üi Ne Maymunlar, Tarzanla ğa Ai de olsa bir arkadaşları ol- Diğiy » Onun aleyhine harekete ayy Snemekte tereddüd edi . NE a ki yeni kralları bir e- m e” Röre hareket eder - İ, Kaya Gülle orlara bu sh Ş8y işaret etmemiş, m iş başma geçmişti, vü ” beraber, Tarzan ona da taa, Bi, yem V6 kuvvetli delikanlı, V bİr kolundan tuttuğu gi- vg Söyle bir çevirmiş, sonra, Ya bir çelme takarak yu. yn, Maymun, kendi tasar- mem gibi, mağaranın ka —— atılmış, uçuruma N kağ kendisi için * İlk töhiike teşkili eded N hihâyet başından atma. kk oldu: e kapısında geçen şid- KR sonra Tarzan z Uçurumdan aşağıya Yu - Nr m Müşkül bir işin üstesin- ki giz ümalfer bir adam tav. ni gerdi, kollarmı iki a Ve kendi kendine: nay SAĞ, ben selâmet! dedi. Sola artık defineye ka. İçİn hişbir mania kalmadı. Va anı Vie «caba bunda yanılmıyor Mağ ğin farkma az sonra z Midye Uçurumdan aşağı Yu- Bağ, tan, #onra içeri girdi. a Sa alen unlar girdi onu baş- Ka e iğerek, kollarını iki e Farkrtarık karşıladılar, ? kita Bde hem, kuvveti ada - yet e duklazı bir korku ve May VUR Hem de arkadaşla, Kiş DİN Siege “içi diy v ye Pl Fakst onun kuy Haan İsyan etmeyi artık a- ya da bile geçirmiyörlardı. a kre) olarak ka - da me kle Orangotan © otlara ey kayı eş kaldirmamayı #m- Bibiyay, Örün sözünden dışa. emiyorlardı, ua, Maş,» APİİk en son tehlikeyi de tan sonra, mağaraya lâ Kaya Güllenin yanı. ” hayvanın sartını okga- ZE *vvoja dedi. Zeki tay 5 > a çok yardım Nİ de eni maymunları yem, Fükat bu rolün, an- ye 2 ele geçireceğimiz ans Mp #detok. Çünkü genin * maymunların &ralr e almana razı olamam. : #anki Tarzanm söy- Anlamış gibi, gülümse En ke erhalde pek gü. a U o, bu orman- İylimliş bir hayvan- » zeki ila intiana KİS bırakmındı: üzerine esl| Ynlunun işini kendi e çar.) yaklaşan bir mahlüksa da, yine bir| kadar çoktan aralarında bunun için maymundu ve Tarzanla beraber| kavga odorler ve defineyi payla . medeni memleketlere dönmekten - | gırlardı. Bundan başka, esasen Ka- se buralarda kalmayı tercih eder .| ya Gülle defineye sahib bulunuyor di. Hem de şimdi define mağara . |demektir, Onum için, Şimdiki halde sında maymunlarm kralı olmuştu. | bir gey yapmaz. Yapsa yapan ben! Daha ne isterdi? Acaba hakikaten Kaya Gülle böy le ml düşünüyordu? Bu ihtimai Tarzanm da aklına gelmemiş de - gidi. Haltâ, kendi kendine: İ İster misin şimdi Kaya Gülle de bü- İtün bu maymuslarla bir olsun ve bana karşı gelsin? Olur olur, O za- man işim bitmiş demektir. Neka dar kuvvetli olursam olayım, bu yüz maymunla başa çıkamam. Esa. sen, şimdiye kadar çoktan onların elinde boğazım sıkılmış olacaktı. Bereket versin Kays Gülleye. Onu maymunların başma Xral yaparak bütün 5 görilleri ği “dost ha - ise “getirdim” Ve “İnt ”gim- dİ bir şey yapmamaları, Kaya Gülle ile benim dost olduğumu görmelerinden. Belki beni de onun gibi, kendileri gibi bir maymun zannediyorlardir! Tarzan, düşüncelerinin burasında olaylı alaylı ve yavaşça güldü. Ha. kikaten, kendisinin, maymunlar ta. rafından bile olsa, bir maymuna benzetilmesi tuhafına gidiyordu. Bununla berater, böyle gülümei- yerek Orangolanı bakuğı zaman, onun kendisine eskisinden daha 3i-| yade dost göründüğünü gördü. Ra. hat bir nefes aldı ve içinden: — Korkacak bir şey yok, dedi. Bizim Kaya Gülle benim daima dos tum. Esasen beni boğup veya may- İ munairına boğdurup ns yapacak? | Defineyi almak için mi? Zannet - mem, Zira, maymunlar delineden bir şey anlamış olsalardı gimdiye BİLMECE 8 harfli bir kaza iemiyim. 1, 2 inci harflerim bir renk olsun. 4, 3, 6 mer harflerim şâtrançta en büyük taştır. 5, 4 üncü harflerim bir emir. 1, 6, 3, 8 inci harflerim başkası manasradır. Bilin bakayım ben neyim?.. Hediyeler | Birinciye bir kol saati, Üçüncüye yarım kilo şeker. Bunlardan başla 200 okuyucu * muza muhtelif hediyeler. HABEF ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuponu 3 HAZİRAN — 1959 e. “Hayvanlar belli olmaz, diyordu. |â görmedim. 12 defineyi airp gideceğim zaman ya- par, Tarzan bunları düşünürken bir. denbire durdu, Yine kendi kendine: — Sahi, dedi, define deyip duru- yorum ama, şu define nasıl şey, hü» Mağaranın nihayetinde, kapı gi. bi bir yer vardı, Tarzan, içerdeki karanlığa gözleri alışınca bunu far- ketmiş ve, definenin 6 kapıdan gi- rilen yerde olduğunu anlamıştı. Şimdi artık, defineyi ele geçir . menin zaman: geldi diye düşünü - yordu; Fakat, bunda yine ucele etmedi, Her geyde olduğu gibi, ih- ” Kaya Gülleye' — Maymunlarm hepsini darı çıkar, gibilerden bir işaret yaptı. Orangoten ohun ne yapmak İs, tediğini tamamiyle * anlamamış ol- makla beraber, Tarzan dediği gi- bi hareket etli, bir işareti ile bü, tün maymunları mağaradan dışarı giknrdr, kendisi de mağaranın için- de, kapının yanında kaldı. O zaman Tarzan, kollarına kuv- vetini, gözlerine zekâsını toplıya, rak, mağaranm mihayetinicki ka - pıya doğru yürüdü, Sert aiımlarla ilerledi ve kapıyı açtı, İçersl, zannettiği kadar karan - luk değildi. Tepeden süzülen elduk. ga kuvvetli bir işik alada, burası-! nm adeti yüksek duvarlı bir yer, adetâ bir avlu olduğunu gördü. Tarzan, bir iki aörm daha ilerle- İdikten conra durdu. Etrafına ba; | kındı: — Acaba burasi vaktiyle bir sa- ray mıymış? diye düşünüyordu. Sa raya da benzemiya» değil, Bu ki- sım Sarayın avlusu olacak ve... | Tarzan yürüdü, Avlunun yüksek duvarlarınm nihayet bulduğu bir köşe vardı ki o tarafa doğre git. mek istiyordu. Herhalle define o- rada olacaktı... Fakat Tarzanm o tarafa doğru gitmesiyle dönmesi bir oldu: kar. şisina müthiş bir hayvan çıkmıştı. Bu, dünyada çok eski zamanlarda | yaşamış cinsten, bir kaya kütlesi | kadar büyük bir bayvandı, yi z | Şen Sözler (Devamı var) YAZISIZ HİKÂYE Neye ? Annesi, akşam eve geç gelen oğ- lunu azariıyordu: — Neye bu saatte eve geliyorsun, söylesene, yaramaz? Çocuk, gayet ciddi ve masüm bir tavırla: — Neye ölâcak, anne? dedi, Yo- mek yemiye, Uburlar İki obpr konuşuyordu: — Ne kadar yesem ben her zx mân sofradan karnım bomboş kal. karım. — Ben bilâkis, Sofradan kalktı. Zim zaman masanm üstü bomboş tur, Kusur Ağabeyisi kardeşini du: — Hem yalancısın, geçimsizsin, paylıyor. | kendini beğenmişsin; hem de ders lerine çalışmıyorsun. O zaman kardeşi: — Ne yapayım, ağabey, dedi, insanın elbette bir kusuru olur.. VENEDİKTE BİR MACERA amet 4 anlatı. SUR SİAEVIŞ Fars Miki yavrularına yordu: — Ben gençliğimde öyle çevik- tim ki bir kere bir evin üçüncü ka- tındaki pencereden aşağı atladım, Mikinin çocukları: — Ya; dediler. Herhalde bir ye. rin askatlanmıştır... — Hayır, çünkü o zaman Vene- dikte bulunuyordum, Bilirsiniz, Ve- nediğin sokakları denizdir, Yalnız, biraz slandım. Ne kalır ? Hesap dersinde öğretmen bir çotuğa sordu; — Farzet ki masanın üzerinde yirmi elma var.. On tanesini ağa. beyin alsa ne kalır?. Zeki çocuk şu cevabı verdi: — En ufaklarından on tane.. Ne yapsın ? Annesi oğluna bağrıyordu: — Arkadaşlarını gene mutfağa almışsın. Bütün tatlıları yemiş. siniz. — Ne yapalım, anne! dedi. A- yaklarımız kirli idi. Salona gire mezdik ya!, Beygir kuvveti Sokakta önüne at koşulmuş bir otomobil gördüler. Herkes dur. muş bakıyordu, Otomobil durdu. ğu zaman içindeki adama sordu. lar. O cevap verdi: — Otomobil 8 beygir kuvvetin de. 9 beygir kuvvetinde olması için bir beygir de ben ilâve ettim. RE Size bu hafta “Bakalım ne çıkacak?,, eğlencesinin biraz 20r, fa. kat daha eğlenceli şeklinden birini veriyoruz. Evvelce de arlatığımız gibi, bunda Iki iş var: Evvelâ resmin üzerine ince bi ir kâğıt koyup resimde çizgiler ara- sındaki yerleri, içindeki rakamlardan, yalnız 1 ler hanesi (yani solta. raftaki rakamları) gözönüne alarsk boyıyacaksmız, Sonra, kâğıdı kaldirirsmiz ve asil rösmi 10 Jar hanesi (yani sağ taraftaki rakamları) gözönünde tutarak boyarsınız. O zamanda bir diğer resim çıkacak. Şimdi gelelim rakamlara göre hangi rengi süreceksiniz: 0 —Beyaz;i.— Siyah,2— Sarı;3 Kırmız; 4... Yeşil; 5 Kurşuni; 6 — Kahve rengi, 7 — Mavi, Bilir misiniz ? Bunlar boş şeyler mi? Merdiven altın - dan geçmek fe vöitmidar; '“ vakitsiz .&p “yemek şiyötön a. nası babasi ölür; üç kişi bir kibrit- ten yakmamealı; 13 kişi olanbir sofraya oturulmaz gibi birtakım asılsız inanışlar vardır. e Bunların boş şeyler olduğuna şüphe yok. Fakat acaba bu sözler boş yere mi Akarılmış? Biraz düşünürsek bun ların hepsinde az çok bir ohakikat bulunduğunu görürüz. Yalnız, bu harikat onların insana felâket ge tiren uğursuz şeyler olması değil, esasen yapılmaması lâzımgelen şey ler olmasıdır. Meselâ, niçin dıvara dayalı bir merdivenin altından geçmemeli? U. Zursuz olduğu için değil, tehlikeli olduğu için, zira o daracık yerden geçerken bakarsınız kazara ayağr niz irerdivene takılır, merdiven ba- şınız? düşer. Üzerinde birisi varsa » da yuvarlanır, Niçin vakitsiz yemek yememeli? Eğer akıllı bir çocuksanız annem, babam ölür diye korktuğunuz için Jeğil, sıhlate muzır olduğu için ve kitsi“ yemek yemekten kaçınıpsınız. Niçin üç kişi bir kibritten o cıgara akıcımal:? Gayet basit, Çünkü kibrit üç kişinin birden cıgarasım yalanaya müsait değildir. En &on yakarım, cıgarasından evvel par. akları yanar.. Sofraya onüç kişi oturmanın uğur suz sayılmasma gelince bu da belki ki on iki kişi için ohazırlanan bir sofraya gelip de yer bulamıyan a damın uğradığı mahcubietten çık. muştar! Lİ m m almama a J ! Radyoda konferans vermeye a « Jaşmış olan adam telefonla konuşu. yor: — Allo! Allo! Burası yazıha- nem, Ben tüccar Mehmet Ali Pa, racan, Aziz dinleyisim Ahmet Ri- za Gürkan... .-—— Baylar, aramızda bir anlaşma yapsak da hep beraber (o kalkıp şu bayana yerimizi versek, wasıl olur dersiniz? «— Mektubu nereye | sen? — Bilmem. Adresi içine yazdım, İ kapeğm, Postacı götüreceği za - man açar bakar, Merhametli avcı Ava gitmiş, fakat bir tek kuş wuramamıştı. Arkadaşlarına derd yanarken: — Bir şeye müteessir değilim, jıdiyondu. Zavallı hayvanları boşu i boşuna korkuttum «