5l İ sonra yan tarafa l ası ir a” 3U Şurupta üçte iki nisbette şeker vardır. Şurubun esasını teşkil eden mayi ekseriya su olursa da, şarap ve sirke kullanarak şurup yapanlar vardır. Şurup soğuk veya sıcak olarak iki suretle yapılır. Bir şurup tam kıvamında kaynatıldığı zaman u- zun müddet dayanır. İyice kayna- tılmazsa tahammür lur, fazla kaynatılırsa şişe kenarın da şeker billüratı bırakır. Şurupta asil olan “kıvam” dır. Bunu da anlamak için bazı usuller vardır, 3 1 — Şurubun üezrinı lendi- ği zaman, sathında zar gibi bir şey hâsıl olur, € 2 — Bir kaşık ucuyla biraz şu- Tup alınarak kaşığı doğrulttuktan döküldüğü za- man inci gibi bir hal alır. 3 — Baş ve şahadet parmakla yı arasına biraz şurup alınarak bu parmaklar beş altı milimetre açıldı ğı zaman iplik gibi ufak bir şey hâ | sıl olur. Maamafih bazı gözlükçü dükkân larında ve eczayı tıbbiye mağaza- larında şurup derecesi denilen bir derece satılmaktadır. Bu âlet şuru bun içine sokulduğu zaman 30 de- İreceyi gösterirse şurup kıvam: hali ne gelmiş demektir, Şuruplar berrak olmalı ve iyi şekerle yapılmalıdır. Şekeri süz inek için en güzel vasıta tülbent- tir. , Soğuk olarak şurup yapmak i- çin yarım kilo suda bir kilo şekeri hallettikten sonra on iki saat ka- pi bırakmalı ve sonra süzmeli- ir. Ev eczanesi Her evde küçük mikyasta bir €czahane bulundurmak farz olmuş gibidir. Çünkü bazı hastalıklar vardır ki, bunları biz doktora mü- Tacaat etmeden kendi kendimize tedavi ederiz. Gene bazı hastalık- itilar vardın iki, evce vakit ve za- Havuç tutarı ( Mmaniyle tedavisine başlandıktan sonra doktora müracaat halinde u | un uzadiya tedaviye mahal kal- >> Ufak tefek kazalar vukuun- a hemen müracaat edeceğimiz yer ev eczahanesidir. Evde bulu- han ufak tefek. ilâçlarla bir çok | ? hastalıkların savuştarulduğu me | akkaktır. Yalnız bazı hastalıklar batif bir rahatsizlıkla başlayıp ta ouradan ağırlaşırsa vakit kaybet- >den doktora müracaat etmeği de hatırdan çıkarmamalıdır. Ba- sus çöcukların bir çok hastalık- rı ağız, gögüs, boğaz, bağırsak hastalıklarıdır. Çocuğun uzviyel körpe ve rakik olduğundan dokto hiç ihmal etmeyin! Ilanılacak ilâçların #malini bilmek şarttır. Bilinmiyen | ir şeyi yapmaktansa, doktora git hek lâzımdır. İlâçların tutarı ile hesabı müş- “kül olduğu için evlerde ekseriya ibi olarak tayin edilir. Meselâ di kahve kaşığı 5 gram, tatir ka- 1 10 gram, yemek kaşığı 15 parmak tutamı 5 gram, bir orta) 40 gramdır. Buruşukluklara karşı Birçok kadınlar için (o ekseriya öyle söyleriz: “Vücudu güzel a- » Yüzü nafile!,, ederek bozu- | Evveles | MİLLİYET PAZARTESİ 9 NISAN kad yeti VARNA, (Milliyet) — Bulgar istihlâsı gününün akşamma tesa- düf eden bir gece Varna Türk ka- dınlığının şükranla hatırlanacak sevimli bir müsameresine iştirak etmiştim. » ği Yabancı ( bir diyarda milli bir toplantının zevkli saatlerinden zi. yade baloyu tertip eden “Ebeveyn ve Muallimler Cemiyeti Kadmlar Şubesi” nden ve bu teşekkülün tak dire değer mesai ve programından bahsedeceğim. “Ebeveyn ve Muallimler Cemi- yeti Kadınlar Şubesi” 1931 biririci kânununda Varna (o kasabasmda ilk toplantısını yapmış, resmen tas. tik muameleğinin (o ikmali ve sair #ihi cemiyetin bu kıymetli asıl mebde teşkil etmiştir. Hemen Varna'nın güzide Türk lunan bu cemiyeti; nın Türk fakir, ii ilbas, onların fikri ve lerini il Tertip ei müsamereleri, sılatı, aza ufak tale kal rüat, bu değerli maksadın kasası- gayesi kasaba- İarinr iaşe ve | hissi terbiye- | Neden çehre bu kadar çabuk 80- yor, güzelliğini ve tazeliğini kay- diyor? Vücudun diğer aksamın- n fazla haya maruz oluşundan ? Belki... Tarlada yaşayan ve pe bir köylü kadınla şehirde yüzüne bakmıyan bir kadını ayese etmek buna bir & misal Kadının pudra ve > edebilir, ihtiyacı buna bir mi : bi elma ve nmak, dini olmaktan ziyade, bi- meden kadının yüzünü mukaf etmek içim mi idi? N Yüzde bu: kan deveramn yayEça olu: n ileri geliyor. Cilt kendini biye. diyor. Şimdiye kadar yüzde bun” luğu gidermek veya gecikti, k n en ziyade müracaat edilen u masajdı. Fakat şimdi buna kar yeni bir serom bulunmuştur. Bu om öküz, kuzu, dana ve bilhas. genç atlardan alınmaktadır. Bahçelerdeki luzumsuz otlar 100 kısım su bir kabın içinde taynatılır. Bunun içine 10 kısım inmemiş kireç ve bir kısım kü- Siçeği atılarak süt gibi bir almcaya kadar kaynatmakta im edilir. Elde edilen mahlü- e tekrar 10 kısım su ilâve vek mahvedilmesi istenilen ot- n diplerine dökülür. Bu suretle nı ikdar eden kuvvetin membalar, dır. Bulgar belediyesinin verdi 10,000 leva Milli Bulgar Bankası, pamuk fabrikasının da ayrıca zik. re değer yardımları vardır. Bu suretle temin ve idare edilen mini mini bütçesile cemiyet, 1932 senesinde mekteplerde & mevcut Türk yavrularından muhtaç 96 ço- cuğa ber gün muntazam öğle ye. meği vermiştir. Bu yavrular senede iki bayram kunduradan şapkaları. na kadar çamaşır ve elbise tedarik edilerek giydirilmiştir. yi Kendiliklerinden kuruyup gi- e ithal etmiş bu- | Bulgaristanda da Türk kadını boş durmayor ———ğ<çğc ex... Varnada Ebeveyn ve Muallimler cemi- ınlar şubesi canlı dl ap - Şubenin verdiği kostümlü baloda cemiyet nkişafına yardım etmektir. |! Varna'daki Türk kadın cemiyetinin adi adi bir varlıktır 7 Muhterem cemiyetin bu maksal için verdiği baloda çok cazip ve sa | mimi eğlenceli bir gece geçirildi. | Biz Türklere aleyhtar hisleri cıklıyacak bir günün gecesinde, sa- lonun muhtelif masalarmı kasaba- nın mümtaz Bulgar ailelerinin iş- gal etmiş olmaları memnuniyetle batırlanacak bir manzara idi. Cemiyetin kıymetli veznedarı Gülbiye Hanrmefendinin türkçe bulgarca bir başlangıç nutkunu es- ki Türk padişahları hayatına ait usçadan adapte edilmiş bir piyesi, bunu müteakıp Türk. kızlarından —ürekkep grupların bahriye bale- ti, oryantal balet, zeybek oyunu gi- vi numaraları takip etti. Türk amatör hanımların kısa bir rovayı müteakıp sahnede göster- Tikleri liyakat dikkate değer dere- cede idi. Hekim rolünde Cafer B., nazlı bir hanım sultan olan Gülbi- ve hanım hemen hemen pürüzsüz denecek kadar, ehliyet gösterdiler. Neticede bu güzel gece yavrula- iL 10000 leva hediye etmiş ol- iu. Bulgaristanın diğer kasabaların. da şubeler açmak Türk kadınlığın. da, Türk yavrularını himaye ve te- sahüp hissinin bütün milleti ihata eden şümüllü , bir duygu haline ükselmesine çalışmak gibi ulvi akkında cemiyetin muh- i Fahriye Hanımın ver. i izahatı ciddi bir minnet Ve şükranla telâkkiye değer buldum. Cemiyetin muhterem azalarına bu kıymetli maksat uğurunda mu: vafafkıyet dilemeyi, ve onları ana vatan matbuatında hürmetle s8 lâmlamayı borç bilirim. © binti” Evlerde Sıhhi mürakabe Yüzde 88 annenin çocuk bakımı bilgisi noksan İstanbul Sıhhat Mürakabe Mer- kezinin bir senelik faaliyetinin is- tatistiki ılmiştır. Bü istatistike göre, tatil günleri hariç, senenin 303 gününde evlerde 201 veremli, 112 keseli hasta ile 102 meme ço- cuklu anneler, 879 mektep yaşına kadar çocuklar ziyardt edilmiştir. Hastalıklardan korunma ve hal kin sıhhi terbiyesi hakkında 1147 İmiştir. Bin eve “a- isminde propaganda İmiştır. Konferansları verenler ziyaretçi hemşirelerdir. Ziyaretlerde 660 meme çocuğun- dan 620 sinin anne sütü ile, 22 si- nin sun'i emzirme ile, 14 nün muh- telif sütle, bivin'n sütannesinin sü- tü ile beslendikleri görülmüştür. 1 Yaşına kadar çocuk sahibi 640 anneden 74 nün çocuk bakımı hak kındaki bilgisi yüzde 11,5 tur. Bil- gisi olmayanlar yüzde 88,5 tür. Doğuran 654 anneden 6 sı ikiz doğurmuştur. Üçüne de tesadüf e- dilmemiştir. Ziyaret edilen kadın- DAİ Sıhhi Mürakabe Merkezi namı- na evleri ziyaret eden Ülfet ve Fatma Hanımlar lardan alkol kullanan hiç birine *» sadüf edilmemiştir. Bahar şapkalarından Kadının ihtiyarlığı Hangi kadıni vardır ki ihtiyarlık- la mücadele etmesin? İhtiyarlık er geç hepimizi mağlüp edecek büyük bir düşmandır. Fakat mücadele ile bu mukadder mağlâbiyeti gerilete- biliriz. S:hhati iyi, hisleri kuvvetli leleri hamurlaşmamış, kameti dik kır kadın hangi yaşta olursa olsun ihtiyar sayılamaz. Saçlar beyazla- "lir, fakat kalıp genç kaldıkça, azmettikçe, ayaklar tit. remedikçe, ihtiyarlık zamanları hs» nüz gelmiş değildir. Altmişına gelen kadın — evvelâ manevi bir hıfzıssıhha takip etme- lidir. Artık gençliğin geri gelme- ine imkân olmadığına göre, ken- ni zorla geniçleştörmeğe çalışıp gülünç olmamalıdır. Bilâkis kendi | yaşının azamet ve haşmeti ile mü: tenasip bir kadın olmıya çalışma: lıdır. Zeki bir kadın kendi kuvvetle- rinin fevkinde her şeyden vaz ge- çer. Hareketsiz ve münzevi | kal- mamakla beraber, sükünu ve isti- rahati arar, Vücudunu ve zihnini tabii bir idmanla yaşma uydurur. Soğuk, yaşlı insanların en bü. yük düşmanıdır. İyi bir ateş, ılık bir oda onlar için bir lüzum ve ihtiyaç- tır. Allmışından sonra artık sof- rada abur cubur yoktur. (o Bilâki: hazmı gayet kolay sade yemekler vardır. Icabında cümlei asabiysje kan deveranına tesir etmiyecek ilâçlar kullanılabilir. Böbreklerin vücuttaki zehirleri tasfiye vazif ösi ihtiyarlarda yavaşlamıştır. Gençliği ve güzelliği muhafaza için en iyi çare, kadının kendi ken- disini “fasarruf” etmesindedir. Ya ni kuvvetlerini ölçmeli ve o bunu lüzumsuz yere sarfetmemelidir. Ea azamiye'en az miktar kuvvet sa fetmelidir. Bilhassa neşe uzun ha | teriyordu. Şimdi buna ihtiyaç kal. | laştıkları için ihtiyar olurlap Moda çıkaran yıldızlar Çok eskiden olduğu gibi şimdi de sine- malarda yeni modelleri seyredeceğiz SİN Joan Crawford roplarında geniş vulanlı, tüllü, gazlı ropları tercih ediyor. Sinemanm insanlar üzerinde tesir bıraktığına şüphe edilemez. Bu tesir iyi olsun, kötü olsun, onu burada münakaşa edecek değiliz. Şu var ki, giyim bahsinde artistle- rin tuvaletleri bütün kadınlarımı- zı alâkadar ediyor, Harpten evvel sinema daha acemilik devrinde i- ken beyaz perdede modeller gös- madı. Eğer sinema yıldızları bu- | gün her hangi bir saç tuvaletini ve ! ya elbise modasını ortaya atıyor. | sa öyle mangenler gibi elbiselerini | teşhir ederek değil doğruya kendi rollerin! seçici kadın gözleri belki de artis- tin rolünden evvel üzerinde taşıdır ğr elbiseye dikkat ediyor. Onun i- çin sinema yıldızları ortaya bir moda çıkarıyorlarsa, bu nu böyle bir isteklerinden yapmış olmıyorlar. Yapan sinemaya giden kadındır. Marlene Dietrich erkek panto- lonu giymiş, kravat ve yakalık tak mış olduğu halde sokağa çıktıktan sonra, Avrupa ve Amerikanm bir çok yerlerinde kadınlar ayni kıya- İcte girmediler mi? Atlantide filminde Antinea ro- eğer bugün | lünü alan Alman artisti Brigitte Helm'in saçlarını hatırlarsmız. Balolarda kadınların çoğu saç- larını o şekilde kıvırttılar. Bunla- rın mizalleri çoktur, Sağa sola şöy- le dikkatle bakılsa, şu kızın veya şu kadının hangi artisti kopya et- tiği pekâlâ anlaşılır. Aramızda ne Greta Garbolar, ne Joan Crano- ford'lar, ne Lily Damita'lar dola şıyor.. Sai > Zengin, fakir, işsi, patron, köy- lü, şehirli herkes sinemaya | gidi- yor. Nasıl olur da gözlerinin önün de geçit resmi yapan tuvaletler bu kadar seyirci üzerinde tesir bırak- masın?. Bunu anlıyan Amerikan sine« macıları, bu cepheden de istifade- Yi düşünmüşlerdir. Şimdi Hollyvo- od'da sadece modalanse etmeğe mahsus stüdyolar bile kurmuşlar. dır. Yıldızlar bu stüdyolarda gi- yindirilmektedirler, Madem ki, si- nemanın kadın tuvaletinde bu kas dar tesiri var, neden istifade etme» malit leh haberlere bakılırsa bu konlarda, sinemanın acemilik dey rinde olduğu gibi, see bir çok modeller Hem de renkli.. Tayyörler Bu mevsimde tayyör kadar giyi- lecek pratik rop olmasa gerek. Bahara girdiğimiz için tayyörleri düşünmek zamanı gelmiştir. Hava lar ılıklaşmca kışın o kadar zevkle içine büründüğümüz mantoları çı- karıp atmaktan gene'o kadar zevk duyuyoruz. Mevsim başlangıcında lâcivert tayyorların bu sene daha rağbet görmesi muhtemeldir. Maamafih gri ve bej renginde tayyorlar da gözden düşmüş değildir. Hattâ a- çık kırmızı ve yeşil tayyorların da zevki okşiyacağı muhakkak. İn- san kalabalığı içinden sıyrılıp ön safta görünmek keskin renkle re ihtiyaç var. Tayyörlerde bile. Zeytin yağı kürü Barsakları temizlemek için en ; iyi vasıtalardan biri de zeytinyağı | kürüdür. Bu küre on gün devam etmek lâzımdır. Her üç ayda bir de yenilemelidir. Yapılacak şey sabah akşam on gün bir kaşık te- miz ve iyi cinsten zeytinyağı iç- mek zeytinyağını aldıktan sonra yarım saat kadar istirahat etmek- tr. . İrmik köftesi tatlısı 100 gram irmik, bir kilo süt, 100 gram vanilâlı şeker, sekiz yu- murta karıştırılıp bir tencerede yir mi dakika kadar kaynatılır. Kay. 'nadıktan sonra mermer üzerine dö külesek soğutulur. Arzu edilen $6- kilde kesilip yumurtaya bulanır ve döğülmüş peksemet içinde yuvar- lanarak teryağında kızartılır. So- ğuduktlan-sonra bir tabağa kurtarı lir. Üezrine istenirse kaysı veya çukulata salçası konur. yatın emsalsiz alâmetidir. Nikbin- İik, manevi kuvvet, uzviyetin mu- İM lüzumlu şartlardan- ir. İhtiyar kadınlar, ihtiyar olduucla- | rı için kambur! lar l $ . . i İrmik podingası 100 gram irmik, bir litre süt, 100 gram vanilâlı şeker ve sekiz yumurta bir tencerenin içine ko- nup karıştırılırve yirmi dakika ka « dar ateşte kaynadıktan sonra bir tabağa çekilir. Yumurtalı ıspanak İspanaklar a; da haşlandıktan sonra iyice kıyı, lir ve biraz tereyağı ile ateş üze-, rinde bir müddet karıştırıldıktan sonra tabağa çekilir ve üzerine çılı bır yumurta konur, kenarlarına da yağda kızartılmış ekmek parçaları bir kordon dizilir.