Doktorların kazancı Vâkra arasıra: iş — Allah ellerine düşürmesin! İ diyoruz amma, ağızlarını bıçak aç madığı bugünlerde doktorlar lehi- ne bir iki söz yazmağı insaf vazi- fesi bildim. Hâdise şudur: Doktorlar, sanatlerini icra ettik- leri yerin bina vergisine esas itti - haz edilen kıymeti üzerinden yüz- de yüz kazanç verecekler, oturduk ları yere verdikleri kiranın ehem- miyeti yok. Hükümet kazanç ka - nununu değiştirirken bu kira me - selesinin maalesef hileye pek mü- sait olduğunu görmüş ve eskiden bazı vergilere esas tuttağu kirayı Bertaraf ederek binanın gayrisafi iradımı kazanç vergisine esas ola - | vak kabul etmiştir. Meselâ bir ye - | de icrayi sanat eden doktorlardan daha az vergi verecektir. i Bulda rin eski tahrire göre - senelik ira- dı 100 liradır. Bugünkü vergi ka - nunlarına göre bunu 6 ile zarbedip hâğut paraya tahvil etmemiz lâzım dır. O zaman 600 lira eder. İşte bu binada doktorluk eden adam buh- ran zammı hariç olarak senede 600 lira vergi verecektir. E Bu ül az mıdır? Çok mu- dur? Burasını tetk'k edemiyece- im. Yalnız ayni kanun kendi evin yalnız doktorluk ettiği kısmın gay risafi iradının yüzde ellisini aldı - ına nazaran evinde çalışanlar, ay yıca kabine açmış olanlardan çok Ben yalnız bu noktayı ortaya ata cağım. Doktorların kazanç vergi - sinin artmasına az çok biz, yani Büzeteciler sebep olduk. Dizim di- gi ek resimleri koyduk. lü türlü karikatürler tuk, makaleler yazdık ve nihayet mem. lekette, doktorlar çok para kaza - rayor,, diye bir kanaat husulüne ze olduk. Bu kanaat doğru mu eğil mi? Orayı da araştırmıyo - rum. Lâkin ortada muhakkak ve bir nisbetsizlik var. İstan - dile mi eği aşa « bar ütün büyü torlar ken - di çölerinde hastaya bakarlar. Hiç kü gey eyni kabinesi yoktur. Çün- onlar piyasa yerinde kabine a- $p hasta beklemeye tenezzül et “Halbuki nisbeten az ve piyasada şalışıp mevkün şerefin - en istifadeye mecbur olanlar ay. ,71 kabine açarlar, wi Bugünkü kazanç kanımı evlerin aş şan bu meşhur ve büyük he- le erimizden eskisinden çok da- belki hiz ie alırken, evinde anlardan dah ial- iş e a çok vergi , Onun içindir ki böylelerinin ü - Sü dördü bir araya gelip “3 ak ine açıyorlar. Yeni kazanç ka. mununun henüz tatbik edilmeden <vvel yaptığı birinci tesir bu, Ayrı kabinesi olan hekimler için doğru- iğ manzara pek neşe verici değil FELEK Karilerimizden Osman Beye Haklı noktaları olan mektubunuzu İ(Müllöyet) in mutedil iz ii in m mesleğine pek li. Hürmetler efendim. Urfada Ali Maksut oğlu Salih Efendiye; muzu İstanbulda sun'i âza Yapan bir sanatkâra verdik. O size ;müracant edecektir efendim. F. BORSA (iş Bankasından alman cetveldir) 7 Nisan 934 Akşam Fiyatları Betileramı dahili 98 1.2 Tahvilât n ..ke 41933 İstikrazı *as0 ae İri Yolları 260 $ Teemray mer 295 $ Tümel ” - “" Rahiri hm ei Mei Gümrükler SİK, ” “ Bağ kağ mene p a ESHAM 14 Barkan pi >» Hamiline “ao $ rel, 410 » Mücesis MR n Türkiye Cümhü- Çimento Aso yiye: Bankası 6325 $ Hitiker de 1140 Tramvay 38 $ Sarkdeyi” aye Anmha Hime 2595 $ Balya se Şir. Hayriye © 15 $ Şark m oeza 53 ÇEK FİYATLARI Pari, 1208 4 Prsğ 301169 ak e Berlin 20012 yer k i Mühen olam | Madrit SAâs0 Atina 4313 $ Belgrat 3456 Ee» 245,02 $ Zieti 420,54 339,65 İ Pesgo 3S 11770 Bükreşt 70,289 64,671 Moskova 11,0050 NUKUT (Satış) Kuruş Kors Me F. Fransız 169 $ 20 1 Keviçre 808 ; 120 $ 1 Pozeta 1s | . 6 1 Mark “ — 24 $ 1 Zel >40 ME 115 İ 20 Ley va 24 $ 20 Dinar 5 49 Levi a giaği 21 Kur. Çek, o 106ğ 1 Mecidiye 3512 İ i 8 Banknot 2 | Cennet Hanım da bir MAHKEMELERDE Deli mi, ea Değil mi? Hastane deli değil.. diye iade etti Amasyada Hatice Hanım ismin- de bir muallimi öldüren ve evvel- ce erkek iken bir ameliyat netice- sinde kadın olan Süreyya Hanım müşahede altına alınmak © üzere İstanbula adli tıp işleri umum mü- dürlüğüne gönderilmişti. “Adli tıp işleri umum müdürlüğü Süreyya hanımı deli olduğu ka- rarile ve tedavi olünmak üzere Ba- kırköy emrazı asabiye hastahan: ne göndermiştir. Fakat dün hast, ne Süreyya Hanımı, deli olmadı- ğı iddiasile, adli tıp işleri müdür- Küğüne iade etmiştir. Niçin ve nasıl öldürmüş? dürmekten suçlu elbise & boyacısı Lambo'nun muhakemesine dün a- ğırceza mahkemesinde başlanmış- tur, Fatih'te sulh hukuk mahkeme- sinde bir alacak davasından çıkan bu iki hasımdan kaitl olan Lambo mahkemede demiştir ki; ,— Yani bana “seni süründürece- ğim, bak sana neler £ yapacağım, dedi, ben de kendimi kaybettim. Ü- zerimde daima silâh taşırdım. Ne yaptığımı bilmiyorum. Katilin bu ifadesinden sonra sulh mahkemesi zabıt kâtibi lüker- rem Hanım şahit olarak dinlenmiş, katilin ve maktulün o gün mahke- meye geldiklerini, o mahkemeden sonra cereyan eden vekayii bilme. diğini söylemiştir. dinlenilen Lambo'. ina Hanım da: — Yani beni kandırarak elimden 690 liralık bir senet almıştı, sonra da beni “Lambo seni boşarsa ben seni nikâhlarım,, Diye kandırdı. Lâmbo ile arala- rında münaferet vardı. Sonradan işittim ki Lambo Yaniyi öldürmüş. Dedi, Vergo ismindeki kadın da Yani'- nin daima Katina'yı takip ettiğini söyledi. Katili yakalıyan polis Asım E- fendi ile katilin ifadesi lan polis Asım Efendi de şahit olarak din- lendikten sonra maznun: — Vekil tutacağım, dedi. Bu is- tek kabul edildi. Muhakeme iddia “ müdafaa için başka güne bırakıl- . Kumkapı cinayeti Kumkapı'da şoför Nuri'yi öldür. mekten suçlu bekçi Adil'le bu hâdi- seye iştirakten suçlu sabık komi Mucip Beyin muhakemelerine dün ağırceza mahkemesinde devam ed'| | miştir. Muhakeme başlar başlami Mucip Beyin vekilleri haklarında- ki gıyap kararına itiraz etmiş, za- bıtta ve karar tefhiminde saat 13,30 olarak kaydedildiği halde saat 10 | da muhakeme yapıldı, ; ğını, busu- yazle verilen » giyap kararının doğru rma m Bm Eçri almdıktanı sonra keşif nmuştur, Keşif e. Adil efendi itires etmişe ©) — Nuri bana pıçakla hücum et- ti, ben de canımı kurtarmak için ha- vaya bir el silâh attım, demiştir. Muhakeme, iddia makamının ev- rakı mütalea ederek iddiasını der- meyan etmesi için 15 nisana bıra- kılmıştır. Sinemacılar ısrar ediyor | Sinemacılar, dün, Ticaret Oda- sında gene bir içtima yapmışlardır. Bu içtimada Oda tarafından kendi. lerine belediyenin sinemacıların ta- leplerine karşı verdiği ve dün neş- yetmiş olduğumuz cevap okunmuş- tur. Cevap sinemacılar arasında he- yecanla karşılanmıştır. Bazı sine- macılar bu cevap için © belediyeyi protesto etmeğe karar verilmesini işlerdir. Neticede sinemacıla- âcezeye ait taleplerinin le ısrar edilmesi noktasında birleşilmiştir. Beklenen Alman seyyahlar! Bu ayın on beşinde 500, on altı- | sında 450 Al, imi 20 gelecek seyyahı şehrimi- Kadınlar birliği kongresi Kadınlar Birliği tarafından ter tip edilen üçüncü konferans Hal. kevinde ayın 13 ünde Dr. Akil Muh tar Bey tarafından verilecektir. konser vere- | cektir. Piyasayı dolandırıp Kaçan adam Atinaya kaçan komisyoncu nereleri dolandırdı? Gümrüklerde tüccar komisyon - €u namı altında iş yapan bir şahsın : piyasadan ehem - miyetli bir meb - lâğ dolandırarak Yunanislana kaçtı ğını yazmıştık Dün bu hususta yaptığı mız tahkikata na- zaran oKostantin Yatro isminde olan bu adamın piyasa- ” dan dolandırdığı para on bin lira - a em çaki. Bun an a bum dam hakkında gümrük daresi tara fından bir iplik kaçakçılığından tevkif kararı verilmiştir. Kostantin piyasada iplik tüccarı Yaşova, tüc car Arı fabrikatör Ibrahim Na- im, Tahsin İbrahim, fabrikatör Mik ran, iplik tüccarı Yervant ve tüccar Vahan efendilerden muhtelif şe - kilde para almıştır. Bir kaçakçı yakalandı Gümrük muhafaza teşkilâtı İz « mir vapuru taifelerinden birini ka- çakçılık yaparken (yakalamıştır. İskenderiye hattından cuma günü limanımıza Devlet Denizyolları i- daresinin İzmir vapuru cumartesi | günü rıhtıma yanaşmıtşır. Bu sıra- | da rıhtıma çıkan tahmil ve tahliye amelesinden 63 numaralı Murat Oğlu Ali pek nazarı dikkati celbel Miş ve üzeri aranmıştır. Al üzerinde beline sarılmış iki ipekli çarşaf bulunmuştur. . Suçlu ihtisas mahkemesine verilmiştir. Romanyadan gelen seyyahlar Köstence'den Principessa Maria vapuru ile şehrimize geldiklerini yazdığımız Romanya'lı seyyahlar, dün müzeleri, camileri ve diğer gö- rülmeğe değer yerleri gezmişler. dir. Romanyalı misafirler, şehri- mizde dört beş gün daha kalacak- lardır. Rezel Karol vapuru ile gelen Yunan Üniversite talebesi de dün şehri gezmişlerdir. Bugün, sabah saat 9.30 da hep bir arada Taksim meydanına gele- ŞİRKETLERDE Haliç şirketinin Devri meselesi Mukavelenin feshi talebi nasıl karşılandı? , Belediyenin Haliç şirketinin imtiyazının feshini istemesi İstan- bulda ve şirket mahafilinde alâka ile karşılanmıştır. Halbuki beledi- ye şirketin fesbini isterken şirket te fena vaziyetinin kurtarılması için hükümetten ve belediyeden ye ni yeni taleplerde bulunmuştu. Bu taleplerin başlıcası da Haliç vapu rları biletlerinden resim alınma - masıdır. Alâkadar mahafilde şirketin bu günkü vaziyette ziyan etmekte ol- duğu kabul edilmekle beraber şir- ket hissedarları ve idare meclisi | alli gk oi ii inf dalöa ol madıkları noktası katiyen kabul edilmemektedir. Söylendiğine gö - re şirket hissedar meclisi idare aza ları şirketin ziyan etmesine rağ - men Ticaret kanununun 327 inci maddesinden istifade ederek şir - ketle bizzat ticari muamelede bu - lunmakta ve kâr temin etmektedir Ier. Diğer taraftan şirketin bütün vapurlarına iyi bakması ve imti - hitamında : belediyeye tam de devretmesi lâzımgelir - ken bugün şirketin 4 vapurunun âtıl bir halde olduğu şirket komis yonunun râporile anlaşılmıştır. Ma amafih şirketin belediyeye devri şirket imahafilinde bir itiraz sesi yükselimemiştir. Nekadar tütün satıldı? İnhisarlar idaresi 933 senesi tü- tün mahsulünün tartılarının netice- sini almış ve kat'i rekolte bu suretle tespit edilmiştir. 933 rekoltesi 40,094,094 kilodur. Satış fiatleri umumiyetle O zürraı memnun edecek şekilde olmuştur. İzmir mıntakasında O ancak yarım milyon kilo © tütün kalmıştır. Bu miktarm da bu hafta içinde satıla- cağı muhakkak görülmektedir. Bu şekilde İzmir'de 933 mahsulü kal- mamıştır. Samsun mıntakasında şimdiye kadar tüccar -,160,000, İn- hisar 520 bin kilo tütün mübayaa etmişlerdir. Trabzon'un inhisar i- daresi 500,000 kilo tütün almıştır. Bursa'da tüccar ve £ kumpanyalar 900,000 kilo tütün almışlardır. İn- rek Cümhuriyet abidesine çelenk koyacaklardır. hisar da 50 bin kilo Oo mübayaa et- miştir. Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? Düni şu garip havadis vardı: İtalyada hasta bir kadının göğ - sünden ziya hüzmeleri fışkırmak - tadır. Bu kadın uyuduğu zaman memesinden parlak bir ziya inti - #ar ediyor. Hâdisenin tıbbi ve ilmi mahi- bunu imkânsız telâkki ediyorlar. i Ajans telgraflarında | * Netice ne oldu? Beaming'de metre murabbaı beş İranga satt- lan yerler 100 franga fırladı. 50 santime satılan bir fincan kahve 3 franga yükseldi. Otobüsler kazandı, trenler kazandı. Klise para kırdı ve Hazreti Meryem so nunda birkaç milyoner yarattık» tan sonra bulutlara bir tekme |$| ii Binaenaleyh bu cihet bu şekil - de taayyün ederse meselenin di. ğer cephesi kalır: O da işi ve iman noktasından & ç Yirminci asır medeniyetine me sale hizmetini gören Avrupanın bazan böyle, bir kadını göğsün- den fışkıran ziyalardan nur al « mağa inanacak kadar zayıf ta « rafları vardır. zaman ge- len telgraflar, havadisler bunu teyit etmez mi?.. Bundan takriben bir sene ev - vel Belçikada, papas cübbesi gö re göre gözleri kararan birkaç toy çocuk Beauring civarında se mada Hazreti Meryemi gördük- lerini ve hattâ kendisile konuş - taklarını söylemişlerdi. - Hazre- ti Meryem fransızca bilir miydi acaba? O ciheti bir tarafa bıra- kalım - bunun üzerine Beauring, katöliklerin bir nevi içtimagâhı oldu. Memleketin her tarafın - dan her gün yüzlerce katar bu küçücük köye doğru hareket e - diyordu. un için hususi oto » büs servisleri yapıldı.. Diğer memleketlerde de yığın yığın hacılar gelmeğe başladı. Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba 'ne dersiniz? Avrupalılar bir de Şarklılara mutaassıp derler. Halbuki Av - rapada hergün katarlar mutaas- sıp orduları taşir.. Bunların için- de türlü türlü her cins mutaas - sıplar vardır. Çünkü taassubun birçok nev'i mevcuttur, Taassup bir fikri sabite körükörüne sap- lanmaktır. Binaenaleyh herhan- gi fikir olursa olsun ona - şuurla değil - körükörüne saplanan a - 'dam mutaassıptır. İster dine ol - sun, ister herhangi başka bir fik re olsun. Meselâ, eski Roma im- peratorlarının tevessü hakkın - daki emelleri ve gayretleri milli fakat şuursuz bir taassuptan başka bir şey değil miydi? Maamafih bizi İtalyadan ge- len son telgraf biraz teselli et - miştir, Burada gördük ki Haz - nın göğsüne kadar kârın tekâmülü ile belki bir da- ha iner ve yakında bir kadının pembe topuklarından çıkar v€ gider. | i Umumi yokla- maya başlandı İlk tahsil görenlerin vazi- yeti tetkik ediliyor Memleektte ilk tahsil seviyesini anlamak üzere ilk tahsil yapan va tandaşların umumi bir yoklamaya tâbi tutulmaları dün başlamıştır. Yoklamaya 3, 5, 8 sene evvel ilk mekteplerden mezun olan vatan - daşlar tâbi tutulacaktır. Köylerde ilkmektep mezunlarının seviyesi tetkik edildiği gibi, şehirlerde de millet mektepleri mezunları tet - kik olunmaktadır. Dün Maarif mü- fettişleri beş seneden beri millet mekteplerinden mezun olan vatan daşların umumi bilgilerini yokla - İ mağa başlamışlardır. Dün, fabrika, imalâthane gibi oumumi yerlerde çalışan birçok vatandaşlar toplu bir halde gözden geçirilmişlerdir. Bu yoklamalar bir hafta sürecek - tir. Netice raporlarla Maarif vekâ- letine bildirilecektir. Bilhassa köy lerde bazı vatandaşlar endişeye düşmüşlerdir. İmtihanlarda muvaf fak olamıyanlar, herhangi bir şe - kilde muahaze veya tecziye edile - cek değildir. Mesele yalnız ilk tah sil yapmış vaziyette olan vatandaş- larm bugünkü seviyelerini tetkik etmektir. Hususi mektepler hakkında tahkikat Aldığımız malümata göre Maa- rif vekâleti şehrimizde iki hususi lise hakkında tahkikata başlamış- tır, Bu iki hususi lise, talimatname ye muvafık hareket etmiyerek di - ğer mekteplerde sınıfta kalan bazı talebeyi kabul etmişler ve bu tale- beyi lâyik olmadıkları sınıflara çı- karmışlardır. Askeri liselerde imtihanlar Mayısta askeri liselerde baka - lorya imtihanlarına ir, Şehrimizdeki lise RİNE dün Maarif müdürü Haydar Beyin de iştirakile toplanarak askeri liseler- deki imtihanlarda mümeyyiz inti - hap etmişlerdir. Maarif vekâleti hesabına tahsilden dönenler Maarif vekâleti hesabına Viya- naya tahsile giden muallim Ka! ve Münir Raşit Beyler tahsillerini ikmal ederek dün memleketimize dönmüşlerdir. Viyanada pedagoji tahsil eden genç muallimler yakın da yeni vazifelere tayin edilecek- lerdir. Tokatliyanda çay ziyafeti — Ti- caret mektebi kooperatifi, dün aza sı şerefine Tokatliyan otelinde bir çay ziyafeti vermiştir. Tevfik Kâmil'Bey geldi Sabik Sofya Sefiri Tevfik Kâmil Bey, Sofyadan şehrimize gelmiş ve dünkü trenle Ankaraya gitmiştir. Tevfik Kâmil Bey, birkaç gün An- karada kalacak ve yol hazırlığını ikmal ettikten sonra, Madritteki ye ni vazifesinin başına gidecektir. ma Tarihi Mezar taşları Eyüp - Yedikule asfalt yolunun inşası münasebetile bir kısmı yola alınan kabristanlarda Türk ve Os- manlı tarhine yarayan bazı mezar taşları zuhur etmektedir. Bu meyan da Tepedelenli Ali Paşanın kesik kafasınm gömülü olduğu mezarın taşı da vardır. Bu tâşın üzerinde: “Otuz seneyi mütecaviz Arna - vutlukta teferrüt eden Yanya san- cağı mutasarrıf: sabıkı meşhur Te- pedelenli Ali Paşanın seri maktu - udur 1237,, Yazılıdır. Gene bu mezar taşı - nm yanında bulunan diğer bir taş- tada: “Sabıka Yanya sancağı mutasar rıfı maktul Tepedelenli Ali Paşa - İ nin oğlu olup sabık Tiremle sanca- ğr mutasarrıfı olan Veli Paşanın seri maktaudur. 1237, yazılıdır. Gene Ali Paşanın oğlu Avlonya mutasarrıfı Mirimiran Muhtar Pa- şanm, diğer oğlu Baht sancağı mu tasarrıfı Salih Paşanın, Veli Paşa- nın oğlu Mirimiran Mehmet Paşa. nm kesik kafaları üzerine dikilmi: taşlar da bu meyandadır. Bu tarihi taşlar muhafaza altına alın- | mış ve müzeler idaresi tarafından numara altına alınmıştır. Bunlar müzeler idaresi tarafından Topka - pı müzesine nakledilecektir. GÖRÜŞLER Kurtuluş yolu çk yüz Bekiri Mustafa'nın niçin haykır dığını unuttum. Fakat meydanın ,ortasından durup: — Ulan teresler! Diye bağırınca her hapıdan biz O yobaz başının çıktığım ve bunu gö“ ren Bekir'in de: — Amma da çokmuş hal Dediğini biliyorum. Bu fıkra ha- yelime şöyle bir şey getirdi: Ken- dine güvenen, zorlu, zarplı bir mah keme reisi. Cübbesini kuşansa, kü- İakim göçirse, gözlüğünü önket da dünyanın ortası olan üstüva hattı nın lam üstünde dursa. Biz de At- las dağlarının cindorugundan retsek. Reis dört bir yanına güm- bür gümbür haykırsa: — Ulan Staviskiler! Ulan İnsül- ler! Acabâ dünyanın beş kıtası mice olur ki? ... İnsanlar ve insanlık soyuluyor. Dünyayı en yüksek diplomalı soy- guncular kaplı » Bu soygun- cuların hepsi de bir tek soygancu- luk enstitüsünden çıkmışlardır. Bu enstitünün adı: Geçen harbi umuminin cephe gerisidir. Bu soyguncular, | sitajlarını, o nsanlıkta bir çöküntü var. Çökmiyenler, çökmek istemiyen- ler bu korkunç çöküntüyü durdir- rabilmek için nazariyelere dalma- sınlar. Hâk'm, müddeiumumi, jan- darma, ve zindan ne ber çemez. Böyle düşünenler ve le inananlar için yapacak bir şey sekte olan insanlığı kur. çare: Çökmiyenlerin Omuzlarla dayanıp, rını asmak. Bu harbi umumi yıllarında görmüş, Ol lerdir. i Ve asıl vazifelerine sülh dediği- ız harp) yıllarında 4 4 anaları Fakat insan omuzu bu ağırlığa nasıl dayanabilir? Kolay: Omuzda taşınamayan ko- ca kaya parçası; kırılır, kıyılır iste nildiği tarafa taşınır. Bu koca kayayı kim kıracak? Belli: Yeni bir harbi umumi Ne diyorsun? Sen çıldırdın mı? Çıldırsaydım mes'ut olurdum. Çıldırmadım, fakat inandım. Hakikatin her zaman ve heryer de hakikat olmadığına inandığım ei inandım ki: z ki e emperyalizmanın doymamış- larını doyurmak için; Ne eski muahedelerin yen'den tetkik ve tahlili için; Ne yeni bir dünya coğrafyası ve silâh rekoru yapmak için; ” Ne.. Ne bileyim ben daha ne. gin; Bir harbi umumi olmıyacaktır. <. Fakat bir harbi umumi ç tır, , p "Bunu diplomatlar değil, insanlık pg İnsan insanlara müjdelerim: İnsanlık, insanlığını kurtarmak bir harbi umumi ilân edecek: fir, Çünkü insanlığın bu kadar mad. di soyguna ve o manevi hakarete tahammülü kalmamıştır. N Bunu görmiyenler, kurumuş çöl çalısına yeşil camlı gözlükle ba- kanlardır. Aka GÜNDÜZ a Mba ağ Mi GR Halkevinde toplantı ve konser Tıp Talebe Cemiyeti 11 nisan | çarşamba günü akşamı saat 17.30 da Halkevinde bir toplantı yapa- caktır. Bu toplantıya fakültedeki | bütün ecnebi profesörler de davet © lunmuşlardır. Den eke Profesör Tevfik Remzi Mr mesleği, mevzü- * Pareme lame ire sonra konseryatuvar muallimlerin- den Seyfettin Asaf, Sezai Asaf, Fer di Beyler bir konser vereceklerdir. Bundan sonra gençler zeybek ©- yunu oynıyacaklardır. Ruhsatsız şöför böyle yapar Karaağaçta mevaddı infilâkiye | fabrikasına ait bir otomobil dün Karaağaç cadd. Abdülkadir n çarpmıştır. Abdülkadir otomobilin. altında birkaç metre sürüklenerek başından ağır surette yaralandığı gibi karnı ve kaburga kemikleri de parçalanmıştır. Yaralı çoban ölüm halinde hastahaneye kaldırıl mıştır. Kazaya sebebiyet veren o - tomobilin mezkür fabrikada kâtip ve şoförlük ehliyetnamesi olmıyan Faik Bey isminde biri tarafınd idare edilmekte olduğu anlaşıl Faik Bey yakalanmıştır. E