Sahi i V N ip ve Başı Siirt Meb'usu MAHMUT Umumi Neşriyat ve Yazı Müdürü ETEM İZZET CUmARTESİ 17 KÂNUNUEVVEL 1932 7 inci sene No. 2462 NUSHASI $ KURUŞTUR Borçlar Arasındaki Fark Paristen haber verildiğine göre, Osmanlı borçları hakkın- da bir müddetten beri devam €den müzakere neticelenmiş ve mukavele de parafe edilmiş- tir, Mukavelenin 15 kânunuev- vele tesadüf etmesi hü an garip bir istihzasıdır. Çi kü ayni gün Fransa, kendi borçlarını Amerikaya verme- meğe karar vermiş bulunuyor- rasında bir fark olduğu iddia edilebilir. Fakat Fransanın ve Amerikaya borçlu olan diğer devletlerin, borçlarımı a etmemek için ileri sürdükleri aradaki farkın büyük bir ehem- miyeti olmadığı anlaşılır. Harp ten sonraki alacak verecek iş- leri üç sınıfa ayrılır: 1 — Tamirat borçları ki ev- velâ muahedeye istinat eder- ken bilâhara Dawes ve Young mukavelelerile | alelâde borç İ hükmünü almıştı. İ 2 — Beynelmilel borçlar ki devletlerin devletlere olan borç- larıydı. 3 — Hususi borçlar ki, dev- letlerin hususi eşhasa olan ve- manya birinci sınıf karşı vaziyet al m haraçtan başka bir sey olma- dağını iddia etti. Nihayet ei rinci sınıf borçlar Lausanne'da | tasfive edildi. İkinci sınıf boçların kutsi- İ yeti de 15 kömmuevvelde suya düştü. İmzanın kutsiyetini mü- dafanda her devletten ileri gi- den Fransa, bu boçlarla mu- kayyet olmıyacağını ilân etti, Paraları tediye eden diğer borçlu devletler de 15 kânu- »uevvel taksitinin sonuncu tak. sit olduğunu söylediler. Bina- enaleyh bundan böyle beynel- milel borç namı altında, bir devletin diğer devlete para te- diye edeceği çok şüphelidir. Borçlu devletlerin, parala- rı tediye etmemek iğin ileri sür- dükleri sebepler arasında en makul olarak kabul edilen ma- zeretler sunlardı: 1 — Borçların tediyesi dev- letler için tahammül edilir bir yük değildir. Beynelmilel mübadelenin aldığı koymak: tadır. Altın ile tediye de müm- 5 olmadığına göre devlet- ler için borç tediyesi şimdilik mümkün görünmüyor. 2 — Borçların tediyesine de- vam etmek, iktisadi buhranı da devam ettirmek demektir. Görülüyor ki her iki mikyas ile ölçülecek (olursa, beynel milel borçlarla hususi borçlar arasında iddia edildiği kadar büyük fark yoktur. Ve bu, bil- hassa Osmanlı borçları gibi, tahvilleri hemen hemen tama- men ecnebilerin elinde bulunan borçlar o hakkında doğrudur. Borçların tediye edilmemesi Zârureti. yukarıda gösterilen sebepler ise, tediye edilen pa- Tanm bir devlet hazinesine gir- mesile, hususi bankaların ka- salarma ve yahut ta hususi şa- hısların ceplerine girmesi ara- sında ne fark vardır? Mikvas, İmkân meselesid Simdilik la kabul &- diliyor. İmkânsızlığa rağmen tediyede devam etmek te kim- senin istemediği bir vaziye- tin idamesine yardım edecek: İktısadi buhranı devam ettire- tek. O halde yalnız mantık ve iyet değil, dünyanın il tısadi kurtuluşu da şimdilik larm tediye edilmemesini *mrediyor demektir. Bu, imza- Min kutsiyetini müdafaa eden Yüksek papas, yani Fransa tara pda tecviz edilen bir akide- dir, Cemaatin imama uyması gelmez mi? Aksi fikri il e ederek Fransayı da hak- *z bulanlara gelince; onlar da her halde “imam böyle yapar *â, cemaat ne yapmaz?” de Mekte haklı olsalar #erektir. Ahmer SÜKRÜ du, Filhakika iki nevi borç a- | sebepler hatırlanacak olursa, | Talebe köprü başında tasarruf lehinde tezanaratta bulundu Dün tayyareler İstanbula yerli mallardan hediyeler attılar Adliye Vekili Yusuf Kemal Bey Radyoda mühim bir konferans verdi Beşiktaş ve Bakırköyde iki ie ramla tes'it edilen günü oldu. Dün cuma ve havanın da güzel olması kes büyük bir tehalük ve merakla alıyordu. Paraşütlerden ipekli ço- raplar, mendiller, madalyeler çe- kıyordu. Bundan başka güzel ku- inde kah irler Öğleden sonra sa- ren tayyareler bir sa- t kadar İstanbul semasında dola: sarak halka hediyeler atmışlardır. Mekteplerin tezahü, Hava güzel olduğu için ilk mek talebelerinin Tasarruf” ve ası münasebetile yaptıkları tezahürat ve resmi ge- İk eesktepler Kendi daki fırka merkezleri önüne top- lanmışlar ve geçit resmi lardır. Her talebe elinde levhalar taşıyordu. şarkı * söyleyerek dolaşmışlar ve saat ikide fezahürata nihayet ve- rilmiştir. Beşiktaşta Tasarruf haftası münasebetile Beşiktaş fırka kaza merkezinde Mehtepliler sokaklarda dolaşarak tasarruf propagandası yaptılar ile paviyonlarını zarif bir süslemişlerdi. Dün sergiyi bütün Beşiktaş halkı ziyaret et- miştir. Sergide ayni zamanda ten- zilâtlı satış yapılmaktadır. Sergi yalnız Beşiktaş muhitinde yapılan | * ve çıkan yerli mallardan mürck- kep şık ve çok çılmıştır. Serginin çekle | kası kaza merkezi konferans sa- İn dün gece çok parlak bir Tasarruf ve yerli mallar gecesi tertip edilmiştir. Bu toplantıya yüzlerce kişi iştirak etmiştir. Top İantıda fırka kaza reisi şehir mec isi azasından avukat dir Ziya Bey merasimi nu söylemiştir. Vecibe rumla Ekrem Fatin Bey de tasar- ruf / hakkında birer bitabe söyle- mişlerdir. Beşiktaşlılar dün gün- düz ve gece tasarruf ve yerli mal "| lar haftasını çok parlak bir şekil. saat on birde merasimle yapılmış | tr. Küşat resmine şehir mun İstiklâl marşile başlanmı, Parka kaza reisi Abdülkadir Ziya bir nutuk irat ederek Be- Fırka binasının birin katı Si tahsis ©- dilmişti. İştirak eden her firma paviyonlar yapmiş- lektriker, ipekli ku- Yapraklar, defne dalları Yukarıda Besiktas. asağıda Bakırköy sergileri açılış merasiminde | bir hafta müddetle açık bulundu- rulscaktır. Yerli mallar ve tasar- ruf haftası başlayalıdan beri üç sene içinde yalnız Beşiktaş muhi- & böyle muvaffak bir semt sergi- vücude getirdiği için şayanı tak de tesi't etmişlerdir. Bakırköyde Cümburiyet Halk fırkası Bakr açılmıştır. lâyet reisi Cevdet Kerim, ve idare heyeti azasmdan Necip Beyler de hazır bulunmuşlardır... kaza reisi Kemal Bey açmış ve bir nutuk irat etmişt ndan sonra Bakırköy mektepleri talebesi İs- tiklâl ve Yerli mallar marşlarını söylemişlerdir. Bundan sonra şe- hir meclisi azasmdan Galip Bahti yar Bey iktisadi vaziyetimiz hak- kında bir konferans vermiştir. Ga lip Bahtiyar Beyden sonra Bakır. köy muallimlerinden Mediha Ha- nım tasarrufa dair bir hasbühal- de bulunmuştur. Serginin resmi küşadını Cevdet Kerim Bey yap- mış ve kordeliyr keserken ezcüm- le demiştir ki EK Şönil. Ka ee iktisadi harekette bulun- mağa imkân olmadığı gibi, mille. tin refahı için de en ufak bir ha- reketten âcizdi. Cümhuriyet ise iktisadi idaresine hâkim, belki o kadar hazin saraylarda değil, fa- kat kendi kurduğu evinde, kendi servet memlhalarmı, yaşamak va- utalarını son derece basiret ve i- dare ile kullanan, efradı arasın. & beni son derece mütehassis eden rat mütevazı fakat haddi zatında son derece Mühim olan | i işte o vikarlı, ciddi ve şuur lu ailenin eserleridir. Ben bu ser, #iyi açarken Türk milletine yeni ( Devamı 6 ıncı Yıhifede ) Meclis Reisimiz geldi Vali ve bazı meb'us- larımız tara Büyük Millet M; zım Paşa Hazretleri Ankaradan şehi dir. Kâzım lisi Reisi Kâ. dün sabal ize gelmişler- Hazretleri Hay» darpaşa istasyonunda vali Muhit- tin Beyle şe bulunan ba- zi meb'uslar, vali muavini Ali Rı- za Bey tarafından karşılanmışlar ve Dolmabahçe sarayındaki busu si dairelerine yerleşmişlerdir. Kâ- zum Paşa, sarayda bir müddet is- Urahat ettikten sonra Nişantaşım- akrabasından Necti Beyi zi- yaret ettikten sonra geceliyin tek rar dairelerine avdet etmişlerdir. Gümüş para Çıkarılacak Şimdi tedavüldeki ufaklık- lar kaldırılıyor ANKARA, 16. — Maliye vekâle- | .IBalkan Ticaret Odası murahhasları geldiler fından karşılandı |Meclis bugün ticaret odasında Geçen Mayıs ayı zarfında te- sis merasimi yapılmış olan Ticaret Odası meclisi bugün ilk iç timamı saat 9,30 da İstanbul carst odasında yapacaktır. Mec Murahhaslarımızdan Nemli zade Mithat ve Necip beyler işte altı Balkan milleti Balkan cemiyetleri ve komiteleri itoplanarak mesaisine başlıyor tarafından intihap ( edilmiş olan murahhaslar hazır bulunacaktır. Dün şehrimize gelmiş olan murah haslar şu zevattan mürekkeptiri Türk murahhasları: Nemli zade Mitat, Habip zade Ziya, Ahmet Mitat, ve Necip Bey ler. Arnavutluk murahhasl, M. Preclis Hazxhopulo, M. Thös odore Tetopoulo, M. Tanchs Yat. chi, Bulgar murahhasları: M. Boris Montcheff, M. Yanko Peef, M. İvan Bakladiieff. Yunan murahhasları: M. Yuvanidis, M. A. Dis'traku palos, Romanya murahhasları: M.N. Manesco, Dr. Max Bium- bae. m. G. Malioğlu, M. B. Cop- Pkk murahhasları ( Devamı 6 ıncı sahifede ) Mm Evantiyanın katili Yunanistana kaçmış Rumelihanı cinayetinin esrarı nasıl koya Kimememi Rumeli hanı cinayeti çok heye. arzetmektedir. Bir | canlı safhalar gi yla adan azla kıymeti olduğu anlaş Zından piyasada beş paralık kalma- müşter, Belediye Heyeti gitti Terkos'un devri için Hükümetle temas edecek Terkosun Belediyeye devri tekar- rür ettiğinden Vali ve Belediye Re- isi Muhittin Bey, refakatinde diye Fen Heyeti Müdürü Ziya, İktı sat İşleri Müdürü Asım Beyler bu- Merasimi | tasdil Ankara trenine bir de Samsun için vagon bağlanıyor ren rurat mamul Ankara tre- nine bir de Samsun vagonu ilâve- sine başlanmıştır. en cuma, pazartesi, çarşaml giri saat 1740 ta hareket bir Samsun yaşonu Sirk ilâve eliz edile cektir. b Galatasaray 2.1 yenildi Dünkü maç tafsilâtı spor kısmında kaç gün evvel katil zanmı ile yaka lanarak adliyeye tevdi edilmiş ©- lan dellâl Antuvan Efendi ile ar- kadaşı Pandeli Efendinin katil ol- madıkları anlaşılmış ve asıl katil. ler cidden çok garip bir vesadüf i- le ele geçmiştir. Maamafıa şurası- nı da kaydedelim ki adliye ve po- lis Antuvan ve Pandeli Efendiler. den katil olarak şüpbelenmekte bakar değillerdir. Bu iki adamm bütün inkârlarma rağmen cina- yetin failini göstermesi icap eden deliller üzerlerinde toplanmış, bu kuvvetli deliller karşısında da An tuvan ve Pandeli Efendiler katil zannedilerek tevkif edilmişlerdir... Deliller nelerdir? Antuvan ve Pandeli Efendiler Üzerinde toplanan delillerden baş Bele: | hcnları bilhassa şunlardırı 1 — Antuvan Efendi dellâldır. Pandeli Efendiyi kiracı olarak ci- nayetten sekiz gün evvel Madam Evantiyaya takdim etmiş ve bir ©- da kiralamıştır. 2 — Madam Evantiya ber ne- dense yeni kiracısından hoşlanma mış, bir akşam bu yeni kiracısmın yüzüne kapıyı çarparak onu dışa» rı koymuştur. , 3 — Pandeli Efendi bu halden müteessir olmuş, keyfiyeti Antu. ( Devamı 6 wc: sahifede ) Asıl katili meydana çıkaran müd: delimumi muavini Kâzım Bey Seyahat notları notları ALMAN ( leketlerin medeniyet ölçüsü olan vagon restoran hizmeti ve hat bo- titrek şımda şimdi hakikat © olmuşta; Zümrüt çayırlar ortasında bi en tatlı renklere boyanmış se- li köşkler, ve bunların etrafın- da otlayan sıhhatli altın öküzler, trene, biran bakmağa tenezzül e- dip başını çeviren baygın kadın gözlü mağrur sarı beyaz inekler. Hattın iki tarafındaki tarlalar, giranbaha atlas parçaları gibi, te- kalemamiş, eyelalamnne, öarenmiş, ekilmiş, biçilmiş ve ayrı renklerle telli idi hi büsbütün baş- ka kudretlerle mücehhez bir insa» nın yaşadığı bir âleme girmiştik. yümüş, genişlemiş, Taşmış ve barların “2 çe büyük bir istasyonun mimarisi, ge rahtımlar, havada elektrik sa- GECESİ atlerinin ışıklı işaretleri, istikamet gösteren oklar, büyük © harfler, spor, dağ ve göl ,ilânları... Temiz kâğut tabaklar ii meyvalar kadar pembe ve sıhhatli tertemiz giyinmiş çocuklar ve kızlar.. “Passau” a kırk dakika geci- kerek gelen trenimiz bu teahhuru Alman hatları üzerinde de muha- faza edemiyeceğinden, o istasyon- dan itibaren gecenin rina bir yıldırım çılgınlığile saldır» — başlamıştı. İçinde deliler gi- bi koştuğumuz Trenimizin bir an içinde geçtiği büyük istasyonlar ve bir iki daki- ha iç le bitirdiği şehirler, pence- üzerind karanlık camı le, korkunç bir kibrit gibi büyük bir Ten bir anda parlayıp sönü- yordu. Dışarda, gökgürültüleri ve şimşek parıltıları zannettiğim şeyler, sadece © yanımızdan akıp geçen fabrikaların, müthiş gürül. tümü ve körletii aydınlığı idi. Sanki Demirciler İlâhı topal Vol- henin hayali diyarına girmiştik. Ba sırada gözüm semada ne