2 Eylül 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| n v’ y L İl | , | HABER — Akşam Postası 2 EYLÜL — 1939 -birbirile uyuşamıyor! _Sahrayıkebir demiryolu Fransa için askeri bir zarurettir; fakat... “Akdeniz kıyılarındaki Afrikayı hathüstüva Afrikasına bağlamanın Fransa için kıymet ve ehemmiyeti “Sahrayıkebirden geçen bir şi- mendifer|. “Afrikanın ray döşeme suretiy. le tamamlanmış valıdeti.. Bu ta- savvuür, Fransanın milli azamet v* faikiyetini düşünen her - " em lekeci Fransızın elli senedenberi hayalinde yaşıyor. Sıcak kum çöl- lerininn boğucu Tüzgürlariyle kar şılaşmadan Sahrayıkebiri geçmek , Ociçin hangi fedakârlıktan çekinilir? < Bu şimendifer yolu yalnız Afrika- | - daki Fransız müstemlekelerinin teminiyle kalmıyacak, bizzat ana yurdun, Fransanın emniyeti için de çok faydalı olacaktır.,, Bu sözleri mareşal Liyotey söy. | lemistir. Ne vatanperverliğinden, ne de bu işlerde ihtisasından şüp- |- he etmek mümkün olmıyan bir tü | ! | , " g) ) / y H, & h h ilir k b .ı l n L E k % y $ 4 GÜ M N Ş ü Oda aydınlıktı. Ocak yanıyor, ni- M<en, ninesinin y7 — cumu, onun, ilk yudumunu ; remıyecen. onun buruşuk yüzünde- goremliyecekti. idam. 1882 tarihinde Nijer nehri üze- inde Keyi Bakoako ile birleştiren şimendiler yolunu askeri maksat- | larla inşa ettirmiş olan mareşal Jefr de 1927 de bu mevzu üzerin- de şu sözleri söylüyordu: “Sahrayıkebir , şimendiferinin — mutlaka yapılması, hem de çabuk yapılması lâzımdır. Zira Fransa. nın Afrikadaki — müstemlekeleri tam bir vahdet teşkil etmek zaru- vetindedirler. Bu vahdeti ancak ray tamamlar, Zengin birer vatan olmak kabiliyetinde olan Sudan ve Nijer topraklarımın hakiki kıy. “ metini yalnız ray meydana çıkara- bilir.,, Şimendiler lehinde söz söyle - niş büyük adamlar pek çoktur. İtalya bile Afrikayı bir baştan .oir başa geçen bir demiryolunun ne kadar kıymetli ve ehemmiyetli olduğunu anlamıştır. Trablusgar- — O1 Habeşistan topraklarına birleş- tirmeğe çalışıyor. Ve buna mu. — Faffak olduğu gün Akdenizi, Şap denızıne bağlayacak bir demiryol nşasma başlayacaktır. Akdeniz - Nijer demiryolunun .hemmıyetı üzerinde çok durma- Za ihtiyaç yok, bu hat Şimal deni. ! zîndcn Gine körfezine kadar de- ram eden tek Fransayı temin e. Jecektı. Zencilerle meskün Fran- :xz topraklarını ihya edecektir , B LK HABER'İN GEDEBİ Gözlerinin önüne; nencerede kuş- ların öttüğü bir bahar sabahr geldi. mlesi bir gençlik türküsü muırıldana- -ak, çorba pişiriyordu..Burnuna gül irkesi kokusu geliyordu, — Alnında vir serinlik vardı, Ninesi, iş görür- cen, dolaşırken, ikide birde, — onun yattığı döşeğin yanına gelerek, al- 'imdaki bezi değiştiriyor, ılık bezi zaldırıp, serinizi koyuyordu. Zeynep, bunları görmemek ister jbi, gözlerini kapadı. Bu sefer gö- üşleri değiti. Ocak başındaki bir- ik cezveyi ateşe sürüyor, şeker atı vor, kahvesini salryor, kaynayarak sabaran kahveyi fincana — boşaltır tünde beliren 'cu: içtir sahvede bulduğu tadı anlatmak i- in, başını sallayışını görüyor gibiy- AUK m iş Bundan sonra ninesine kahve pişi- ki gülüşü, gözlerindeki — pırıltıları Bir an, başmım içindeki her sey Nijer barajının inşaalı yakında bitecek ve Sahrayıkebir, Nil kıyıları kadar münbit ve mahsuldar olacak Bundan elli sene evvel Dakar ve Senegalda oturanlar hatırlar: Hayvan nakliyatı ve Atlas de- nizi kıyılarından Kubi Kuruya fer buraların hayat şeraitini baş- tarı başa değiştirmiştir. Eğer ray Afrika içlerine kadar giderse Se. gu, Tanboktu, Memeyde de ayni değişiklik olacaktır. 41 MİLYON İNSAN DEMİR YOLUNDAN İSTİFADE EDECEK Akdeniz kıyılarındaki . Afrika- yı, Hattrüstüva Afrikasiyle bir - leştirmenin — krymetini anlamak için bir parça coğrafya bilmek kâfidir. Akdeniz — kıyılarındakti Fransız müstemlekelerinde — bir milyon Avrupalr olarak 14 milyon nüfus var. Hattıüstüva üzerinde. ki Fransız müstemlekelerinde 15 milyon insan oturuyor. Buna bu civardaki İngiliz ve Portekiz müs temlekeleriyle müstakil zenci Li berya cumhuriyeti vatandaşlarrnı ilâve edesek bu dcmîryo'lundan 41 milyon insanın istifade edeceği ar.laşılmış olur, Bu hattın iktisaden ne kadar faydalr olacağını anlamak için Dakar . Kuli Kuru demiryolunun iki senelik statistiklerine bakmak kâfidir. İkinci imparatorluk — devrinde Senegali işgal eden Fransız gene- rzali, Fransız nüfuzunu orta Af- yışı; gecesi gündüzü, kışı baharı, sevinci derdi, biribirine karışmıs, şekilsiz, ezilmiş, yuğru'r.uş bir hal. de, bir sel gibi taşarak, başından boşluklara aktı. Bir ses, tanıdığı, sevdiği bir ses onu çağırıyordu. Çağıranın kim ol- duğunu seçemiyor, ayırd #demiyor du. Düşünceleri biribirine — yapışmr gibiydi. Bir aralık, bu yapışıklıklar çözülür gibi oldu. O zam.an ninesi nin kendisini çağırdığın: anladı. İçeri girdi. Dışarının ka anlığına alışan £ leri, ocakta yanan odulazın kırmı zı aydınlığile kamaştı. Küçük adım- larla yatağa yürüyerrk ninesir. doğru eğildi. Yaslı kadının dişsiz Ağzı karan İrk bir kuyu ağzı gibi açık kalmış hırıltıları susmuştu. Zeynebh, korkuyla, . hayretle kakryordu. İhtiyar tariımın gözl cam.aşmış bakışlarla, vatağın ha andaki duvarda titrtşen kırmız “*ıklara dalmıştı. Zeynep bağırmak istedi. Sesi çı" — yerinl değiştirdi. On üç yıllık yaşa- kadar giden dar hatlı bir şifendi -| rikada Nijer vadisine kadar sok. mak istiyordu. Fakat, 1870 harbi bu tasavvuru nuttürdu. — Yalnız 1879 da Düponşel isminde bir mühendis Cezayir ile Nijer ara sında bir şimendifer hattına dair | bir projeyi nafra nazırına sun . du. O vaktin nafra nazırı olan Frey sine hakikatleri olduğu gibi gö- ren bir adamdı. Büyük nafra pro. jelerine girişerek harpten mağlür çıkan Fransanınm zaafını bir kat daha arttırmağa taraftar değildi. Fakat'buna rağmeri “bu yolu Fran saya faydalı olacağını düşündü ve harekete geçti. Derhal yolun geçeceği yerleri İ tayin etmek için dört komisyon teşkil etti. Sahrayıkebiri tetkik et- mek üzere ilmi bir heyet gönder. di, 1881 yılmda bu heve* yu başında ötürürken yerlilerin hücumuna uğradı, tamamiyle öl- dürüldü, Çöl henüz girilemiyecek kadar korkunçtu. Bu akibet yolu tayin edecek komisyonların Fran saya çağırılmasına sebebiyet ver. | di. Ötuz sene sonra Cezairden Ka ga kadar devam edecek bir demir. yolu hakkında istikşafta bulun nak üzere bir şirket teşekkül etti (k! sene sonra patlayan cihan har- bi bu işi yarıda bıraktırdı. Fakat 1928 de bugünkü Frarsız cumhur reisi Alber Löbrün tars"--dan kur OMANI M | | Yap: maâdı. Kendini vatağın 'stüne at (Deva: g öd: bir ku- -- Lş! parak uzattı. görmez işi anladı. Bozmadı, Ayni la ederek oradan ayrilür, diğini, mişti. Karşısma geçip kendi usulleriy'e dikten sonra sordular: Müuhtar dede omuz silkti: diğim yok! — Kendim dolaştrm, — Haleb masonlar locasınm salâhiyeti muay- yene ile kâtip biraderi bizi maliyetinize memur et- tiler. bulurum, — Peki,.. Yazan: SUŞ TÜERE tı. Yüzü sert ve soğuk Hir şeye d mişti. Bu Ayşe ninenir yorga . kenarma yaruşarak kat”'aşzan eliy di. Küçük kiz, ürpererek geriledi. Ya. ftağın kıyısında dizüstü oturarak öylece kaldı. Büyümüş vözlerle n: nesine bakıyorcu. On”> yakınınd olduğu halda, aralarımda, aşılı.. imkânsız, sazlı bataklıklar var gi biydi . F.rtmalı gece.erin seslerinden ü1 tüğü zamanlar, kendi — döseğinder ayarak. nines'nin kovs-una * sın kolları arasma büzülerek & vurdu. Vücudu, gözleri önürde. yakınır CAHİT UÇUK da yatıyörken. uzaklaşrverer sıcak ilğın, yüreğine doldürcüğuü dertle titriyor, çencleri takı ür,ordu: — Nineciğim:.. Ninecizim!.. Ocaktaki kırmızı odunlar, bazan Xirmizi dille, çıkararak yan'yor, bazan fısıltlarla çıtırdayarak sönet gibi kararıyor?u. Zeynep, duvarları boyayan kızı renklerden sonra kaplayan karanlık 'arın içine düşmüş gibiydi. Ertesi zünlerin ekmeğtinden, tarlalardak! salışmaya, kışın fırtınalarına kadar her şey, bütün düşünceler, başınır içine çöreklenerek yığılryor; ©. ne HABER'in Tarihi Romanı: Yahudi derhal hürmet vaziyetini tekrime çe, virdi. Dedenin pazarlık teklifini nazarı itibara al. madan verdiği fiata tabaka ile ağızlığı paket ya- Dede dışarı çıkarken mason usulü ile kendisini selâmlıyan sattcının hareketini görür Gerisin geri tabura dönmek için pan dedenin arkasından iki kişi koşarık geldiler, Bunları yahudi satıcı göndermiş, ve üetad rütbe, sinde bDir tansonun mövlevi taburuyla birlikte gel. işsretini Üüzerinde taşıtığını. 8 Üncü dere- ce ashabından olduğunu söylemiş, derieye yardım etmelerini ve emrinde " bulunmalarmı İki mason dedeyi çarşı ortasmda — Üstadı âzüm ne emrederler? — Aziz biraderlere teşekkür ederim. Bir iste, — Şehri gezmek arzu ederler mi? — Şimdilik lüzüum yok. Sizi ararsam nerede — Bugün uğradıfmız dükkân kâtip biraderin mağfazasıdır. Oraya müracaatiniz kâfi! Muhtar dede onlardan ayrıldı. rast güzel bir meyhane bulup günlerdir mahrum ol- yapmak lâzımgeldiğini arayıp bula- a'da 6 nezaret |CEPEEDEy, , 4o TaDI 27 duğu demlenmeyi orada yapmak içın araş Yazan : RAHMİ YACIZ Muhtar dede ortası mermer havuzlu Halep meyhanesine daldi! Muhtar dede işin fakmda olmadan söylendi: “ başladı. Fakat dedenin gerek kisvesi ıııl cübbeli heyeti, üsülle mukabe- söylemişti. bir meyhanede oturmasma müz3ait değildi tabur kumandanmı daha gündüzden dedeye ric8 rek Halebde rakı içmemesine, y böyle bir halin çok fena düşüncelere yol açati” | 'e gerekse sakalı ve kıyaf y J e# si| halkım — ara” Dede, akşamorlık saati gelirken bayaği şarşıya Sa- tenbih et. buldular. ihtiram göster- sokağa çıktı. Burası tastan yapılmış, birihirine bitistE relerden mürekkep bir binaydı. ve yumusak taş döşeli bir mevdanlık bunü? tasında da bir beki dumanrıyla varı sislenmiş bulunan kaada vaklara yerleşmiş akşamorlar, önlerindeki N” rım Üzerinde surahilerle duran soğuk zahle nt kadeh kadeh atıştırıyorlar. kenardaki dan birinde yerlesen saz bol vala'l Surive ları çalryordu. birine girdi. Şöyle manra- ilk defa bu şekline rasgeldiği meyvhane kendisini kaptı, koyuverdi. Masasmnt donattırdı, kısmı çekiştirmeğe koyuldu. sız oluyordu. Bir ara gidip Üst baş değiştir düşlündü. Bunun hem uzun, ham de külfet © gğını hesab ederek vazgeçti. kapılı (kaa) larm bulunduğu caddeye girli. Çarşıdan dolaşti: ” İçerden zurna, darbuka ve türlü arab sâf*” dan mürekkep bir çalgınımn ahengi duyular F7 4, rin önünde yutkuna yutkuna bir aşağı bir $ dolaşan dede nihayet kararmı verdi Gitti DİF © kândan agel ve kefiye aldı. * bah almak Üzere dükkâna bırak'ı. Sikkesin! ert : İlk rasgeldiği kaays daldı. Orta verde havuz vardı. İçersi cigara V" Dede coktandır hasret oldu” “ç Mevlevi taburunu teşkile memuar mevlevi erkânı bir merasim srrasmnda,.. KİHİABRRFİN EDEBİP mıyordu. Yalnız, bir hasis aydınlık- taydı. Gün doğara kadar, odaü. yalnız kalırsa, kendi ağzı da nine sinin ağzımna benziyecek, ve soğuk tan donar gibi, korkudan donacak. tL İçeri ahırdan kara tosunun sesı düyulldu. Zeynep, bu seste, odayı aydınlatan bir ışık, bir sıcak bula- rak, taze bir kuvvetle, yerinden siç- radı. Açık kapıdan fırlayarak, ahıra koştu. Mandalı kaldırrarak, içeri girdi. Ahırın koyu karanlığı, kara to . sunun vücudunu yutmuş, yalnız gözleri parlıyordu. Zeynep, o yana yürüdü. Öne doğ- ru uzattığı elleri kara tosunun ka. dife gibi yumuşak, ılık vücuduna değince, bütün kayıplarını bulmuş yibi, büyük bir sevinç yüreğini sar- İr. Kollarını onun kalın boynuna dolayarak, ağlamağa başladı: — Kara tosun!, Ninemiz öldü!. Gözleri yarı kapalı, kolları kara tosunun sıcak boynunda; vücudu ahırın ilik, gübre kokusu havasın- b da isiniyor, jm vaş yavaş dertlerden uzak Dışarda *mma artıyordll- urtalığı keskin, mayvi :1? W bir şımşek çaktı. Zeyne.ı. .(I çıplak dallı, sallaran âx « M dü. Sonra büyük bir güm F sa bir zaman için bütün tüne yükseldi. Zeynep, çakıp sönen 'ellA A—I ,i. ninesini hatırladı. keâki’# açık bıraktığı oda kapı— zmdafi "d" miş, M | ninesinin pözlerin: Küçük kız, ağlamağa bâ$ ,pd nesinin açık mavi gözü, N€ ne de lâmba ışığma daya d&’ Onun şimşek ; 4! atsif ğını sanıyor, ağuyordu— wf# ; Oraya bir daha dönmiye | A yordu. Tosunu boyn yi tarak, dişarı çıktı!--. Ninef' F h tığı odaya girdiler, Ocak ı;of d ler sönmüş, bir yığın KıZIİ | mişti. W Kara tosun, yuvaya ,;ü'* ti anlamış gibi bır kuzü © ZM küçük kızın vanmna çöktü- . başını otün boynuna dav? (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: