. Çünkü yılanlar, kedilerin giremedikleri yerlere ko- laylıkla akarlar. Benim eskiden de bir çift boam vardı, Fakat öldüler. Arkaların - dan sanki çocuğum ölmüş gibi ağ- ladım. Bir tanesi soğuk algınlığından vefat etti. Ben farkıma varmıştım. Derhal aldım. Onu sobanın yanın- da ısıttım. Fakat soğuktan birden- bire sıcaklamak ona tesir etti. Za ten midesi de bozuktu. Çünkü üç tavşanı bir oturuşta haklamıştı. Ya şamadı öldü. Ötekinin yalnızlıktan içi sıkılı- yordu. Evde kalması için ne ka - dar uğraştımsa durmadı. Kaçtı, or- mana gitti. On beş gün sonra or- P Eer İ Bu izahatı — dinledikten sonra Markiz dö Bazili'nin dostları hak- kında ne düşünüyorsunuz? Sizde de yılanlara karşı bir muhabbet başlamasının imkânı var mı? Allah göstermesin! e Dünkü maç faciası (Başı 1 inci sahifede) maç olduğu için Güneş takım gibi sa- hadan çekilı zavallı Gal, bu suretle 2-1 galip geldi ama, bir çok y nn sakatlı da man- leset mâni olamacı. zn fenası, merkez muhacimleri Sa- lâhattinin ayağı kırıldı. Kaleci Avni yü- zünden ve beiinden yaralandı. Nihadin dız kapakları kıyma makinesine düşmüş bir et parçası gibi parça parça oldu ve- Saire... u hailerden derece derece mes'ül ol- mas lâzımgelenler bulunabilir, — fakat asıl mes'ül, bir senedenberi her işte gös- terdiği zaafla futbolü — bu hale getiren Futbol heyetidir. Bu heyet İstanbul sporunun başında, futbol tanıamen oiünceye kadar na dü- racaktır? Geçenlerde — dünkü hakemin idaresde yapılan Beşiktaş - Fenerdançe maçı da bir sürü sakailıklarla bitebilir- di. Bitmediyse bunu tesadüre borçiu- yuz. xutbol heyeti bunu bizim kadar, hat- tâ bizden fazla takdir edecek bir mevki- deuvar. boyle osaugü halde, o hakeme dün gene maç idaresi verildi, Eğer futbol heyeti her görüşümün ve tanminimin tahakkuk edip etimeyece- ğini tecrübe etmeyi sabit bir fikir hali- ne gelirmişse, vazgeçtm ye onun bilgiç- liğini, tahmin kuvvetini — kabul ettim. Buna mukabil, Allah rızası için çekilsin ve yerini daha ehil bir heyete bıraksın da fultbolün cenaze namazına gitmek en- dişesinden kurtulalım. Fenerbahçe 9 — Bevkoz 1 Dün Şeref stadında Fenerbahçe - Bey koz takımları karşılaştı. Hakem Bay Sa- di idi. Fener takımı şöyle idi: Hüsamettin — Yaşar, Fazıl — Esat, Rıza, Lebip — Niyazi, Namık, Muzaf- fer, Şaban, Fikret. Nai takım arasında başlangıcndan s0- nuna kadar, büyük — bir kuvvet farkı göze çarpıyordu. Oyunun yüzde sekseni Fenerbahçenin hâkimiyeti altında geçti. Ilk on dakia içinde üstüste lı"'cumlnr ya- Jmamın yegâne göolünü güzel bir şekilde gimiz nokta gayretini kaybetmemesidir. Bu gayrec pek az sonra neticesini verdi ve bir frikik esnasında bu frikiki durdur- madan sevam ecüren eykoz soliçi takı- yaptı. wevrenin sonuna doğru Şabandan al- dığı bir pasla Niyazi aordüncü golü attı. akinci devrede hakimiyet gene Fe - nerbahçede idi. Devamlı hücumlardan sonra bir kornerde Fikretin — güzel hir şandelini Fener orfa muavini Ali Rıza bir kafa vuruşu ile köşeden gole çevir- di. Bu göole kadar, mağlüp vaziyetine rağıaen gayretini takdir eltiğimiz Bey- kozun bir hatasını tenkit edeceğiz: Be- şinci goölden sonra bazı Beykozlular sert ve favullü aynamağa başladılar. Bereket versin, maçı gayet iyi idare eden bu sertliğin tena bir şekle dökülmesine meydan vermediği gibi, Beykozlular da bu sertlikten (keskin sirke küpüne za- rardır) sözüne uygun bi rzarar gördü- ler ve Fenerbahçenin golleri kolaylıkla b.ribirini takibe başladı. Muzaffer altıncı, — Fikret penaltıdan yedinci, gene Muzaffer sekizinci ve do- kuzuncu goller yaptılar. Maç bu suretle Fener'in iyi bir oyu- mu ile 9-1 Beykı leyhi icelendi. İstanbulspor — Süleymanive Geçen hafta takm çıkaramayan Sü - fteymaniye, dün Taksim stadında İstan- bu.sporun karşısında daha fazla genç- lerden müteşekkil bir takım çıkardı ve muvaffakıyetli denilebilecek mütevazin bir oyun gösterdi. Istanbulspor ancak O - 1 galip geldi. E. H. SAVCI Vefa umumi kaptanı Bav Muhte ;eme Benim yazılarım dolayısile Sadun Sav- cı'ya hitaben Akşam gazetesine gönder- diğiniz mektubu okudum. Kendisi her ha.de size lâzımgelen cevabı verecektir. Fekat buna benim yazılarım sebep ol- duğu için ben de size kısaca bir cevap vermeyi lüzumlu gördüm: Dünkü maçta birçok Galatasaraylının sakatl ve birinin ayağının kırıl- pan Fenerliler ev)zlâ solaçık Fikret ve sağaçıkları Niyazi vasıtasile ilk iki golü yaptılar. Biraz sonra da Fikretten gelen topu yakalayarak biraz sürdükten sonra kaleye gönderen Esat üçüncü ge- lü yaptı. Kısa bir zamanda yapılan bıı_iiç göole rağımen Beykoz takımımda takdir ması, Güneş takımının fa « vullü oyunu karşısında oyuncularını sa- katlanmaktan korumak için, galip vazi- yetteyken bile, sahadı Hilneklş e kadar haklı olduğunu göstermeğe kâfi- dir. Saygılar. E.H.S. Kültür bakanı bugün gidiyor (Başı 1 inci sahifefie) KİK O zak olduklarımı söylediler. Bina şimdilik A vusturyanın istikba .i (Başı 1 inci sahifede) Biz, Avusturyanın daimi surette istik- lâline sahib olmasından başka bir şey istemiyoruz. Biz her türlü Anschluss fik- rini reddediyoruz. Cana kıyan d l ile ! ir, Teşhir edilecek birçok eşya depo halindedir. Bunların teşhiri için şe- kİler arayacağız. Esasen müzeye tathir edilemiyecek kadar berbat bir surette gelen eşyalar teşhir edilmemiş ve tefrix edilmiştir.,, _Igrbişe_cğstg!e& cilye_ği;_mıyer : üin deği B ..| hakkında sordu- ğumuz suale, B;yl Abidin Özmen şu ce- vabı vermiştir: — Mektepleri bir sis- d B 4 yapmaya uğraşmak çok büyük bir hata- dır. Ne ben ne de hiç bir Avusturyalı taarruza uğramış ve bir köpek gibi ka- ni akıdılmış olan Dolfussu hiç bir za- man unutmayacağız. Günün birinde ci- yiöllerini dübü İyi öakakkak ettirebil mek için vatanperverler cebhesine gir- tem vardr. Esasen işlerimizi yürütmek için, daha önden ileri gitmiş milletlerin usüllerini tetkik ediyoruz. Fakat şu ve- ya bu milletin usulünü alalım diye, ne dün, ne de bugün bir karar verilmiş de- * vam da hazırdır. Fakültenin ilk yıl tesisi ha iyi tedavisi için yeniden tedbirler » lınacaktır. Ankarada kurulacak tarih, coğrafya ve arkeoloji fakültesinii kadrosu da i- simsiz olarak tesbit edilmiştir. Esas prog bütçesi şimdilik 225 bin lira olarak tes- bit edilmiştir. Kültür Bakanlığı mimarı — Bay Egi, dün Bay Abidin Özmen tarafından kabul edilmiştir. Universite için yeni yapılacak enstitü ve Ankaradaki ortamektep bina- sı inşaatı işleri görüşülmüştür. Bir müğ*sttenberi şehrimizde bulu - man orta tedrisat umumi müdürü Bay Hasan Ali Yücel de, bu akşam Kültür Bakan ile birlükte Ankaraya dönecek - tir. ğildir. Her usulün kendi £ leri- mize göre, uyacak taraflarını alıyoruz. izde, bir değişiklik mevzu! nasıl kalabilmişti. Sonra bir gün evvel ocakta bir sürü kâğıt yakmış trm. Yılanım nasıl olmuş ta yan - mamıştı. ÂAşağı indi, üzeri kurum ve örümcek dolu idi. K mizlemek için hayli uğraştım. Gıdalarına gelince; bu gayet ba- sittir. Ve hattâ bu nasıl olur da bu kadar gıda ile yaşaya- bildiklerine şaşar kalırım. Kız yı- lan bir sene evvel bir tavşan ye - miştir. O günden beri ağzınma bir lokma aldığını görmedim. Oğlan yılanın hiç bir şey yemediğini zan- nediyordum. Halbuki o, arkadaşı- na nazaran daha kuvvetli, daha zinde görünüyordu. Geçenlh'aftı 135 inci sayısı canlı bir kapakla süslü olarak çıkmıştır. Server Ziya Gürevin (Türk kuşu) yazısı, Behçet Kemal Çağların (Beyaz Amkara) şiiri, Abidin Daverin hava hâ- kimiyetine dair görüşleri, Vaşington konferansı raporu, spor tetkikleri, hi- kâye, çocuk masalı bu saymın herkesi Yardım edilecek talebe Kültür Bakanı, yardıma muhtaç yük- CFST Ai Yoksa, her hangi bir şekilde, terbiye u- g bahi Tayyare Ihtifali yarın Başı 1 inci sahifede) v ler tayyareciler, vesair resmi ze- vat ve mğeuudı- mümessilleri iştirâk suale de şu karşılığ üştir: — Geçen gün, — Universite Rektörü Bay Cemil'le birlikte, Maarif Cemiyeti- min Talebe yurdunu gezdik. Bu binayı Müsait bulduk. Maarif Cemiyeti ile te- mas edeceğiz. Binayı tamir ve tevsi et- tireceğiz. Yurt ıslah edildikten sonra, buraya, Universitede muhtaç olan tale- l 4 Hdt e$ meye çalışanlarla hiç bir uzl: ğız. | <ai Avusturya için deledeki değilr, inhima kabul etmez. YENİ NESŞRİYAT K sek tahsil taleb Havaccıak ve spor dNi a !'lıer ı'ayıdı biraz daha güzelleşen z H kkr ö UÜ Diğer tetkikler Milliye Yatı mektebini gezmiş, oradaki b h'î L b olan tale- Sükelimnd i ni - mektedir. b Mecmua 27 sonkânun hidleri sayısı hazırlamaktadır. Tay- için bir gök bir gün banyo sal d ş ken bir fare sesi duydum. Koştum. Bir de baktım ki bir farenin kuy- gu yılanın ağzından sarkıyor. Şimdi onun neden daima fare ko- wukları aradığını daha iyi anlİryo- Yılanlarım gayet naziktir. Evi- mizde tavsanlar olduğu hnld_e do- 1 lJar. Ben ver bir şey yare iy bu değerli organını bütün yurttaşlarımız okumalıdır. : Günün (l tisedi iş ei | Dünyayı sarsan, milletlerden fertle- İ re kadar herkesi tlâkadar eden günün | dertlerini ea yüksek âlimlerin metinle- rinden anlatan bir — eserdir. Tercüme profesör doktor Bay Suphi Nurinindir. Baştan başa faydalıdır K ı S inlleri el lle ae Ka Tülebenin da- beyi yadı Programa göre merasim saat 15 te bi- tecektir. Merasime Milli Türk Talebe Birliği de :'İ;_t'n—âk edecektir. Ihtifalde ordu, şehir, ayyare Cemiyeti ve Türk Talebe Bir- ği ZOÜ İ G Soyadı alanlar Gümüşanede soyadı alanlar GUMUŞANE, (Milliyet) — Bura- da da her yerde olduğu gibi memur ve halk soyadı almaktadır. Bunları bi rliste halinde bildiriyorum: Vali Etem (Aykut), Mektupçu Ce- mal (Bayar), idare heyeti kâtibi Yu- suf (Günday), tahrirat başkâtibi Hu- lüsi (Ozbek), tahrirat kâtibi Mitat (Kararkelle), evrak memuru Necati (Şaraçoğlu), evrak kâtibi Fazıl (Es- k'ı'ci oğlu), Yağmurdere nahiye müdü rü A.Hılmı (Gündoğdu), Hart nahi- ye müdürü Süleyman (Sungur), mü- vezzi Zikri (Yılmaz), Odacı Salih (Tuncel). Maliye Malmüdürü Raşit (Aktan), vari: d_ıt ktâibi Rifat (Ozel), varidat kâ- tibi Ekrem (Atay), un koruma me: muru Kâmil (Atalay), Varidal kâati: bi Kadir (Yücel), Maliye muame'ât memuru Rüştü (Es'en), Maliye kâti- bi Ahmet (Doğru), Hazine vekili L Hakkı (Bingöl). Adliye Mahkeme reisi Mahmut Celâl (Tü- zün), Müstantik Enver (Ergin), Mah- keme azası Şinasi (Bilgin), Hapisa- ne müdürü Abaâülvahap (Özdemir), Zabıt 1 dibi Muhittin (Aykaç), sü- vari mübaşiri Raif (Tuna), süvari mü- başiri Mestafa (Özer), süvari müba- şiri «ühtü (Karacan), piyade müba- şiri Mustafa (Korkmaz), piyade mü- başiri Faik (Türk), - Idarei hususiye Huasusi 1 h: sebe Md. Mevl!t (Ak:- so0y), hususi muhasebe kâtibi Celâl (Ersoy), hususi muhasebe kâtibi N © mi (Aktağ), hususi muhasebe kâtıbi Hullsi (Taşçı oğlu), Encümen azası Süleyman (Daldaban), encümen baş kâtibi Nafiz (Elter), matbaa müret- tibi İsmail (Kartal), matbaa müvez- zü Tursun (Güner). Emniyet dairesi Birinci komiser Mustafa (Atagün), ikinci komiser Mahmut (Ustün), 3 cü komiser Ali Sait (Karagöz), Polis me muru Faruk (Ural), P. m. Ömer (U- zun), P. m. Yahya (Oktay), P. m. Hüsnü (lpek), P. m. Nizamettin (Kân), P. m. Halit Etem (Atay), Maarif Md. Vehbi (Okay), Maa- (Gürses), P. m. rif başkâtibi Baha (Ural), Maarif kâtibi Fahri (Ataç) , Ba muaflim F.h ri (Akagün), muallim Şükrü (Tan), başmuallim Ahmet (Sargınalp), mu- allim Raşit (Ozlü), Mu. Omer (Öz- türk), Mu. Faik (Oktay), Mu. Temel (Koçak), . Ortamektep Orta mektep müdürü Sait (Aydo- ğan), riyaziye Mu. Mehmet (Kum- basar), tarih Mu. Namık (Akman), Türkçe Mu. H. Avni (Oktay), Beden terbiyesi Mu. Lütfullah (Kantek), Musiki Mu. Kemal (Saka). Nafia Mühendis Kâmüran (Pamukçu), Mühendis Vehdet (Gün), fen memu- ru Ziya (Yıldırım), fen memuru Ali (Aksoy), fen memuru Bürhanettin (Fidan), Nafia başkâtibi Mustafa (Ataç), nafia kâtibi Şakir (İlter). Sıhhat dairesi dairesi Sıbhhat Md. I. Hakkı (Orkun), Sıhh kâtibi Ahmet (Seyman), Sıhh. memu ru Tevfik (Oner), Sıhh. m. Osman (Arık), Sıhh. m. Etem (Yarım), Sıhh. hademesi Uzeyir (Tilki oğlu), Sıhh. hademesi İlyas (Yazıcı oğlu). Tapu Tapu Md. Ahmet (Sungur), oda: ct Salih (Turhan oğlu), Nüf 'üfus Nüfus Md. Şahap (İnel), nüfus kâ tibi Mehmet (Aksoy), Jandarma Jandarma K. Hüseyin Avni (Al- kur), J. Yzb. Halit (Özer), J. onba- şısı Nuri (Çetinkaya), J. onbaşısı Ib- rahim (Gürbüz), J. onbaşısı Sadullah LInhisarlar Inhisarlar Md. Hüseyin (Ataç), inhisarlar takip âmiri Tayyar (Ataç) Orman dairesi Orman memuru Cemal (Ataç). Ziraat dairesi Ziraat memuru Abdürrahman (Oz. bek), Ziraat mücadele Me. Tevfik (Kılıç), Ziraat mücadele Me. (Oğuz) Baytar dairesi L Baytar Md. Hüseyin Avni (Gür), Baytar sıhhat Me. Şinasi (Vural),. mem Naci (Yılmaz) Banka mru Naci ılmaz), banka te'silderı Hamdi — (Yalçın), Belediye Belediye reisi Muhsin Ataç, Belediye zabifa me. Kadir Ozen, Posta, telgraf Muharebe memuru İIbrahim Azaklı, muhabere memuru Yusuf Yavuz, Ko- lu memuru İbrahim Dikenci, Hat bakıcı sı Ferhat Yazıcı, Ha: bakıcısı Yusuf 'Tunçel, Müvezzi Şerif Ataeli. Askerlik şubesi ga Talebe birliğinin daveti Milli Türk talebe birliği genel yazgan- lığından : 27-1-935 tarihinde Tayyare şehitleri ahir Togan, Haravva muhtarı — Ahü, Erk, Eski mahkeme azası Hayri Elter, Mandırı muhtarı Kâmil Kandemir, Keşiş Serikas köyün köyü enuhtarı Huri Tosun. s köy den Süleyman oğlu Mustafa (Türkân) soyadlarmı almışlardır. ihtifali vardır. Birlik üyelerini raat 13,ş ta Fatihte Birlik bayrağı — altında Büyük bir halis çelik fabzikası; tüccarlarla Ankara Tresmi devairi ile münasebeti bulunan meslekden ve sanay'e aşina Türkiyede bir mümessil arıyor tekliflarin Fransızca veya Almanca olarak “ W. J. 3187 ,, rumuzi ile İstanbul 176 numerolu posta kutusu adresine gönderilmesi. ve bilhassa Samsunda seçim SAMSUN, 25.A.A. — Vilayetin he rtarafında ikinci müntehib seçi- mi bitmiştir. İkinci seçiciler ara- sında 113 ü kıd_ın'dı.r ÇANAKKALE, 25.A.A. — Ça- nakkale vilâyeti merkez ve mülha- katı için müntehib seçimi derin sev gi ve tatlı heyecanlar içinde geçti. . Bayanların gösterdiği uyanıklık o- yünmeğe değer. Vilâyetin ikinci müntehibleri 108'i kadın ve 359'u erkek olmak üzere 567 dir. n Kilüzüd özüü SÜDi L

Bu sayıdan diğer sayfalar: