Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
_","KSNL'NLECVI".[. TÜ YUAD B Temönnktedelim Tasarruf fikri de tasarruf haftası beraber maziye karışmasın ! İktısat ve tasarruf haftası, her tarafta büyük alâkalar uyan dırarak, geçen Çarşamba günü nihayete endi. Bu bir hafta zar- fında, memleket gençliği, mek tepliler, ve muhtelif halk taba- kaları arasındaki tasarruf fikri- üin kökleşmesi için büyük him metler sarfedildi. Bu arada, u- —| mumi alâkayı uyandırmak mak sadile bir vitrin müsabakası ter tip olunarak, müsabakada birin ci, ikinci ve üçüncü gelecek vit tin-sahiplerile onlara rey veren- lere ayrı aytı mükâfatlar veril- mesi karar altına alındı. Teşkil edilen bir Jüri hey'eti, on gün- denberi vitrinleri tetkik etmek- le meşguldür. Karar, yarın ve- rilecektir. Halk, beğendiği vit- rinlere reyini vermektedir. Dü- ne kadar toplanan reylerin mec- muu, (40) bini geçmiş olduğu söyleniyordu. Bütün bunlar, halkımızın ta- sarruf haftasını oldukça benim- sediğini isbat eder. Ancak, su- nu da kaydetmek lâzımdır: Tasarruf fikri memleketin her tabakaya mensup evlâtları arasında henüz kökleşmiş sayı- Jamaz. Şimdilik işin sadece pra paganda faslındayız. Halkı, her şeyde tasarmfa ıı-- lıştırmak için ona evvelâ yerh malından hbaşkasına parâ ver- memek düsturunu kabul ettir- mek, sonra da meselâ tramvay- la gidilebilecek yerler için oto- mobil parası verdirmemek, iki kâap yemekxle doymak kabil iken sofrada bundan fazlasını bulun durtmamak, eğlenceye sarfedi- ien-parayı asgari hadde indirt- mek ve bilhassa günde kırk pa- ra, hattâ on para da olsa para "biriktirmenin lüzumunu kafala- ra iyice yerleştirmek lâzımdır. Bunların tahakkuku biraz zama nâ muhtaç gibi görünürse de, tıâfsarpuf haftası zarfında yapıl- dıgı gibi seneniü Mmuayyen bir kaç gününde halkın alâkasını tasarruf fikri üzerine celbede- rek ona az para sarfederek te geçinilebileceğini — mütemadi - yen telkin etmek suretile hede: fe doğru kuvvetli adımlar atıl mak kabildir. Tasarruf haftası, “yarına Al. lah kerimdir,, göreneğine karşı indirilmiş ilk kuvvetli darbedir, Bu darbeler, tevali ettikçe, za- ten umum? iktısat buhranından muztarip olan halkımızın on p: ranın dahi kıymetini bileceğinı şüphe edilemez. Temenni ede Lim ki, tasarruf haftası geçti di . ye, tasarruf fikri de ömürsü: modalar gibi aramızda hiç bir iz bırakmadan geçip gitmesin!. . 4 İstanbulda, bir zamanlar, Ntesiplerine epeyce para ka ihdıran bir zanaat vardı: Nal- _' lık! Harbi umumiden bir $ * Sene evveline gelinceye ka- * Atpazarı, nalbant dükkân- Şile dolu idi. Bu dükkânlar, Nün her saatinde mütemadi- |t çalışırlardı. Aradan seneler *ÇİD te atın ve arabanın mev- Khi otomobiller almağa baş- “Yınca, atçılıkla beraber yürü- ' bu zanaat erbabı da birer i- KSer ortadan çekildiler. Evvel- Stanbul hudutları dahilinde — 300 nalbant dükkânı var Şımdı ise ancak 50 dükkân 4 mıştır. Bu dükkânlar, şehrin # Pkapı, Edirnekapı, Şehremi- 'Aksaray, Yedikule, Silivri- “Pı, Küçükpazar, Ayvansaray Yip semtlerinde, mütefer- ve dağılmış bir haldedirler. | Nalbantlığa haves edenler amış gibidir. Bir taraftan lîkan kiralarının fazlalığı, di © taraftan nalbantlığın geçer Zanaat olmaktan çıkması antları meyus etmektedir. ,, albant dükkânlarında nalla- * tarifesi hemen aynidir: Bir | Vüz kuruşa nallanır. Kayar Nalbantlar, hayvan hastalık- xedılen nallar ise daha u-|larına karşı çok titiz olmak mec buriyetindedirler. Nalbantlık ve nalbantlar ne haldedir ? — Nalladıkları ; bakarak ânhyabili.r'. Şüphe vu- hayvanda hastalık olup olmadı- küunda derhal baytara haber Lson günlerde ciğercilerin mez Padan çok ucuz fiatle aldıkla Ciğerleri, et fiatine okka ile akta oldukları görülmek- ir, Halk, çeşni değiştirmek arada sırada ciğere müraca &der, Hattâ, sakatat namı ve- Ciğer, yürek ve işkembe gi iç Azayı, ucuzluğuna tama e- €k ete tercih edenler bulu- 'du, Şimdi, fiatçe et ile ciğer SSında hiç bif fark kalmayın- Saliba, bir gün gelip onlara İnin ciğere baktığı gibi uzak bakmağa mecbur olacağız. Kedi ciğere bakar gibi... ğını eski bir nalbant, tımağına vermekle de mükelleftir. Sinop hapısanesm— den bir sada | Halâskâr ulularımıza Taliimizin insafsızca vermiş olduğu hüküm biz — zavallıları sevgili milletimizin hizmetlerin den, istikbalimizden ve ciğerpa- remiz yavrularımızdan ayırdı, Türk milletinin Türk olarak ye- tiştiren sevğili analarımızın hus ||ran ateşi sönmiyecek mi? Biz zavallı'ar da bu sevimli vatanın öz evladıyız, Memleket haini değiliz, zamanında memleketi- mize el uzatan hainlerin süngü- |lerine göğüs vererek — çalışan Türkleriz, İrademizin en zaif "|bir anında mukaddesatttan bil- diğimiz izzeti nefsimizin - kırıl- masına dayanamiyarak işlenen Sahtiyan ve meşin üzerine |dan muhtelif eşya vücude geti: ren zanaat erbabına da saraç “|derler. İstanbulda, en eski saraç us- tası olan 61 yaşlarında İsmail ustanın bize verdiği malümata göre, şimdiki Fatih kaymakam- lığı dairesinin olduğu yerde, ev velce Saraçane namı verilen bü yük bir çarşı vardı. 325 - senesi temmuzundaki büyük yangın da bu çanşı yanınca saraç esna- fı, şehrin muhtelif semtlerine dağıldrlar. Saraçane çarşısında tamam 366 dükkân vardı. Hal buki şimdi bütün saraç dükkân- larını toplasanız mevcudü belki elliyi, altmışı bulmaz. Sarac yapılan saraciye ve sahtiyan- " Türk saraçları ve saraciye işleri dükkânlarında bu seneler, çan ta, bavul, valiz, portföy, kayış gıbı işler üzerinde biraz alış ve- riş oluyor. Hayvan koşumları maktadır. Hayvan koşumları- nin fiati 30 lira ile 100 lira ara- sında tehalüf eder. Yapılan koşumlar, İstanbul- da araba hemen de kalmadığı için İç Anadoluya sevkedilmek tedir. El çantaları, bavul, kayış ve sair sahtiyan işi yapan dük- kânlar, ekseriyetle Mercan civa rında bulunmaktadır. Yerli kö- seleler ve sahtiyandan yapılan 'Türk saraciye mamulâtının Av rupadaki emsalinden farksız, hattâ metanet itibarile onlara faik olduğu korkmadan iddia e dilebilir. MA birer cürmün kurbanıyız. Acı- mak ve merhamet etmek lâzım mağa cür'etimiz kalmadı. Ve gelirse acınacak ve merhamet diği cezadan daha edilecek talisizler işte bizleriz.| geldi, Acaba biz zavallılarında Zira bir daha kabahat bile yap-|mütebaki kalan cezalarımızı ba|Necip milletimizin temiz kalpli e— DS U A aerm aa | kâr beton dıvarlar arasında çek |mız öz yürdumuz da serbesçe ç tiğimiz iztiraplar kanunun ver- | dolaşmak bıze nasip olmıyacak fazla ağır mıdır? Bunu adil cümhuriyetimizin, gışlamak kabil değil midir? Sa-|erkânından göz yaşları dökerik senelerdenberi rutubetli zulum- | adetine ve refahına doyamadığı | istirham ederiz. yapan saraçlar, gittikçe azal- .