Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
- î'ı.' G a — —a üi —e e| v Ü 25 TEMMUZ — 1942 Ingilterenin, kara muharebel erinin mukadderatını — Feld Mareşal Rommelle çarpışan — General Auchinleck yüklen geçen büyük harpten başlıya n askerlik hayatında çöl ve beler geçirmiz, dır ki, İngiltere her sıkıştığı zaman, bDunlardan birini hatırlar ve harp mukadderatını, bunların- o » muzuna yükletir, Bunlardaın Kü . ningham, Riçi, Alman kumandanı Pammelin — önünde, prestijlerini kaybetti. Vavel, “çöl Napoiyonu” şöhretini, Birmanyatla zedeledi, Geriye İngilterenin Ortaşark ordu- ları başkumandanı General Ohin- | lek tek başma, Mareşal namzedi! kaldı, Bakalım, o oyunk barp talij, insaf edip de, devlet kuşunu, bu İngiliz Generaline nasip edecek niy? ş GENÇLİĞİ Geheral Klâd Ohinlek, buzün 54 yaşında bulunduğu iç'n, Orta yaş. tâ bir kumandan sayılır, Şimdi, bu yağlakilere, genç kumandan da de niliyor. O halde, İngiliz Generali, yeni zamanın kimbilir ne hikmete dayanarak möoda olan bu meziye . tini de kazanmış bahtiyariarından biridir, Klâd Öhinlek, 1888 de, İrlanda, da doğdu, Babası da askerdi, Bu Şyüzden © da bu mesleği İntihap et- ti, TIk tahsilini İrzlandada ikmal ettikten sonra Velington kollejine 'girdi,. Yirmi beş yaşında İkinci mülâzim oldu, İngilizlerde âdettir: Yeni zahit Çıkanlara, nerede hizmet. edeveği sorulur; çünkü müstemlekeler var dır, Buralara gitmek, istikbal nok- tasından, çabuk yükselmeye ve par lak bir istikbalea kavuşmıya imkân lar verir, ama İngiliz adalarında. ki medeni hayattan uzaklaşman'ın cazibesine karşı gelmek de müş külcedir, İngütereden harice git. meyi göze almak, şüphesiz sergü « zeştçiliğe heves edenlerin, Ilitiras besliyenlerin kârıdır, Kiâd Ohinlek, bu sergüzeştçiler» den biri olmalıdır ki, askerlik sta- jını Adende, şu Yemenin altındaki sıcak, çorak yerde yapmak istemiş Ve İsteğile âmirlerini hayrette br. rakmıştır; zira, Aden Tİngiliz za bit'arinin telâkkisinde bir menfa . dir, Onlar, Kizildenizin cenubun , da bulunan ve dünyanmm en kızgın güneşi altıda kavrulan bu — kilsli tn;ı:'ıı—kîı kayâ parçasma “The Gafe oD! the Kell” yani “Cehennem ka- pısı,, derler, Ohinlek, 1918. 1914 senelerini — Adende geçirdi. Onun, bu tercihi: Ne Sebep, babasmım — tavsiyesi idi, Babası: — Oğlum, Adende stajımı ya « " pap bitirirsen, artık, dünyada da yanamıyacağın havasına alışamı « yacağın bir yer kalmaz demişti, Geçen büyük harp başlayınca, RKlâd yakmsarka gzeçti ve Beneral Mortyin kumandısı altındaki İn - | giliz ordusunda, İrak barekâtına iştirak etti. 1917 senesinde vüzba» sı idi. General Tavsend, Kütüla KEmmarede mağlüp ve esir edildik ten birkaç ay sonra yüzbaşr Oh'n. lek, kumanda ettiği kuvvetle Türk ler tarafından zayıf bir kuvvetle - müdafan edilen bir Dicle geçidin. den gecmiye ve Bağdada girm'ye müuvaffak oldu ve bu muyaffakrıye. ti e künyesini süsledi; fakat bin- beşr olamadı; çünkü İngilizler di- ğer cenhelerde fena sKastıkları için Ohin'teke kıymet verecek halde de Billerdi, Büyük harp bitince, yüzbaşı O. hinlek Bağdadda kaldı. Trak 1919 senesinda İngiltereye iİlhak olun. muş ve başma, da, mümessil ola « rak mareşal Allenbi — getirilmişti. Yüzbaşı da onun kumandası altın. öa bulunuyardu. : Oh'nlekin bu bazari hayatr, hiç bir fevkalâdelik göstermedi, Kıde- mi gelince binbası oldu, Sonra İn- giltereye Zeçti ve 1930 senesinde miralaylığa yükseldi, Bu zamanlarda, Hindistanm $i . mal hudutlarmda, Aferidi, Veziri ve Turi kabileleri, gemi azıya al « mıslardı. ve vaptıkları baslımlarla İnsilirleri hrrpalıyorlardı, T harbiye nezareti, Hu vesi- le Ne, müstemleke terrübesi bulu . nan miralavy Ohinleki hatırladı ve onu, Pencandaki -’!:ğm*—u kuvvete kumandan tayin etfi. Miralay Ohinlek, bu kuvvetin haşmda Hindistanm — Afganistan, » Keşmir ve Tibet hudutlarında se - nelerce kabilelerle çarpıstı. İlk se nelerde, dağ tepelerhıde boğazlar ve derin vadilerde muhatebelerde muvaffakrveat kazanamadı; çünkü Adağlı kahitelar, baskmlarla. bu Ssu Tarla, İnriliz kuvvetelrini bozuyor AF v — diğunu anladı ve Delhiden dağlar da hareatete kmrbiliyetii motürlü najtralyözler, zırklı kamyonlar İste, di, Kab'leler, bu çelik ve demir kuvvetlere dayanamadılar, - birer birer istiyman ettller ve miralaya muvaffak olacak vesileler verdiler, Öhinlek, bu muvaffakıyetleri sıra- sında, Eva kumandanlığına sonra da fırka kumandanlığına yükseldi, 1936 senesinde Hindistan hudu » dundaki isyan hareketleri bastı - rilmiş, sükün inde edilmişti. O :ı’ıılek“te gözde bir general olmuş u, 1936 da İtalyanlar, Habeşistan harbine girtişmislerdi, Almanlar, Eey üehrinin sol sahilini işgal et. miİşlerdi. İspanyada dehili harp kı zışmıştı. Btunlar, Avrupanın İistilr, bali noktasından İyi alâmetler de- Bildi. İngiltere telâşa başlamıştı. İngiliz harbiye hazırı Dülkuper, her Mtimale karsı tetik bulunmı « ya Mmecburiyet görüyordu, Bunun için de, gözde generallerini ica - bında lüzum göreceği cephelere göndermek için, eli altında balun duruyordu. Bunlardan biri de, 1936 da İngil'ereye celbedilmiş o. İân Seneral Ökinlekti, General Ohinlek, bu intizar devresinde tâ 1940 senesine kadar merlizede kaldı, Bu sene İngiltere Norveçe bir kuvvet göndermiye Almanları, oradaki demir maden. lerinden mahrum etmiye karar ver diği zaman, general Oh'nlekin Hin distan dağlarmda olgunlaştırdığı | tecrübesine güvendi, Ve Norveçe gönderdiği kuvvetin başına Ohim- leki geçridi, General Norveçte, Nar Vİk ve Trandyen hareketlerinde, Alman kumandanı Diteli bn şimal diyarının buzlua sahalarında haftas i larca müşkülâta uğrattı; fakat .başa — verdi, Bir seneden az bir İ miş olan General Ohinlek, dağ sırtlarında birçok tecrü. İngiliz generallerinden dir. . , ' İ bir iş yapamıyacağını anlayınca, | | Son sistem tecli.zata lüzum bulun . Alman orduları, Norveçin cenu - bünda muzalfer olunca, hele Bel çika ve Fransada galip gelince, general Öhinleki Norveçte tutuna, maıyacak hale getirdi ve tabilatile Ingiltereye dönmesine zaruret gös terdi. Genera) Ohinlek, İstilâ telâsı /. çönde bulunan İngilterede büyük Britanya adasınm cenup Ssah İleri müdafaasmı hazırlamıya memur edildi ve istilâ telâşı gecince bu defa büyük bir ehemmiyet alan | BHindistan baskmımandanlığına ta « Genera) Ohinlek Hindistanda Kıral naibi Lord Linlitgovfla baş. müddet zarfında, Hindistan ordu: | sSunun kuüvvetini üç misl'ne çıkar d, İngiliz hava ordusundân ayrı bir tayyare kuvveti meydana te « Hrdi. Kışlatar yaptı ve Hindisianda ehernniyetli bir harp sanayiüi ya , rattı.Bu sıralarda, Vavel Mısırdan başka bir yere naklini istemişti. Ohinlek tabil Hindistandaki faa . diyeti ile büshütün göz kamaştır » mış bulunuyordu, Onun yerini an - cak © tutabilirdi. Bu suretle o, ortaşark orduları başkaumandanlı ğına getirildi. General Ohinlek, bugün, İngilte. renin Ortaşarktaki 9 uncu ve 10 an cu ordularile 8 incl Mısir ordusu « nun arta kalan kuüvvetlerinin baş kumandanıdır ve kumanda sahası, Libi çöllerinden Kafkas dağlarına kadar uzanır, Genera! Ohinlekin vazifesi ağır- dir, Çöünkü feld maraşal Fon Ba ordularile feld mareşal Roömmel ordularmı teskil etlikleri makas ayaklarmın içindedir. Bu ayaklar kapanırsa Ohinlek ordularmı f halde biçerler, s | ması bir hayli Roma kapılarında etrafı yük sek duvarlarla çevrilmiş bir sokak vdrdır. Bu sokaktan hiç kimse geç mez. Bu yüksek dıvarların orfa ye rinde açılmış demir parmaklıklı bir kapıdan etrafı yüksek ağaçları la çevrilmiş güzel bir yol görünür. Bu mükemmel bahçeye hâkim olan ev kimsenin giremediği bir yerdir, Gizli fakat vazilesini bilir nöbetçi ler buralara kadar yaklaşan merak ldarı derhal uzaklaşlırırlar. Bu eve Torlonya villası derler.. Venedik sarayı Düçenin resmi ma kamı, bu villada Mösyö Müussolini nin husust ikâmetgâhıdır, İtalya hükümet Teisinin harpten evvelki yaşayışı ile harpten sonra ki hayat tarzı arasında hiç favrk yoktür, O -yine günlerinji Torlonya villası ile Venedik sarayı arasında taksim etmektedir, Yalnız hayat far zı değişmeyen Mussolininin — çalış sıkılaşmıştır, — Yaz kış İtalyan Başvekili saat altıda kal 'kar. Biraz jimnastik —yapar, hafif bir kahvaltı eder; Duçe bütün yes meklerinde sebze, meyva ve sütten başka bir şey yemez. İçki olarak da yalnız Roma civarında fışkıran mâden suyu içer Musolini şarap ve kahve İçmediği gibi cığara da kul lanmaz, Kahvaltıdan sonra Villası. nın Parkında atla gezinir. Bu sihhi rejim Duçe için âdetâ mukaddes tir, hiç bir sebeple değişmez, Mös« yö Musolini kış sporları yapmaz ve yüzmez. Saat sekizde Venedik — sarayının nöbeltçileri bir numaralı siyah ve uzun bir otomobilin saray kapısın da durduğunu görürler. Bu olomo bilde bazan faşist milisi üniformas: sı İle ekseriyetlle de koyu renkli bir elbise ile Duçe bulunur;, Düçenin otomobili eski Ponten bataklıklarında yetiştirilmiş pan cardan çıkarılan alkolle hareket e der, Düçe kırmızı renkli yarış ötok mobilini çoktân hırakmıştır, — zira benzin tasarrufunda memlekete ör M. Rasim ÖZGEN 'nek olmak istemiştir. | bu sayede harp hadiselerinin bütün Venedik sarayının —Mapemonde salonu meşhurdur. Bu sarayı ziya ret edenler bu salonun kaygın dö. şemeleri üzerinde yürürken düş mekten çok korkarlar_ Bu salonun bir kenarına Duçenin kocaman ya zıhanesi yerleştirilmiştir. Sol köşe- sinde bir çocuğa ait eşya vardır., Salonda pek az heykel bulunur, son günlerde bu heykellere bir yenisi ilâve edilmiştir. 7 Ağustos 1941 de Piza civarında yeni bir ucağı tec rübe ederken düşüp ölen 27 yaşın da bir tayyare subayının, Bruno Musolinin heykeli, Bu salonda gözle görünmeyen bir değişiklik daha vardır, Dıvar köşes sine yerleştirilmiş bu — büro 1 mumi karargâh olmuştur. Doğru telefon hatları Duçe ile Führeri da imt bir temas hnlinde bulundurur. İki devletin genelkurmayları 'da tafsilâtlarından dakikası dakikası na haber alırlar. Bomboş, bu taş bina içerisinde, fipkı Torlonya — villasında olduğu gibi Musolini harpte vazife alanlar dan başkasını kabul elmez. Duçe günden güne yalnızlığa — gömülen bir insan olmakta, iş arkadaşların dan ve asker sivil yüksek memur lardan başka kimseyi kabul etme- mekte, çalışmakta ve — düşünmet'e ve halka çok nadir fırsatlarda gö rünmektedir. Fi Hususi kâtibi Çezare Di Nikola her sabah efendisine — memleketin bütün gazetelerini — getirir. Hususi kâtip bu gazeteleri Duçeye sunma dan evvel dikkatle okumuş, ican eden satırların altını çizmiş, notlar ilâve elmiş, hulâsa bir hususi kâs fibin yapmakla mükellef olduğu het şeyi yapmıştır. Fakat Musolini Al matn, İngiliz, Amerikan ve Fransız gazelelerini bizzat öokür, Almanca ya terceme edilmiş İtalyan kitap » Jarını Almancasından, ve İtalyanca ya çevrilmiş Alman kitaplarını da — Belediye Rsisi —» Dudaklarını şapırdatarak ve yavaş yavaş kulüağı. * nt kaşıyarak söylenir), Şu hâle na- zaran, baylar, bu sahada ihtiras sa hibi bulunan itfaiye müdürü Semi. on Vaviliçin fikrini almak istemez misiniz? Varsın anlatsın, ondan son ra biz de icabını düşünürüz! İtfaiye müdürü — Benim fikrim şu,, (Kareli mendiliyle — burnunu siler ). İtfaiye faslına tahsis olunan on bin ruble, belki büyük bie pa « radır, fakat .., Dazlak kafasıni si ler) hakikat hâlde, bu bir gösteri . den ibarettir, Bu, para değil bir hayal, cevvi havadır. Tabii, on bin rubleye de itfaiye teşkilâtı idare e« dilebilir, fakat bu gülünç bir şey olur! Şunu bilmelisiniz ki... İnsan ların hayalında en mühim şey, yanğın — külesidir, bunu her hangi bir âlim de fasdik eder. Halbuki bizim yanğın kulesi, kati hir dille ifade edecek olursak, hiç bir — işe yaramaz, çünkü küçüktür, Yüksek evler, (elini havaya kaldırır), yanı üm kulesinin etrafını sarmıştır, bun ların arasından, — yanğını görmek şöyle dursun , gök yüzünü bile BÖ« remezsin. Ben itfaiyecileri — sıkış tırıyorum, fakat kabahat — onlardı. mı? Soönra aş ve fiçi vesaire hüsü, sunda da.,, (veleğinin düğmelerini çözer, içini çeker ve aynı — şekilde sözlerine devam eder,). Encümen azaları — (sözbirliğiy- le itfaiye faslına, munzam tahsisat olarak iki bin tublenin ilâvesi! — (Belediye Reisi toplantı salonun dani muhabirlerinin çıka » rılması için toplantıya bir dakika araverir.) İtfaiye müdürü — Pek âlâ. Şim- di, demek olüyor ki, siz. yanğın ku lesinin iki metre yükseltilmesini dü şünüyorsunuz,. Peki fakat bu me - selede ilk gayemiz halka hizmet ve ayni zamanda devlet menfaatlerini korumak olduğundan, sayın encü- men azası baylar, dikkat nazarları nızı şu noktaya çekmek İsterim ki, bu iş müteahhide verilecek olursa, belediyemize iki misli pahalıya mel olur. Çünkü müteahhit, halkın men faatlarını değil, kendi — menfaatını Bözetecektir, Eğer İnşaatiı tendi ma rifetimizle, acele etmeden, yavaş yaparsak, tuğlanın beher bin adedi ön beş ruble olduğuna ve bunların nakli itfaiye atlariyla ya. pıldığı taktirde — (gözlerini, hesan, ediYormuş gibi, tavana diker)., On iki arşın uzunlük ve beş parmak kalınlığında elli adet kalası da ilâ- ve edersek,. (hesaba dalar), — yavaş idare adanları İki perdelik piyes Yazan: A, ÇEHOV | "Rusçadan çeviren: SERVET LUNEL — Belediye reisliği. Daimi Encümenin toplaaztısı. Encümen azaları, (sözbirliğiyle) — Yanğın külesi tamirat işinin Se mion Vaviloviç tarafından deruüte edilmesine ve ayni maksatla, bir defaya mahsus olmak üzere bin beş yüz yirmi üç ruüble kırk kapiğin mumaileyhin emrine verilmesine: İtfaiye müdürünün karısı — (din leyiciler arasında oturur ve yantıı. dakt bir banana fısıldar), Benim Senya, bu kadar mesuliyetli işleri bilmem ki, niçin üzerine alır! O- nun bu sihhatiyle inşaat işleriyle uğraşmak olur mu? İşin yoksa bü ftöün gün amelelere dayak at! Tami. rattan beş yüz ruble gibi ehemmi- yetsiz bir para kazanayım derken, sihhatindan bin rüble kaybedecek.. Budala, iyilikseverliği yoluna kur ban gidecek! e İlfaiye müdürü — Pek âla, Şim. di müsaadenizle personelden bah - sedeceğim, Tabif ben, alâkalı ol mam dolayısiyla... (sıkılır), ancak şu noklaya işaret etmek isterim ki bana,. Bana göre hepsi bir.,, Ben artlık genç değilim, hastayım: gün değilse yarın ölebilirim, Dok. tor, bende tasallübü dahili olduğu nu söyledi, eğer sıhhatımı korumaz sam içimdeki damarlardan her han gi biri kapüverir ve ben, tövbe Ve istiğfar edemeden ölebilirim. Dinleyiciler arasında fısıltılar — Köpeğin ölümü de köpekçe olur. İtfaiye müdürü — Fakat ben kendim için uüğreşiyorum, Tanrıya çok şükür, yaşıyacağım kadar ya şadım, Hiç bir şey - istemiyorum... Ancak şuna hayret ediyorum — ve,, Hattâ bir nevi teessür duyuyorum.. (Elini ümiültsizlikle sallâr). — Yalnız aylıkla çalışıyor, »namusumla, ku. sür etmeden çalışıyorsun.. Gündüz # v KAh $ ve Bece rahat yüzü görmüyorsun ... Fakat neye yarıyor? Neye uğraşı » yorsun? Menfaat var mı? Ben ken dimden bahsetmiyorum. söz gelişi söylüyorum... Başkası olsa bu ay. lıkla çalışmaz.. Ayyaş bir adam bu vazifeye girer, lâkin işgüzar, ağır. başlı bir insan , bu aylıkla at ve itfaiyecilerle uğraşmaktansa açlık. tan ölmeyi tercih eder., (omuzları na silke"), Ne menfaat var? Başka milletler, bizdeki — usulleri görmüş olsalardı, öyle — zanneliyorum — ki, bütün gazeteler hallaç pamuğu gi bi atarlardı. Batı Avrupada, meselâ Pariste her sokağın başında bir yanğın kuülesi vardır. ve itfaiye mü dürleri her yu, bir yıllık maaş nis. betinde ikramiye alırlar, İnsan böy le bir memlekette seve seve hizmet eder! Encümen azaları — Uzun yıllar. danberi vazifesinde büyük başarı lar gösleren Semion Vaviliçe bir defaya mahsus olmak üzere iki yüz rüble mükâfat verilmesi! İtfaiye - müdürünün — karısı — (komşsusuna fısıldar) Ne iyi elti de bu parayı, kopardı... Akıllıdır! Ge, cen gün Piskoposa misafirliğe git- miştik, bir çırpıda yüz ruble kay bettik, şimdi, biliyor müsunüz, © kadar acıyorum ki! (Esner), Ah, o kadar acryorum! — Toplantı. çabuk bitse de eve gidip cay İçsek. İkincti perde: Sahne, yanğın kulesinin bulun. duğu yer, Nöbetçiler. Yanğın kuülesindeki nöbetçi — (Aşağıya bağırır) » Hey! — Kereste fabrikası yanıyor! Tehlike çanını vur! : Aşağıdaki nöbetçi — Sen yangı- ni daha şimdi mi gördün? Halk o '”kı,reğimtunıu hâzırla! raya koşalı yarım saat oldu, hal . buki sen şimdi farkına varıyorsun: (Büyük bir ferasetle) Budalayı İsa ter aşağıya dik, hepsi ayni yola çıkar. (Çanı çalar), (Üç dakika sonra yangın kulesi nin karşısındaki evin penceresinde ifaiYe müdürünün uyku'u yüzü gö. rünür). , | İtfaiye müdürü — Yanğın nere- de, Denis? Aşağıdaki nöbetci — (Vaziyel alip selâm verir). Keresle fabrika sında, beyefendi. j İHaiye müdürü — (Başını sallar) | Tanrı korusun! Bu rüzgârda, bu ku.| raklıkta,.. (Kolunu silker), Tanrı göstermesin! Bu — âflellerden nasıl, sakınmalı bilmem ki?.., — (Elleriyle yüzünü sıvazlar). Bana hak, Denis., Onlara söyle. birader, atları hemen arabalara koşup hemen yola çıksın lar; ben de şimdi... Biraz sonra ge- lirim... Giyinmek lâzım, falan fi lân .. Aşağıdaki nöbetçi — İyi ammı, beyefendi, gidecek adam yök - ki! Hepsi şuraya buraya — dağıldılar! Yalnız Andrey burada İtfaiye müdürü — Korku ifade . den bir vüzle) Peki öteki alçaklar nereye gittiler? Aşağıdaki nöbetçi — Mükear Zan, göcun çizmelerini tâmir ediyordu, biraz evvel onları feslim — etmeyr ditti, Mihaili siz kendiniz yulaf sat maya gönderdiniz... — Yeğor. itfai ve atlarıyla hapishane müdürün'in baldızımı derenin öte tarafına gez. meye götürdü. Nikita sarhoşs yatı - yor. İifaiye müdürü — Ya Aleksey? Aşağıdaki —nöbelçi — Aleksey, dereye, istakoz tutmaya gitti, çün kü demin kendiniz emir buyurmuz tunuz; yarın Öğle yemeğine misa firler geleceğini söylediniz. İifaiye müdürü — (Büyük bir islihfafla başını sallar). İste gt de bu adamlarla çalış! Rezâlet, ce: halet... İşret... Yabancılar bizim !ş- lerimizin iç yüzünü bilseler hallıc pamuğuna çevirirlerdi! Meselâ Pa risi ele alalım, orada itfaiye araba- ları durmadan dinlenmeden sokak sokak köştüurüur. ahaliyi habire e zer; yanğın ölsün olmasın, sen kos. turmakla müke'lefsin! Halbuki bu rada kereslte fabrikası tuluşmuş xvE fıyor, tehlike var, meydandaysı, hiç kimse görünmüyor... Sanki het sini şeytan yulmuş! Avrupa nere de, biz. nerede! (Başını içerie, ©- İlalyancasından okumaya meraklı biricik ihtirası ve yorgunluğunu gi F Bir harp şefinin tetkikini isteyen dan doğan raporlar için Düçenin mükemimelen hazırlanmış bit teşki lâtı vardır. Emri allında çalışan muhtelif rütbeli mülehassıslar Dım çenin istediği her — vesikâyı gayet kısa bir zamanda hazırlarlar ve efendilerine sunarlar, Bundan iler — rarı emretmek Duçenin vazifesi dir. lunan adamlar arasında en iyi kar şılanan Aldo Vidusonidir. Bu adam yacak kadar dinamiktir, bir ikolu tir, İ Aldo Vidusonidir. Halk da bu ada disine çok mühim hir vazife ver miştir.: Kara borsa ile mücadele, Generaller, nazirlar, polis müdü larından günde elli kişi Başvekilin huzuruna kabul olunurlar, Bu adamlar muayyen saatte tam kendilerine verilmiş randevu anın lar. Geç kalanlar kabul edilmezler. Saat birde Musolini işlerini bıras kır, Torlonya villasıma- girer, kısa bir öğle uykusu uyur, sonra tekrar Venedik sarayına döner, Orada ak de gece yarısına kadar çalışır, Âk şam yemeği için Venedik sarayın « dan ayrılabildiği dakikadan itiba reni Musolini saatlerini karısı Do geçirir, Bu toplantılara bazan Kont der. vakıt Duçe odasına çıkmadan evvel çocuklarının yatak odasına girerek iki yavrusünu Gpür, ' o v we — ÇA Duçenin — muntazam, çalışmak i çin hummalarla dolu olan bu vüs şayış şekli ancak teftiş — seyahatle < vekili yalnız arasıra Predenplo kö yü eivarındaki Roka della Kamina fta şatosunu ziyaret eder. Musolinis nin anne ve babasi ve oğlu Bruno nun mezarları bu köydedir, Musolini — seyahatlerinde yalnız fayyareye biner, tavyaresini bizzat — gününden ağustosun 29 wncu günü seyahatlerdir, Fakat 26 ve 29 ağısa tosta Führerin şark karaırgâhına yaplığı seyahat sıra — sında 135 — i50 dakikalık uçuşlar da yapmıştir. Hatfâ kısa bir zaman resini de kullanmıştır. hüyor. Japonyanın en garip kulübü Japonyada, evvelce, vücullarına — idi. Bu asırlık âdet, otuz seue.k_l',:_; “medeni insanlara yakışmaz mdiye — hükümetin katt bir karar ilemenedil — yada, otuz yaşından küçük oll,m'lk_ iardan hiç birinde dövme Eöfm; gü mez. Halbuki, daha büyük — yaştaoları larda, ellilik çaltmaşlık erkek vel dınlarda, bir kaç renkli, sanatkâra Ne işlenmiş dövmeler çoktur, v JĞ İşte bu dövmelilere mahsus bir k;_ı lüp vardır ki, bunun âzâları bir defa toplanırlar ve birbirine, vücutlarını tezyir eden dövmeleri teshir ederler. * l Hükümet, bu külün ve cemiyele — hımıştır. Kulübe girmek isteyenler, — kendi elleri ile bir mektap yazar — 1 ler. Bu mektuplar, öldükleri zama daya çevirir, tatlı bir sesle) Maşen: derilerini (| tıp ökademisine bı dır. Devlet işlerinin verdiği yor . Bunluk arasında okumak Duçenimi deren eğlencesidir. $- si yani karar vermek ve verdiği ka 'f- Venedik sarayına sık sık kabul 04 26 yaşında bir gençtir, Uzun boy n ludur, çeviktir, zekidir, inamılma « — nu da İspanya harbirde kaybetmiş — mı çoök söver, zira İlalyân şefi kens 1 da sarayda bülunmaya mecburdur — Ciyanonun karısı Eda da iştirâk e« b rine çıktığı vakıt değişir. Bu teftiş — seyehatlerinden başka İtalyan Başı —— kullanır, 1911 yılının martının ilk, | cephesindeki — Çerçevösi hiç değişmeyen iş ve 'l : (endişe dölu bir hayat. İşte Duçe — nin çalışması. Harp Mösyö Musoli- — lar, Bu mektupları, hükümete verir — Bütün meseleler müstacel lüzumlar — İtalyan gazetelerinin askerlerden — sonra en çok Bahsettiği adam da — rü, Roma valisi, büyük meclis azanmr — şamın saat sekizine bir çok günler — na Raşel ve iki küçük çocuğu ile — ıt Müsolini geç kaldığı vakıt ken — disini yalnız Dona Raşel bhekler. O bi & İN N H K İş ne kadar 19 defa hava — yolemlüğü — yapmıştır. Bu yolculukların ekserisi —— 40 ilâ 70 dakika devam eden kısa — y için Hitlerin dört moförlü tayva niyi çok değişlirmemiş gibi görü « (—” Fakat kısa kesilmiş saçları — ağarmış ve taş bir maskeyi andıran —— yüzünde çukurlar hasıl olmuşlur. :' L y iğne iİle dövme yapmak pek moda — dar evyel “vahşilik alâmetidir.,, Ve —— di; Bundan dolayı; bu gün; Japon —— kaydolunmak bakkını bir şartla da ——