3 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

3 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIYLAR Kıskanmamak için ev İşi yapınız | . Kıskançlık allo saadetini yıkan ve karı kocayı bedbaht eden fena bir İabiattir. Birçok yuvaları bo . zar, kıskançlığın girdiği yuvada ha- yat bir cehennem olur. Fakat maalesef bu huy kolay ko- lay düzelmez. En tatir nasihat ve- ren insanların sözleri bile kuka , Banların bir kulağından girer, öte- kinden çıkar. Kıskançlığın en iyi ilâct hisleri gizlemek, iztırapları içine göm - mektir. İnsan hislerin! saklar ve 1z- tıraplarını gömerse eşinin hayatımı, saadetini gehirlemekten kurtar olur, bu da az bir netice değildir, Kiskanç bir kadın, ilk aklma ge. len hareketi yapmaktan daima sa - kmmalıdır, Çünkü ilk akla gelen ha rekot dalma doğru olmıyan bir ha- rekottir. Eski bir ata sözü çok doğ. rudur: Aklmıza gelen sözü dilinizi ağımızda yedi defa dolaştırdıktan sonra söyleyiniz, Hiçbir kadın hislerinin derinliğini göstermekten korkmamalıdır, yal - nır konuşmalarında omiltemadiyen #adakatinden ve asıl hislerinden bahsetmesi doğru sayılmaz, Daima aşkının yuvaya verdiği huzurdan, yaptığı fedakârlıklardan bahse - den kadınm bu sözlerinde eşi . nin aynı şeyleri yapmadığını göste. ren bir sitem gizlidir; böyle olmasa bile eşini yalnış bir kanaate sürük- Jeyebilir, Yuvasınmn saadetini düşünen ka- din ufak vasilelerle egini muahaze etmez, daima izlirap çekiyormuş gibi mahzun bir tavır takınmaz, Çok canın: sıkan vakalarda yalnız başı - na kaldığı zaman hiddetini izhar et- mek, Yahut ağlamak sinirlerini düzel tecekse bunları yapabilir, Yalniz eşi nin karşısında mütebessim bir çeh- re takınmak suretile onu mağlüp © edebileceğini hatırdan çıkarmiamalı” dır. Bir sinir buhranı İçersinde kendi. #ine hâkim olamıyan kadın hisleri. nl izhar etmiş bile olan bir defa da- ha bu mevzun dönmemeli,,, Yaptığı hareketi muhakeme etmeli, halta eşinde ise ilk karşılaşmalarında &f- fettiğini izhar etmeli, fakat hüta kendisinde ise sözle itizara kalkma- malı, işine olan alâkasmı arttırarak gizli bir af talep etmelidir. Söz dal- ma hareketlerden daha fazla mazi hatırlatır, ve hiç lüzumu yokken, İ. ki taraf da mantığa ve aklıselime dönmüşken yeni bir münakaşayi da- vet eder, Kadın, evde yalnız kaldığı vakıt aala İşsiz durmamalıdır. Tenbellik bütün fena huylar gibi kıskançlığın annesidir, İşsizlik insanı düşünceye sevkeder, düşünürken katıra bir * gok işidilen sözler, yapılan hare - ketler gelir, düşüne düşüne bu söz. lerden gizli manalar çıkarılır, bu hareketlerde hoşa gidilmiyen ta » raflar bulunur, Bu sözler ve hare - ketler tefsir edilir, ve bir kıskanç - lik daha doğrusu iztirap sebebi olur. Evinde kollarile veyahut kafasile çalişan kadınım kıskanmak için yil ti olmaz, | Bazı kadınlar da haksiz bir kis.| kançiığa kurban olurlar. Bu takdir. de kadının yapacağı sabretmek, bar) reketerinde ve (sözlerinde çok samimi davranmak, “lüzumsuz yere kıskşıdırmıyayım, düşüncesiyle! Bazı hareketlerini saklamamaktır. Sizl kıskanan şahıs da, sizi Jay olur. Sizi kıskanan şahsın sizi sevdiği muhakkak olduğuna göre, ıstıraplarınızt hisseder ve sizi muz- tarip etmemek için hislerini giz- lemeğe başlar. Bunu kısa bir za - manda tam bir emniyetin teessüsü takip edep, HABER — Akşam Postax, wnhema Bir yıldızın başını gelen komik hâdise Birkaç yıl önce şöhreti ayyuka varan Dorotea Vik'in ismi şimdi Almanya hududundan dışarı çıkmıyor; Herta Til bir dükkânda satıcılık yapıyor a) Dorolea Vik “Üniformak kizlar, filmi, öze. rinden seneler geçmiş, fakat hat rası henüz unutulmamış eski bir filmkdir. Bu filmin tatlı hatırasını daha unutmıyan bir Fransız mü- harriri Berline yaptığı seyahatte Üniformalı kızların Berlin sine. malarında hâlâ oynatıldığını gör. müş, filmi seyrederek sekiz sene evvel yaşadığı tatlı ve heyecanlı hisleri bir daha yaşamıştır. Filmin baş rollerini oynayan ve bugün sinema âleminde artık isimleri hiç işitilmiyen iki san'atkâr: Dorbdea Vik ve Herta Til'i hatırlamış. ve onların ne olduğunu araştırmıştır. Bunlardan Drotea Vik'i bulmak kolay olmuştur. Malümdur ki Do rotea Berlinde bir kaç film çevir- İdikten ve şöhretinin kemalini bul duktan sonra bütün sinema ile uğ- raşanlar giti büyük bir muvaffa. kıyet ümidiyle Holivuta gitmiş, orada Beyaz rahibe filmini çevir mi, sonra da kendisine büyük bir muyaffakıyetsizlik hazırlayan ve san'atkârı Holivutta kalamıyacak kadar acıbir inkisara düşüren Ninni filminde rol almıştır. Bu mu vaffakıyetsizlikten sonra san'at- kara tekrar Almanyaya dönmekten başka yapılacak bir iş kalmamış - br, Almanyada Prag sinemaların. da yerleşmiştir. Hâlâ film çeviri yor, fakat ismi Alman hudutlarm- dan dışarıya çıkmıyor. Bir vakitler Üniformak kızlar filminin Avrupadaki muvaffakıye. tini düşünen muharrir bü eski yıl. dızla bir mülâkat yapmağı faytdak bulmuş ve yıldızla görüşmek üze“ re Praga gitmiştir. Fakat Drotca muharrirle konuşmaktan ise haya tnt yazmağı tercih etmiş ve aşa- Zula tercüme ettiğimiz yazıyı yaz miştir, Herta Tile gelince, bunu bul. mak çok zahmetli olmuştur. Çün. kü Almanyadaki Nazi zaferinden sonra ortadan kaybolan bu kum” ral saçlı ve çok sevimli san'atkâ- rn ne olduğunu hiçkimse, hattâ | san'at arkadşı Dorotea bile biln yor. Fakat muharrir Almanyadan dönerken İsviçreye uğramış, Zö- rihte bir dükkânda satıcılık ya. pan eski san'atkârla karşılaşmış” tır, Genç kız, muharrir tarafından İtanmdığına hiç memnun olmata"ş, hneden ayıran sebep- anlatmak isteme » kendisini leri bir tü miş, yalnız Zürih de nasıl yaşadı. ğı hakkında şu sözleri söylemek” le iktifa etmistir: “Burada annemin ve babamın yanındayım, Çalışıyor, hayatım İlearanıyorum. Kimse eski bir si- Dorotea Vik Gençlere diyor ki : alin ii Sana'tkâr im olacaksınız?.$ Evvelâ yaşamayı öğreniniz. > Hayat en iyi muallimdir.? Hayatın zevklerini ve keder > lerini tadarak, hakikatin sarp ? yollarında yürüyerek © her ? şeyin kıymetini öğrenir ve? insan ruhunun derinliğini an. * larsınız. z UY $ değil. Bazan eski rollerimi düşü: nür, hakikate benzemiyen ve bu. gün benden çok uzak olan bu kısa devre karşısında aci acı gülerim.,, Dorotea Vik'in hayatı “Gazetecilerle konuşmaktan ise hayatımı yazı ile anlatmayı tercih ederim, muayyen ve daima değiş- meyen suâllere cevap vermekten- se kendimi bildiğim gibi yazmak daha hoşuma gidr. Şimdiye kadar karşılaştığım bütün gazeteciler ba. na yalnız bir filmden bahsettiler.. Hemen hepsi a suali ağzında geteledi: ilim, kızlar fi mini nasıl çevirdiniz?., bu sual © kadar çok tekerrür etti ki artık bunu öğrenmiyen kimse kalmadı. zere elime kalemi alırken bu &€- fer “Üniformal: kızlar,, filminden bahsetmiyeceğim. Okuyanlar ara- sında adımı bu filmle yanyana görmeğe alışanların bu süküt can- larını sıkabilir, fakat ben samimi olmak istiyorum.. Holivutta iken, de günde üç gazeteci ile görüşme- cerim ertesi gün gazetecilere ne (ler söyleyeceğimi gcedn bana ya- zıyor, sabahlyin de dersini ezber- leyen bir çocuk gibi akşam yazdı- ttlanları tekrarlamağa uğraşıyo - dum, Bir gün, iki gazete muharririni kabul etmeğe mecbur kaldım, Bu mukarrirler biribirine rakip ve ta. | mamiyle aykırı fikirleri neşreden İiki gazeteye mensuptu, biri Libe- ral, diğeri demokrat, (Fıkranın iyi İce anlaşılması için belediye intiha- bı zamanında olduğumuzu da ilâ. ve etmek zaruridir.) En ufak ha. reketlerimi tahdit eden menace rim bana akşamdan iki metin yaz- dırmıştı.. Bu metinlerin birisinde liberal siyasete olan hayranlığım: gösteriyor, diğerinde demokrasi. ye âşık olduğumu ilade ediyor - dum. Fakat hafızamın mânas'z bir yanlışlığı işi alt üst etti. Demokrasiyi liberal gazeteciye methettim, Demokrat gazeteciye de Ni lere olan hayranlığım: söyledim, Her ikisi suratlarını Asa” zak yanımdan ayrıldılar, Büyük bir rezaleti, geçebildik.. tlân yo'unda sarfedi. len emeklerden nefret eden Mar. len Ditrih bu hikâyeyi bütün Ho- livota birer birer anlattı. Fakat şimdi bunları bir tarafa biraka- iyım da sizç kendimi anlatayım, Boyum uzundur. Şişman de Zilim (Zayıflığımı muhafaza iç jelimden geleni yapıyorum.) Sa tım siyah ve uzundur. Alnım açık, fakat burnum biraz biçimsizdir . Onun için kendimi anlatmak | bilhassa ikametimin son günlerin- | ğe mecbur tutuluyordum. Mena. | v ik 3Ş ZE lda Herta Til kıyor. Çalıştığım rejisörler neş'eli oldukları zaman gözlerimin | çok güzel olduğunu söylerler, fakat bir rejisörün neş'eli oluşuna da gayet nadir tesadüf edilir. Huyum zannettiğimden daha kötüdür, sakın bunu nezaket icabı veya tevazu göstermek için söy- ldyorum zannetmeyiniz. Kıskanç ve inatçıyım. Fakat bütün kadmlar aşağı yukarı biraz kıskariç ve biraz inatçıdırlar.. Ya- hut erkekler kadınlar için ekseri. ya böyle derler. İhtirâsim Ya Yar dır, Fakat kimin ihtirası yoktur İki.. Bir parça tembelim, çok üzü- lüyorum, Hercai meşreplikte ise hiç kimse benden ileriye gidemez. Fakat insanın her aklına gelen şe- yi yapması ne kadar güzeldir de. gil mi2. Okumayı çok severim ve çok ya #1 yazarım. Bir çok hikâyelerim müstear bir isim altında neşreğil- İmiştir. Bundan dolayı çok ta mağ- rurum. Hattâ bir de film senaryo. yosu yazdım. Belki günün birinde temsil de olunur, Kış sporların çık severim, Zaten İsviçrede Da. vasta karlar ortasında doğmuşum. Hayatım yapayalnız ve hüzünle! dolu geçti. Daha çok gençken me.! Tâli tattım. Onun içindir ki hâlâ bir parça bedbinim.. Gözlerim her şeyde melânkolinin soluk güzeli. ğini görür, İlk sahne hayatım on iki yaşm. dan başlar. Kendi yazdığım bir piyesi mektep arkadaşlarımla be. raber oynadım. Tabii piyesimde baş rol kendime ayrılmıştı. Bu pi” yesin kazandığı muvaflakıyet be- ni cesaretlendirdi. Artık aktris ol. İmağa karar vermiştim. Ekseriya âdet olduğu gibi anrem, babam | bu işe muhalefet etmediler, Hattâ bana mesleğimde devam için cesa. ret verdiler, Meşhur bir komedi aktrisi bana bedava dersler verdi. Daha sonta, asıl tiyatroda mu" va'fakıyet kazandım. Rollerimi tetkik etmem, yani oynamadan levvel şu rolü yle oynamak İâ- | Can eriğini tuzla yemeli ! Yazan: Dr. G. A. Tabil, dikkat etmişsini”” dir: Taze erik yemeği sevenler caneriğini tuza bâtırarak, ye” ler. Bunun sebebini kendileri” den sorsanız, erik tuza batıni” dığı vakit dana lezzetli gelir ö€ ondan, diyecekleri şüphesizdif: Fakat caneriği tuzlanınca 9 den daha İezzetli olur? Ekşi” inden dolayı değil, çünkü © rikten daha ekşi olan Jimonü tuzla karıştırınca ancak ilâç di ye içilebilir ve hiç de lezzet olmaz. Tadının azlığından dolayı tuza tahâmmül eder, def” seniz o da değil, çünkü ayni nisbette şekerli maddeleri bU” lunan kayısı da tuza batırılamaz, Bunun sebebi, caneriğinde insana lüzumlu on iki türlü madenin on birinden bulunduğu hâlde klor madeninden pö£ az, kimyacıların dedikleri gibi ancak eser miktarında bulun sıdır. Caneriğinin yüz ıgramında, miligram hesabiyle, : KÜR kürtten 9, fosfordan 18, sodyomdan 3, potasyomdan 230 manyetyomdan 9, kalsiyomdan 14, çelikten 0.40, baknde” 0,09, çinkodan 0.03, manganezden O,ll, her yemişte bulf madığım:z iyot madeninden bile 0.0017 miligram bulund#” ğu halde klor madeninden hemen hiç yoktur. Bilirsiniz ki, midemizde yediklerimizi hazmetmeğe yara” yan mide ekşisi kimyaca sulu klor ekşisilir. Midemiz bun kandaki tuzdan çeketek kendisi hasıl eder ama, yedikleri” mizde, bilhassa yemişlerde klor bulunursa mide bundö” hoşlanır ve onun için yemişleri kolay hazmeder. Başka gi mişlerin hepsinde, karpuzda bile klor bulunduğu halâ can eriğinde bulunmamasından dolayı eriğin, bütün o Y© mişler arasında, mideyi bozar diye adı çıkmıştır. Halbuki caneriğini tuza batırarak yerseniz hem daha Jezzetli olü” hem de hazmı kolaylaştırır. Mideyi bozmasına bir sebe kalmaz. Fakat hoşaflı kuru eriği çiğ olarak yediğiniz vakit bile tuza batıramazsınız. Bunda kuru eriğin caneriğine M“ betle dört mislinden fazla şekerli maddesi bulunmasının t©* siri varsa da, kuru erikte - tazesinden eser miktarda bul” nan - klor toplana toplana yüzde $ milgram hisbetini bük duğundan mide ekşisinin hasıl olmasına yardım eder ve dan dolayı kuru eriğin hazmı da kolay olur. j Erik, madenleri bakından değerli bir yemiş olduğu #” bi vitaminleri bakımından da çok işimize yarar, C. Vitam” ninden yüz gramında 10 miligram getirdiğinden çocuklari” dişlerinin ve kemiklerinin sağlam olmasına hizmet ed” Fakat kurusunda. bu, vitaminden hiç eser kalmaz. B 2 yita” mininden tazesinde 60 ölçü, kurusunda 266 ölçü vardır. P vitamin yediğimiz şekerin vücut içinde işe yarayacak bs“ gelmesine bizmet ettiğinden kuru eriğin hoşafına ne kadi” çok şeker korsanız haklı olur ama, tâze eriğin ekşiliği gödermek için fazla şeker korsanız yazık olur. Taze © hoşafma tuz katılamıyacağından bunun hazmı da kolayla$”” maz. Zaten bundan dolayı kuru erik hoşafı pek makbul 9” duğu halde taze erik hoşafına rağbet eden az bulunur. B 1, vitamininden eriğin tazesinide 40, kurusunda ölçü bulunduğundan iki türlüsü da sinirlerin müvazenesi” Caneriği 1500 den 2500 ölçüye kadar A vitamini . getirdiği için . çocuklarım büyümesine ve onu yeyen herk” mikroplu hastalıklardan korumaya faydası olur. Erik kürtlendikten sonra kurutulursa A vitamini yüz grammndi 3009 gram ölçüye çıkar, fakat kükürtlenmeden kurutulm”$ ise A vitamini azalır, yüz gramında daha çok erik bulW”” (duğu halde bu vitamin miktarı hcak 1500 ölçü olur. Kuru eriğin linet vermek hassası olduğunu da elbet” bilirsiniz. Bu hassası için onun hoşafını içerlerse de, şekeri” olarak suda iki üç saat kaynatıldıktan sonra yemek ipiği” sında tane tane yeni leszetçe pek acayip bir şey © makla beraber, hem iştah açar, hem de ç türlü tesiri di 7 — Kusturusa bakmayın, — Şerefinizet lar hep böyledir, ellerine geçe İzemdır diye düşünüp karar ver- İmem. Oysamağa başladığım va. içime doğru ilhamla oynarım, önüne #ÜÇ| Yalmız senaryoyu bir iki defa dik“İvelâ yaşamağı öğreniniz. Hayat katli okur ve sonra ilham bekle - rim. Bu suretle hiç farkında olma, dan, oynayatağım şahsın ruhuna lintibak etmiş olurum, Onun için bir san'atkâr n, hakikaten yaşadı.! İı ve yahut yaşamasına imkân ©, 'aı rollerde muvaffak olacağına keniim, Bir genç san'atkâr, bugün ben. Jen nasi isteyecek olursa ona şunları söylerim: rar dökerler. ei küp ile Gi pili Me NER MP Si GENE gülüşü insan teshir ediyo” çö en iyi muallimdir. Hayatın zevk.|zünde harikulâde ifade Kw lerini ve kederlerini tatarak, ha-| var. Bakışlariyle en yüks” pi kikatin sarp yollarında yürüye -İri izah, en gizli sırları ifşa rek herşeyin kıymetini öğrenir ve | çok iyi biliyor, vi insan ruhunun derinliğini anlarsı! Mademki samimi olmağa Li nız, Sanat, adı ne olursa olsun, ha" | verdim, her şeyi açıkça wi yatın, hayatımız n gölgesi olmalı. |yim, Gabi Morlaya verilen < dır, roller, oynamaği can ve Gabi Morleyi çok severim. Bu sanatkâr; her filminde, her rolün de beğendim. Duruşları çok zarif, hema artisti olduğumun farkında | Bunun böyle oluşu çok canımı sr “Sanatkâr mı olacaksınız?. Ev. arzu ettiğim rollerdir. öy o kadar uygun.. Bu çeşit ro yi a namağı çok isterim. Fak muvafafk olabilecek miY” SAYASŞES

Bu sayıdan diğer sayfalar: