9 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I 4 l z ı? çe NŞ ğşîı. . * ğqi h tuk ha pöllesine bırakılır mı? Onu da. * 9 İ | Nat | Si g_ı Va GN MT ğ 9. t , a  IRAN AKŞ l_g__âmlm POSTASI . OĞİ K '“G:ğuadam %kesöldürdüğü için değil: ümi - Ü klttize ğğl?ı gq:fak _)_'Ş?BeVVeI kurtarmak istemez mi -İt;, Senelerce süren kanli fakat ne. G “ hislerin ne kadar insanf ol- hhıq Ü bilmiyor değilim, Fakat "İ!', Ağmen ıztıraba kendimizde g?îı; _hâşkasmda da katlanmalı -İlr Aleksandrın gayretlerile hariku, lir Yol haîşe“în, keyfin pek yeri olmaz. çîlı&ahdtr. Bakmak, tedavisine 4 ima bp 'in, h;aca hayvandan farkı ölmı - Öit & &i kadar 9 ” ; Ta baya memleketinin hâkimle- açlük —— ve Neşriyat Müdürü Gnınasln,r_ı Üs çi telefonu : 4 23872 ı.; $ 24370 2 ; a "i7 20335 AEÖNE'SAKTLARII Hat nn Sönfi ÇAM Ti İayata dair En Tüyor: “Bilmem hangi mem. A büyük günah Bazete okuyucularından $0- bir adamın aptal, hasta bir Varmış; on sekiz, on dokuz yar Mîî;hği halde iki yaşmda bir hî.m 1 farksızmış, konuşamıyor, € futamıyormuş. Adamca- Ünu iyileştirmek için varını Sarfetmiş; fakat hiç bir ça- diğını anlayınca çocuğu öl. Siz o adamı suçlu bulu * Faş Wllsunuz? Hâkim olsaydınız, 0 eder miydiniz?,, elbette suçludur. Sadece tİği, artık mucizeye inanma- İj için, Gerçi bugün birtakım has- Diyileştirmenin çaresi yok; onların bir devası bu. 'âh"yacağmı iddia edemez, Kim %helki yarın... Şimdiye kadar Mi edilmemiş bir ilâç, bir teda: Ü.. Buna hiç kimse: “Hayır, Sizdır,, diyemez. Birçok kim - Si M daha fazla iztirap çekmeme. H%' Sİn, uyutularak öldürülmele - w 'I;ishîaftardır. Onlar da bunun i- Urtulamıyacak denen hasta- Sızdır, Bir hasta için: “Kur » diyen hekim sadece: “Bu- mîıandaki bilgilerimizle onü Üa n imkânı olmadığını sa- fakat yanılmamız kabil . iye kadar bin bir hastâ ü- tecrübe edip de hiç bir fay- Üüg, Sörmediğimiz bir tedavi u - Ö bBü Hastayı kurtarması büs. © tasavvur hâricinde değildir,, İster, bekliyeceğiz diye bir za - €n müthiş Iztıraplara mah- Ö meğe hakkımız var. mıdir? %..ke ndimiz için o acılara katlâa- Sat başkası için? hele o baş. tim evylâdımız olursa? Onu ihkü her çektiğimiz acının ıw'"nız Üıq.l Babasmm öldürdüğü o çocuk %hekimlerin yapacakları her için büyük bir iyiliği ola. n bütün insanlık istifade *0 nevi hastalıkların teda - Unda büyük bir terakki ola- $ “kat doğrusunu isterseniz bu hu- le'a"“n ! Müterakki cemiyetlerin bi. İmez kabahatleri var. Öyle - zengin olsun, fakir ol- Şilarında görmek baba için İÇin de en büyük azab değil yle bir çocuğun bulunduğu Onu babanın, ananın elin- Şartile, “Aklı başında, hiz- 'eri imkânrı bulunan birçok bile o kadar iyi bakılmaz. tta havvandatn da aşağı kal-| Sn © mahlüıklara bu kadar iti- $ i;e Manası var?;, diyeceksiniz. İNsan oğlunun gerefi karışır: linde doğmuş hiç bir mah. faca hayvan halinde, hay- . Sağı kalmasına razı ola - ' ONu kurtarmağa çalışmak tün borcudur. Elimizden Ceza Vermişler, bilmiyorum. M olsaydım, yüreğim ka. Onu mahküm ederdim. Bir niuî]z%den. insan zekâsından . estiği, yani insanlığa karşı vazıyet garistanın ; edeceği, A her şeyi ya Bulgaristanm —Balkanlarda bir mevkii vardır ve bunu büyük harp- te isbat etti. Hiç şüphe yok ki, Ruğ& İngiliz ve Fransız diplomasisinin Bulgar Kralı Ferdinandın Avustür- ya ve Almanya ile birleşmesine ma., ni olamadıkları için sulh bir sene belki iki sene geri kalmıştır. Buğün Bulgaristan komşularına nazaran 1914 deki kadar bile kuüv- vetli değil, Bundan başka, civarın- daki bir teşekkül: Balkan Antantı onu hareketsiz kalmaya mecbur e- decektir. Boğazların hâkimi olan Türkiye 1914 deki gibi, düşman cephesinde değil, kati bir şekilde garp de . mokrasileri arasında yer almış bu - lunuyor. Bununla beraber, Balkan yarıma dasındaki hâdiseler, büyük bir mik yasta, Bulgaristanın hareketine bağ lıdır. Zira, düşman mahiyeti alan bir Bulgaristan, Romanya Alman- yanın takviye edeceği Macaristana karşt harbe girdiği takdirde onu müşkül bir vaziyete sokabilir. Diğer taraftan, Karadenizde sa - hili olması, Selâniğe ve boğazlara yakın bulunması itibarile Bulgaris. tan, bir harp vukuunda, gerek Türk Yugoslav, gerek Romen, Yunan or- dularımnım. biribirine yardımıma ma- ni olamasa bile, hiç olmazsa bu ha- rekâtı müşkülâta uğratabilir. Demek ortaya bir mesele çıkı . yor: Bulgaristan hasil bir vaziyet | alacâk t 89165D| tTealvetasks İİlMM uu Bugün Bulgar siyasetine milli ta- lepler hâkim, büyük harbin sonunda bu talepler Makedonya, Trakya, Ege denizinde mahreç ve Dobruca idi. Kânunusani 1937 deki Bulgar Yugoslav dostluk muahedesi ile Makedonya meselesi ortadan kalk- ticesiz düşmanlıktan sonra Bulgar- larla Sırplar barıştılar. Bulgar Kra- lr Borisle müteveffa Yugoslav Kra- lâde bir sulh vaziyeti temin olundu. Hududun iki tarafındaki milletle - ka sebep de var: hâkimlerin o ba- bayı beraet ettirmeleri, diğer aptal, hastalıklı çocuk babalarını, anaları nr evlâtlarınt “kurtarmak,, arzusu. na teşvik etmek olacağı için. —4 | ' HABER PO-İTİKA Bulgaristan nasıl bir alacak ? Sofyadaki siyasi mehafilde Bul- sulh aleyhinde bir , - - harekette bulunmamağa devam vrupada bir harp çı- kacak olursa bitaraf kalmak için pacağı söyleniyor. rin biribirine karşı beslediği Slav kardeşliği sevgisi üzerine dayanan 'bü doöstlük karşısında bugün Ma - kedonya meselesinin kanlı safhala- rinin artık mazide kaldığını, iki memleketin müşterek ırk, müşterek din ve âdat, anane bağlarile birleş. miş bülunduklarını kabul edebili - TİZ, Kalıyor diğer iki mesele, Trakya meselesi ve Eğe denizine mahreç Nöyyi muahedesinin 48 inci mad- desi ile, harpten evvel Bulgarista- na ait olan Meste ile Meriç nehirle, ri arasındaki Makedonya parçası, vaziyeti taayyün edinceye kadar, terkedilmişti, “Bulgaristanm Ege denizi üzerinde iktısadi mahreçlere Ssahip olmak hakkmı,, garantiyi temin ediyorlar, San Ramo konferansında (Nisan 1921) gerek garbi, gerek şarki, bü-. tün Trakya Yunanistana verildi, Türkiye Anadoluda —Yunanlıları mağlüp edince Trakya meselesi tekrar ortaya çıktı ve Lozan koön - feransı (1922 - 23) Garbi Trakyal yı Yunanistana, şarki Trakyayı da | Türkiyeye birakmaya karar ver . di, Bu konferansa, Ege denlzindef mahreç hakkındaki taleplerini ser- detmesi için Bulgaristan da dayvet edilmiş ve meseleyi tetkike memur kbir tâli komisyon iki proje hazırla- | mıştı. Fakat Bulgar murahhasları bu projelerin ikisini de kabul etme- diler, Bunlardan Bulgar tezine en yakm bulunan projeye göre, Bul . garistana, Makri ile Dedeağaç ara- sında, 3 kilometre uzunluğunda bir yer ayrılacaktı. Burası Bulgaı?ta— na 99 sene müddetle verilecik ve Yunan hâkimiyeti altında bulun - makla beraber tamamile Bulgaris . tan tarafından idare edilecekti. Ay- rıca, beynelmilel bir komisyon, Bulgaristana verilen arazinin. ida- resini ve burasını Bulgaristana bağ layacak demiryolundaki nakliyatı köntrol edecekti. Bulgarlar bunu Treddettiler, çün- kü bu projede kâfi derecede temi . nat bulmuyorlardı. Bulgar ticareti | Yunanistan tarafından herhangi bir darbeye maruz kalmak tehlikesin- muhtelit bir komisyonun idaresine ' Aynı madde ile itilâf devletleri | Anadolu için rad B İR iki vilâyetimizden gay vasıta olan radyo belki büyük ş şında bir fasıldan, yahut bir pil okumak — ihtiyacı yacıma göre ayarlanmışstır. lerimiz gazetelerinden daha geç sar eden ajans radyo neşriyatı, hükmündedir. neşriyatına müştak haldedir, larmı tatmin etmek elimizdedir. yetlerin ilân ve saire gibi resmi işlerinin icablarile ayar. — danmış, kanunların gösterdiği lüzumlara göre sevk ve idare edilen birer resmi neşriyat mahiyelindedir. Binaenaleyh Anadolunun bir çok yerleri, gazete ihtiyacını, ve daha dağru tabirle memleketin dış ve iç hâdiselerine karşı alâkasını ancak İstanbuldan gelecek gaktüalitesi, yolun uzunluğu nispetile mebsuten mütenasib şekilde eksilen gazetelerle temine çalışır. Bu itibarla radyonun Anadoluda mevkii çok mühimdir, Şe- hirler arasımnda zevk, ses, fikir ve hareket kat Anadolumuz için br nimet mahiyetindedir. Yer yer Anadolumuzda memur, halk ve talebe radyoların ba- ler. Sabah yatağından uyanan insanm eline gazeteyi alması ve o günün hâdiselerinden bir şeyler öğrenebilmek için bir gazete duyması, Anadoluda ve yani uzak yurd par- çalarında daha bariz ve daha kuvvetli, yemek, içmekten önce ge. len bir tezahürdedir. Halbuki radyomuz da büyük şehirlerin ihti- Ankara, İstanbul, İzmir gibi vilâyet- Radyo memleketimizin ihtiyaçları nispetinec laştırılmak vaziyetindedir. Memleketimizin dört bucağında radyo- dan önce beklenen vazife memleket ve dünya hâdiseleri etrafında kısa ve fakat tatminkâr neşriyat yapmaktır. Bunun için radyoda muayyen bir saat İçin ajans gibi Şasak savmamak işinden önce, (radyo gazetesi) adı alımda bütün dış ve iç hâdiseleri kısaca Türkiyeye verebilmek işini ba- şarmak lâzımdır. Bunun dairelerin, öğle üzeri yapılması muvalık olur. Ayrıca Anadolu ajansının radyo neşriyatı yine muayyen sa- atlerinde eda olunabilir. Fakat Türk halkı, radyo merkezinden ki., lometrelerce uzak yerlerde okumak ve gazeteleri takip imkânla- rmdan kısmen mahrum bulunduğu meykilerde radyonun gazete Spor hareketlerine, at koşularına, şehir haberlerine, dış ve iç haberlere ve bütün gazete mevzuları arasımda hafif ve müspet hâdiselere ait vakayi ve haberleri radyo gazetesile Türkiyeye ne, şİir ve ilân etmek radyodan müspet verim almak olacaktır. İcab ederse malüm olanlarca radyolar kapatılabilir. Burada muayyen şehirler değil, bütün Türkiye meyzubahstır. Türkiye radyo gazetesine, zevk neşriyalından önce muhtaçtır. Bu hakikat elle tutulacak, gözle görülecek kadar barizdir. Tren yollarma dökülen ve gazete diye haykıran köylülerin bu arzu ve ihtiyaç- Ve bu aralık, halk tipi radyoların da bir an yo ne demektir ? Yazan: M. DALKILIÇ ri yerlerde çıkan gazeteler, vilâ- irtibatlarını — temine ehirlerimizde müz'iç bir âlet, fa, âktan, cazdan önce ajans — bek- muttali olunacak haberlere inhi- Anadolumuz için az ve hattâ hiç göre program. neşriyatı mekteblerin tatil saati olan evyel Türkiyeye tevzii lâzımgeldiğini de unutmamak İcab eder, — veuz seesemnsenu masanene A ÜR AM şamerme “TAAİ UF /e 4 /* lardı. Fakat, asıl ihtilâf şu noktada: Yunanlılar Bulgaristana — verilecek mahrecin sade iktısadi bir mahiye- ti olmasmma, yani o arazi üzerine bir hak verilmemesini istiyorlar. Bul . garlar ise bilâkis Lehistan korido- ru gibi, bir kısım arazi de dahil ol- mak üzere bir mahreç talebinde - dirler, Her iki memleketin diploma. sisi, bu mesele üzerinde süküt et- mekle beraber, vaziyet bu şekil- de kalmıştır. ” Dobrica meselesine o da şu merkezde: 1878 Berlin konferansınm ka- rarı ile Dobricanın büyük bir _ku;nu Romahnyaya verilmişti. Bu gelince; Nurullah ATAÇ Hey gidi dünyanın 24 Bizim valide, üstünüze sağlık, bir haf- den uzak bulunabilecek mi? diyor- saati | Rasgele da Basarabyanın bir kısmımn! Rusyaya verilmesi Üzerine Ro - manyaya bir tavizdi. Romenler, Bulgar toprağı sayılan Dobrıca. nın kendilerine verilmesinden pek memnun olmamışlardı. Bununla beraber, bu gün Bul- garların istedikleri, Romenlerin 60 senedenberi yerleştikleri ara- zi burası değil, cenubi Dobruca denilen kısımdır. Romanya bura- sını ikinci Balkan harbinde Bul- garistana hücum ederek 1913 de ondan almıştır. Siyasi bakımdan Romanya bu işgali o zamanlar Balkanlarda muvazene umdeğini ileri sürerek haklı göstermişti. Sırbistanla Yunanistan Make * donyanın büyük bir kısmını ken- .—Devâmı 9 uncuda SFT UTARR EAŞAROGEERETLI T PPP AAA PIT LA Binbir direk yıkılmak tehlikesine ma- rüz!.. Bir köpek sahibini parçaladı.. Sünahı işlediği için. Baş- tadanberi şu adma grip - enfulenza a İs- panyol denilen ve bayağı Şşu adlariyle mikropların bir mihver ittifakı hastalığı zannımı veren son asrmm o İstilâcr, emper. yalist, bulaşık, lâf dinlemez, beyhude yere adama kan ter döktürür, müz'iç Avrupai hastalığından yatmaktaydı. Terliyken san- ki Danzig koridorundan geçmiş! Her ne halse: Ödediğimiz reçetelere nazaran kazıklı hümmanın asrisi olduğunu Aanladığım bu belâlı hastalıktan, lehülhamd ve fakat şu demokrat doktoör dostların himmetile, na, kahat devresine girdi çok şükür,., Dün akşam eve döndüğüm zaman za- vallı anacığımı yatağında oturmuş, yüzü güler bir halde bulunca pek memnun ol- dum, Anam gözlerinin miyopluğu bakımın. dan otoriter devlet diktatörüne benzer! Yüzüme, sanki o Yugoslavya, ben de mihver devletleriymişim gibi en tatlı gülü- şü ile gülüyordu, — Yavrum! dedi. Gördün ki bir haf, tadır, adetâ bizim şu yanıbaşımızdaki Bulgar komşumuz gibi âlemden bihaber yatıp durmaktan bunaldım! Şimdi maşal- lah açıldım... İyiyim. Ne olur, şu gazete- yi alıp karşıma geçsen de şu ahvali âle. mi okuyuversen... Biraz eğlenirim hiç ol- mazsa.,, İçim açılırdı.., Tabii derhal: — Peki anacığım!.. dedim. Okuya. yım, Yalniız gazetede hangi nevi havadisi okumamı istiyorstun ?., Anacığım: — Sen şöyle başlıkları okuyuyer de, dedi, ben sana hangisini okuman lâzımgel- diğini söylerim!.. — Peki,, Ve dünkü bizim (Haber) | açıp ser- Tevhaları sırayla okumaya başladım. Halk arasında dolnşan bir rivayet: Kuyruklu yildızm peşine takılmışız!.. Afyona kar yağdı! Maraşta dolu şiddetli tahribat yaptı.. Marmaraya giren mekteb gemisinden haber yok.. . Tetis denizaltı faclası, 96 insanm fe. ci ölümüyle biten tüyler ürpertici faclanın tafsilâtı.., Bir işçi kolunu makineye kaptırarak öldü... Edirnede casuslar yakalandı.. Bir otobüsü seller sürükledi, müsa, mere vermeğe giden gençlerden üçü öldü.. Filorinalı Nâzımı kaybettik.., 30 Nazi bir Polonyalmm eyvine taar- ruz ettiler... Varşova istasyonu yandı, bir itfaiye neferi öldü, 24 kişi yaralandı.., Niyuşatel ile Lozan arasında iki tren çarpıştı.., : Çin tayyareleri üç Japon harb gemi- sini bombaladılar,.. Çin kadın kıt'aları Japonları altı defa mağlüb etti... Londrada Kent düşesine suikast ya. pıldı... Kasımpaşsa cinayeti kaza mı, kasıt mı? Daha devam edecektim, Fakat kanape- nin üzerinde beni dinlemekte olan anamın başımı göremeyince gazeteyi yüzümden çektim. Neye hâlâ bir havadis intihab et. medi diye hayretle baktrm:! Kadmeağız yerde baygın yatıyordu!.. Mim tast . 1 ' Hazır ilâçlacrın .._.î let — reklâmı Sıhhat Vekâleti reklâm şekilerini dahdit ediyor Sıhhiye Vekâleti, son zamanlar da bir takım müstahzerat sahiple- rinin dertlerine deva arayan hal- kı yanlış yollara sevkeder şekilde reklâmlar yaptıklarını nazarı dik- kate alarak Sıhhat müdürlüğüne mühim bir tamim göndermiştir. Tamimde, tıbbri müstahzeratın reklâmları tahdid edilmiş olduğu halde bazı müstahzarat için gelişi güzel reklâmlar yapılâığı görül - düğünden tekmil müstahzar rek. lâmlarının yeniden tetkike tâbi tu- tulmasmıım. İlüzumlu görüldüğü bildirilmektedir, Bunun için diş ve saçlara mah- süs — kullanılan müstahzarlardan başka her nevi müstahzarat için verilen müsaadeler hükümsüz ald. olunmuştur. Sıhhat Vekâleti yapa cağı tetkiklere göre yeniden rek- lâm şekillerini tayin ve tahdit ede- rek müsaadeler verecektir. Yeni verilecek müsaadeler için bazı şerait tesbit olunmuştur. Re« çete ile satılmasıma izin veriler tıbbi. müstahzarların reklâmlart yalnız tıbbi mecmualarda yapılabi. lecektir. Bu suretle bu reklâmlar halka değil, hekimlere hitap etmiş olacaktır, Gerek reçeteli gerekse reçetesiz satılan müstahzarların reklâmla - rında müstahzarların kullanılması muvafık olan hastalıklar ruhsat - name tarihi ve numarasınldan baş- ka bir şey zikrolunmıyacak ve mü talea yürütülemiyecektir. Hiçbir müstahzar için resimli reklâm ya. pılmıyacaktır. Müstahzaratın —sürümü veya tavsiyesi yolunda radya 've sineria vasrtasİyle reklâm yapılması men olunmuştur , Bu gekiller haricinde müctahze- <at için reklâm yapanlar hakkında takibat yapılacaktır. Gerek yerli, gerekse yabancı müstahzerat ayni şartlara tâbi ol caktır. ——— Orman tahdit komisyon- ları işe başlıyor Ziraat Vekâleti Orman Umum Müdürlüğü 3116 sayılr orman kat nunu mücibince ormanların yapıs lacak yeni tahdit işi için yeni pos« talar teşkil etmektedir. Bu tahdit komisyonları ile birlikte çalışmaki ve her nevi hukuki tasarruf vazi « yetlerini mahallinded tayin eyle « mek üzere orman tahdit komiza yonları kaddrolarında birer de hu* kukçu bulunmasma karar verila caiştir. Yaz mevsimi zarfırda taha dit işinin Ssür'atle ilerleyebilmesi için bu hukuçular derhal kadroyâ alınacaktır, Orman tahdit komisyonlarında bulunacak olan hukukçular 2551 kanununa gön1e hâkim olmak vasfını haiz olanlar arasından seçilecektir. Bu ayını 15 ine kadar müracaat edendler arasından alınıaıcak oala bu hukuçulara 150 lira ücret veri- lecektir. Bunun haricinde — vazife de bulundukları beher gün için 150 kuruş ücret ve kat'ddidlen me- safe için de kilometre başına 30« — zar kuruş harcırah verilecektir, Orman tahdit — komisyonları, mıntaka mıntaka bütün Türkiye ormanlarının — hudutlandırılması, devlete ve eşhasa ait bulunan or . manların tamamen ayrılmasına ka. dar faaliyetlerine devam edecek- lerdird, sayılr hâkimler Bu muazzam işin ne kadard bir müddet zarfında ikmal edidleceği şimdiden tahmin edilememekte ise de sür'atle bitirilmesine çalışıla - caktır. Bu suretle memleketimiz. de ilk defa olarak ormanların va- ziyeti kat'i olarak anlaşılmış ola- caktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: