BULU Kuvvetli kış günleri geldi gözük- tü, Renklere şiddet, ruhlara meşe, vü- cutlara sıhhat veren güneşe artık ve- da etmek lâzım geliyor. Dört ay hep yağışlı günlerle geçe cek ve bu günler, bize, ılık güneşli ilk baharı hasretle aratacak... Güneşin her şeyi beyaza boyadığı memleketlerde yaşıyan insanlar, hiç şüphe yok ki, güneşe set çeken bulut lara pek öfkelenirler. Bulutlaria başları hoş olmıyan in- sanlar arasında İstanbul / halkı başta gelse gerektir. Öyle ya! Marmara ufuklarından, bazan yayıla yayıla, bızan (yığıla yığı la, sökün eden siyah bulutlar, İstin- bul semalarını bir kapladı mı, tamam dır mesele, Yaz kış, mevsim ne olur- sa olsun, gökteki muslukların hemen açıldıkları gö Günlerce ahmak ıslatan şeklinde, devam eden bu yar İş ortalığın zevkiri kaçırır. Damla- rın olulılarından akan sular ensesin- den içeriye sızarken, ayağınızın aitın da oynıyan döşeme taşlarından sıçrı- a sulu çamurlar, paçalarmızın içle rındac dizlerinize kadar yükselir... İstanbul halkı nasi bulutlardan -an insanlar kafilesinin başında gelirse, Ob:nde bulutlardan memnun olmiyan İstanbul halkımın öylece.başmda gelirim. Havada ne zaman bir iki parça bulut görsem hemen âsabım bozulur. “Semaları kaplıyan Bulutların şe- killeri ne olursa olsun, bunların men- in hep ayni olduğu görülmüş” Filhakika, bulut, sıcak havanm teküâsüf eden kılan her cisim gibi arzın cazibesine tabidirler, Ancak bunların sutukları gâyet bati bir seyirle vukua gelir ve bu sukutu anlamak kolay olmaz. Çün kü alçalan kısımlar scak mntaka! rm harareti müvacehesinde buhar ha line geçerek tekrar yükselirler. Öyle ki, daimi tebahhur ve tekâsüf hâdise siyle bulutlarm alt tabakalariyle Bir adam karısını, Kaynanasını vurdu (Başı 1 inci sahifede) baki şimdi çocuğun elbiselerini vw mek üzere bizi evine çağırdı. Korku» yoruz, bir polis memuru veriniz de &- ve gidelim. Bu adam bizi belki öldür. mek izin çağırmıştır.,, demişler, fakat zabıta memurları “size bir şey yapa- mazlar, siz gidiniz, demiş ve onlar da gitmişlerdir. gün evvel (o Aptülbakinin oğlu Tahtakalede oturan annesinin yanına kaçmıştır. Aptülbaki karısının oğlu nu kaçırdığına kızmışsa da gidip bir şey söylememiştir. Evvelki sa“ at altıya doğru Aptülbakinin karısı lanife Hanımlar Ap gelmişlerdir. tülbaki karısile kaynanasını muta: lâfına çok iyi karşılamış, oda: rak yer göstermiş, iltifat etmiştir. Aptülbaki Karşıdaki çaycı Rıza E- fendiden kaynanasile karısma © birer çay ısmarlamış, sağdan soldan konuş- muştur. Bir aralık karısı para istemiş bunun üzerine Aptülbaki © yerinden kalkarak: — Sizin için 10 lira ayırdım. Şurada minderin altında daruyor, demiş ve e- lini minderin altına soktuğu gibi koca bir pala çıkarmıştır. Ana ile kız koca palayı görünce şaşırmışlar, fakat ne olduğunu anlamıya fırsat bulamadan pala ve belinden çıkan bir pıçak Cemi- le kadınım raskele yerine saplanmıya başlamıştır. Darbeler mütemadi bir şekilde işlemiştir. “Kızın kahlar için- de yere düştüğünü gören anası kendi- sini sokağa atmıştır. Aptülbaki kayna nasımın sokağa fırladığını görünce pe- şinden dışarı konmus, kapının önünelen kolundan yaralıvarak kaynanasını da yere düşörmüctür İki kadm feryadına civarda kah» velerde nturanler vatismit, varallar hemen otomobille Beyoğlu zülcür has- TLAR Yazan: N.D. Menşeleri bir olan bulutların, man zaralarına ve yüksekliklerine göre bir takım isimleri vardır. Bulutlar yüksekliklerine göre tas- nif edildikte, bunları üç sınıfta topla- mak mümkün olur: 1, — Yüksek bulutlar (6000 ilâ 12000 metre). — Bu sınıfa dahil o- lan bulutların anaları “Sirüs” denil- enlerdir. “Sirüs"ler gölğeviz olup altı köşeli ince buz iğnelerinden müteşekkil olup depresiyonların yüksek rüzgârlarma tâbi bulunurlar, Bunların mevcudiye- ti fena bir havanın habercisidir. Bu yüksekliklerde “Sirüs” Terin meydana getirdiği iki türlü bulut da- ha vardır: “Siro » Stratüs” ler, ,,Sirü- Kümülüs"ler. yem 7000 metre irtifada dola- x. hava cereyanlarma gös ve koyun sürülerine ben lutlardır. Bunlar fırtma habercileridir. 11, — Orta bulutlar (2009 “Alto - Kümülüs” leri kalın ve esmer renkte olup yağ mur müjdecileridir. HI. — Alçak brlutlar (2000 met Teden aşağı). — Bunlar da üç kısma ayrılır: Kümülüs ve ,,8: ato - Kümülüs” İer; “Kümülüs - Nembüsler” büs”ler. Pamuk denklerini andıran birinci ler iyi bir havayı esner renkte vs çok kalım olan ikinciler fırtınayı; 1000 metreyi geçmiyen üçüncüler yine fe- na ve yağmurlu bir havayı bildirir ler. Yeni bir yalnız motörlü ve motörsüz tay- yareler olduğu zannedilmesin. Bun lardan başka — henüz tekemmül edememiş olduklarından dolayı te- ammüm etmemiş olan — daha bir çok cihazlar vardır. Bu sütunlarda bahsetmiş olduğumuz © otojirlere pek benziyen bu cihazlar da tay- yareler gibi motörlüdür. Şekil ve uçuş prensiplerine gö- re bu cihazlar üç sınıfa ayrılırlar: 1 — Ornitopterler. — Kuşlar gibi kanat çırpmasile uçan maki- neler; 2 — Elikopterler. — Taşıcı ka- Adliyede sa (Başı 1 inci sahifede) rını zabıt ve tasnif eden adli bir teşekkül mevcut değildir. İstanbul emniyet mü dürlüğündeki daktiloskopi dairesi sabi - ka kayıtlarını tutmakta ise de bu kayıtlar adli işlerde ihticaca salih değildir, çün - kü: daktiloskopi dairesi yakalanarak mahkemeye sevkedilmiş ve parmakizi a- İenmış her şahar sabıkalı olarak enydet - mektedir. Halbuki adliyece matlüp olan sabıka kesbi katiyet etmiş mahkümiyet- tir. Mahküm olmuş, fakat mahkümiyeti affedilmiş Bir suçlu hiç bir zaman sabı - kalı addedilememekte olduğu gibi mah kümiyeti katiyet kesbotmemiş olanlar da sabıkalı sayılamamaktadır.. Temyiz Cenubi Amerika yollarında Fransız Alman rekabeti Merkezi Avrupadan Cenubi A- merikaya uzanan hava yollarında senelerdenberi devam etmekte o- lan Fransız Alman rekabeti gün geçtikçe şiddet kesbetmektedir. Garbi Amerikadaki müstemle- keleri dolayısile bu yollarda mü- teferrik bir vaziyet (sahibi olan Fransa, seny'erdenberi, Paristen kalkan ve Sent Lui'den Avizolar- la Natal'a varan ve oradan da sa- hil boyunca Boenos-Ayres'i boylı- yan bir hava yolu işletmektedir. Elikopter natlar yerine taşıcı pervaneleri bu- lunan makineler; 3 — İiroplanlar.— Devvar ka- natları bulunan makineler. Yukarıdaki resim, Belçikalı bir ihendis tarafından meydana ge- Mona bir elikopteri göstermekte- ir, Bu elikopter, tecrübelerinde, 9 dakika 50 saniye havada kalmağa muvaffak olarak dünya rekorunu kırmıştır. Cihazın uçuş nizamındaki sikle- ti 932 kilo olup 200 beygirlik bir Revard motörile mücehhezdir. Mo törün çevirdiği iki pervaneden her biri kutru 7,20 metredir. bıka teşkilâtı maksuduna muhalif hareket edilmiş bu Munulmaktadır. İşte bu pek mühim nok sanlık son af kanununun tatbikatı esna sında ehemmiyetle kedisini göstermiş - tir. Sonra teşkil edildiği günden beri üç dört müstesna vakadan başka müsbet ve fiili bir faydası görülmeyen daktilos- kopi dairesinin de bu münasebetle bir hale ifrağı düşünülmüştür. Ad- liye vekâletinde bu hususta tetkikat ya- pılmaktadır. Vekâlette kesbi katiyet et- miş ceza ilâmlarına müsteniden bir sa- bıka bürosu tesisi takarrür etmiş ve ih- zari faaliyetlere de başlanılmıştır. Her mahkemesi daktiloskopi dairesinin kayıt Irma istinaden verilen kararları daima nakzetmektedir. Bunun için mahkemeler medar ka kuyudatı yoktur. Salar bi İPE Dk mahdut kalmaktadır. Meselâ © İstanbul mahkemesinde muhakeme edilen bir maznunun diğer bir vilâyette müteaddit sahıkaları olduğu halde burada sabıkası olmadığı as Bittabi diğer sa bıka kayıtlarını tahfif imkân da bulu - namamakta, bu suretle kanunun ruh ve ———————— tahanesine kaldırılmışlardır. Aptülbaki cinayeti yaptıktan sonra kaçmışsa da Şehremininde yakalan» mıştır. Aptülbakinin evinde bir pala, bir pıçak, bir kama, bir sustalı çakı, jilet ve büyük demir çiviler bulunmuş» tur, yemi cinayetini itiraf etmiş: başkalarile kon: vaz lerle kenyonda ü başından, bi baldırından vr» biri lid olmak ii re beş yerindendir. Validesi Hanımın ise ikisi yüzünden, bi göğ- rinden olmal üzera fiç yarası vardır, Cemilerin varsları biz ağudır. Fa kat şimdilik tehlike yoktur. mahkeme kesbi katiyet etmiş ilimlarının bir suretini bu büroya gönderecek, büro da mahkümiyet ve sabıkalar sucluların isimlerine göre ve alfabe sırasile ayrı, olarak tasnif edilecektir. Bütün Türki « yedeki mahkümiyet ilâmları ba büroda tasnife tâbi tutulacağı cihetle herhangi bir mahkemeden herhangi bir şahıs hak kındaki © sabıın kaydı talebi de burada — kolayca (Ove şamil (Oo larak derhal bulumabilecektir. Bir taraftan bu teşkilât yapılırken, di- ğer taraftan bugünkü halile adli ve in - zibati hiç bir işe yaramıyan, fakat as - Imda pek mühim faydaları olan daktilos kopi dairesinin de ıslahı ve bu adli bü- roya merbut müstahil bir teşekkül hali- ne ifrağı da düşünülmektedir. Maama- Gih bu hususta kat'i karar verilmiş de gildir. Takarrür eden hususu Adliye ve kâletinde bir sabıka bürosu tesisidir ve şimdiden tecrübe mahiyetinde olarak ih- zari faaliyetlere başlanılmıştır, Kesbi ka tiyet temiş bütün ilimlar vekilete gön- derilmektedir. Büro teşekkül edip te res men faaliyete geçer geçmez artık mah - kemeler sabıka kayıtlarını bu bürodan | soracaklardır. Halbuki, Cenubi Amerikada mü him bir ekalliyet sahibi olan Al manya da, oraları kendisine yak- Taştırmak için bu yoldan Ogeçen hava postaları tesis (o etmeğe iste- mektedir, Rekabet mücadelesi şek- linde başlıyan anlaşamamzlık ni- hayet posta tayyareleri inşaatında bir yarış şekline dökülmüştür. Almanlar bir taraftan seri tay- yareler imaline çalışırken diğer ta- raftan da Bahrimuhit ortasına bir istasyon gemisi getirip demirlemiş- ler ve Fransızların avizolarla geç» tikleri Bahrimuhiti onlar, bu ge- mide istasyon yapan, tayyarelerle aşmak teşebbüsüne girişmişlerdir. Yukarıdaki iki resim, Fransız- ların bu hatta (o kullanmak üzere tecrübelerine giriştikleri yeni bir posta tayyaresini göstermektedir. 850 şer beygirlik üç “Hispauo - Sa motörünün çektiği bu tayya- « “Deuvoittine,, o fabrikalarında eşli getirilmiş olup “D 332, ti cemeden bir kabiliyete içinde on yolcu taşımaktadır. Paris Dakar arasında yaptığı ill tecrübesinde 300 kilometreyi bulan bir süratle seyretmiş ve bu mesafeyi 25 saat 45 dakikada ka- tetmiştir. “Emeraude,,'in bu tecrübe uçu- şundan bir gün evvel Alman hava nakliyat şirketinin “ Luft Hausa ” iki deniz tayyaresi — deniz orta- sında demirli bulunan “Westfalen,, istasyon gemisinden istifade sure- tile — bu hava yolunun, Afrikayı Amerikaya bağlıyan Gambie - Na- tal kısmını 15 saatte geçmiştir. Bu uçuşlardan alınan neticeler ne olursa olsun, bu rekabetin he- nüz kat'i bir safhaya intikali için hava sanayiinin daha bir müddet inkişafını beklemek zaruri olduğu muhakkaktır. Fransız kabinesi (Başı 1 inci sahifede) miyen M. Herriot, Chautemps kabine- sile olan tesanüdünü göstermek üzere, Milletler Cemiyetinde murahhas ol- işlerde Fran- imali de vardır. Kabine Elysöe'de PARİS, 27 (A. A.) — Yeni kabi- nenin M. Lebrun'e takdimi merasimi bir saat sürmüştür. İçtima bitince M. Chautemps, riyaset ettiği hükümetin gyeleri maliye umurunun kuvvetlen- dirilmesile memleket emniyetinin mu- hafazasından ibaret olduğunu kendi- sile arkadaşlarının hemen işe girişe- ceklerini söylemiştir. Nazırlar kabinenin parlâmentoya değillerdir. sayı temsil etmek i Heyecan Ve sıkıntı yü” zünden ayıları? sinirlerinizi kuvvetlendirmek için günde birkaç dela omural Br «Xnoll» zleri Arsiz e ed le ve püebi pe sh merada 9 vempieyi Mi vi Galatasaraylıların Motörsüz Tayyare “Amatörleri Birliği Bu sütunlarda | motorsuz tayyareciliğin inkişafı İüzu mundan müteaddit vesilelerle bahset | miştik, Tayyare Cemiyetinin naşiri efkâr: | olan “Havacılık ve Spor” mecmuas- nın son sayısında bu mevzu üzerinde yazılmış olan aşağıdaki yazıyı gö” dük. “Galatasaraylıların motorsuz tayyare Amatörleri Birliği” ne men- sup bir gencin imzasını taşıyan bu ya zıyı aynen naklediyoruz: Memeleketimizde | Avrupa te- re tamamiyle takip eden ge , gerek edebiyat gerekse — sahasındaki yeniliklere yakından alâka gösteren mülesseselerden, hiç şüphesiz en mühimmi Galasataray sesidir. Bu kıymetli ocağın tarihçesi- ne ufak bir nazar atfedecek olursak memleketimizin i, edebi, içtimai ve siyasi hayatında ne büyük roller oynadığını, vatana me büyük hâdim mütefekkirler yetişürdiğini görürüz. “Plancur"ün inşasına başlamak İ- gin ilik işareti kıymetli hocamız “Mon sicur Bayen” verdi. Sarsılmaz bir az- me malik olan bu zatın etrafında der bal yirmi kadar faal ve azimkâr ar- kadaş toplandı. “Avia” klübünden getirtilen plânları tetkik ettikten son ra, lâzım olan malzemeyi tedarik © dip işe başladık. İlk hatvede rastladı ğumız müşkülât, aradığınız haşebi malzemenin burada bulunmaması ol du. Elimizdeki plâ demediğimiz. inlskülte tesadüf ettik. Hariçten arzu edilen evsafı haiz mal- zeme tedarik edemeyince, bir takım hesabat neticesinde, 1,5 milimetrelik kontrplake yerine 3 milimetrelik ko- yabilmek imkânmı bulduk ve bu su- retle inşaata başlariık. bazı gazeteciler, tuvarına gelerek faaliyetimize şahit oldular. Maalese bir yanlışlık netice sinde, bu gazeteciler, güya “Plâneur” aksamını, teferrualına varıncaya ka- dar, Avrupadan eslbettiğimizi yaz- mışlardır. Halbuki Obiz, bir çivisine varıncaya kadar kaba malzemeyi pi- yasadan tedarik edip, mektebimizin lâboratuvarında bizzat çalışarak tay- yaremizi yaptık. Bu gün bu âletin her parçasını ya pabilmek için mektebimizde kâfi de- recede yer mevcut ise de parçaları ta kip âleti kurabilmek için maalesef sahamız yoktu Teşkilâımıza ve çalışma tarzımı- za gelince, klükümüz (şimdilik yirmi beş kadar faal, yani bizzat “Plâne- ur” ün inşasiyle meşgul olan, azadan mürekekptir. Aramızdan intihap eti ğimiz reis, kasadar, ve bir de her gün- kü mesainin neticesini kaydeden kâ- tip bu teşkilâtı idare eder. Her hafta başında, cumartesi günleri, reis haf- talık messi programını tanzim eder ve bir çok gruplara ayrılan azalara haftalık vazife tevzi eder. Her gru- pun başında bir ustabaşı vardır, ve her grup “Plâneur,, ün bir parçasın- ldür. İşte bu teşkilât saye- i kısa bir o amanda, derslerimizi ızrar etmiyerek, yalnız teneffüs saatlerinden ve bir de per şembe günleri öğleden sonraki vakit- ten isi e ez “Plâneur,, meyda- irdi memleketimezde | | Nizamnamemizde kaydettiğimiz ü- Tevfik Rüştü Bey (Başı 1 inci sahifede) sabah saraya giderek deftere ismini kaydettirmiş ve müteakiben hariciye nazırı M. Yevtiç'e mülâki olmuştur. Saat onbirde Kral Alexandre Tevfik Rüştü eByi kabul etmiştir. Mülâkat ya- rım sant sürmüştür. Öğleyin Tevfik Rüştü Bey, başvekili ziyaret etmiş ve saat 13 te hariciye nazırı M. Yevtiç kendisi şerefine hususi bir öğle yeme- ği vermiştir. Yemekte Tevfik Rüştü Boy ve mai- yeti, Başvekil, mazırlar heyetine me- mur kramer ve Çimenkoviç, ticaret ve sanayi nazırı, hariciye nazır mua- vinleri Yurtiç ve Puriç, Türkiye sefiri Haydar Bey ve sefaret erkânı, harici- ye nazareti müdürleri, o Yuğoslavya- nın Ankara seiri Yankoviç ve harici- ye nazaretinin diğer erkânı hazır bu- lunmuştur. Vekil B. in gazetelere beyanatı BELGRAT,, 27. A.A. — Tevfik Rüş- tü Bey Yuryalavya matbuatı mümessil - lerini kabul ederek Balkanların umumi vaziyetinden bahsetmiş (Yugoslavya Kralı Alexandre Hazretlerinin yüksek teşebbüşlerinden mütevellit mesut ne- ticeleri ve Kralın İstanbula yaptığı zi- yaretin Türkiyede bıraktığı derin inti- baları ehemmiyetle kaydeylemiş ve “ Gazi Hazretlerinin ve Türk milleti nin, Yuğ. bükümdarma karşı duydukları büyük muhabbeti Belgrat- ta ifade edeceğim” demiştir. Tevfik Rüştü Bey Türk-Yugoslav mis sakının imzasmdan başka iki memle- keti alâkadar eden bütün o meseleler hakkında da Yugoslavya hariciye na zırı ile noktai nazar teatisinde buluna- e — Bütün rekorları astık azizim. — Evet, © kadar yüksekteyiz ki, yer bile gözük miyor. Lindberg VUERROLİZ (Laspalmas) 27 A.A. — Lindberg ile zevcesi dün saat 7,30 da Villacisneros'a müteveccihen uçmuş» rr. MADRIT, 27 (A.A.) — Lindberg radyo ile Laspalmasdan Villacismeros'a gelmekte olduğunu bildirmiştir. am zere maksadımız Türkiye havalarında motörsüz tayyare ile uçmak ve bu u- çuş tarzını memleketimizde bunun ta ümüne çalışmaktır, ve bu suretle bizden eski, bir maziye malik olan Avrupa, bilhassa Almanya motörsüz tayyare klüplerinden geri kalmamak- “Plâneur,, ünün ilk adım için büyük bir ir olacaks tır. Onlarla bizim aramızda bir haylı sene farkları var. Fakat bu fark bir le kolaylıkla kazanılabilir. Bizi şandi makdepiörine davet alli bu ecnebi meslektaşlarla, yarın, spor sahasında olduğu gibi bu sahada da boy ölçüşmek imkânı hasıl olabilir. Yarın, * Şamama mim im mr ln ünsal a a ayakk ik lam nie m > ça Ehli hayvan sergisi (Başı 1 inci sahifede) sal, vilâyet ziraat müdürü Tahsin, sa « bik zootekni müfettişi Mitat, vilâyet a; gır deposu müdürü Abdülkadir, Bakır - köy baytarı Lütfi, merkez baytarı Şem» si ve Baki Beylerden mürekkep bir he « yet tarafından sabah saat 10 dan itiba- ren hayvanlar gözden geçirilmiş, hyvan sahiplerine verilecek ikramiyeler için pu vantaj yapılmıştır. Sergi bu sene diğer sergilere nazaran daha iyi ihzar edilm;i. tir, Geç açılmasına nazaran bu sene ser- gide 2 aygır, 22 kısrak, 46 tay, 9 eşek 8 boğa, 16 inek, 1 deve, 22 koç, 40 ks- yun olmak üzere 166 muhtelif hayvan kaydedilmiştir. Çarşamba günü sıra tas nifleri yapılscak ve perşembe gü at 14, te sergi vali ve belediye reisi Mu hittin Bey tarafından açılacaktır. Sergi cumartesi güün akşamına kadar açık ka lacak ve halk meccanen sergiyi geze » Türkgücü idman yurdu kongresi Türkgücü İdman Yurdundan: > ti umemiye kararle bir hafta tonraya ba rakılan kongremiz 30 - 11 « - 933 perşem- ayi e im'ikat ede- cektir ul mukayyet Tari vi ölümü Me a ebed e cağını söylemişti Tevfik Rüştü B. Sofya yoluyla dönecek BELGRAT, 27 (Milliyet) — Tovfik Rüştü Bey, çarşamba günü i bu a yın 29 unda buradan Sofya tarikile İs- tanbula hareket edecektir. Sofya is» tasyonunda ize Bulgar Başvekil | M, Muşanov tarafından da karşılanacak | |