5 Nisan 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

5 Nisan 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gililliyet 5 NİSAN 1933 İdarehane : Ankara caddesi, 100 Na, Telgraf »öresi ; İst Milliyet Yazı işleri Müdürlüğü £ İdare ve Matbaa ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariç için Eke 760 4— 4— 8 — Gelen evrak geri verilmez — Müddeti ceketin. 44-553 tarihinde hava tazyıla 700 mi- limetra, on fazla arcaklık 8, em mx 4 de- eca idi : Vali Bey v Dağa çıkıyor İstanbul valisi Muhittin Bey Kur ban bayramını Uludağda geçir. mek için Bursaya gitti. Başmı din. lemek istiyon bir adam için Ulu- dağdan daha münasip bir yer yok. tur. Vakıa orası şimdi bir hayli s0 ğuktur amma Vali B. i ba; da tebrike gelenlerin de ale ta- vırlar ondan sıcak değildir ya! Ne ise mesele orada değil!.. i bahsetmek istediği mcihet şudur: Eğer kar fırtınası falan olmazsa birinci defa olarak bir İstanbul va lisi dağa, hem de Uludağa çıka- caktır. Spor noktasından, sıhhat, noktasından, manzara ve estetik noktasından çok nefis bir şey olan bu seyahate ben de imrenmedim değil! Yalnız ben olsam bu gibi yüksek dağlara çıkmadan evvel İs- tanbulda ufak bazı (dağcılık) id- manları yapardım. Meselâ Fındık- lı ve Kabataş taraflarndaki dik yokuşlardan başlıyarak tâ Çamlı ca tepesine kadar çıkardım. Ulu- dağ gibi yerlere tırmanmak için Babsâli yokuşunu çıkmak kifayet etmez. Bir vali dağa da, bayıra da, dereye tepeye de çıkmalıdır. Yalnız Uludağda valilere tavsiye edilmeyecek yegâne nokta (ski) tecrübeleridir. Bu spor tehlikeli. dir, insanım ayağı kayar... Bir karga başı! Bilmiyorum hangi kasabada hü- kümet emir vermiş, halk adam ba- gına bir karga başı getirecekmiş. Arasıra böyle tamimler oluyor. Hatırımda kaldığına göre beş alı sene evvel İstanbulda da böyle bir temim yapılmıştı. Fakat sonu pek gelmedi. Yalnız bir nokta var. E- er bu emir verilen kasaba yi Jik ta kırda o kadar karga eler mazsa ne yapılacak, , Kontenjan listesine iz im kanarya bile dahil değildir. Taksim meydanı çöküyor mu? Arasıra böyle lâflar sefer de Taksim re reiki | meye başladığından bahsedi : lar. Ben kendimi bildim bileli Tak sim meydon değişmiş değildir. Şimdi üstüne apartıman yapılınca İni Bu çöküntü rivayeti Oraya apartıman tıranl vaktile kiralar yüksek we Şiz İ insanlar gibi heyecan duyuyorum. İ yor ki tanıştım. O günden beri si- İ vap vermek lâzım geleceğini düşü Öteki | — Eğer lütfen beklerseniz, ha- | nım şimdi gelecek, kız dışarı çıktıktan sonra Necip Adil Bey salonun için- de bir sağa, bir sola asabi asabi dolaşmağa başlamıştı. Feriha H. kendisine acaba ne cevap verecek ti? Anlayor ve hissediyordu ki, bu kadın kendisini seviyordu. O hal- de? O halde bu kadın evet derse, kendisi dünyanm en mesut insanı olacaktı. Fakat ya hayır derse. Bu düşünce kalbini şöyle bir burktu. Kendi kendine: , | — Ben kırk yaşındayım, diyor- du, fakat hâlâ on sekiz yaşmdaki Aynanm önünde durdu. Şöyle bir kendine baktı. Hâlâ genç görü nüyordu. Ve yaşamış bir adamın edindiği faydalı tecrübelerle ken- disini hiç olmazsa bu noktadan da başkalarına faik görüyordu. Aradaki kapı açıldı ve Feriha her zamankinden daha güzel, da- ha taze ve endamlı, yüzü gülerek içeriye girdi. Bu ince yüzde bu te- bessiim bir âlemdi. Necip Adil Bey kadını selâmla- dı ve sesine daha kuvvet vermeğe çalışarak: — Hanımefendi, dedi, dün ak- şam Nejat Beylerin davetinde i- ken sizinle bugün görüşmek iste- diğimi söyledim. Çünkü söylemek istediğim şeyi size orada söyliye- mezdim. Genç kadın cevap vermeden iri siyah gözlerini Necip Adilin gözle rine dikti. Bu bakış Necibin kalbi- ne yakan bir ok gibi değdi. Belki onun için, daha fazla mukaddi- meye lüzum görmedi, ve anlattı: — Feriha H. belki bugün niçin iyaret etmek istediğimizi an- ladımız. Sizinle ilk defa altı ay olu ze karşı olan hissimin ne olduğu- nu bilirsiniz. Gerçi ben de haya- tımda birçok maceralar geçirdim. Fakat hiç bir kadını sizin kadar sevmiş değilim. Kimse ile evlen- mek aklıma bile gelmemişti. Siz hayatımın bütün istikametini de- #iştirebilirsiniz. Belki sizden yaş- İıyım. Lâkin karşınızda oldukça kendimi daha genç hissediyorum. Feriha Hanım, bu sözüme ne şaştı nız, ne de kızdımız değil mi? Ü- mit edebilir miyim? Böyle açık bir ifade karşısında ters cevap almak ibtimalile durak- ladı. Fakat genç kadın yavaş ve o- turaklı bir sesle cevap verdi. — Ne hayret ettim, ne kızdım. / Hattâ bana böyle bir teklifte bulu- nacağmızı kuvvetle tahmin edi. yordum. Onun için de size ne ce- nüyordum. Yalnız bir şey var. — Ne gibi? Genç kadın gözlerini çevirdi: — Siz benim mazimi biliyor mu sunuz? — Bir defa evlenmiş olduğunu. ! zu ve şimdi dul bulunduğunuzu bi liyorum. — Evet, yirmi yaşındayken ev- me MİLLER Ağan FOTO ETEM Muhterem müşterilerinin bayram- | larını kutlular İstanbul Ankara caddesi. Cağal- oğlu yokuşu alacağız sanmışlardı. Şii lar düştü, İki sene sonrada yeni binaların vergi muafiyeti müddeti bitecek. İşte çöküntü o zaman mal sahiplerinde başlıyacaktır. Mey- Bugün BAYRAM münasebetile OPERA'da saat 11 defevkalâde matine 2 büyük film: MEÇHUL ADAM Charles Farrell ve Joan Bennett tarafımdan ve Pat ve Patason avc' 11616) lenmiştim. Hiç sevmediğim bir a- damdı. Ceberuttu. Hattâ boşanma ğr düşünüyordum. Fakat bir oto- | mobil kazasında öldü. Bunu her- | kes biliyor. Yalnız bilinmiyen bir | şey var ki, ben ondan bahsetmek | istiyorum. Kocamın ölümünden i- ki sene sonra, bir adamla tanıştım ve kendisini sevdim. Siz bunu bil mezsiniz. Necip Adil sapsarı kesildi. Keke | ledi: — Galiba böyle bir şey kulağı ma çaldı. Fakat güzel kadınlara karşı öyle kolayca iftiralar uydu. | rurlar ki.. Lâkin Feriha bunun hakikat ol- duğunu söylüyordu. Necip Adil: li — Çok mu sevmiştiniz? diye | sordu. | — Evet, ve iki buçuk sene bera | ber i — Niçin evlenmediniz?. , Evet, niçin evlenmemişlerdi? kadın, onu sorma tarzında kolu ile havada geniş bir kavis Yap tı. — Sonra ayrıldınız mı?. — Evet, bir sene oluyor. O va- kitten beri bir daha görmedim. — Mazi, birşey ifade etmez. Ye ter ki siz benimle evlenmeğe razı olunuz. gd — Beni bırakınız, birkaç gün düşüneyim. Birkaç gün Necip Adil, ne yapa | cağını şaşırmış vaziyetteydi. Aca | ha kadın muvafakat edecek mi, et miyecek mi?. Kadın da şöyle düşünüyordu: — Ne olur, bu adamla evlenir. sem ne çıkar?. Bir defa zengin... Sonra beni seviyor. Herhalde mes ut etmeğe çalışacağına şüphe Yök. Muvafakat etmek iyi bir şey öla- e mi | Birkaç gün sonra bu söz ve: di. | Artık Necip Adil ile Feriha gününü tesbit etmişlerdi. Ve ma beraber gezmeğe çıkıyorlardı. Hattâ birgün Adada, bir otel traçasında yemek yiyorlardı. Etraf taki masalarda birkaç müşteri da ha vardı. Akşama doğru masalar kalabalıklaştı. Genç kadın sararmıştı, Hattâ Necip Adil bunun farkma vardı: — Ne var,, üşüdün mü? dedi. — Evet, üşüdüm, artık gidelim. Derhal İstanbula döndüler ve l | mış ve döktükleri paranın faizini MAKED ONYA muhaverenin anlaşılamıyan yalnız şu'üç sırlı yeri vardı: Ye 1 — Müfettişlik Erkâm Harbüyesine memur Binbaşı Enver Beyin ibtilâl ce. miyetini şahsi ihtiraslarına alet etmeğe çalışması. Z — Selânikteki Merkez kumandanı Nözm Beyin cemiyet mensupları tara- fından, tehlikeli bir düşman addedilmesi, Bey ana baba bir kardeş- lerini sevdiğinden bahseylemişti. Acaba ceriytte sevilmiyen üvey kardeşler de mi vardı? Acaba Kol ağası Enver Beyin nasıl bir takım ihtiraslar peşinde koştuğunu tahmin ediyordu. Ve bu Merkez kuman danı Nözem”Bey niçin bir tehlikeli düş- man zannediliyordu? danda değil, FELEK lar, İşte civardan böyle bir yat borusu ge liyordu. Yakınlarda bir kışla mı vardı ne, Zifiri bir karanlık içimde iki üç adam çok zayif bir sesle fısıdaşıyorlardı. Çakılan bir kibeit yarı yanmış bir mu mu tutuşturduğu zaman bu karnalık yer de kırmızı cübbeler, giymiş, kafalarına kar MİLLİYET ÇARŞAMBA 5 NİSAN 1933 Her türkün görmesi lâzım muazzam türk opereti: Karım Beni Aldatırsa! San'atkârlarımızın sincmacılıktaki mu vaffakiyetlerini görmek ve candan al- kışlamak için ber halde: ŞIK sinemasına sldinive befilisi çörünür. ZENGİN İLÂVELERİ: Bayram münasebeti!» Taksim'de P'O'K:'A Sennslar: saat | — 2.45 Bugün matinelerden itibaren TURK SİNEMASI (Sabık Majik) Bütün İstanbul halkı tarafından aylardanberi bekleni- len senenin en muazzam şaheserini takdim eder: Kurşuna dizilen kraliça Mümessilesi : Sinema âleminin ei R N 4.45 ARTİSTIK Sinemasının ihzar edip bugün matinelerden ilibaren İrmesine başlayacık CENUP YILDIZI Fransızca sözlü ve şarkılı muazzam filmidir. Mümessilleri: CHARLES DE ROCHEFORT - KAİSSA ROBBA ve JEAN TOULOUT GECELEYİN VENEDİK: Nuranur tenviratı, man'lolin ve gitaralar tara- fından mükemms! İtalyan şarkıları ile mutantan bir film ile enson FOX DÜNYA HAVADİSLERİ > Bugün matine saat ilde başlar. (1612) 6.45. suvare 9,45 Bayramda herkes güme « - eğlenmek - sev.nmek ister, onun .çin bütün İstanbu. hal «ı bugünden itibaren ELHAMRA Sinemasına koşacak: MALEK MİLYONER insanı kahkahalardan bayıli: cak olan Fransızca sözlü büyük film, Zevkle - Neşe ile memnuniyetle seyredecektir. İme ilâve; İpekfilm studsosunda yeni çevrilen Türkçe sözlü - sazlı - şarkılı KARAGÖZ: ÇİFTE CADILAR Darülbedayiden HAZIM Oynatan: Persemba - Cuma ve Cumartesi günleri saat | 1 de temrilâtlı halk matineleri, Mümessilleri: 4 Büyük yıldız bugün saat | matinesinden itivare Filmcilik sanayiinin harikası - senenin en muazzam filmi: SEMA DEVLERİ CLARK GABLE . CONRAD NAGEL. WALACE BERY .DROTY JORDAN fransızca sözlüdür, Fim> ilâv : Dinya havadisleri gazetesi, Perşembe - Cuma ve cumartesi görleri saat İl p terziltlı ma''ne vardır, MELEK Sine: (1615) masında (16*41 En eğlenceli seyahatler ve en kıymetli eşyalar Fenerbahçe Eşya Piyangosu Satiş: MI? spor Zeki Riza mağazası ve Milyon syeimi samimi ve açık, fikrini söyledi: — Necip, dedi, ben sana doğru söylemedim. Ben ne üşüdüm, ne bir şey,. Fakat onu tekrar gördüm. O, iki buçuk sene benimle;yaşa. | yan adam, Adada, otelin traçasın- | daydı. Siz bir aralık dışarı çıktığı nız zaman, benimle görüştü. Ben | hâlâ onu seviyorum ve onunla kal. | Feriha ayrılırken gene eskisi gibi | mak istiyorum. Şi Yarm akşam R Y A'da İLK DEFA tai Hususi bir im 0 zengin ve lm bir şaheser PRENS SER 0:6 O-F F LAWRENCE TİBBETT ve GRACE MOORE (Metropolitan Operadan) ve ADOLPHE MENJOU ' nun temsilleri, Metro Goldvin Mayer mamulâtı olup dimağınızda katiyen unutamıyaca- ğmiz hatiralar hatıralar bırakacaktır. . Hali hazırda AlKAPONE''nm yi Sizlerindir. ) Iu iki şamdan, bir Karadağ tabanca- sı ve yaldızlı kılıfa sokulmuş koca- man bir Kuran vardı. Mumların hepsi yanınca, üç adam masanm bir dılı hizasmda dizili da- ran üç iskemleye oturdular, Ne bir harekette bulunuyorlar, ne de tek kelime konuşuyorlardı. Yal nız kırmızı külâhların üstünde açıl- mış İki yuvarlak delikten bakan göz lerinin ss€ ve kelimeye ihtiyaç hisset miyen canlı ifadeleri vardı galiba ki ortadaki evvelâ sağındakinin gözleri ne baktı, sonra | solundakini o dürttü. Bunun tam arkasında duvardan bir urgan sarkıyordu. Onu tuttu, çekti. Üç dört dakika sükün içinde geç ti. Sonra yavaş yavaş yürüyen iki a- damın ayaklarmdan çıkan, hafif bir gürültü işitildi ve açılan kapıdan ev- velâ sırtı gözüken bir zabit ve gözle- ri beyaz bir mendille . bağlı | kıranta bir sivil girdi, Bu zahit Kol ağası Cemal Beydi. Harik Hayat m zaman ortadaki şu sözleri söz- iz — Namzet! Kendinde bu cesareti bulabiliyor musun ? Son defa düşün. — Evet. Kıranta bıyıklı adam bu cevabı ve. rince Cemal Bey, gözlerini bağlı mendili çözdü. Dıramalı Agâh Bey birden bire gözüne çarpan bu garip manzara karşısında irkilmeden dura- bildi. Hattâ daha azimkâr bir tavır. lat — Evet. - diye tekraladı - ken- dimde sonuna kadar dayanabilecek cesareti buluyorum. — Öyle ise arkadaş dinle. Bunun üzerine soldaki adam, »; fa kalktı ve ateşli ateşli şu kısık hi beyi irat etti — Vatandaş! Memleket inkıraz uçurumunun ucuna kadar gelmiştir. Bu günkü şerait içinde atılacak her adım bizi bu uçuruma götürecektir. Bu vatanım kurtulması lâzımdır. Os- manlılar hür yaşamak için yaradıl- mışlardır. Bu medeniyet asrında Av- MANŞ Bu akşamdan itibaren OPERA SİNEMASI En müthiş ve tüyler ürpertici filmi ve Fritz Lang'ın ibdaı olan DUSSELDORFF VAMPİRİ Tamamen fransızca sözlü şaheserini gösteriyor. (1619) Sigortalarınızı Galatada Ünyon ÜNYON SİGORTASINA Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpauyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon: Beyoğlu 4886. ve Otomobil Hanında Kâin yapkırınız. Kaza 1489 sande or. Ya bu cümiayı muasır Avrupa ida” şekillerile yaşatmak, yahut ta başka medeniyetlerin topraklarını” taksim etmesine ve bizi bir koyun “ rüsü haline getirmesine — razı olr0#! mecburiyetindeyiz. Hür olmak şisfi le ortaya atılanların safına girmek arzusunu görlermişsin. Vatandatı her münevverin hakkıdır. Yalnız, #“ nu unutma ki, yaşamak için can! ri karar verenler en ufak le affedemezler. İyi dürÜğ erakki ve İttihat Cemi: nin bütün emirlerine, tesadüf ceğin her müşküle rağmen itaat bilecek misin? ede — Evet... — Öyleyse arkadaş yaklaş! yy Agâh Bey masaya yaklaşıncn eği” ran iki kırmızı cüppeli de ayağı Ky tlar. Reis olduğu anlaşılan ort" Cemal Beye hitap ettir gi — Arkadaş! Namzedin 8ö*' itimat edebilir miyiz? — Evet arkadaş! Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: