Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
20 3Neşriçat Müdürü iRasim us _ *ımm makaleler de var. %hhı, Mmecmuaların bir fi- | fîhr hareketi uyan- | ?anlmama ettikleri lq:ı?mk değildir. Hattâ biz- Wualarm Avrupa-|: en üstün oldukla- % ; şüphesiz — onlar İhe değüdırler, Ankara ba&lan bir mecmuada, Amerîkadan gelem tl aramak yersiz olur. €ki yazıların keyfi- ti " İngiliz ve Amerikan en çok defa ileridir- m_%::atazmlenmwd ağır Haj yazıları da çıkar. ftam bir iş bölümü ol- mazarratları h“"e 'iyilikleri de vardır. | “limizin en iyisi hangi- %müd irmek zordur ama / '! a Foto - Magazimi bq. Tsızlıkla bekliyoruz; çün” hru Sayısında Yahya Ke h& Bir manzumesini bulu- Klış “Yki sayıda çıkan “Kar okudunuz mu?... Ö- n::a Foto - Magazin'i ara- VU at de tasdik edersiniz. iyenler var. Bazıları buluyorlar. Ben onlar | bw Ük, alelâdelik, banalr İNlruhuna gazel,, gibi değilim; onların pa- ! k t ıöz kamaştırıcı ışik var- ıhîîe O/derece şiiriyet ve- şama. ziynete lü; HBOT derhal dikkati çek- A ki Yahya — Kemal'in baımi'ış,ünce.. gibi, “Erer, Yorum. — Yahya Ke igı, Gün belki en yüksek i 1 manzümelerin gü- | %Wa İt süsten ibaret değil- anburi Cemil Bey ça- "b“bız çok hayran edi; ş*eşk)kadar mukemmeîj ct:ğî%rm“kabıl yavaş yavaş Bey İN Yeni bir harika kazan e #asında da onun yeni l Üılgnîf r,, gibi manzumeleri | ir Manzumelerinde gördü- N ..'î Hazan,. gibi, “Tan- N flııı şami da ancak hakiki elmas- .hrwuk ta,, gibi alelâde gö—— aîkı: kı 'Yahya Kemal'i H "." manzümeleri göz Biran geliyor, “Tan: üı&*ll /Şalryor eski plâ.kta ç —u’în anın, hasretin, za A Nilq gönlümüzü kavrıyan İ 'W&mve yegâne ifadesi olu- ! q'"%n;îaşlıca sözlerle, başka ne imkân olmıyaca- haşımaı M '! Üİ v ın sanatinin en mü— De eriştiğini, artık de- Z ı' kadarsanryordum Son Şl' l&ğît yanılmış olduğumu Dü suretle tekzip edil- KOLOMB'UN n | YUMURTAISNA DOĞRU. Yazan: VASFİ RİZA ZOBU e- Ruscuğun yeraltı kiliseleri ve bir darbimesel: « Yalancı, topaldan çabuk tutulur! » Ruscuk, kocaman şık bir şehir “holmuş.. Büyük caddeleri, geniş parkı, yüksek binalariyle, diyebili- rim ki, Sofyadan sonra en büyük ive en modern bir Bulgar şehridir. Tunanın ağır ağır, asilâne akışı; şehrin kenarlarma çarpa çarpa yürüyüşü, Ruscuk için zaten baş. l1 başına bir güzelliktir. Ruscuk, Tuna,, ve Edirne, Me. riç der gibi dilimin ucundan çıkı- yor, Kulaklarım bu güzel yerlerin hikâyeleriyle öyle dolu ki.. Bu- rasını zaptetmek, sonra da muha. faza ve müdafaa etmek için dök- tüğümüz kanların miktarını gram. la çıkaratak kaldar aşinayım. Babama dedim ki: — Bir gece Ruscukta kaldıktan sonra Cuorciyaya geçtik. L Cevap verdi; — Biz daha çok kaldık.. Birkaç gece İdaha fazla dayanabildik. 93 harbinin falanca ayındaydı.. İlk Rus topçu ateşinin gürültüsünü ben orada duydum.. Bataryamız - la bir'sırtın arkasında duruyor- duk, Biz de onlara mukabil ateş açmış, gülleleri Tuna üstünden karşıya savurmuştuk, — Bulgarlâr ne yapıyorlardı?, — Hangi Bulgarlar?. — Ruscuktaki Bulgarlar?. — Ruscuktaki ., — Ruscukta Bulgarlar mı var. delinl — Yok muydu? Orada Bulgar- lar oturmaz mrydı?. — Bilmem, farkında değilim .. Hal. Bir sütçü vardı. Bulgardı o.. Başı külâhlr, ayağı çarıklı, sütü de fena değildi. Öyleya, o Bulgar. Hr, Demek Ruscukta Bulgar da vardı!. | Geçen günün vak'ası gibi.. ben sbu hikâyeyi dün gece babamın ağ- zımdan dinledim.. “Orada Bulgar lar mı vardı?.,, dediği Ruscukta, bir Bülgar polisi yakama yapıştı da “ille bu gece Tunayı geçip buradan çıkacaksın!,, diye israr Gitti gider |.. AYIN Tini yazıyor... Doğrudur. İşin fecaati nerede: mazlar!.. * & * | yaylalarından, etmişti. Bilmiyondum.. Bilseydim, MESLEKDAŞIMIZ Hasan Kumçayı yine (Haber) de çok gü- gel bir tahlil yapryor ve son ademi tecavüz paktıyla Almanların Japonları kayboettikle, Malüm a; Japonlar kısa boyludur, bu kargaşalık arasında bir daha da bulun- Bira buhranına sebep olanlar!. babamın patlattığı topun yerini o- na gösterirdim. » &* * Ruscuğun imarma ilk başlayan Mithat Paşa olmuş.. Bugünkü ge. niş caddeler, onun İişaret ettifi yerdedir, Eski evleri yıkıp, dar sokakları, geniş caddelere tebdil eden ilk devlet adamı Mithat Pa- şa imiş.. Bulgarların bir iyi huyu var, İyilik gördüğü adamı İnkâr etmiyorlar. Kiminle konuştumsa Mithat Paşadan hayırla bahsetti. Ruscukta bir takım kiliseler var dır ki yer altında yapılmıştır. Şeh- rin yerli Türk ve Bulgar halkı der ki: Güya Osmanlı devleti, meydan larda kilise yapmağa müsaade et. memiş. Onlar da ibadethanelerini böyle gizli olarak toprak altında kurmuşlar. Ben bu iddiayı mânasız ve saç- ma buldum. Bu,. Osmanlılar aleyhi ne yapılan propagandaların arta kalan havaldislerinden olacak, Osmanlılar kadar din serbestisi veren hangi devlet olmuştur. Pat- rikhanelerin kurulmasına müsaade eden kim?. Hattâ daha evvel, Sel- çukiler zamanında bile, ehlisalib denilen o alık heriflerin çabulcu. luk ettikleri, memedelsi müslüman çocuklarımı kızartıp yedikleri dem- lerde bile, imparator Romen Di. yöjenesi esirlikten azad eden Âlp- Aslanlar; girdiği memleketlerin hiristiyan ahalisine serbesti veren Sultan — Nureddinler; — Fenerde Patrikhane açan Sultan Fatihler biliriz. O zaman öyle idiy de sonra mrı kiliseleri ezmeğe başladık ... Hiç zannetmem; patrikhanesi en parlak devrini ikinci Mahmut zamanında yaşı - yordu. — Karadeniz sahillerinden Erzurum dağlarına, Van, Bitlis Porsuk nehti ke. narlarına, İzmirin Zeybek ovalarr na kadar her yerder her tarafta a. dım başına kiliseler görürüz. Bunlar meydanda — idururken, Ruscuktaki kiliseler niçin yeral- tında yapılmış?, Gene kendi menfaatleri için, ge- nasıl olur?., Denecek belki.,. . değil a,.. Elbet vegonla!.. & & kürmak, çeteleri teşkil etmek, çünkü Ermeni| Amerika hatıralarını gazetemizde neşrodacek Andre Maurois'yi yazılarile u. zaktan ve yakımndan alâkadar olan * lar arasında' tanrmıyan yok gılıı- dir . Hayatta ve tarihte inlalâp yap- mış büyük adamların hal tercü. tarzını pek muvaffakryetli bir tavzda dünya edebiyatma malöden Ö bu kudretli muharrir birçok ecne- bi gazetelerinin ve Türkiye mat |" buatı arasında da yalnız HABE. | muhabiri sıfatile yaptığı son * Amerika seyahatinin hatıralarını W © yakrın bir günde sütunlarımızda | - R'in neşretmiye başlıyacaktır. rinden biridir. Eserleri, Tevrattan bütün eserlerinin tabı miktarmı b brraktığı seyahat hatrraları cidden Andre Maurois, dünyanın yazıları en çok olmnan m iıharrirle- sonra en fazla okunan Ğşngoııun ulan bu büyük muharrina, HA. BER'in muhabirlik sıfatını bir seyahatinde taşımış bulunmesr bi zim için büyük bir şereftir. Türkiyede neşri hakkını HAİBER'e okunmrya değer bir mı.hıy:lteür Amerikanm siyasi, içtimai vaziyetini tatlı bir fantezi gibij sey- yal kalemiyle tasvir eden büyük mütefekkirin bu yazıları HA okuyucuları tarafından derin bir bulunuyoruz. alâkayla takip edileceğine ânün ne kendileri —yapmışlar.. İhtliâli gizli içtimalar yapmak için.. Haç. ların, putlarımn altında verdikleri kan dökme kararlarının dışarı sız- Bir Türk arabery sordum: — Neye bu kiliseleri yerin altı. nn yapmışlar?. Zavallı adam, böbürlenerek, Ru- meli şivesiyle: — Biz izin vermemişik onal, Dedi, — Değil yahu değill.. Seni de kandırmışlar.. Bizden izinsiz yap- mışlar bunları.. Osmanlı devletine çekecekleri kılıçları bilemek için bu yerin altma girmişler.. Bal. kan harbinin tohumu, anasının rahmine burada atılmış, sonra tâ Edirnede böğürerek fırlamıştı.; Gizli kiliseler, onların içindeki gizli daireler, yer altımdan kori" dorlar; ihtilâlcilerin en emin içti. magâhlarıdır. Eskişehirde bir si- nema vardı, Eskiden ermeni kili- sesiymiş.. Büyük ihtilâlden sonra sinema yapmışlar. Sahnesi olduğu için, Anadolu turneleri esnasında orayada uğrayınca bu sabık kili. senin sahnesinde oynardık. Sanne- nin yan tarafında oda gibi bir yer vardır.. Temsile hazırlanmak için o odada giyinir, oralda makiyaj ya. pardık.. Bir gece asıl oda kapısımdan başka kemerli, küçük bir kapı da- ha gözüme çarptı.. Nereye gidi - yor diye açtım, baktım.. Karanlık, dar bir merdiven çok aşafğılara doğru iniyor.. Biraz ineyim e. dim, pis bir rütubet kokusu gen" zime saldırdı. Zifiri karanlık de. rinliklerinde de, ne yalan söyliye- yim, içime bir ürperme geldi, geri döndüm.. Sonradan anlaklım ki; burası, *Taşnak,, mıydı, neydi o kumpan Rasgele himin 7 teki yerinedir!.. — 71 tok rakı kadehi yerine 7 vagon Eh, adamma göre. Koca üstad rakı yerine bira içerse bu birayı tek veya duble rakı kadohile içecek larıymış... Kilise önündeki cadda. nin altından geçen ve karşıdaki büyük binanın altında nihayet bur lan bir tünelmiş.. Kiliseden o bi. naya, o binadan kiliseye işler |dı- rurlar, hiç kimse farkmna bile var- mazmış.. Anadolu seyahatlerimde bu gi. bi teşkilâta ve bu teşkilâtın gizli yollarına çok tesadüf ettim. İşte bunları misal getirerek di- yorum ki:; Ruscuktaki yeraltı ki. liseleri, iddia ettikleri gibi, Os- manlı devletinden gizli olarak ya- pılmıştır. Fakat bu yanış, İslâm devleti. nin hı?titıyan kullarına karşı şid- idetinden GSnların din? merasimleri. ne mâni olmasından değil, o hıris- *tiyan küulların, müslüman efendi. lerini madik atabilmelerini temin için yaptıklarr yeraltı içtima Ba- lonlarıdır. Onlar kilise değil mız. rakmış. Vakıa “çuvala sığmaz.,, derler amma; bunlar sokmuşlar, Bizimkilerin de gaflet tarafına gelmiş, farkına varamamışlar. İş patlak verince, şimdi sureti haktan görünüp, masitm masum: *“İzin vermemişlerdi de, biz de ibadetimizi, Allaha karşr olan va- zifei ubudiyetimizi yerine getir - mek için bu hücrecikleri yapmı. şız!.,, diyorlar ama; “yalancı, to- paldan çabuk tutüulur!.,, derler. Göz önünde misaller varken, on. ların iddiasma, nezaketen olsun inanamadım. Vasfi Rıza ZOBU (*) İlk yazılar 26, 29, 31 tarihli sayılarımızdadır. | “Milletler için uçmak ihtiyacı ha, yati ihtiyaçlardandır. Uçmak mü - endelesi, yaşamak mücadelesinden biri olmuştur.,, yanın ismi, işte onların gizli yol- su eksik: mok için miş, tabii, dilden tercüme etmek için 3 kişilik bir he- 4 İsmet İnönü TURAROYARAAPAREARRILRI DG PREEPGPEGTPOPPPOPOPLL AA sa İstanbulda hiç tutmaz, İstanbulda kullanılabilmesi için bu şap- kanın, mademki o kadar yüksek değil, şu- Kenarlarında da çamurluk olmalı!!.. » &» & Tercüme cemaati... AZETELER yazıyor: İslâm ansiklopedisini tercüme et- üniyersitede bir heyet teskil edil. ilk akla gelean şey bir kitabı bir Hayat Bilgileri PRATIK Bademler Badem sübyesi şurubu — Tatlı badem sübyesine şeker ve çiçek sı.. yu ilâvesile yapılan şuruptur. Başlıca iki türlü badem vardır; Tatlı badem, acı badem, Acı bademlerde bir miktar (asid prüsik, asid siyanhidrik)) bulundu. ğundan müsekkin bir hassaları var. dır. Binaenaleyh bunların sübyesi losyon halinden cilde sürülürse tah. riş ve kaşıntıyı teskin eder, Tatlı bademler ya yumuşak ka. buklu veya sert kabuklu olur. Sert kabuklu tatlı bademler, ba- dem sübyesi imaline ve tıbbi badem yağı istihracıma yararlar, Bundan başka ıtriyatta ve şekercilikte çi kolata, badem şekeri, badem küura- biyesi için kullanılırlar. h Bademli börek — Bir hayanda 00 gram tatlı badem ve aynı mik. tarda şeker dövmeli, içine birkaç tane de acı badem atmalı, Bu ha - mdâlra 2 veya 3 kaşık pastacı kremi Bt yoksa 60 gram patates nişasta. sı, & tane yumurta ve 2 yumurta sa- rısı,hbir limon veya portakalın ka . buğunun yarısını ilâve etmeli. Sonra yarım santimetre kalmlı - ğındağbir yulkanın yarısı üzerine yukarda'tarif edilen badem hamu . runu yaymalı, yufkanın diğer yarı- sınt da'lramurun üstüne örtmeli ve yufkanın ikenarlarını yapıştırmalı. Fırından çıkarmadan biraz- evvel üzerine bir|miktar toz şeker ekmeli. Arzu edilirse, badem hamuruna bir kaç fıstık dâatılabilir. Badem südü — 150 gram tatlı badem almalr,isıcak suda haşlıya . rak iç kabuklarını soymalı.-Bunları bir havanda ince bir hamur haline gelinceye kadar bir parça su ile döv- meli. Bu hamura;il150 gram şeker ve su koyup bir litreye iblâğ etmeli, sonra südü süzmeli..Bu südımuhte. lif çorbalar için kullanıldığı gibi yarı yarıya inmek şartile kayfatı - lacak olursa cildin taravetânl v0 < hafazaya yarar. Badem hamuru — Ellerin cildini yumuşatmak için sıcak sükla haş » ladıktan sonra iç kabukları ,soyul " | muş 200 gram bademr bir- “havanda bir parça su ile döyefek hlthmır yapmalı. Bu hamura 60 gram pirinç unu, 20 gram süs nicefi tozu ka. rıştırmalı, 6 gram: ı:m dö po. tas bir parçâ gülmyml'h eritip içi- ne dökmeli, husüle gelen hamura güzel koku vermek için de damla damla 10 gram karışık yasemin ve. nerolü esansı damlatmalı. Bu muh- telif maddeleri iyice karıştırdıktan sonra hamuru bir cam kaba koyup kapağını kapatmalı, : € TeT slej Ti D büyük zevki tattırı İR gazete — okuyucularma şöyle bir haber veriyor: — Bira buhranı kalmadı, diyor, zira her gün 7 vagon bira getirilmesine başlan- yet daha münasip olur fikridir. Tek başma da tercüme olur ya., Âlâsı olsun diye 8 kişi, bilemedin 5, bilemedin 8, bilemedin 10,.. İstanbulda nasıl şapkatutar OS Anjelosta bir adam yeni bir şap- ka icad etmiş. Küçük bir şemsiye- Nurullah ATAÇ * di!.. den farksızmık, güneşli ve yağmurlu hava- Halbuki tam; u, büyük bir usulu, h,, Günde 7 vagon bira gelince bira buh- larda açılıyormuş. Çok da hafifmiş. 1320 kişi! — Ellerine geçen - paralarıkum. ün&lslle tanıştırıp u,lış ranı kalmıyor mu yani”,. Fakat şekli kötü olduğu için tutma. Zahar tercüme hakikaten islâmca yapı - baraya atmıyan goî:ıîklu sonunda İ ( büs olarak alkış- Ayol, o ? vağon yalnız bir zamanlar mış., Tacak: cemaatle teravih namazı kılmarak! ne elurlar bilfyor musun ? " — B!lmez oluttmuyum’*— Soluğu ıh.ı'lıı' : rakıyla bile güç mestolan üstad Çallı İbra, Böyle bir şapka Los Anjelosta tutmaz- Mim. p ıııııııııııııııınııııımııııııııııııııııııî İsmet İnönü — A