m A iliiyet'in Romanı: 49 Yazan: Marthe Richard Alman hükümeti yeni tipte 200 tah- telbahir inşa Hülâsa (Marthe Richard Pransa casusluk teşkilâtı tarafından o İspanyaya gönde- rilmiştir, Vazifesi orada Alman casus teşkilâtna girmek ve İki cihetii casus- Huk yapmaktır. Marthe bir srü O mac. ralirdan 'sonfa Alman < casis — teşkilât reisi Baron Yan Krohn ile K Bundan bir çok malümac almış Fransa ya; gitmiş tekrar İspanyaya dönmüş. a k Şirodi Marthe Batfonla beraber C3 dix'e göliiş ve orada bir otele yerleş miştir Fon Krolin kendisini bir memu- riyetle Fasa gönderiyor.| Baron bunu bana vermekle mü- kemmel bir oyun oynadığına zahip ti. Bu suretle sefarethaneyi, adını, | ailesini avutmuş ve bu müessesede bir casus yuvası teşkilini düşün - - İspanyol memurları kendisine bir sey söylemezlerdi. Baronun bu gü- zelhik müessesesine gelmesi, sade - <e metresinin yanma gelmesi şek- linde tefsir edilebilirdi, Emi Müessesem adamakıllı işliyordu. Gelenler gidenler oluyor. Adamla » rım gidip geliyorlar. Bir sürü faali- yet oluyordu. Fon Kroln çok memnundu. Benden adamakıllı istifade edi- yordu. Fakat ben de onu tutuyordum. Onu artık iyice avucumun içine almıştım. Kendisine karşı duydü - ğum iki kin — Fransız kini ve ka - dın kini — onun peşini hiç bir za - man bırakmıyordu. Buraya yerleştiğim ilk günlerde zaferimi bir hareketle ortaya koy - mak istiyordum. Nasıl muzaffer as- kerler fethettikleri kalenin üstüne bayraklarını dikerlerse ben de öyle yapacaktım. ii on Me sevincine pâyân ta. Bulunduğumuz binada doğ- kan dahili bir merdiven yaptırmıştı. Bir gün kendisine dedim ki: Tercüme eden: M. F, 4 ettiriyormuş iki yüzden fazla tahtelbahir yapti. | rıyoruz. Almanya'nın nelere kadir olacağını göreceksiniz. Bitaraf ge- milere Karşı daima biaman davra- nacağız. Müttefiklere yapılan yar- dımı keseceğiz. Bir kaç ay zarfında âmana düşecekler. Şaşırmış gibi bir vaziyet takım dım: —- Bu, müthiş bir şey, diye hay- kırdım. Tıpkı 1870 te Parisin maha- sarasma benziyor. Hattâ ondan da- ha muazzam, daha fevkalâde bir teşebbüs! Gülerek: — Evet muazzam bir iş, diye söy- lendi. Ve bunların bir kısı benim sayemde oluyor. Acaba benim ya- pabileceğim işleri bir dakika olsun düşündünüz, tasavvur ettiniz mi? — Halkımız var dedim; bu tak- dirde Fransaya gitmemem lâzım. Fransa'da açlıktan ölmek hiç te işi- me gelmez. Ona karşı duyduğum hayranlık hisleri kendisini tatmin etti. Mad - rid'de kalabileceğimden dolayı memnun görünüyordüm. Baron ba- na nihayet meseleyi anlattı. Bu bü- yük işi başarabilmesi için yakında Kartacaya gitmesi lâzımgeliyor « muş. z Ben hiç oralı olmadım ve dedim ki: — Güzellik müessesesine bu ismi | verelim, değil mi? Bu isim hakkında muhakkak rıza | göstermesini istiyordum. Tasavvur edin bir kere: “Aloucttes'ler ayna- sı,,. Eğer bu ismi baronun muvafa- katile müessesemin üzerine koya - | bilirsem, benim için ne büyük bir | ağımda diş şeref olacaktı. — Bu enfes bir reklâm olur, diye ısrar ediyordum. Alouette ismini, bu Fransız pa - rolasını baronun. z mek istiyordum. Kapımm üstüne “Aloweites'ler aynası, diye asaca- - Bu güzellik müessesesine bir isim koymalı. Daha iyi olur. Zayıf başımı kaldırdı: — Peki, dedi, bir isim buldunuz mu? — Evet, dedim. “Alowettes'ler aynası, (1). başlangıç. ta anlaşamıyoruz. Bari şimdiden ka payalım, Bu hikâye de böyle bit - sin! Halbuki e bu işe benden ziyade bağl idi. Bir takım hareketler yap- mağa başladı. Çok sinirli idi. Asâ- bna hâkim olamıyordu. — Fakat, dedim, zaten boş otu- ruyorsunuz. Hiç bir şey yaptığınız yok ki. Boş oturuyorum ? da iyi doğrusu, Vallahi siz delisi iz.” > işim yok ha?... Bugün bile bir seyahat hazırlamak ecburiyetindeyim. İçimi çektim: — Ben de Pariöe dönmeyi, Noel için bir elbise almağı düşünüyor - Sonra kendisine yeni müessesem. | 10 dum. Sustu. Ben ilâve ediyordum: yere mevkide değil Sie bağ landum. Bana olan rabıtanızı imkâ- mı yok kıramam. Bugün bütün Fran sızlar benim vaziyetimi bili e Madrid'de bugün herkes benim kim olduğumu tanıyor. — Bir kaç ay daha sabredin. Harp yakında bitecek. Hemen he- men biz kazanmak üzereyiz. Alay ediyordum. — Her halde harbı siz kazana - cak değilsiniz. Hele Madrid'te otu- rarak. e zannediyorsunuz? #Musrmism 3 simdi biz yeni bi ğım bir levha, Baron Fon Krohn'un Mareşal Ludendorff'un bu haris yeğeninin küçücük Alovette'in elin- de esir olduğunu ve ona itaat etti - ğini herkese öğretecekti. Fon Krohn yorgundu. Mücadele etmek istemiyordu. Nihayet razı ol- du, e Hissediyordum ki “Alouettes'ler aynası,, düşmanm bir çok sırlarını meydana vuracaktı. Vakıa ben de Fon Kroha'un elinde biraz daha | fazla esir olacaktım, Fakat bundan | vatanım büyük istifadeler temin e- decekti. Tekrar kız kardeşim “Delorme”a bir mektup yazdım. Almanya tez - gâhlarında yeniden inşa ettirilmek. te olan 200 tahtelbahir için şefimin nazarı dikkatını celbetmek lâzım- Kardeşimi Delormiz'a, satirlar a rasmda antipirinle, yakında her türlü bitaraf gemilere karşı bir tah- telbahir harbr açılacağını, ve müt- tefiklerin abloka altma alınacağını izah ettim. Ve bu mektuba Fon Krohn'un yakında Kartaca'ya gi - deceğini ve bu sahillerde Alman den bahsettim. Ve yüzbaşı Ladoux'. ya “Alonettes'ler aynasmı, daima gözönünde bulundurması, çünkü Alman ataşenavalinin bütün me - murlarının ve casuslarının buraya girip çıktıklarını yazdım. Ve mek. tabumu kapadım. N Fasa gittiğimden beri baronun li miştı. â o kadar ki, bir gün ken disine kemali cesaretle: — Bitmedi — Üniversitede Bir ay sonra sömestr tatili başlıyor Bir ay sonra Universite fakülteleri 45- mesir tatili yapacaklardır. Rektör Bay Cemil, fakültelerde birinci i sömeptre mit MİLLİYET CUMARTESİ | KÂNUNEVVEL 1934 Soyadları için .. Yeni örnekler ANKARA, 30.44. — Türk Dili araştırma kurumunun soyadları hak- kında bildirdiği B. histesinin ikinci parçası şudur : Büyder, Baygeldi, Baygut Alp, Berke, Bayın, Bayındır, Begiç, Ba- yırkan, Baykara, Bâymas, Bayna, Bayhal, Bayram, Bayram Bigün -ks- Baysoy, Bayri, Baysan, (Baysarı, Baysinup, Baysu, Baysuğ, Baysun- ger, Bayşu, Baytemür, Baytok, Bay- tür, Bayutmiş, Bayyiğit, Bazir -ka- Bazman, Beçone, Bağbağa, Beğbars, Beğdili, Beğ Doğan, Beğç, Beğeç Arslan, Beg “ka., “Begisi, Beşkond, Bağtaş, Begtorün, Beki, - Bekil, Be kis, Beiz -ka-, Beklen, Beksarı, Bek- taş, Beüç Buğa, Bel, > Belban - Ba- Inn, Beleda - Balta, Belek, Beler, Bel ketin, Berdibek, Soyadları Yeniden bir çok kimseler Soyadları aldılar ii İş i İz | ven”, kardeşleri Bay Osman Haşim ve Bay Nedim Haşim “Güventürk”, Tak - simde Kazancı sinde Dizdariye çokağında oturan ko - misyoncu Hasan Tahsin (Gencay) 86 « yadlarını Dünkü nüzhamızda Iş Bankası kutu fabrikası isi Bay Sedad'm 407 adı yanlış dü Aymergen'dir. Öz Türkçe ile Bilmecemiz Osmanlıca karşılıklarını yazdığı - 293 kelimelerin öz türkçe mükabile: rini bularak şeklimizin boş haneleri yerleştiriniz. ve lime iz | mece memurluğuna) gönderiniz. Bil- mecemizi doğru halledenler arasmda ipek bre belevi larak biz iz Müddet kadardır. Yıjammi imi | sağa ve 1 — Fecir (3) 2 — Bagaj, taşınan şey (3). Büyük bir adet (3). SY üzül dağa VE), Düağ, gayri sahil (5). — Remat (3). Eznir, haber, Li yin (3). — 5 — Intihap et (3). 6 — Kamer (2). Mahsul, Feyzü be reket (5). 7 — Yüzdeki lekeler (3). e mesut, bey 9 — Mar (5), arzu, emel (5). 10 — Bir meyva (3), Kitm, tarz, ta- var (3). 11 — Ahit, yemin (3). Saralı bir kadın yandı Geçen çarşamba günü Bigadıçta Ha- te ölmüştür. Bigadicm Orta mahallesinde vöiz Ali. MEMLEKETTE Kastamonuda hayat gün geçtikçe canlanıyor İmar işleri - Halkevi faaliyeti - Mükem imelbir stat- Daha güzelleşecek bir şehir Kastamonuda Alay IRI, (Milliyet) — Sporcula. | Kastanonuda bir gün kaldım. Fakat bu bir gün bana oranın gece ha ÇANKİ ermrzla yatile beraber her yerini İersat verdi. Kastamonuyu zaten © yakinen tanı- rum. Bu eski ve büyük viliyetin dört beş seneki hali ile bugünkü kali ara - sında pek çek fark vardır. Bu güzel kent mamutlaşmağa çok müstajttı. ilk defa mükemmel bir elektrik işile faali- yete başlıyan bu meanlekette canlı bir hayat uyanmağa akıladı. Her sene ye- ni bir eser vücut buldu. Elektrik, güzel bir mektep, beledi. ye parkı, kaşla parkı ve Gazi abidesi vs sonra rmükemmel denecek ve Türkiye. nin iç vilâyetlerinde — yapılmamış olan bir stadyum; Ve daha bilmediğim şey- lerle beraber geçen sene işittiğim bale- diyenin güzel bir teşebbüsü: Ekmekçi dükkânlarının tamemile betondan yapıl- ması, Gerçi bunlar bu büyük vilâyet i- Şin yapılması lâzem ihtiyaçların cüzü- mü teşkil ederte de, bu faaliyet üç dörü sene ve bilhassa son senelere ait ol- masile şayanı kayıtlır. Memlekette içtimai bayat gittikçe yükseğiyor. İlk mektep talebelerinin bir müser.hresinde ekseriyetle davetli ha - nım gördüm, geceleri aile toplanuları ye senede bir kaç defa balo verildiğine güre Kastamonuda yaşıyanlar canlı bir bayat içindedirler, Halkevi canlı bir faali, österiyor tamonunun hali bir faali- göslermeğe ta göre bu şubelerden temsil kolu şim diyo kadar 30 piyes temsil © etmiştir. Bilhassa bunların bir kısmı yalnız köy- Jülere oynanmıştır. Her O müsamereye İ yam haline getiri # ida Güzi ööstü 400 — 700 arası hak © gelmektedir. Temsil şubesinin 70 ve evin 600 azası vardır. Bununla beraber halkevi sporda &- mumi bir faaliyet gösterememiştir. Fa- kat şu muhakkak ki Kastamonuda hal kıs ve gençliğin bunlar karşı olan temayülü fazladır. Ayni zamanda bu- günkü terakkileri de buna çok müsnit- ür. Gazi stadı Şehirden birkaç kilometre uzakta O- halbaşı mahallinde etrafı ağaçlıklı bir saha güzelce lesviye edilerek bir siad- iştir. Bu Gazi stad- yumu bu sene içinde ikmal edilmişse de henüz tribünlerile duvarlarında noksan içimde sandal gezebilecek kadar büyük bir bavuz yazın — halan Nedir Beyelendinin himmeti ne gü - | bir halde eceli etmişti zel bir park olmuş. Yazın bütün halk bu parkin 1 kuruşa ayran içip olu - | senem ei ele ve baş başa verem hare * rurumuş, temiz güzel bir şey. kete , Gen ve iğne adamları * Nedim Beyim m. | “em fikirlerinden stilde etmek me yesinde bir de Gazi Hazretlerinin güzel | 70025 mesafeden bazlayı Kastamonuda Gazi stadının havuz kısmı Çatalcada bayındırlık Köylüler de kendi köy işlerini elbirliği ile başarmağa Hava komprimele Bunun nc suya ne yağ? | Hollandalı mühendis bir ihtürn vücğf getirmiştir. Bu ihtira, yaşamak kabili £ iktısadiyeti” da kati değişildikler yapacaktır. Je olunan şey bir motör olup işlemek iŞ İ me benzin, ne ağır yağ ve ve de heri | gi bir İcuvvet maddesine ihtiyaç hisset” “| © sürmüyor, suya bile ihtiyaç yoktur. Me” İkinenin muharrik kuvveti kamprime bi Bine getirilmiş havadır. Mühendisler 9 yeni icat edilen motörün kudret ve W katı hakkında hayranlık göstermişler "* bu sayede bütün motör sanayinin #ip' yeni bir esas üzerine kurulabileef fikrini izler etmişlerdir. Tazyik edilmi bavalı motörün istilzam ettiği yegâne Wi belediye reisi ve belediye meclisi ve # bir çok ileri gelen mühndisler ve mali)f” ciler bu tazyik edici havalı motörün 1 tep mevcuttur. den bu yıl mezun olan efendiler * rasından tiyarız... Sıvas lisesi esasen kadar her sahada büyük şahsi: yetiştirmeğe çalışan bir yuvadır. Aydında başlarında Ziraat ve O* manl: bankaları müdürleri 7 terem Kaya ve Enver Beylerin lunğu bir kurum bir şehir T açmağı tasarlayarak işe koi ni muşlardır. İşin başında buluna lar klubun Anadolu ktubu rında olması için çalıştıklarını *ö liyorlar. Kendilerine eyi başarım lar ve sonra ardirme'ar dilerim. Yeni icat motor rile işleyen bir tayyare yapı'dı ne benzine ihtiyacı var Jan Wardemier isminde 22 yı gösterecek olursa, cihan i kım her üş ayda bir defa yapılması İS” beden esaslı bir yağlamadır. Bu moli her maksat için, yani otomobiller, ka” yonlar ve istasyoner muharrik | kuy€i grupları ve her neviden makinelerin # letilmesi için kullanılabilir. İşletme #9” rafı bir otomobil motörü için inlnin$i çalışma halinde sönede 25 florini geç” mektedir, bu hesapta yağlama da dahildir. Elyevin mevcut motörlere karşi be 79 ni icat motörün bahşettiği faideler ü£ rine Jan Wardenler'nin “bu icndei” hayranlık husule getirmesi pek tabüdi” Mucidin oturduğu Wolvegn kaöabasın” ğer müteaddit ve umumi müesseseler 1 ili Mehmet Behçet Sıvas lisesinde avrupa imtihanı SIVAS, (Milliyet) — Lisemiz” örli Ahmet efe” Aydında şehir kulübü GERMENCİK, (Milliyet) — klubu aya”