(UNUN PE YA (NIN Şarktaki dar hudutlar içinde bütün bir vatan davası nasıl halledilirdi? Şark cephesi kumandanı düşmanın karaya asker çıkarmasına ihtimal vermiyordu, halbuki çıkardılar (Başı 1 inci sahifede) mücadeleye kalkışmıyacaklarını söy- liyor. Onun fikrine göre, İtilâf devlet- lerine karşı muslihane bir siyaset ta- kip etseydik, daha iyi bir netice alır dık. Halbuki, itilâf devletlerinin mu- zaheretile İzmirin işgali; bu in lerinden sonraki bir ü Ytilâfçılar, ni ricine çıktılar? Mütareke, muahedesi- nin o mahut maddesi ortada vs işgali tevsi imkânı daima bulunur. ken — bilhassa o günkü (hava için de — hasımlarımızın insani duygula- rına, insaflarına lüzumundan - fazla bağlanmak doğru olur muydu? .. Karabekir Paşanm, (Şarkta yeni bir milli Türk Hükümeti teşkili) su- Şarkta müstakil bir hükümet | teşkil ilk manası; Garpteki emriya- kileri bile bile, resmen kabul etmek- ten ibaret olacaktı. Farzmuhâl ola- fak, pek fakir olan Şark havalisinde | milli bir hükümet kurduktan | sonra, | bu havalinin maddi ve manevi hangi | vasıta ve membalarından istifade ede- | yek Garbi kurtarabilecektik? Kâzmm Karabekir Paşanın sarar ile üzerinde durduğu noktalardan biri de şudur: “Mütareke hududu dahilinde kalan anavatanı kurtarmak. Anlaşılıyor ki, © müterekenamenin tespit ettiği . hudut, © paşayı tatmin ediyormuş. .. Eğer, dava ba» y bu ise, bütün bu münakaşaların hiç faydası yoktur. Çönkü biz, & misakı milli hududu dahilinde, idari, aiyı ve iktisadi istiklâline malik yepye: bir Ti davası yiz. Kâzım Karabekir Paşanm: devletleri, sadece © barbarlara karşı harp yaptıkları için, bahusus Vilson prensipleri de meydanda iken,Türk mil letinin istilâ ve imhası cihetine gitme- leri varit olamaz!,, yolundaki mütale- ss1 karşında ise hayret ve | teesür içinde kalıyoruz. Hiç tarih okumamış, son hâdiselerin içinde hiç yaşamamış en basit bir vatandaşm samimi olarak böyle düşünmesine ihtimal vermiyo- ruz. o Küzm Karabekir Paşanın; büyük meseleleri, devlet ve | umumi siyaset işlerini geniş bir görüş zaviye- si altnda mütalen edecek bir kabili yette olmadığı kabul edilse bile, o ka» dar açık bir mesele üzerinde bu kadar basit bir hüküm vermesinin sebebini bir türlü anlamıyoruz. Bu mülâhazaya göre İstanbul Hü- hükümetile, padişah ile ve umumiyetle İtilâf devletlerinin yalnız insani his- lerine belbağlıyanların | siyasetlerile, Kâzm Karabekir Paşanın mütale- a ve hükümleri arasında hiç bir fark olmamak lâzımgeliyor. Böyle bir hü. Bu sütunlarda başka bir vesile ile de tekrar ettik: Milli harekâtm baş- langıcında, yanlış hükümlere sapan- lar olabilirdi. Bunu tabii görmek lâ- zımdır. Çünkü; mesele, nihayet muhi- tin istidadını, umumi vaziyeti ve âtiye ait ihtimalleri görüş ve seziş kabiliye- tine dayanır. Bu itibarla o zaman ters düşünenleri, bugün bir dereceye dar mazur görmek mümkündür. kat tahakkuk eden ve hayale sığma- yacak müsbet neticeler veren bir ha- reket programı karşısında hâlâ caki karar ve mütalealarda srar etmenin hakiki sebeplerini izah etmek peğ güç oluyor. Muslihane bir politika ile, yahut şarkta milli bir hükümet kur. makla; İzmiri, İstanbulu, Trakyayı , kapitülâsyonları kaldır. mak, bâslı Türkiyeye tam bir istiklâl temin etmek kanaatinde olanlarla mü nakaşa edilir ö bile tarihi aydmlatacak olan hakikatlerin meydana çıkmasına imkân olur mu? ... Umumi harp bitmiş, mütareke im- zalanmış... Mirliva Mustafa Kemal Paşa; yıldırım orduları grupunun ku- mandanıdır. O uralarda mütarekenin tefsir ve tatbikma dair başkuman- danlıktan bir emir alıyor. Mustafa Kemal Paşa; bu emrin tatbikmı mem- leket menafiine, şahsi şiarma ve as. kerlik şerefine uygun bulmuyor. An- cak bu talimatı kabul eder gibi gö, perek yapmamak cihetine de yor. Noktai pazarlarını, itirazlarını yüksek, medeni bir cesaretle âmirine bildiriyor: “Düşmanların lehinde ne- tceler verecek olan bu emrinizi yap- mağa yaradılışı müsait değildir. E- ğer, her şeye rağmen bu talimatın tat- ka- Fa- bikında mutlaka ısrar ediyorsanız, ye- | di rime onu tatbik edecek kumandan! | hemen tayin ediniz!” diyerek istifası- nı veriyor! (Dünkü gazetemizde bu- nun tafsildti vardı.) Şimdi birde kolordu kumandanı Kâzım Karabekir Paşanın; on üç se- ne evvel ordu müfettişliğinden aldığı direktif mahiyetindeki bir emir ği limat karşısında nasıl hareket ettiğini görelim: Karabekir Paşanın beşinci mektu- bunda 10 numaralı bir vesika var. Bu bir şifreli telgrafnamedir ki, Gazi Hazretlerinin Samsuna çıktıktan on gün sonra umumi bir emir ve direktif olarak kolorduya tebliğ edilmiştir. Bu direktif emirmamesinde memle- ketin umumi manzarası izah edildi gibi Karadenizin bazı nokta- da düşman tarafından asker çıkarılırsa ne gibi tertibat alına: zat ve sair askeri $ nakli, kontrola tâbi olanlarının da kaçırılması, bir taraftan hıtaat mev cutlarının tezyidi, bir taraftan da müs tacel vaziyetlere karşı koymal (Gerilla - harbi sagir) teşkilâtına ha- Zırlanması, mühim güzergâhlardaki inşantı cesimenin icabında tahrip edil- dair mütaleatı aliyeleri rulmasını da rica ederi ilâve olunuyor. Kâzm Karabekir Paşa; bu emirna- mede o zaman belki görünüşe ve ka- naatine tevafuk etmiyon bazı nokta- lar görmüş olabilirdi. Fakat ona dü- şen vazife; o zaman aykırı gördüğü hususları âmirine bildirmek olmalıy- | dı. Hususile; ordu müfettişi Must Kemal Paşa; bu hususlar hakkında bir mütaleası varan kendisine yazılma rica ediyor. Halbuki Kara- ş öyle yapmıyor, o emir da- İresinde hareket ediyor. Çünkü emir- Bamenin aykırı gördüğü bir noktası yoktur. Fakat şimdi vesika diye beşin- ci mektubunda yazdığı bu direktif e- mirnameyi,—tam on sene sonra— tatbik etmemiştim! diyor. Bu itiraf; iki karakter arasındaki te zada ne güzel bir misaldir! Kâzım Karabekir Paşa; bu direk- 6£ - emirnamede, (Gerilla - harbi sa- ir) teşkilâtimdan istifade olunması baklamda tavsiye ile, Mustafa Kemal Paşanın o zaman orduyu parçalamak, gete harbile işi görmek fikrinde oldu- Kunu ima ediyor. Fena, ters ve gayri samimi bir düşünce ile malül olma- dan, bu talimatnameyi okuyanların, böyle bir hükme varmaları kabil ol- maz. Emirnamede “Kıt'a mevcutları- nın tezyidi,, hakkındaki madde böyle bir mülâhazayı bertaraf etmiyor mu? Mustafa Kemal Paşanm; İstiklâl mücadelesinde en ziyade tebarüz &- den fikir ve kanaati; muntazam, modem Yalnız şu da var ki; bundan iyet, ahval ve şerait içinde bir taraftan munta- zam bir ordu yapmak zarureti ne ka- dar mevcut ise, beklenmedik, âni va- ziyet ve ihtimaller karşısında milli kuvvetlerden (Kuvva: e), Ge- İa wswllerinden istifade etmek te ayni derecede zaruri idi. Netekim öy- le oldu: Maraş, Gaziantep, Urfa, A- | dana cephelerini sonuna kadar hangi kuvvet ve vasıtalarla tutabilmiştik? İzmir karşısında ve umumiyetle garp cephesinde düşmanla çarpışan ilk milli kuvvetlerin hareketleri unutul- İsem ile, okuyup üflemekle birden bire biten bir eser olmadığını kim bilmez? Kâzım Karabekir Paşa; ayni mek tupta düşmanın karaya asker cağına hiç ihtimal vermediğini tekrar ediyor. Esasen, direktif miranda düşmanın karaya asker elma bir ihtimal olarak zikredilmiş ve ona karşı lâzım olan tedbirlerin şimdiden düşünülmesi emredilmiştir. Kaldı ki, mücadelenin ilk günlerinde debark- man meselesi, bir ihtimal halinde kal mamış, Trabzonda, Samsunda bazı te- zahürat ta görülmüştür. ... Karabekir Paşanın beşinci moltu- bunda bir de Ermeni kumandanı An- tranik meselesinden bahsediliyor. Gü- Mustafa Kemal Paşa; Ceneral Antraniğin büyük bir kuvvetle taarruza hazırlandığını ken- bildirmiş, o da: “Böyle şey o- lur mu? Antranik gibi bir serkerde öyle büyük bir kuvveti hangi akıl ve vasıta ile idare edecek?,, diye ce- vap vermiş... >; Küzem Karabekir Paşa, aklınca; bü- yük asker Mustafa Kemal Paşanın böyle bir şeye inanmaması, ihtimal vermemesi lâzım geleceğini anlatmak ve bu surelle bir nevi küçük politika- &ılık yapmak istiyor. Biz, burada, Mustafa Kemalin as. keri dehası etrafında mütalea yürüt meyi, hele onu Kâzım Karabekir Pa. #a ile mükayese etmeyi bir nevi had- naşinaslık sayarız. Yalnız, kendisi vesile verdiği için, Karabekir Paşaya bu meselenin hakikatini anlatalım da, bilmiyorsa öğren: Istanbul hükümeti Harbiye nâzırı Şevket Turgut imzasile, üçüncü ordu İ müfettişi Mustafa Kemal Paşaya bir şifre telgraf geliyor. Bu şifrenin me- ali, Kâzim Karabekir Paşanın, Muş- tafa Kemal Paşaya atfen neşrettiği vesikanın ta kendisidir. Müsveddesi ve kaydı bugün elimizde olan bu şif. re şöyle başlıyor: “Ermenilerin hudutlarımıza civar bazı nohatta kuvvet cem ve tahşit et. | mekte oldukları, ezcümle Kars ve Sa- rıkamışta on bin hadar asker ikame e- | derek Antraniğin otuz bin kadar ku. vetle Van cihetine inmekte olduğu... Jön” Bu şifreli telgrafname biraz daha | uzundur. Şifre mahlülünün müsved. desinde mavi kalemle yazılmış şöyle bir kayıt var: “Görülmüş, hiç bir muamele yapıl. | Bu yazmın altında da (Hüsrev) imzası var. Müsveddenin sağ tarafında da müfettişlik Küzim Paşanın, (şimdiki İzmir valisi) imzasile ve kırmızı yazılmış şöyle bir kayıt daba var: (Kâzım Karabekir Paşaya da sora- In!) O halde, Kâzun Karabekir Paşanın vukuf ve kudret vesikası diye neşret- tiği bu telgrafnamenin macerası çu olmalıdır: İstanbul Harbiye nezareti, işittiği bir rivayet hakkında - doğru olsun, yanlış olsun - müfettişliğe şifre li bir telgraf çekiyor. Bu şi mü- fettişlik erkânı harbiyesinde bulunan Hüsrev Bey (şimdiki Kâbil sefiri) gö- rüyor, ya kendiliğinden, yahut ta Mus tafa Kemal Paşaya gösterdikten son- ra: “Yapılacak bir mümmelesi yok- mamıştır!” erkânı tur!” işaretini koymuştur. Fakat daha | sonra bu şifreyi okuyan erkânı harbi ye kıyamet kopmaz yi berin mahiyetini bir defa da kolordu- dan sormayı düşünüyor. İşte meşhur vesikanın macerasi... İşin zahiri tara- fı budur. Fakat muhakkak olan şu ki, Kâzım Karabekir Paşa; bu şifrenin doğrudan doğruya müfettişlikten çık- madığı, hattâ Harbiye nezaretinden gelmiş olduğunu bilmez değildir. (Mektubunda valinin iy'arı üzerine yazıldığı zaten işaret edilmiştir) İşin asıl acıklı tarafı şut Farzı mu- hal olarak böyle bir şey doğrudan doğruya Mustafa Kemal Paşa tarafın- dan (o kendisine sorulmuş olsaydı bile, Gazinin yirmi beş, otuz senelik askeri hayatı, bunca muvaffakıyetle- ri meydanda iken, Karabekir Paşa- nm vesika diye ortâya attığı böyle ma- nasız, küçük şeylere bakarak Mustafa Kemal Paşanın askeri kabiliyet ve enlâ- hiyeti hakkında hüküm vermeğe kalkar” sak, yalnız vatandaşlar değil, bütün dün ya, hem körlüğümüze, hem de nankör- Kiğürgüze bükmetmez mi? 335 nihayeti veya 336 bidayeti ola- cak, Rüştü Bey Trabzonda fırka ku- mandanı iken ikisi büyük ve ikisi kü- çük olarak dört İngiliz harp gemisi geliyor. (Karaya asker çıkarıp nüma yiş yapacağız) diyorlar. Pırka kuman danı da (Halk galeyandadır. Bir vak'a çıkarsa mes'uliyet kabul etmem” di- yor. Bunun üzerine İngilizler nöme- Yişten vazgeçiyorlar. Yalnız Rusların orada terkettiği iki topu tahrip ei mek istiyorlar. İngilizler 20 makineli tüfek ?500 kadar asker çı " Bunların himayesinde topların çar duğu tepeye geliyorlar, topları ta! ediyorlar ve çekilip gidiyorlar. Samsunda bulunan üçüncü kumandanı Salâhattin Beyden gelen 20 temmuz tarihli şu şifreyi de oku” yunuz: 15 gün evvel Samsuna 1000 mes- cutlu bir İngiliz taburu olunmuş ve, bundan 280 mevcutlu bir bölük Mer fona sevholunmuştur. Merzifon ve Samsundaki kıt'a henüz geri alınma- muştur. Salâhattin .... Küzm Karabekir Paşanın; mek- tuplarında iltizami olarak durduğu bir nokta daha var: Gazinin Erzuru- ma geç geldiğini iki defa tekrarlıyor! Amasyada, Havzada, hâsıl: Anadolu- da daha geniş bir mikyas içinde, ç. makta olan Gazi ay evvel gitmesile, bir ay sonra gitme- #i arasındaki farkı ve bunun bakkın- nü bilmiyoruz. Bizim yeni öğrendiği- miz şey; hakikaten merkezi Erzurum kalemle | Buz satışı Fabrikalar buz çıkar- mağa başladılar ANKARA, 19 (Milliyet) — Anka rada fabrikalar buz çıkarmağa başlamış tır, Şehirde buz imal eden üç fabrika vardır. Birisi Belediyenin fabrikasıdır ki günde on üç ton kadar buz çıkarmak tadır, Memarin Kooperatifinin imalâthane- si günde bir ton, Bomonti fabrikasmın ise Belediyeden fazla buz çıkarma kabi- iiyetleri mevcuttur. Bu fabrikalar Ankara şehrinin buz ihtiyacımı tamamen tatmin etmektedir. ler. Ancak yazın bazan suların kesilme i hali bittabi işliyememektedirler. Bu fevkalâde zamanlarda dereden su a- larak buz yapıldığı ve bu buzların yen memesi vı İmemesi için renkleri bo- yanarak satıldığı da vakidir; Belediye marhma nazaran buzun on iki kiloluk tam kalıbı elli kuruş ve pera kende olarak ta kilosu Beş kuruştur. Ankarada buz satışı Haziran ayında ta, bu satış Temmuz & ve Ağustosta da üç mislini icakip aylarda yine tedricen düşerek Teşrinisaniye kadar devam et- mektedir Bu sene Ankarada su için geçen se- ne kadar sıkıntı çekilmiyeceği tahmin olunduğundan buz meselesinde de bu mi düşmiyeceğimiz anlaşılmakta” lr. ——— Turfanda sebzeler ANKARA, 19 (Milliyet) — Her ne vi sebzenin bulunduğu bir mevsimde yiz. Ankara Halinde kışlık sehze fiatle | ri bazün bayli düşkündür. Meselâ pıra- sa on kuruşa, patates beş kuruşa, gere- Yiz on beşe, havuç ona, ispanak beşe sa tlmaktadır. Buna mukabil henüz turfan da södedilebilen yaz sebzeleri ise hayli fiatlidir. Yaz patatesi yirmi kuruşa, semizotu yirmi beşe, beyaz fasulya kırka, yeşil fa sulya otuza, aygokadın elliye, enginar on beşe, asma kabağı yirmiyedir. - bak on beşe, bezelye otuza ve bakla da on kurus kadar alınmaktadır. Artık sehze fiatlerinin yavaş yavaş düşmesi beklenilmektedir. ANKARA, 19 (Telefonla) — Anka- rada et fistlerini indirilmesine az bir za man kalmıştır. Azami yirmi gün sonra tedricen inecek olan et fiatleri geçen se meye nazaran daha aşağı bir haddi bula caktır. Bu sene koyunun çokluğu ve yağ- murlar dolayısile cayırlarm sürü otla masma çok müsait bulunması hasebiyle Ankarada bu yaz koyun eti fintinin o- tuz beş kuruşa kadar ineceği alâkadar. ları tarafından tahmin olunmaktadır. Seyyar satıcılar Ankara caddeleri nihayet bu kalaba- kıktan o ve gürültüden kurtulmuştur. Halk yine aradığını muayyen yerlerdeki bu satıcılardan alahilmekte ve satıcılar 14 bermutat satılana devam etmekte ir, ———— ——— olmak üzere, Şark vilâyetlerinde bir teşekkül yaratmak arzusunun Kâzm Korsbekir Paşada o zaman hâkim ol- duğu ve bu teşekkülü başa çıkarmak- la her işin olup biteceği kanaatinin mevcut olmasıdır. Bu görüş ve kana- atlerini bugün bile mektuplarmda mü dafaa eden Kâzm Karabekir Paşa- nın; Gaziyi bir düzüye Erzuruma di vet edişindeki sebep; şimdi daha iyi anlaşılıyor. Büyük Türk meselesini; yalnız Şark vilâyetlerinin dar hudutları içinde halletmek için kafasını yoran muhte- rem Karabekir Paşa için, Erzurum. dan başka bir merkez olamazdı, O- nun hayal ve tasavvur hududu, daha ötesini aşamazdı. O tarihte milli teş. kilâtm, Sıvası garbini aşması fenalık. lara yol açacağını düşünen ve böyle bir tehlikeye atılmamasını Mustafa Kemale tavsiye eden kendisi değil miydi? Halbuki, budar mülâhazala rın yanında Gazinin karar ve tefek- kür ufukları pek genişti, O; İzmiri, Trakyayı, İstanbulu , Sani siyle rini, hâsılı misakı milli hududunun tes bit ettiği müstakil bir Türkiyenin kur- tuluş plânını daha Samsunda iken ha- zırlamıştı. Erzuruma; ancak lâzım ol- duğu vakit gidecekti, Esasen Erzu- rum ve on beşinci kolordu; müfettiş- £ miydi? Müfettiş Paşanm oraya gitmesi için, kolordu kumandanının davet ve mü- sandesine lüzum yoktu. Netekim 29-30 Haziranda, Erzurum Müdafasi hukuk cemiyeti, kendisinin daha evvel tas- vip ve teşvik ettiği kongreyi toplama- ğa karar verince 3 Temmuzda Erm- ruma vardı. Hem kongreye hâkim ol- du, hem de - Kâzm Karabekir Paşa da dahil olduğu halde - orada bulu- nanların karar, isra: intihabi keri, mülki, milli bütün teşkilâtın ba- şa ti, umumi reis oldu. e MILLICİ Eski Ankara kadını sergisinden bir intiba Eksik dirhemler ANKARA, 19 (Miliyet) — Belediye terazi ve dirhemleri siler bir kontrolden ce tecziye edilmişlerdir. Un fiatları ANKARA, 19 (Milliyet) — Un fiatlerinin muayyen bir ölçü da- bilinde inip çıkmaması, gelişi güzel fabrikacıların arzularına göre nisbetsiz bir şekilde temevvüç etruesi Belediye- nin nazarı dikkatini celbettiğinden ba işle de ehemmiyetle meşgul olmağa ka rar vermiştir. Buğday fiatinin düşmesine rağmen bazan un fiatlerinin yükseldilmesi gibi gayri tabilikler gösteren un piyasası için bir formül düşünülmektedir. dilecek hu formül; buğday fiatinin te mevvücatına göre un fiatlerinin de ne haddi bulacağını sebit bir şekilde göste | receketir. Bu iş için Iktisat Vekâleti ve Zahire Borsası da Belediye ile beraber meşğul olmaktadır. Bu mikyas nihai sekilde tes bit edildikten sonra daima fiat tatbika- NER Ankaranın en lüks TUVALE salonu Bankalar caddesi Tek 3240 VER Ankarapalas Tel: 240 Tesbit e- | Ankera at yarışları ANKARA, 19. A. A. — Ankara ilkbahar at yarışlarınm ikinci bugün yapıldı. Tay deneme koşusunda Sadet- tin Beyin Aydını birinci, Fahri Beyin sahası ikinci geldi. Bu ko- giren taylar, yerli yarımkan ngilizlerdi. o Koştukları mesafe 1.100 metredir. İkinci koşu hendikaplı ve halis- kan İngiliz. hayvanları arasında oldu. Ahmet ve Fikret Beylerin Pi peri birinci, ve yine bunların Grigi ikinci geldi. Bu koşuya giren atlar 1800 metre koştular. Üçüncü koşu 1800 metre mesafe- 1; hendikepti. Sekiz yerli halis ve yarım kan hayvan girdi. o Ahmet Llendinin Tayyarı birinci, Halim Beyin © Rüçhanrikinci, (Hasan Beyin Ceylanı üçüncü geldiler. Çankaya koşusu dört baliskan In giliz atı arasında yapıldı. Koşunun mesafesi 2.100 metre idi. Süley- man Efendinin Gossert'i birinci Hasan ağanın Ou de Paste'i ikinci geldi. 2.000 metre mesafeli son koşu bu sene zarfında kazanmamış yer li yarım kan dört İngiliz atı arasın da yapıldı. Ahmet ve Fikret Bey- lerin yıldırımı bi , Zeynel E- fendinin Nasibi ikinci geli Umumi Neşriyat ve Yazı İşleri Müdürü ETEM İZZET İ Gazetecilik ve Matbaacılık T. A. Ş. Ekmek, et, erzak ve yaş sebze ile odun ve mangal kömürü münakasası İstanbul Nafıa Fen Mektebi Müdürlüğünden: Nafia Fen Mektebinin 9 33 mali senesine ait ekmek, et, erzak ve yaş sebze ile odun ve mangal kömürü ihtiyacatı ka- palı zarf usulile mevkii müna kasaya vazedilmiş Haziranm 4 üncü pazar günü mütedil görüldüğü takdirde ve fiatlar saat 10 da ihalesinin icrası mukarrer bulunmuş (olduğundan taliplerin şartnameleri görmek üzere cumartesi, pazartesi çarşamba günleri öğleden sonra saat 16 ya kadar Gümüşsu- yunda kâin mektepteki mübayaat komisyonuna mürâcaat ları. (2103) 2803 Edirne Defterdarlığından: Edirne civarında ve hudu du milli dahilindeki Meriç, Ar da, Tunca nehirlerile göl Baba, Karakasım, Elli, Doyran göllerinin balık rusumu 1933 meli senesi iptidasından iti- baren Mayıs 1936 gayesine kadar üç seneliğine ihale olun- mak üzere 1 Mayıs 933 tarihinden itibaren 20 gün müddet le müzayedeye vazedilmiş tal dı lâyık görüldüğü takdirde ip zuhurunda verilen pey had 1933 senesi Mayısın 20 inci cu- martesi günü saat 14 te komisyonu mahsusunca ihalesi icra Şeraiti müzayedeyi anlamak istiyenlerin Edirne defter darlık varidat idaresine müracaat eylemeleri ilân olunur. (2147) Deniz Levazım Satınalma Komisyonu Reisliğinden: Gölcük deniz fabrikaları elektrik atelyelerinde bobin işlerinde çalışmak üzere mütemadi ve mütenavip dinamo ve motör bobinleri saracak muktedir ve tecrübeli bir işçiye ihti- yaç vardır. Talip olanlar imtihanla alınacağından ellerinde bu işleri yapabildiklerine dair vesikaları ile birlikte mezkür fabrikalar umum müdürlüğüne müracaatları. (2199)