5 Nisan 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

5 Nisan 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİSTE Hırsız, kapanda! Mahmutpaşada bir hırsız Ze- kiye hanımın bir aralık dışarıya çıktığı sırada eve girerek mutfa- ğa eşyaları toplamağa başladığı sırada Zekiye hanım gel- miştir. Kadın mutfakta hırsız olduğu- nu anlaymca, hemen mutfak kapı- sını dışardan kilitlemiş ve soka- ğa çıkıp bağırmağa - başlamıştır. Feryada gelenler hırsızı kapanda yakalamışlardır. Zorla güzellik olur mu? Yedikulede oturan on üç yaş- larında Saadet isminde bir kızı, Kazlıçeşme civarından geçerken, önüne çıkan Hızır isminde biri zorla götürmek istemişse de , kı- zin feryadı üzerine yakalanmış- tır. Bir eşya meselesinden Galatada Salih isminde biri es- kiden dostu olan Despina isminde bir kadını bir eşya meselesinden kama ile kasığından yaralamıştır. Sobadan çıkan ateş İstiklâl caddesinde Beyoğlu a- partımanınm birinci dairesindeki terzihanede yanan sobadan ateş çıkmış ise de söndürülmüştür. Taşla cerh Kasımpaşada Kadı Mehmet ma- hallesinde kürkçü Şahin sokağın - da oturan Nazire Hanım polise mü racaatla komşusu Hatice ha- nımın taşla çocuğunu başından ya raladığmı iddia etmiş, tahkikata başlanmıştır. Hırsız hizmetçi Büyükadada Nizam caddesinde oturan halı tüccarı Hicabi Beyin evinde hizmetçi Havva Hanım ev, sahibi bulunmadığı sıralarda ve mubtelif zamanlarda bazı kiymet- Ji esyalar çalmıstır. Hizmetciden şüphe eden Hicabi Bey polise mü râcaat etmiş ve Havva Hanumın evinde yapılan arama neticesinde 93 parça muhtelif eşya bulunmuş - tur, Kezzap Dimitri isminde bir genç Foti is mindeki eski nişanlısı p tekrar barışmak istemiş ve kız bu teklifi birkaç defa reddetmitşir. Nihayet Dimitri üzerine bir şişe kezzap ak muş ve kızcağızın yüzüne zavallıyı perişan etmiştir. Amerikalı tazminat heyetine ziyafet Umumi harp esnasında Birleşik Amerika hükümetleri tebaasmın zabıt ve müsadere edilen malları - nın tazmini için ika hüküme © tarafından şehrimize gönderil - miş olan heyet ile Türkiye hüküme ti namına bu meselenin müzakere sine memur edilen muhtelit müba dele komisyonu Türk murahhas he yeti reisi Şevki Bey, dün, Ameri - kan heyet şerefine Cercle d'Orient te bir öğle ziyafeti vermiştir. Taz- minat meselesinin müzakeresi için teşkil edilen konferansın cumarte- si Fg tekrar toplanması muhte - meldir. MUTEFERRİK HABERLER Recep Bey iyileşti Bir müddettenberi rahatsız bu- Yunan Cümhuriyet Halk Fırkası umumi kâtibi Recep Beyin tama- mile iyileştiğini memnuniyetle öğ rendik. Recep Bey inkilâp kürsüsünde ikinci ve üçüncü dersini bu ayın 12 inci perşembe ve 14 üncü cu- martesi günlerinde verecek ve ağlebi ihtimal ayın on beşinde An- karaya hareket edecektir. Sultanahmette bulunan eserler Sultanahmetteki Yeraltı aptest- banelerinin inşası esnasında eden ve Hipodreme sitolduğu tah min edilen eserlerin tetkikine de - vam edilmektedir. Şimdiye kadar yapılan tetkikat neticesinde bu e- serlerin evvelce Zoksik denilen ha mamların ankazı olduğu ve anka- zın kubbeden itibaren zemine doğ ru vaziyetini hiç kaybetmeden mu hafaza etmekte bulunduğu anlaşıl mıştır. Tramvay yolundaki kısımda zu: | hur eden eserlerin de ogüstaon re- vaklarına ait harici dıvarlar oldu- ğu tesbit edilmiştir. Raşit Tahsin B. otomo- bil kazası geçirdi BURSA, (Milliyet) — Bayram tatilini şehrimizde geçirmek üze - re Bursaya gelen akıl hastalıkla- rı mütehassısı Raşit Tahsin Bey yolda bir otomobilden düşme ka- zası i başının muhtelif yerlerinden hafif surette yaralan- mış, sağ elile ayağıda bir parça zedelenmiştir. Meseleyi haber alan Gazi hükü- met doktoru Raşit Tahsin Beyin derhal tedavisine koşarak yarasını temizlemiş ve bağlamıştır. Raşit Tahsin Bey askeri hasta- nede talebesi tarafından tedavi e dilmiş, ancak bu sabah dışarıya çıkabilmiştir. Kendisi daha bir kaç gün şehrimizde kâlacaktır. Prens Bibescu gelmedi köyde beklenmiş ise de gelmemiş - tir. Alman habere göre Prens Bi - bescu Bükreşten hareketini 10 Ni - Beyoğlu Halkevinde temsil Cuma günü saat 21 de Halkevi: nin Beyoğlu kısmında (İstiklâl) ve (Zornigâh) piyesleri temsil €- dilecektir. Dear — * Hilâliabmer Cemiyeti İstan- i yarın saat 10 da senelik kongresini yapacaktır. * Himayeietfal Cemiyeti İstan- bul merkez binasında ve betile yapılacak merasimi tesbit edecektir. * Dün akşam saat 18,30 da Fran sız âsarı atika enstitüsü azasından VİLAYETTE . . Nümune fidanlığı Vilâyetimiz dahilinde, bağçılığı teşvik için, nümune bağları yapıl- maktadır. 1 — Silivri kazasının Simen köyünde köy mualliminin nezareti alt ında 1,000 çubukluk Amerika asma fidanlığı tesis edilmiştir. 2 — Kartal kazasının Saman- dra köyünde bir nümune fidanlı- ğı vücuda getirilmiştir. 3 — Yalovada bir asma ve bir meyva fidanlığı yapılmıştır. * İdare heyeti — İdare heyeti dün toplanarak bazı idari (işlere ştır, Devredilmeyen medreseler Evkaf tadil edildiği iddiasile bazı medrese binalarını idarci hu- — devretmek istememekte i- Halbuki vilâyet bilâistisna bü- tün medreselerin devredilmesi zım geldiği fikrindedir. Bu . ihti- lâfı hükümet halledecektir. . Gi ikierde imuyanlar ANKARA, 4. A.A. — Gümrük komisyoncularına ait kanun muci- bince gümrük komisyoncusu, mai- yet memuru ve tüccar müstahdemi- sıfatını intisaba talip olanların im- tihanları için gümrükler umum müdürlüğünce bir tamim yapılmış- tır. Bu imtihanlar, o gümrük umum müdürüğünce gönderilecek sual- ler üzerine baş müdürlük ve mer- kez müdürlüğü ile bunlara mulhak müdürlüklerde ayni zamanda ve üç aylık fasılalarla, kânunusani, temmuz, teşrinievvel aylarinın ip- tidasında tahriren yapılacaktır. gn Adliye tayinleri Dünden itibaren Üsküdar müd- deiumumisi Bürhanettin Bey iki ci ceza mahkemesi azalığını, ikin- Gi ceza mahkemesi azası Haydar Naki Bey Üsküdar müddeitmümi- liğini, istintak hâkimi Necip Na- dir Bey de birinci ceza mahkeme si riyasetini ifaya başlamişlakdır. İçki düşmanlarının müsameresi * Yeşil Hilâl cemiyeti ile içki aleyhdarı gençler cemiyeti tarafından bugün saat 17 de Tepebaşı Darülbedayi tiyatrosum- da bir müsamere verilecelitir. Konferansları müteakip konser verile- cektir. Mikrobiyoloji cemiyetinde Türk mikrobiyoloji cemiyeti pazartesi akşamı “Etibba odâsı” salonunda Dr. Osman Şerefettin Beyin riyasetinde top- lanmış, Dr. Saim Bey (tarafından “A- mih teşhisi” hakkında bir rapor okun mmiıştur. Bundan sönira münakaşalar ce- reyan etmiştir, Romen talebesinin konseri Roms”yadan gelen muallim ve talebeler. »n mürekkep bir grup ta- rafmdan dün akşam ( halkevinde set çok güzel olmuş ve Romanya ele al şamie İnsull'ün kaçırılacağı da nereden çıktı? ( hinci sahifede) 10 ul dir geldi Bu telgrafta bankadan namma 10 bin dolarlık bir çek gönderdi - ği bildirilmekte idi. Banker, bu haberden pek memnun kalmıştır. Tevkifhanede, mevcut muhafa - za tertibatı, dünden itibaren faz - lalaştırılmıştır. Gardiyanlar, altı - sar kişilik kollar halinde müflis ankerin kapısında sıra ile nöl beklemektedirler. Ecnebi muha - birleri, İnsull'ü görmek ve kendi - sile konuşmak için dün de mü. deiumumiliğe müracaat ederek mü saade almak istemişlerse de bu mü saadeyi almağa muvaffak olama - muşlardır. Tevkifhane rü Aziz ve am bar memuru Hilmi Beylerden ve bir de icap ettikçe tercüman sıfa - tile Taragaho efendiden başka kimse, İnşull'e temas etmemekte - dir. İnsull hakkında ortaya atılan bir takım şayialar dün de kulak - tan kulağa dolaşmakta idi. Bu meyahda, Amerikadan İn- sull'ü teslim almak üzere iki me - murun İstanbula geldikleri, Tokat liyan oteline misafir oldukları, söy Tenm'şse de bu haber, teeyyüt et - memiştir. Diğer taraftan İnsull'ün Londra da doğduğunu ileri sürerek, İngi- İiz tabiiyetine geçmek teşebbüsün- de bulunduğu söylenmektedir. B'r akşam gazetesi, İnsull'ün tevkifha neden kaçtığı hakkında geç vakit bir rivayet çıktığını ve derhal tek- zip edildiğini yazıyordu. Bu şay'a, Adliye mahafilinde hayretle karşılanmıştır. o Çünkü, İnsull'ün firar etmesi imkân verile- bilecek bir hâdise değildir. Temyiz imkânı yokur Dünkü gazetelerden bazıları M. İnsull'ün vekili Ahmet Esat Be yin temyiz kararının mahkemece reddedildiğini yazmışlardı. Bu ha- ber asılsızdır. Ahmet Esat Bey he- nüz temyiz muamelesini tekem - mül ettirmemitşir. Temyiz muame- lesinin tekemmülü için mahkeme- ye 30 lira temyiz depozitosunun Defterdarlığa tevdi edildiğine da- ir bir makbuz ile temyiz lâyihası - Bı tevdi etmeğe mecburdur. Vekil Ahmet Esat Bey bu muameleleri ikmal etmemiştir. Diğer taraftan temy'z keyfiyeti bukukçular araşında hukuki mü - nakaşaları mucip olmakta ve tanım mış hukukçular temyiz imkânı ol - madığını söylemektedirler. Bu ze - vala göre ortada temyiz edilecek bir fıkrai hükmiye yoktur. Mahke me bir sorgu yapmış ve bir sorgu zaptı tanzim etmiştir. Sorgu zaptı. nın temyiz edilmesi de şimdiye ka dar görü iştir. Binaenaleyh bu cihetle hâdisenin kabiliyeti tem- yiziyesi yoktur. Vapur ve kaptan bekliyor Samuel Insull'ü limanımıza ge- tirmi şolan Yunan bandıralı Maio- tis vapuru elân limanımızdadır. Vapur kaptanı Musuris vapurun transit olarak ( İstanbul limanına geldiği halde hükümet tarafından bilâ sebep hareketine mümanaat edildiğini iddia ederek burada alı- konulduğu her gün için 500 lira tazminat talebine dair vilâyete hi ni > Fakat kaptanın protestosu hiç bir hukuki esasa istinat etmemek - tedir, Çünkü Maiotis vapuru prati kiye adliyesince tetkik edileceği ve vapurdan çıkmayacağını söyle- miştir, Diğer taraftan Maiot's kap- tanı da hareket etmek istediğini bil dirince, hareketinde serbest oldu- ğu, yalnız mücrim olduğu haber verilen İnsull'ü teslim etmesi lâ - zım geldiği bildirilmiştir. Kaptan da bunu reddetmiş ve bunun üze- rine bildiğimiz veçhile İnsull vapur dan almarak mahkemeye sevkedil miştir. Maiotis vapuru da kaptanı- nın arzusu üzerine İimanımızda kalmıştır. Türkiye ile Yunanistan arasın - da mesele yok. Maiotis vapurunun limanda tev- kifinden dolayı Yunan hükümeti. sila alakali enini krali ME Kapsalis ve Ankara sefiri M. Sa - kellaropulos vasıtasile hükümet nezdinde teeşbbüste bulunduğunu yazmıştık. Hariciye vekâletinden sefire ve h vilâyetinden kon söloskuğu Ha halama verileri cevap kâfi görüldüğünden meseleye ar- tık kapanmış naazrile bakılmak - tadır. Dün ceneral konsül M. Kap- salis bu hususta vâki olan bir su - alimize cevaben: “.— Evet, bu mesele hakkında vali beyle görüşmüştüm, mesele ar tık halledilmiştir.,, demiştir. Amerika sefareti talimat bekli - yor. Insull'ün Amerika hükümetine ne suretle teslim edileceği hakkın da Amerika sefaretinin, Vaşing - tondan beklediği talimat clân gel memiştir. İnsull'ün Amerika hükü. metine teslimi için, Amerika adli- ye nezaretini temsil eden bir me - murun refakatinde birkaç zabıta memurile İstanbula gelmesi bek « lenmekte ise de bu memurların ne zaman geleceği malüm değildir. Madam Kuyumcuoğla İnsull'ün metresi olduğu haber verilen Madam Kuyumcuoğlu'nun evvelki gün Romanya Seyrisefain idaresinin Romania Kös- tenceden şehrimize gel kat pasaportu olmadığı masına müsaade edilmediğini yaz maştık. Madam Kuyumcuoğlu bu - nunla ikinci defadır ki limanımıza geliyor. Fakat her iki defasında dostu müflis bankeri görmeğe mu vaffak olamıyor.. Madam Kuyum- cuoğlu haber verildiğine göre ol- dukça güzel bir kadındır. Ve Ati- nada ken. beral kat vazifesini ifa etmek istemiş ise de talii yaver olamamıştır. Müflis bankerin Türkiyede ya- kalanarak Amerikaya iade edil - mek üzere bulunması o Avrupada bilhassa Amerika ve İngilterede bü yük bir alâka uyandırmıştır. İngiliz ve Amerika gazeteleri her gün sü- tunlarını bu hasretmek - tedir. Gazeteler, İstanbul muhabir leri tarafından çekilen telgraflarla doludur. Bunların içinde muhayye le mahsulü olan birçok haberler olduğu da şüphesizdir. Pariste çı - kan bir Amerikan gazetesi şu ha - beri veriyor: Tevfik Rüştü Beyin beyanatı (Başı İ inci sahifede) — Şu halde yeni misak, siyasi kı meti itibariyle âdeta bir Balkan (il terbalcaniguc ) ademi tecavüz misa kına benziyor, değil mi — Balkan misakı bundan dal şümullüdür. Misak, her şeyden € vel Balkanlarda “antireviziyo nizm” in bir ifadesidir. .Bu misa benim fikrimce Balkan milletleri nin istiklâl hareketlerinde çok t3 bii bir inkişaf halidir. Siz buna b az hayret ediyorsunuz. Fakat ha kikat şudur ki; bugün emperyalii min artık devri geçmiştir. — Fakat Bulgaristanın tahrire tesbit ve tevsik edilmiş bir revizyo haklı yok mudur? * — Tabiidir ki Bulgaristanın b çok metalibat ve ihtiyacatı vardı ve iyice biliyoruz ki Bulgaristan kıntı ve ıztırap içindedir. Biz ke dimizi dünyada hiç bir milletin 4 ruz kalmadığı bir çok ıstırapli çektiğimizden, bu vaziyeti daha i takdir ediyoruz; ve bunun için m cut mukavelelerin ahkâm: dahili de Bulgaristana her vakit yardi etmeğe ve dostluk göstermeğe ân deyiz. Kemalist Türkiye kendi siya setine, bütün milletlere karşı dos luk esası üzerine başlamış ve bal katen muvaffakıyetle bu siyase) ileri götürmüştür. Size şunu temi ederm ki, benden br karış Türk & rağı istiyen herkese karşı bütün i madımı kaybederim, zira, biz kimseye bir şey vermeyiz, buna kabil de kimseden bir şey isteme yiz. i — Şu halde sulhün tesis ve idam& si yolanda Kemalist Türkiyenin siyd seti ile yeni Almanyanın siyaseti ard sında esaslı bir mutabakat mevcut ol duğu tensip edilebilir değil mi? — Sulhün muhafaza ve idam sinde Türkiye ve Almanyanın sif seti daima birleşecektir. Biz he milletin hayati ihtiyaçları ta etmekteyiz. Bu milletler hayatı mumiyeye ait tarz ve sistemler den kendileri için hangi eşkli li zumlu görüp kabul ve tesbit e olurlarsa olsunlar, biz kendileri dostluk ve samimyet esası dahili ruz. Filhakika biz bugün hem bö şevik Rusya ile, hem parlament: rizmin hüküm sürdüğü memlel lerle, milli sosyalist Almanya ii ve faşist Italya ile en samimi do larız. Ve bu ahvale naazran b gün, Türkiyemizde Kemalizmin henkli kanunları çaridir. güya bu kadınım ezvcinin yakal masına sebep olduğunu iddia rek Madam Kuyumcuoğlunu dü loya davet etmiştir. Yunanistan düello memnudur. Bilhassa iki dım arasında bir düello teklifi e kahkahalarla karşılann Şüpheli bir haber ATINA. 4— Burada siyasi hafilde temin edildiğine göre Yİ nan hükümeti içindeki bir yolc | nun - İnsull'ün - alınmasından Tarihi roman: 103 Güneşin Oğlu Demişlerdi. Hitay delikanlınm hatırmı 40- | racak ve boğayı neden mağlüp demediğini Baykut'un ağzından dinleyecekti. : Saraydan geri kollara atıldığını anlayınca başını önüne eğdi.. Acı- dı ve sendeliyerek odasına gitti. Hitay, Sertelli'den gelirken, Bay- kut'la ölünceye kadar kardeş kal- mağa yemin elmişti. — Madem ki kardeşiz.. Sırtı ye- re gelmekle unutulması lâzım gel- mez ya..! , Dedi.. Baykut'u aramağa gide- cekti. indi. Büyük kapıya doğ- Bir ses; -— Yasakı.. ye bağırdı. Nöbetçiler mızraklarını uzata- rak, genç kızm kapıdan geçmesine mani eler. Zİ Hitay hayretle sordu: — Bu yasağı kim koydu? Yazan: İskender FAHREDDİN — Reis... — Yalnız benim için mi...? — Hayır.. Sarayda hiç kimse bu gece dışarıya çıkma- yacak. ».. (Kuvvet ilâhı ) Hamat * mabedinde.. Boğa döğüsünün ertesi günü halk Hamat mabedinde toplanmıştı. Hamatlıların dini ir âdetleri vardı; Kralları değiştiği zaman, ye- ni kralın saadet ve selâmeli için, Hamat mabuduna, henüz bir yaşını ikmal etmemiş çocukları kurban o- larak verirlerdi Yerliler, Türklerin reisini ken- dilerine kral intihap ettikleri için, şehirde ne kadar bir yaşını doldur- mamış küçük çocuk varsa, hepsini mabet kapısına getirmişlerdi. Bora bu çocukları görünce: Bizim anil insan Oğlunu kur | ban olarak kabul etmez. Haydi, DİLİ alinan yim bu küçücük yavrucukları evlerinize | rerek Bora'ya uzattı... götürün! Güneş'in oğlu, ben böyle parlak ç Yerliler: ve yan vak z Ez a al mİ li ilâbı.. iye ir. Bora'nın muhafızları çocuklu kadınları ma- bet kapısından uzaklaştırmağa baş- lamışlardı. , Bora'nın bu hareketi yerliler üze- rinde büyük bir tesir yapmıştı. Ço- cukları kucağında geri dönen ana- lar hep bir ağızdan Güneş'in oğlu- na dua ediyorlardı. — Onun taptığı Tanrıya tapa- cağız.. Onun gittiği yoldan gide- ceğiz. Ey yerin, gökün”Tanrısı! Sen bize merhametli bir kurtarıcı gön- derdin.. Bizi zulüm ve işkenceden kurtardın! Evlâtlarımızı kucağı. mızda bırakan bu arslan yürekli delikanlıyı sen yurdumuza bağışla ve başımızdan ayırma! Güneş'in oğlu maböte man, Türklerin Hertelli'den yeye niçin geldiklerini anlattıktan sonra: — Bugünden itibaren Türk ka. Bunlarına boyun eğeceksiniz.. Türk lerin reisini baş olarak tanıyacak. sınız! li Dedi ve herkesin işile gücile meş gul olmasını emretti, Mabet rahibi krallık tacinı bir tepsi içinde geti- tacları giymemeğe yemin ettim. Mabetten geç vakit dağıldılar. Güneş'in oğlu, o güne kadar gez- diği ve isti ettiği yerlerde, Ha- matlılar gibi, kuvvet ve fazilet kar. şısında derhal boyun eğen ve tam mânâsile teslimiyet gösteren bir millet görmemişti. Gece karanlığında (Bay- kut)u arayan kimdi? Ortalık karanlık.. > Gökte ne ay, ne yıldız var. kai uykuda. rargâh sınırlarında dolasan ülerdi a de bir ses.. bir kadın sesi..! — Bu da kim...? Uykuya dalma- dan rüya görmek. Ne tuhaf şey! Bu sözler delikanlının dudak- ları arasından hafif bir fısıltı ha- Binde işidiliyordu. Alnmda dolaşan ılık bir nefes. Ve fısılıtı devam etti: — Boğayı yenemedim.. Ne ya- zık. Faket, günün birinde bende bir boğayı yenmiştim. Elbet ben de bir gün, bir boğa daha yeneceğim.. n başka ayakta kimseler| Ve ben de bir kuvvet ilâhi olaca © © (© Ve başını kaldırarak ürkek sesle sordu : — Sen kimsin? İnce bir ses kulağına üfler cevap verdi: — Beni tanımadın. mı, Bay Seni seven Hamatlı bir kız. Baykut hayretinden çıldı tr. Genç bir kız, gözcülerin den geçerek buraya kadar gelmişti? . — Senmisin, Semira?!

Bu sayıdan diğer sayfalar: