20 Temmuz 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 TEMMUZ — 1939 KŞAM POSTASI Sahibi ve Neşriyat Müdürü — . Hasan Rasim Us İDARE EVİ: Istanbul Ankara caddesi Pasla öutusu: atandi 214 Telpeat aöresi: İstanbul NABER Yazı işleri telefonu: 23872 İdare , . : 24370 ..ıli.n.......; :....5. ..- - 5 ABÖNE ŞARTLARI İ B Türkiye Eemabi ! B Benelik 1400 K, — ardoka, | E o Sayık — 730 . H00 , | l—-Lıııı'ı-ı"ı--ıı-h ı —a Hayata dait: Yine has isimler CNEBİ has isimlerin imlâsı işinde Vâ-Nü'nun — yeni bir teklifi var: soyadlarında asıl imlâ- YI muhafaza etmek, küçük — adları kendi imlâmıza uyudrmağa ses ç- karmamak. Meselâ Viktor Hugo, Jorj Duhamel; biraz daha garip ol- Mak şartile Vilyem — Shakespeare. Vâ-Nü, diğer milletlerin de küçük adları bazan böyle değiştirdiklerini " Söylüyor. Fransızların, eski Alman Imparatoruna bazan Wilhelm, ba- Zan da Guillanme dediklerini anla- Ulyor, Fransızlar bunu yalnız hüküm- âr adları için yaparlar: İngilizlerin Tames, İspanyolların Jaime'lerine Jdcawes derler; Almanlar da - hü- ümdar adı olunca böyle tercüme &diyor, İtalyanlar hükümdarlardan $ka kimselerin de küçük adlarını değiştirmekte devam ediyor: Vitto: t0 Hugo, Francesca (François ye- rı'ne) Mauriac gibi. Fakat bunların hiçbiri imlâ değiştirmekten — ibaret değil: kendilerinde mevcut şekilleri kullanıyorlar. Bizde ise bu kabil de- Eil, Bir kere hiristiyan küçük adla Tinın hepsinin bizde mukabili yok; olanları kullanmak ta hayli — tuhaf olur, Meselâ Galib Hugo, Haydar k (Löon) Dandet, | Yahya- Yakubv kousseau.:. Buzsım | | leri okurken evvelâ şaşmamak;, sohr ra da gülmemek zannederim - kabil değildir. Halbuki hiristiyan adları- hın hepsinin değilse de — çoğunun Löyle mukabillerini bulmak - kabil- dir, Fakat hepsi de tuhaf olur. Vâ-Nü, Fransızların Charles - Tinın adından da bahsediyor; onu 1 Sarl - Ken şeklinde yazabileceğimizi SÜylüyor. Gerçi bizde o hükümdarı, ddinm fransızca şekli ile — anarız; İîu bizde artık bir anane olmuştur. 'akat bu kadar da garip ananeleri Muhafazaya hiçbir sebeb — yoktur. U, biz Yunan ve Roma büyük a: ?ğmlannm adlarını: Fransızlardan OBrendik diye Homöre, — Sophocle, Virgile, Auguste, Horace - şeklinde Yazmağa kalkmamıza benzer. Böyle iddia edenler de var. Fakat bence hiç de doğru değildir; biz o adamla: Pin adlarını - mümkün — oluğu ka: dar - asıllarından almalıyız; büyük İspanyol hükümdarına da Beşinci arlo (yahut Karlo) demeliyiz. Ecnebi has isimler meselesi hak- Inda çok şeyler söylenildi, —daha da söylenecektir, Halli kolay — bir İŞ değil. Eskiden kolay sanıyordum: ademki Lâtin harfleri kullanan Milletler, biribirlerinin has isimle- Tinin imlâsını muhafaza ediyorlar, €bbette bunun bir sebebi vardır; biz de onlara uymalıyız,, diyordum. Ge Ne bu kanaatteyim; fakat görüyo: y rum ki bunu etrafa kabul ettirmek çok ZOr oluyor. Onlar da buna kar: -S_I. bizim aklımızın yatmadığı birta- îîılm_ sebebler göstererek — isimlerin asr_m değiştirmek istiyorlar. Bu işin bir kararla halledileceği: ni de Zannetmiyorum. Herhangi bir S;)’etm vereceği karara uyacağımızı h TiYOruz ama uyamayız. — Yeni lal'fîerm kabulü sırasında, — imlâyı esbit eden bir lügatle bir gramer Ç'k_mlştı. Onlara uyduk mu? Bu iş '?UII düzelmesi için bir ananenin te: SSÜsü, yani zaman İâzımdır. Vâ-Nü'nun teklif ettiği şekli mü: Nasip bulmuyorum: — zannederim _anşıklığı büsbütün — arttırır. Bir kısmımız asıl imlâyı - hem adlarda, w "'""W."—İ"mm Vi ç F Yahya Raçine,|. Suint dedikleri İspanyol hükümda- Münakalât Vekili Afyonda Yeni garın, makine deposunun ve istas- yon tesisatının açılma törenini yaptı Afyon, 19 (A.A.) — Münaka- lât Vekili Ali Çetinkaya, bu sa- yah şehrimize gelmiştir. Şehir -amına bir heyet Dugerde ken- disini karşılamış, istasyonda da calabalık bir hailk kitlesi ile ku- mandan ve subaylar, memurlar ve bir askeri kıta tarafından is- Akbal edlimiştir. Öğleden sonra yeni garın, ma- kine deposunun ve istasyon tesi- satının açılma töreni yapılmış- tır. Muhtelif demiryolların iltisa- kı, yeni hatlar inşası ve müna- kalâtın çÇçoğalması dolayısiyle ihtiyacı karşılayamaz bir hale gelmiş olan eski istasyon binası yanında yapılmış bulunan yeni gar, cumhuriyetin Anadolu or- talarından yükselen sayısız lerinden güzel, modern ve büyük bir yeni örnektir. Açılma töreninde devlet de-| miryolları yedinci işletme mü- dürü Galip Güran'ın cumhuriye- tinin demiryol siyasetinin feyiz- li neticelerinden ve bu inkişafın Afyonkarahisar üzerindeki te- sirlerinden bahseden ve büyük- eser-. HABER — Akşam Postası lerimize Türk şimendifercileri. nin şükranlarını ifade eden nut- küuna, Ali Çetinkaya cevap ve- rerek, yaptığı işlerin bir vekil sıfatiyle uhtesine terettüp eden vazifeler uğrunda çalışmaktan ibaret bulunduğunu ve her şe. yin millet ve devletin eseri ol- duğunu söylemiş, ve eski küçük, basit bina ile yeni garın muhte- şem yapısımı göstererek demiş- HKi " “— Bunlardan biri Osmanlı sal-| tanatının verdiği imtiyazlardan vücuda gelen bir binadır. Yenisi de müstakil, hür bir devletin ve davasını fedakârlıklarla hal- letmiş bir milletin eseridir. Mil- 1i devletin kendi azmi ile ne ya- pabildiğinin misalidir. Bu eser dalışmanın ne gibi mesut hadise. ler hazırlayabileceğinin bir de. lili olmak üzere açabiliriz. Münakalât Vekili, son söz o- larak Atatürkün aziz hatırasını andıktan, Millt Şef İnönü'yü hürmetle yâdederek sadakat ve merbutiyet hislerini beyan et- tikten sonra kordelayı halkın alkışları içinde kesmiştir..,, Eski validen T068 İlira geri isteniyor | Eski Vali ve Belediye Reisi Mu - hittin Üstündağdan T068 liralık hak huüzür parasının geri almması ka - rarlaşmıştır. Muhittin Üstündağ bu parayı vi. Tâyet encümenine riyaset ettiği Za- 'mah almıştır. 7068 liranın gayrikâ” nunt olarak valiye verildiği anlaşıl. dığından şimdi bu para kendisinden geri almacaktır. derek yazalım; bir kısmımız her iki- sini de değiştirsin. Fakat tavize, ara bulmağa çalışmıyalım: bu işte “ya: rt ondan yarı ondan,, düşüncesi bir hayır getiremez. Ecnebi insan isimlerinin meselesi kadar, belki ondan da e- hemmiyetli bir mesele daha — var: şehir isimlerinin imlâsı. Onun üze- |rinde hiç durmuyoruz, çünkü halli daha zor. Fakat o, üzerinde durul- madığı için, belki kendiliğinden hal ledilecektir. Nurullah ATAÇ imlâsı | “yetimlerinin ikramiye tevzi cüzdan- Hollândanın En büyük Mürsile istasyonunda “Türk — musikisi — İstanbul konservatuvarı profesör- lerinden Seyfettin Asal son Anado- lu musiki tetkik seyahatinde topla- yıp armonize ettiği Türk Halk şar- kep bir konser vermek üzere Türk Philips şirketinin de teşvik ve gay-| retile Philips fabrikalarının hususi istasyonu olan PCJ'nin bulunduğu Hilversuma gitmiştir. Bu konser 25 temmüz 939 salı günü akşamı bizim saatimizle 21.30 da kısa dalga | 31-28 üzerinden verilecektir. Tütün Ikramiyeleri Sarıyer askerlik şubesinden: Şubemizden tütün ikramiyesi al- makta olan malül subay ve erlerle larını almâl: üzere maaş resmi sene di, mmaaş cüzdanı ve bir fotoğrafla hernen şubeve gelmeleri.. B — Harp! — Ağustasta harp var! ğı gizlenmemektedir. değillerdir. hesaplar ve muhakemelerdir. gösterir, Mahvolmak mı? K t yirml aguüstos sonru -dahi harp Ağustosta harp mı var ? Yazan: M. DALKILIÇ UĞÜNKÜ tekniğin durumundan haberleri olmıyanların ve bu asırda harbin ne demek olduğunu iyi bilmiyenle- rin ağızlarında son zamanm en naneli çikleti: Sözü oldu. Müttefikimiz İngilterenin bütün kuvvetlerinin ağustosla tam bir halde emre âmade bulunacağınım gazetelerde yazılması, Almanların Danzigi silâh ve askerle doldurdukları, Alman fabrikalarının ihracatı durdurup harp malzemesi yapma, ğa başlamaları gibi hâdiseler karşısmda: Sözünü ağızdan ağıza dolaştırmağa vesile oluyor. Filhakika ileri sürülen bütün bu deliller doğrudur. İngi'te- renin kuvayi külliyesinin ağustosta en son şeklini almış olaca- Almanyada ihracatm — durdurulduğu ve fabrikaların milli müdafaa emrine geçtikleri de doğru. Fakat hâ.rp hazırlıkları yeni bir hâdise değil ki.., Bunlar totaliter devletlerin ciddi surette harp hazırlığı yap- tıklarına inandırmak için almmış tedbirlerden başka hiçbir şey Bize bu hükmü verdiren son ekselâns Karakuş değildir. Akıl, mantık, teknik, kuvvetler Kuvvetler muvazenesi bakımından totaliter devletlerin bir harp açmaları muhaldir. Çünkü totaliter devletler sulh cephe, sine nazaran zayıftırlar. Teknik bakmımdan değil totaliterlerin harp açmasına, Avrupada bir harp olmasına imkân yoktur. Çünkü gerek Almanya ve gerek İtalya tayyare hücumlarma karşı merkezi bir vaziyettedirler, Zizgfrid istihkâmlarının her iki cepheye, yani gerek Fransa gerek Lehistan cephelerine yapılmış olması tayyare müdafaası- na karşı Almanların teknik keşfiyatının birçocuk masalı oldu- ğüunu isbat etmiştir. Akıl ve mantık bir harbin imkânsızlığını Zira totaliterlerin harp etmekten maksatları ne ki?.. Harbe sebep olacak ortada tek bir mesele bile yoktur. Bi. naenaleyh hâdiseler karşılıklı bir kuvvet yarışından başka ns- la bir şey olamaz, Durum bu durum oldukça bu ağustosta değil, vardır. Bütün bu heyecan ve dedikodular açık politikanm halk üzerindeki yanlış akislerinden başka bir şey değildir. muvazenesi gibi normal olmasma ne sebep, ne iİmkân Sıcaklar başına ikaıları ve dans havalarından mürek-i.. —.. - vurmuş Üa e İ Evvelki gece Kumkapıda bir hâ - dise olmüş, Necip adında biri sı . cakların tesirile kendini kaybetmiş ve evinde oturup dürürken birden- bire çırılçıplak soyunmuştur. Evde “ulunan annesi ve karısının ihtar - ırma da aldırmayınca karısı “ye < tişin yangın var,, diye — bağırmağa başlamıştır. Feryada mahalle bekçisi Ali koşmuş, fakat Necip bekçiye çıkış- tıktan sonra bir hayli de hakarette bulunmuştur. Suclu vazife başında olan bekçiye küfür ettiğinden dün adliyeye teslim edilmiş ve asliye dördüncü ceza mahkemesinde gö - rülen duruşma sonunda İ ay 26 gün hapse mahküm edilerek tevkif olunmuştur. Valdebağı sanatoryomu Yatak mevcudu 120 ye çıkarılıyor Maarif Vekâleti Sıhhat İşleri müdürlüğü muallimlerin sıhhi va. ziyetleriyle yakında nalâkadar ol- mağa başlamıştır. Bu yılilk ve orta tedrisat sağlık teşkilâti ge - nişletilecektir. Vekâlet, Valdeba- ğiında yeni açılan altmış yataklı sanatoryom için elli bin liralık yeni tahsisat vermistir. Burası ev- velce hazırlanan projeye göre yüz yirmi yataklı olacağından da. ha yüz otuz bin liraya ihtiyaç var- dır. Haber verildiğine göre Vekâ- let maliye ile temas ederek bu tahsisatı da tmin etmiştir. A RAPRREARI PFU RELTARR İA P GRARÜLÜRG Londra telgrafları Plâj suları da hâlisleşiyor!.. “hem de soyadlarında - muhalaza e- ö Si n hisal , aaf L < ANIİARADAN vekiller geldiği zaman trenden Haydarpaşada inmişlerse Pendikte, Pendikte inmişlerse Haydarpa - şada, daire müdürleri ve zevatı muhtere - me tarafmdan karşılatan; — gelmiyenleri getiren, gelenleri gönderen bir meslekdaşı- mız vardır. Son günlerde bütün —yabancı haberleri hususi kaydini taşıdığı nasılsa gözümüze çarptı. Yalnız Londra telgrafı. nm öyle bir gazetenin bir günlük yazı be, deli tutarı olduğuna bakarak milliyet his- lerile hareket etmediği, paramızın büyük bir kısmını binnetice harice gönderdiği hükmüne vardık. Telgraflarına sarfedecek- leri paradan birazmı dahilde. harcasa da, Pendikte inen vekiller Haydarpaşada, Hay. darpaşada inenler Pendikte inmek zahme- tinden kurtulsalar olmaz mı? *& d$ * Tebdilikıyafette maharet mi ? RENKÖYÜNDE Bostancı caddesin « a de Rıza ve Ali isminde iki arkadaş bir alacak yüzünden kavgaya tutuşmuşlar, Zabıta tahkikatma nazaran vaka gayet ga. rip: Zira kavga esnasında Rızanın cebinden tabancası yere düşüp patlamış ve her iki arkadaş da yaralamış!.. : İki kavgacı da hastaneye kaldırılmış - lar. Rasgele Ne buyurulur? Tabanca suçluları yaralıyarak kendi ken dine davayı halledivermiş!,, Demek taban- ca tebdili kıyafet etmiş gayet mahir bir bolis memuru!!., & B $ Yedikleri naneye bak!.. İZİM halk bazan ne marifetler işliyor lütfen nazar buyurunuz: Eyüpte 70 yaşlarında Mehmetle eşi ve kızı yattıkları odada tahtakurusundan bu. nalmışlar, kalkiıp tahtakurularını — öldür - mek İçin bol bol ilâç sıkmış, yatıp uyu - muşlar. Fakat biraz sonra bu üç kişilik aile ef . radınım sancılarla uyandığı, feyat ve figan ederek istimdada başladıkları görülmüş, polis yetişmiş.. Meğer, tahtakurularını öldürmek için sıktıkları fazla ilâçtan ze - hirlendikleri anlaşılmış, hastancye kaldı - rılmışlnı-..' Yani, görür müsünüz şu bizim halkın bazan ettiğini... Zorla belâyı haketmişler: Ttahtaku . rularını öldürmiye kalkmışlar! Görmüyor musunuz: Onları belediye bile öldürmiye kalkmı - yor!!.. ELEDİYE sıhhiye müdürlüğü İstan- bulun muhtelif yerlerindeki plâjla, rın sularmın mikroplu olup — olmadıklarımı tesbit etmek üzere muayene ettiriyormuş! Gazetelerin yazdığına göre, bazı — deniz hamamlarının suları lâğımla karıştığı İçin mikroplu görülmüş, Bu plâjlardaki tehli - kenin izalesi için tedbirler alınacakmış... İşte bunu anlıyamadık: Ne tedbiri? Yani bu plâjlar da kapalı şişelere mi konacak?! Başa konacak meydan!.. B İR okuyucu Büyükadadan bir gaze - teye feryat ediyor: Oradaki arabaların bekleme meydanın . da otomatik bir yıkama tulumbası yaptı - © rılmış olduğunu, fakat bu tulumbanın ge - çen sene ancak bir iki defa işlediğini söy . lüyor. Ve atlarm işediği bu meydan bu sene bir defa bile tulumba ile yıkanmamıştır!, diyor, Bu muhterem Adalı, öpüp de bu meyda- nı başma kosun! Bu kızgın sıcakta hiç olmazsa © meydan- cığı atlar suluyorlarmış, İstanbulun bunu da tördüğü vok yal!... Mim, Mim Fırıncılar yola geliyorlar mı ? Belediyenin emirlerini dinlemek ; vadinde bulundu ari — Dün bütün fırıncılar cemiyet- — lerinde bir toplantı yapmışlard:r.“.ı Toplantıda şehrin ekmek işi gö- © rüşülmüş ve Vali Lütfi Kırdarın bu husustaki son kararları cemi. —— yet reisi tarafından esnafa bildi- —— rilmiştir. . * Bütün fırıncılar valinin direk. '_ tiflerine uyacaklarını, halka ek: — mek sıkmtısı çektirmeyip ekmeği — iyi kalitede yapacaklarını vaad et — mişlerdir. ' İ Idhal. ettiğimiz — ipekliler Ticaret Vekâleti Istanbul- 4 dan malümat istedi — Tıcaret Vekâleti yerli sanayiin korunması için genel ithalât reji- DA mi kararnamesine yeniden — bazı - kayıtlar konması için tetkikler — yapmaktadır. ğ Vekâlet İstanbul Ticaret Ö« dasından hariçten Türkiyeye ge- — len ipekli mamulâtın cins ve mik. — tarını sormuştur. j Yapılan tetkiklerde haricten — memleketimize ipekli kumaş, ipek — li döşeme ve diğer mamulât gel- — mediği yalnız kravat ve ulfakte. — fek eşyaların çok lüks çeşitlerin — den ithal edildiği anlaşılmıştır. Bugün Türkiyenin ipekli ma- mulâtı tamamen yerli fabrikalar- — dan temin edilmektedir. — çaLı SA ü “Ordu., vapuru — süvarisi - .. d Ağırceza muhakemesins - den beraet kararı aldı — İki sene kadar evvel Dolmabah- — çe önlerinde bir İdeniz kazası ol- — muş, Ordu vapuru demirli bulu - — nan Hamidiye kruvazörünün ü. — zerine düşerek çarpmış ve derhal — batmıştı. İki kişinin boğulduğu — bu hâüisede suçlu olduğu zanne- dilen Ordu vapuru kaptanı Mah- mut adliyeye verilmişti. Ağırce- — za mahkemesi dün bu davayı ne. ticelendirmiştir. Mahkeme o zamarti liman reisi — olan Hayreddinin hâdise hakkın- — da ehlivukuf sıfatiyle verdiği ra. — poru nazarı itibara almış ve akm- — tının fazlalığı yüzünden kaptan da kabahat olmaldığı anlaşıldığın. — dan Mahmudun beraetine — karar vermiştir. N o a İnönü kampı açıldı — İnönü, 19 (A.A.) — İnönü — Türkkuşu kamprı bu sabah — Türk hava kurumu başkanı Er- zurum mebusu Şükrü Koçak tarafından açılmıştır. - Başkan, kısa bir nutukla — kampta toplanmış olan 468 — gencin büyük gayeye karşı gös. terdikleri bağlılığı tebrik ve takdir etmiştir. "i Ti — Hay aksi şeytan hay! Bu lev- — # hayı da ne biçimsiz yere koymuş: — lar! İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: