AN ik in ne iyi şey olduğunu hepiniz bilirsiniz. Fakat bazan ten- belliğiniz tutar. Elinizi, yüzünüzü bile yıkamaktan vazgeçersini Halbuki daha küçükten yıkanırsğı itiyat edinmek lâzımdır. Temizlik sıhhatin temelidir. Bunun için her gün hiç olmazsa yemekten evvel ellerinizi yıkayı- nız. Yemekten sonra da dişlerinizi temizleyiniz. Bilhassa yatmazdan evvel... Sabahleyin eğer vaktiniz yoksa, ! emen kendinizi yataktan aşağı a-| tınız, pijamanızı, yahut gömlei Zi bir tarafa fırlatmız. (o Büyücek bir sünger alıp (kauçuk sünger o- lursa daha iyi) acele acele vücu- dunuzu başınızdan ayağınıza ka- | dar soğuk su ile yıkaymız. Güzelce unuz ve giyininiz. Saatinize bakınız. Bütün bu işler için beş da- kika bile kâfidir, Bu temizlik bir defa kanmızı kı- Zıştırır, iştihanızı açar, canlılığınızı arttırır, bir defa soğuk suya alış- tınız mı, artık bir daha vazgeçe- Mmezsiniz, Maamafih uzviyetimizin bazı aksamı soğuk suya karşı bir aksülâ mel gösterebilir. O zaman ısrar et- mezsiniz. Banyoya gelince, arada bir de banyo yapmak lâzımdır. Banyonun suyu 3İ - 35 dereceler arasında ölmalıdır. Bu hararet derecesi ol- dukça uzun bir müddet için banyo- da kalmağa kâfidir. Kan devranını ve teneffüsü kamçılar, sinirler üze- | rinde mukavvi ve müsekkin bir te- #iri vardır. Akşam bnayosu günün Yorgunluğunu alır ve sakin bir uy- temin eder, Fakat banyoda se- vp on dakikadan fazla kalmama- ir i y, Bilhassa duş ve yağmur banyola ları çok iyidir. Bir çok mektepleri- VR MİLLİYET CUMARTESİ 17 MAYİS 1934 Otvberi * Mısırdaki Ebülhevl'in yüzü 5 metre, kulağı 1 metre 35; burnu 1 metre 70, ağzı 1 metre 30 dur. * Gene Mısırdaki bü; aşağı kısmında dıl'ı 227, x 139 metredir. Her biri takriben bir metre mikâbı büyüklükte 2,300,000| * taş konularak yapılmıştır. Bu ih. | | ramı yapmak için yüz bin insan her sene üç ay olmak üzere 20 sene ça- laşmışlardır. * Paristeki Eyfel kulesinin bir İ gecelik elektrik sarfiyatı İsviçrede- ki Neufchatel şehrinin bir gecelik elektrik sarfiyatı kadardır. Bu şe- hirde 20 bin nüfus oturuyor. * Madagaskarda halap denilen bir cins örümcek vardır ki ağları al tın ipeğe benzer. Yerliler bu ığ- lardan elbise yaparlar. Hesap eğlenceleri * ır Rakamların mucizesi Nihayet ikişer haneli iki adet a- lınız. Bu adetlerin birini sağa, biri ni sola yazınız. 1 — Soldakini 2 ye taksim edi- niz. Tek rakam olsa bile geriye ka- lacak küsuratı hazfedersiniz. 2 ye | taksim demektir. Çıkan rakamısol- daki birinci rakamın altına yazı - | nız. Bu rakamı da 2 ye taksim €- İ diniz. Ta 1 rakamma gelinciye ka- dar. , İ 2 — Sağdaki rakamın bir misli- nİ daha alınız ve onuda sağdaki rakamın altına yazınız. Bu son ra- | kamın da bir mislini daha alarak altın a yazınız. Ta ki soldaki ra- Evde bahar çiçeği mizde böyle tesisat mevcuttur, İ- cap ederse su da ısıtılabilir. süngerler vücudun bütün aksamını uğuşturmalıdır. Sudan çıkınca bor nüsü giyersiniz, eğer icap ederse kolonya ile vücudunuza friksiyon yaparsınız. Eller daima temiz olmalıdır. El ve ayak tırnakları muntazam kesil. melidir. Dişleri temizlemek fırça sert olmamalıdır. Diş macununun i- yisinden intihap etmek “lâzımdır. Bilhassa ağız ve diş temizliği hep- sinden mühimdir. Bütün hayatınız- da sağlam ve temiz dişli kalmak i- çin dişlerinize çok dikkat ediniz. Sonra pişman olmazsınız. Arttırma ve eksiltme kanunu (Başı 4 inci sahilede) : 33 karşılıklr. bir âkit olan. sarp. kını devletin hakları kadar mah - fuz tutmak ve akte riayetsizlik - lerde mesuliyetleri her iki tarafa | karşılıklı ve mütevazin olarak yük lemeyi lâyihanın esasları arasina koymuştur. Encümen bu hareketile, her han- &i bir alım ve satıma daha fazla alâka celbetmeyi ve bu suretle ha- #il olacak rağbet ve rekabetlen devlete daha fazla fayda temin et- Meyi düşünmüştür. Yeni kanun umumi, mülhak ve Mahalli bütçelere de şamildir. En- bu hususu daha sarahatlen- yede, münakasa rinin ifade ettiği inşa, tamil ralama işi de etmek için lâyihaya “arttırma, eksiltme ve ihale kanunu,, adını koymuştur. : Yabancıların vaziyeti Maliye encümeni, 15,000 lira- dan aşağı kıymetteki işlerde de sermayeden ziyade şahsın vasfı ve onun ticari ahlâk've kabiliyeti işe müessir olacağından, Türk vatan- daşı olmıyanların uzun o müddet Türkiyede mukim ve ticaret si - cilline kayıtlı olmalarını şart koş- muş ve bu hususta Hariciye vekâ- letinin de mütaleasını almıştı. dirmiştir, Mütedavil sermayeliler Gerek umumi bütçeden ve ge- Vek mülhak bütçelerden vekâlet - lere ve müesseselere bağlı olan ba- # daireler hususi vaziyetleri ica - b olarak mütedavil sermaye kul - anmaktadırlar. a ji, Bunların ticari mahiyetteki faa- Yetlerini bu kanunun hükmüne ta- yi, tutmaya imkân olmadığından, ilânçoda nihayet bulan ticari mua- pelelerin © hususi kanunlarına ta- li olduğu işaret edilmiş ve fakat bi ypsoda nihayet bulan ve müteda - ii sermaye ile yapılması icap & - inşaat ve esaslı tamirlerin her tekerrür etmiyen muamele - olması itibarile bu karfuna olacağı tesbit olunmuştur. âyihanın adını hükümet “mü- m70de ve münakasa kanunu,, koy- al, ? ve maliye encümeni (devlet ün ve satımları kanunu) diye de- | m tirmişti.. Bu tabirin, lâyihanm “Yzüunu tamamen kayramadığı - ören bütçe encümeni, müza - &i era NN | mebuslar) da konmuştu. Bütçe encümeni, tetkikatı es - nasında 15,000 lira kıymetinden a- şağı alımlarla, inşa, tamir, imal ve istikşaf işlerine yabancıların da girebilmeleri için, keyfiyetin icra vekilleri heyetinin takdirine b; rm daha muvafık görmüş- ür, Vesikaların tarihleri Bütçe encümeni, arttırma ve eksiltmelere girecek şirketlerin gös terecekleri faaliyet Uvesikasının davet tarihinde bu şirketin faa - liyetine devam edip etmediğinin tahkik olunmasını lüzumlu kıla - cağından bu vesikanın davet ta - rihinden sonraki tarihli olmasını muvafık bulmuştur. Mebusların vaziyeti Hükümet teklifinde ; arttırma, eksiltme ve ihale işlerine giremi - yecek kimseler arasında (alelitlâk Maliye encümeni, serbest meslek erba - bından olan mebusların bu işle. re girmesini menedecek o hükmü, umumi mevzvatımızla ahenkli bul- Banyoda sabunlanmalı ve bir | | kamların sırasını buluncıya kadar, 3 — Sağda sıraladığınız rakam. ları cemediniz. Hasılı cem ilk inti- hap ettiğiniz iki rakamma hasılı zarhına müsavi çıkacaktır. Daha iyi anlaşılması için iki mi- sal, Meselâ bir 18 ve bir de 3 ra- kamı intihap ettim. Birini sağa, bi- rini sola yazıyorum : Hep yarısını Hep bir mislini İ alarak ilâve ederek İğ a $ ml vi 12 e akkmimmnli ME 54 18X3 — 54 Baska bir misal daha: 8 eğ lâ İ SMM mere 3. > eli Nm 112 210 14X15 — 210 6 defa 13 İlk görüşte güç zannedilirse de mamıştır. Encümen, mebuslar ü - zerinde mensup oldukları fırkala - Yın umumi alâkası bulunduğunu mülâhaza ederek lâyihadan bu kay dı çıkarmıştır. “, Bütçe encümeni, bu noktada hükümetin teklifine iltihak ede. rek, mebusların arttırma, eksiltme ve ihale işlerine girmelerinin me « nolunmasını muvafık bulmuştur. Maliye encümeni, komisyonlar azasının işe girmesi menedilecek unsurları arasına kayın baba ve da- madı da koymuştur. Şartname ve ojeler e a Maliye encümeni, şartname ve projelerin yüksek bedelle satıldı - ğını ve bu yüzden taliplerin azal - dığını düşünerek, şartname ve pro- jeler bedelinin işin hacmile mü - tenasip olmasını ve nihayet aza - mi bir haddi geçmemesini teklif et miştir. Bu suretle yirmi beş bin liraya kadar olan işlerin şartna - meleri parasız ve bundan yukarı miktarlar için, tahmin olunan bede lin yüz binde beşi nisbetinde bir bedelle verilecektir, fakat bu bedel elli lirayi geçmiyecektir. İnşaat ve tamirat işlerinin mik- tarı her ne olursa olsun proje ve şartnameler yüz binde beş nisbe - tinde bir bedelle verilecek, proje- si olmiyan şartnameler için bu be- delin yarısı alınacaktır. Alımın birleştirilmesi Maliye encümeni şartnamele - rin ihtiva edeceği umumi hüküm- leri tetkik ederken, alımın birleş - tirilmesine doğru ilk adım olarak ayni cinsten olan alım vasıflarının şartnamesi de birleştirilmesi arzu- sunu izhar etmiş ve yiyecek, giye- cek ve bunun gibi müşterek ihti - yaçlar için müşterek şartname for- mülleri hazırlamaya ve bunları tat- Şairin köşesiz * Sabah rüzgârı Gü rk Sessizce akan Bular eken Hek çağ Ne hop esiyor Bir dere olmuş h rüzgârı Sabah rüzgârı Aşmış dağları Zümrüt bağları Bir seyyah olmuş Sabah rüzgârı. . Başı çiçekli ELE teli Bir gelin olmuş Sabah rüzgâr. « Emel NİHAT Yeryüzünde suyun kuvveti Amerikan jeoloji enstitüsü yer yüzünde kullanılmıyan su enerjisi nin miktarını hesap etmiştir. Hesa- ba göre bu miktar 466 milyon bey- gir kuvvetindedir ve bunun ancak yüzde onu kullanılmaktadır. Av - rupada 60 milyon beygir kuvveti, bunun hali hazırda ancak 17 milyo- nu kullanılmaktadır. Afrikada bir çok şelâleler vardır, fakat ancak bu şelâlelerden 14 milyon beygir kuvveti kullanılmaktadır. Amerika da 125 milyon beygir kuvetinden ancak 18 milyonu istimal edilmek- tedir. Asyada o kadar çok şellâle yoktur. Avustralyada bütün adalar dahil 16'milyon beygir kuvveti kul | lanılmaktadır. pek kolaydır. Meselâ 1 den 12 ye kadar rakamları alta alta yazıyo- rum. Sonra sayıyorum: 1.12,2-11,3-10,4 -9,5-8,67 Bu suretle altı defa 13 yekünunü elde etmiş oluyorum. Aynı hesabı başka adetlerle de yapabilirsiniz. bik ettirmeye hükümeti salâhiyetli kılmıştır. a NM Muvakkat teminat nisbeti Maliye encümeni, inşa, tamir, imal ve nakil işlerile bazı arttır - ma ve eksiltmelere gireceklerden tahmini veya keşfedilen bedeli ü zerinden alınacak muvakkat nat miktarını yüzde yedi buçuktan başlatarak daha yüksek miktarlar için maküs bir nisbet dahilinde a- lınmasını muvafık görmüştü. Büt- çe encümeni bu teminatın seyanen yüzde yedi buçuktan — alınmasını kabul etmiştir. Bono ve tahviller Bütçe encümeni, devlet tara - fından çıkarılan alelümum bono ve tahvillerle sair milli esham ve tahvilâtın teminat olarak kabu - lü bunlar için bir imtiyazı mah - sus teşkil etmekte olmasına bina en bu imtiyazların yalnız hususi kanunlarla tayin edilmiş olanları- na hasr ve yarım milyon lira dan fazla olan alelümum taah - hütler için gayri menkullerin te» minat olarak kabul edil bunun yalnız posta işleri hitlerine hasrını muvafık görmüş- tür, İnşaat ilâveleri Maliye encümeni mühim , bir noktaya daha temas etmiştir; en- cümen, keşif ve mukavele dışın -' daki ilâveten inşaatın umumiye kanununun İs rağmen yüzde yirmi haddini & tiğini gördüğünden buna mahal bı- rakmıyacak sarih hükümler koy - muş ve bu takdirde ilk müteahhit hakkında tatbik edilecek kaide - ler teklif etmiştir. Yüzde yirmiden fazla ilâve ler ekseriya daha evvelden görül - mesi mümkün olmıyan temel iş lerinden çıkabileceğinden ve esa - sarahatine Evde komedi. (Sahne bir odada masa etrafın- da, kanapede, koltukta toplanmış bir aile efradını gösterir. Beş altı kişi olursa daha iyi olur. Bunlar - dan her birine birer şahsiyet vere- rek piyese başlıyalım| Ahmet B, — Efendim, benden hi kâye istediniz, söyleyim. Geçen se- ne İzmirde kaplan avma çıkmı İzmirde kaplan var mı, yok mu, © da malüm değil ya... Var diyor- lar, sırtımızda tüfekler, çantamız- da nevaleler. . . Mediha H. — (Sözünü keserek) Yahu, çocuklar size büyük bir müj de vereyim. Cuma günü hep bir - likte sulara gidiyoruz. Aliye H. — Aman ne iyi,. Ha- valar da güzelleşti. O kadar çok eğleniriz ki... Aliye'nin kardeşi Refet — Öy- le ama bakalım, annemiz izin verir mi? Aliye — A, a, annem gelmezse biz nasıl gideriz? Ev sahibesi vaziyetinde olan en yaşlı Rühsar H. — Canım çocuklar bırakın da Ahmet Bey hikâyesini | söylesin. Ahmet Bey — (Eğilip | Ruhsar enne teşekkür eder) Ergime, iyordum, geçen sene lan avına çıkmıştık. İzmirde kap- lan var mı, yo k mu, o da malüm de ğil ya.. Var diyorlar, sırtlarımız- | da tüfekleri, çantalarımızda neva- leler, .. Aliye H. — (Havayı gözetliye- rek) Ay, ay, çocuklar bir tayyare Eğ yar mi) ir > (Herkes başını havaya kaldırır. Aliye H. — Babam söylüyordu, Romanyadan bir Prens tayyareci an, Doğrusu ben Prens Şarkta umumi Müfettişlik (Başı 1 inci sahifede) yan ve gittikçe feyizli bir surette ilerleyen imar ve yol faaliyetlerini r. Halkevi ve hayır ce iyaret ederek verimli mesailerini görmüş, bilhassa içme ihtiyacını temin için Siirte getirl- da tetkikler yaptırmış, Van E nün iktisadi ve ticari bakımdan faydalı olabilmesi için Cümhuriyet ve Erçiş motörlerinin tamir ve ta- dilile göle indirilmesini temin et- miş, mahalli şirketlerin ve spor klüblerinin mesailerini o kontrol ederek azalarile uzun uzadıya has- bıhaller yapmıştır. i Müfettiş Bey bu seyahatlerinden çok güzel intibalarla ayrılmıştır. Yağ ucuzluyor, Piyasada yağ fiatleri ucuzlamak tadır. Her hafta Karadeniz posta- sından piyasaya 50-60 teneke yağ gelmektedir. li Trabzon ye Ni vi & & bilhassa yaylâ yağlarının satışı eçtiği için hayvan telefatı olma- mıştır. Bu itibarla Karstan şehri- mize geçen seneye nazaran daha bolmal gelecektir. sen bu gibi vakalar da çok az ola- cağından bu hususun takdis icra vekilleri heyetinin tasvibine bıra - kılmıştır. Bu suretle işler geçik - miyecek ve muhasebei umumiye kanununun gayesi de mahfuz kala- caktır Bırakın, Ahmet Bey söylesin olsam tayyareci olmam. Refet — Nasıl olmazsın? Şimdi tayyareler otomobilden tehlikesiz... Ruhsar H. — Canım çocuklar, bırakın Ahmet Bey hikâyesini söy- lesin, ondan sonra konuşursunuz, (Sülüt) Ahmet B. — (Tekrar Ruhsar Ha nıma reveransla teşekkür ederek) Evet, geçen sene İzmirde kaplan a- vına çıkmıştık. İzmirde kaplan var mı, yok mu, o da malüm değil ya.. Var diyorlar, Sırtlarımızda tüfek- ler, çantalarımıbda nevaleler. . Hâdi — (dışardan nefes nefese kosarak gelir) Aman çocuklar, kim geldi biliyor musunuz? Selim Bey Amca... Bir de fotoğraf makine- si getirmiş, hepimizin resimlerini çekecekmiş. Hep birden — Nerde, nerde? Hadi — Bahçede, makinesini dı zeltiyor, bizi bekliyor. (Hep birden serçe yavrusu g'bi sahneden dışarıya dağılırlar. Yal- nız Ahmet Bey kalır.) Ahmet B. — Bu çocuklara ne oi du bilmiyorum. Hepsinin kafası başka yerde.. kendilerine | ahlâki bir hikâye anlatacaktım. (Tam o sırada sahnenin arka ta | rafından perişan kıyafetli bir dilen ci geçer. Ahmet Bey hemen dilen- iyi yakalar) "Ahmet B, — Ne o, buralarda ne dolaşyorsan? Dilenci — (kulak kabartarak) Efendim? Ahmet B, — (Sesini yükselte - re) EA EN Geli, rızk peşinde koşuyoruz. Allah öm- artırsın. “Ahmet B. — (Parmağını şaka - ğına koyarak bir saniye düşünür gibi yaptıktan sonra) Gel beş da- kika otur şuraya, sana beş kuruş vereceğim. (Dilenciye bir sandal - Ya gösterir) Ahmet Bey — Otur ve beni din- le... Geçen sene İzmirde kaplan avma çıkmıştık. İzmirde £ kaplan var mı, yok mu, o da malüm değil ya,. Var diyorlar. Sırtlarımızda ler salla nevaleler.. Dilenci —— (Kulak kabartarak) Anlamadım. Ahmet B. — Söylediklerimi din- liyorsun değil mi? Dilenci — (Gene kulak kabarta- rak) Anlamadım efendim. Ahmet B. — (Sesini yükselte - i dinliyorsun il dinli- yemiyorum efendim. Ne yapayım, sağırım, ım işitmiyor. (Ahmet Beyde surat, perde) Türkiye Romanya (Başr 1 inci sahifede) * maya gelen Romanya gazetecileri- ne bu ziyaretinin resmi bir ziyaret ve M. Tituleskonun Türkiyeye yap tığı ziyaretin iadesi olduğunu söy» lemiştir. Tevfik Rüştü Bey bu ziya- nuniyet hisettiğini bu memnuniys- tin iki devlet arasındak mevcut dostluk bağlarile senelerden beri tâkdirkârı ve dostu bulunduğu M. Tituleskoyu ziyaret ( vesilesile iki misli arttığını söylemiştir. Tevfik Rüştü Bey Bükreşe hareketinden evvel Dobrice Müslümanlarından mürekkep bir heyeti kabul ederek kendilerile uzun müddet görüş müş müteakiben trene bağlanan hususi vagonla Bükreşe hareket et miştir. ö Tevfik Rüştü Bey Bükreşe saat 11 de vasil a Yl KREŞ, 11. — iz Bey, refikası ve kerimesi Hanımlar, kendisine refakat eden zevat Bükreşe saat 12,15 de husu- si trenle gelmişlerdir. Ayni trende Türkiyenin Bükreş sefiri Hamdul. lah Suphi Bey, Romanyanın An- kara sefiri. M. Ciuntu, Romanya hariciye nezareti mümessilleri de bulunuyordu. M. Titulesko ile zevcesi, harici- ye müsteşarı M. Savel Radulesko, Yugoslavya, Yunanistan ve Çekos- lovakya sefirleri ile hariciye neza- reti ve Türkiye sefareti erkânı Tev (ik Rüştü Beyi istasyonda karşı- lamışlardır. Madam Titulesko, Tevfik Rüş- tü Beyin refikası ve kerimesi ha- nımlara birer demet çiçek takdim etmiştir. a Snlllkökmlnr.