Va L aa ae aa eĞT L L Sahip ve Başmuharriri : — 3194 9 uncu sene No. M usıkı devrımınde | Amacımız Yıllardanberi sürüp giden alaf- ranga alaturka musiki sorağı, so- nunda doğru bir yola girdi. Artık Türkiye'de anlamıyan kalmamıştır ki musiki ulusal kültürün bir par- çasıdır. Ulusal kültür, yalnız bil. giyi değil, musikiyi, tiytaroyu ve sporu da içine alan bir anlamdır . (mefhum). Türk ulusu Atatürk'ün önderli- ği altında soysallığın (medeniyet) üstünde yürürken, musikide de batı Avrupa'nın tekniğini alacak- î en yüksek durağına varmak yolu | tır. Musiki soysallığın bir parçası- | dır. Ve soysallığın doğulusu, batı- lısı olmadığına göre, musikiyi de alafranga ve alaturka diye ikiye ayırmak doğru değildir. Musikide başlıca iki eleman var- dır: ezgi (nağme) ve teknik. Ala- turka adı verilen musikinin ala- turkalığı teknikte daha doğrusu tekniksizlikte idi. Ezgiye batının iği yakıştırılacak olursa, bun- dan acuna mal olan - ileri bir mu- siki doğacaktır. Yunaş musikisi de yakm çağla- ra kadar Bizanslı idi. Yunan ezgi- leri bati musikisinin tekniğine uy- durulduktan sonra, bugün bütün acunun tatlı tatlı dinlediği Yunan operaları — türemiştir. (meydana gelmiştir). Yunan musiki ustası tal Manolis Koloniri'nin bu yolda yaz- dığı operalar batı Avrupa'sının her kendinde çalınmaktadır, Güzel erdemler (sanat) arasın- da en çok uluslararası bir özlük tutan ikidir. Beethoven, Mozart, Brahms, Hay- den, Sehübert programları, acü-— nun her kendinde o ulusun kendi malı imiş gibi çalınır ve tatlı tatlı dinlenir. Bu ustâların bir kaçı ül- kemize gelmişler ve ezgilerimizi alarak genel musiki tekniğine uy- durmuşlardır. Musiki üzerinde araştırma yapanlar, batı Avrupa musiki ustalarından bir çoğunun ürgüdlerinde (eserlerinde) doğu ulusları arasında çagrılnn ezgiler bul d ;u nu ._' uıı' Turk ustalarının bu musiki devriminde karşılaştıkları iş, Türk ezgilerini artık genel olan batı Avrupa tek- niğine uydurmaktır. Bu, her usta- nın yaratıcı ögeliğine (dehasma) kalmış bir iştir. Ve başarıldıkça evrensel (cihanşümül) Türk musi- ki urgndlen, ıcuıııı hcı kendinde dinl. . İşte musi- h devnmındekı amacımız budur. Türk - Yunan dostluğu Mes'eleler dostça birhava içinde tetkik ediliyor M. Çaldaris papasların kisvesi mevzubahis bile değildir hükümet Türkiyenin samimiyetine emindir diyor M. Çaldaris ATINA, 28 (Gece telefonla hu- susi muhabirimizden) — Başba - kan Bay Çaldaris gazetecilere yap tığı beyanatta Türk - Yunan müza- kereleri hakkında şunları söylemiş tir: “— Atina gazetelerinin bu mü- zakereler hakkında yazdıkları şey- ler hakikat hale muvafık değildir. Türkiye Dış Bakanı ile burada ko- bütün leler An- karada pek dostane bir hava için- Bay Tevfik Rüştü Aras de tetkik edilmektedir. Hükümet Türkiyenin samimiyetine emindir. Müzakere edilen leler, Türki- yenin inkılâp prensiplerine uygun olarak bizi memnun edecek şekil- de halledilecektir. Pap n kis- vesi mevzuubahis bile değildir. İs- tanbuldaki Rum akalliyetine ait meseleler de tarafeyni memnun e- decek şekilde behemehal halledi- lecektir.,, (Devamı 6 ıncı sahifede) nuştuğ Ştug CUMARTESİ Üniversiteliler toplantısı T. birliğinin bir gılda yaptığı işler, şehitler âbidesi ianesi Kubilây ihti- Birliğin - toplı Milli Türk Talebe Birliği geçen haftadan kalan kongresinin ikinci İsesini dün sabah saat 10.30 da iştirâk edenl! sinden Bay Nedim Birliğin geçir- diği safhaları anlattı ve şimdi bir Ve bu da ğız. Ye- ter ki Türk ulusunda musikiye kulak alışkanlığı olsun. Büyük mu- siki ustaları böyle, kulakları musi- kiye alışkın olan uluslar arasından yetişir. Bizde bu evin vardır. Ek- sik olan teknik idi. Bu da başlıca Bizans musikisi olan alaturka'yı, ulusal musiki sanarak şimdiye ka- dar onâ saplanıp kalmaktan ve genel musiki tekniğine uymamak- tan ileri geliyordu. Musiki devriminden sonra ezgi- lerimizi genel tekniğe uyduracak olan Türk musiki ustalarından gü- zel ürgüdler bekliyebiliriz. A. Şükrü ESMER Bay Şükrü Kaya Ankaraya döndü Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunmakta olan İçişler Bakanı Bay Şükrü Kaya dün akşam Anka- ra'ya gitmiştir. Bay Şükrü Kaya Haydarpaşa — istasyonunda vali Bay Muhittin Üstündağ, Emniyet Müdürü Bay Fehmi Vural ile bazı dostları tarafından uğurlanmıştır. Bir müfreze polis ve aske rselâm durmuştur. dönüm noktasında bulunulduğunu söyledi. (Devamı 2 inci sahifede) Halkevi salonunda topladı. Başkan Yüksek İktısat talebe - Havalar soğudu Dün sabah şehrimize dolu yağdı Ame- rikada ise soğukten ölenle var İstanbul'un yağışlı manzarası Dün öğle üstü saat 12 sularında, detli bi ) l !ehnmıı_ı bir iki dakika devam edu,ı, ıonrla gl:'îny:ıh:ç':ı:t:rhp SaTe ei dolu y Dolu imvek bü- Dün öğleye kadar yağmurlu ve ka: (Devamı 6 ıncı sahifede) yüklüğünde kıdır vardı. Doluyu şid- “fuüne'işttrak mes elelerı gürüşüldü Siirt Meb'usu MAHMUT. 29 K. EVVEL 1934 Milliyetin yeni adıdır Tel [ Müdür : 24318. Yazı ııluı müdürü : 24319, Idare ve Matbaa : — 24310. Kubılay ıhtıfalınden ıntıbalar Kııbılay âbidesini: lma me imini telgraf hava- disi olarak yazmıştık. İzmir muhabirimiz bu mera- Yukarıda solda: Halk Fırkası Genel yazıcısı Bay Recep Peker'i me- rasimde söylev söylerken, sağda: İzmirde kendi- sime ait resimleri göndermiştir. sini lmrşılayanlar ar ki resim çelenkler içindeki Kubilây ve şehit arka- daşları âbidesidir. Aşağıda soldan zabitlerimizden Bay Ahmet, solda İzmir kız hoca mektebi muallirn- lerinden Bayan Vodide söylevlerini söylüyorlar. da görüyor! Ortada- Dünkü festival Atatürk'de bulunarak #gençleri gönendirdi ANKARA 23. A.A. — Ankara Halkeyiniz terüb ettiği müziksel — festival dün akşam bütün büyükle- râm hazır bulunduğu resmi bir tem- sil âle açılmıştır. Atatürk bizzat bu gecede bulunarak gençleri gönen- dirmiştir. İsmet İnönü, bütün vekil- ler, diplomatik kor temsilde hazır bulunuyordu. Saat tam 21 de çalı- nan istiklâl marşıile festival baş- ladı. Denizli saylavı Necib Ali kü- çük bir söylev söyleyerek Atatürk- ün Ankaraya ayak bastığı günün yıl dönümünde onun yurd gençli- ğinden istediği dil, sanat, müzik kımıldanışına ilk küçük bir karşı- lık olan bu çalışmanın - bir buçuk (Devamı 6 ıncı sahifede) Mali bir rezalet Jayonyada bir Rüşvet mes'elesi 17 kişi yakalandı Bunlar arasında çok mü- him şahsiyetler var TOKYO, 28. A.A. — Geçen Güneşin Dünkü kongresi Ateş - Güneş kongresi Atatürk'ün ati .:m,x rdiği “Güneş,, ismini alkışla karşıladı Güneş takımı Vetayı 5-1 yendl Dünkü t bir enstanlı ” ARN A Dünün yegâne göz dayurabile - cek spor hareketi, Taksim stadın- da oynanan Güneş-Vefa maçı idi. Dün sabah acele serpeleyip ge- çen karın havada bıraktığı üşütücü (Devamı 2 inci sahifede) Öz türkçe yazı örnekleri ayında Saito kabinesinin istifasına sebep olan #uni ıp:lı işine kıngmıg kimseler helek p | hizil H Es_ ki büyük memurlardan önyedi kişi rüş- vet almak, vazifelerini yapmamak, and- larına sadık kalmamak gibi suçların müc- rimleri olarak mahkemeye verilecekler- dir. Gazeteler, bu işten uzun uzadıya bah- ökonomi * bakanı — Bay Nakajima, eski demiryolları bakanı Bay Kuro- da, Furmuz Bankası eski müdürü Bay Shimada ve süni ipek şirketi eski müdürü Bay Takağı bulunmaktadır. X a Yol Yazıları Değerli arkadaşım Bay Ahmet Şükrü Esmer, bu yaz Batı illerine uzun bir otomobil yolculuğu yaptı ve bu yolculuğun yazılarını yüz yap- raklı bir bitiğde toplayarak — elimize sundu. Yolculuğun başladığı yerde yor- gunluk biter derler. Bu, o kadar - doğ- ru bir sözdür ki ben arkadaşımın d p- diri bir düzenle kılıklayıp sıraladı- ğı yazıları daha okurken bile, kafa- man içinde bir kurşun ağırlığıyle do- laşan, beş yıllık bir yorgunluğun din- lendiğini duyar gibi olmuştum. . Türkiye için Rusyaya ısmarlanan son tarak makineleri geldi MOSKOVA, 28 (A, A.) — Le- ningraddaki Marx fabrikası, Tür- kiye mensucat — fabrikalarına ait son tarak makinalarını göndermiş- tir. Şimdiye kadar 155 makine gönderilmiştir. Bu makinaların kurmak ekzersizlerini yapmakta olan Tür kişçileri, bunları kurmak üzere yakında Türkiyeye gidecek- lerdir. Gündelik kaldığım bu beş yıl içinde yolculuk özleyimi bir burgu gibi yüreğimi del- di durdu. Beş yıldan beri her uğurla- dığım yolcunun arkasından birkaç damla göz yaşının, gizli gizli, icime aktığını duyarım. Eteğini sürüyerek giden her vapur, düdüğünü öttüre- rek uzaklaşan her tren bende bu özleyimin sızılarını tazcler. Bay Esmer, o sızıları bir gez daha uyandırdı ; elimdeki bitiğin — sevimli yapraklarını çevirirken içimin bur- kulduğunu sezdim. Salt bu kadarı bi- le Bay Esömerin nasıl içten gelen bir hızla yazı yazdığını göstermeye el- verir. Bu bitiğ, Bay Esmerin ta kendi- sidir. Ö, öz yaşayışmda hangi yollar- dan ve nasıl yürüyorsa Batı ellerinde yaşayışın kapısına bağlı | de o yollardan ve öyle geçmiş, öz varlığında adımlarını nasıl abaylı ve assılı bir düzenle atıyorsa olomobili- ni de öyle gezdirmiş, bir Batı yolcu- luğunda neyi ve ne kadar görüp bil- mek gerekli ise onlar üzerinde o ka- dar durduktan sonra gör'iş ve araş- tırışmı başka alanlara sürmüş, oku- yucularına bir tutam şeker yedirmek için bir kaç okka keçiboynuzu çiğne- ten bir takım şatafat düşkünü yazı. cıların yürüdükleri çapraşık yoldan gitmeyerek bize bayındır ölkelerin salt canlı yönler'ni bir tablo kılığın: da armağan etmeği düşünmüş, ve başarmıştır. Röaliste ve positif bir a: damın görüş ve duyuş biçimini gös- teren bu bitiğ bize, — çalışmaktan ka- faları yorulan oymanların bir yan: dan tenlerini d'nlendirirken öbür yandan bilgilerine yeni yon. parlak- lıklar verebilmek için nasıl bir yol tutmaları gerekli olduğunu da öğre- tiyor. Yolculuk ne yalnız gün öldürmek, ne yalnız gönül eğlendirmektir; bun- larla b'rlikte yaşayışın çeşnisini de- ğiştirmek yolculuktan beklenen as. lamların en değerlisidir. Bay Esme- rin yazılarında ben, kendi payıma, bunu buldum. Olgun yazı okumazım tadını bilenlere Bay Esmerin hitiği- ni salık verir, kendunı yürek'en kut: hularım. Esmail Müştak MAYAKON