HABER — Akşam Postası “ 4 MAYIS — 1939 salkım dalı bulunduğunu börünçe tar Birikirlerinin yüzünü gün ışı. onun Lua olduğunu anladı, ğında görmekle ne mes'uttular! . mami) Ölüm cambazlarının. cür'eli Radyodâ Ml e name | peri onla yakn bi sesin sm) Tehlikeli filmler nasıl çevrilir ? kariştırırken, birden alevler ikiye İki genç, çeşmenin yanında; (Bâşlarafı 8 incide) ayrıldı ve peri gülümsiyerek kar.) biribirlerinin gözlerine dalatak o şısına çıktı. Yeşil ipek elbisesine kadar uzun zaman oturdular ki, fiskeleyerek ! tepelerindeki ağaçta bir küçük ser. yapışan kıvılcımları Amerikada pek te büyük olmı . yan bir üctet mukabilinde, baş kalarıma büyük bir şöhret temin | bu şahns dır. Fakat Gür'et ve cesâreti bo- yu ile maküsen mütenasiptir. O, de 15 metre yüksekli.| | Bu adam ancak 1,60 boyunda. tuzak (Baştarajı 9 uncuda) — Bir sual daha Mister To ii i : ğım için aff iea ederim, dedi.| bu ayrılığ ağı nesini ; etmek için hayatlarını” tehlikeye | ğinden kendisini aşağıya fırlatı. a elini Mei ik salonun ortasına doğru *yürüdü!| çe yeni'bir yuva kurdu. | Her ihtimale karşı tedbirli davran, Konta görünmeden, iki gencin a- Birden, bahçenin çakıları, | koyân bu insanlara stütw man | yordu. | malıyım.,. rasında durdu. İhtiyar Kont, he.| kontun, çizmelerinin altında acı a. yecanlı bir harp sahnesini tekrar. |cı sesler çıkardı. Sevgililer titredi. İarken, peri, alçak bir sesle diyor. iler, fakat çeşmenin durmayıp a du ki: İ kan sularının içinden küçük peri — Biribirinizi sevinir çocuk .| fırladı ve derhal kanatlariyle on. larım! Soba başında harp hikâye. İları örttü. Sesi duyduğu halde leri anlatımağı ihtiyarlara bırakın. İ kimseyi göremiyen kont ise hid. Odunların çıtırdısma yalnız sev. |detle şatoya döndü. gililerin tek kelimeleri karışmal..İ Bu esnada ,peri, bir defa daha Senelerce sonra, nasıl olsa hikâye. | kurtardığı gençlerle konuşuyor. ler anlatıp, dinlemeğe, ve dinlet.)du: i meğe bol bol vaktiniz olacak.. İn.| — Sevgilileri ben himaye ede. san on altı yaşında iken severse, irim, artık sevme hissini kaybeden. | sözün ehemmiyeti yoktur, Tek)lerin gözlerini kör, kulakların; sa. | bakış uzun bir mutkun (Oo yerini| gır eden benim. Bir şeyden kork. tutar. Biribirinizi seviniz, çocuk. | mayın, çocuklar, bu güzel güne. Jarım, gevezeliği ihtiyarlara bı.İşin alımda biribirinizi sevin rakın, , Ben daima yanmızdayım.. Allah Peri sözlerini bitirince, alev|bâna bu güzel kanatları sizleri mu | rengi kanatlarını iki gencin ctra.| hafaaz etmem için verdi. fına öyle bir surette yaydı ki, bir| o Sözlerini bitirince, bahçe yolla kılıç darbesiyle on düşmanın ka.|rında sıçrayarak yürümeğe baş. fasmi birden nasıl kestiğini Hara. | iadı. Odetle Lua da kolkola onu retle anlatan kont, Luanın titre.| takip ediyorlardı. Ortalık kararın yen Odetin şakağından öptüğünü | cıya kadar böylece kırlarda dolaş. görmedi, tılar, Gece basınca, peri artık ây- derler, Bu ölüm cambazları vakia bu işi meslek edinmiştir. Hayat. larını bu işde kazanırlar; fakat bu işi paradan ziyade ruhlarını dolduran spor ve *ehlike ihtiras yüzünden yaparlar. Trenle, otomobilin o çarpışması macera filmlerinde çok sik rastge. linen ve halk tarafmdan pek be- genilen sahnelerden birisi, İşte resimde , gördüğünüz oto. mobil saatte 100 kilometrelik sür. atlç bu akibete doğru gidiyor .. Otomobili süren sanatkâr büyük bir yıldızın yerine geçen bir ölüm cambazıdır. Çok soğuk kanlı olan şoför bu hızla giden otomobil içerisinde tehlike ânr yaklaşınca kapıyı açı. yor ve atlamağa hazırlanıyor. Tam tehlike anında birdenbire yere sıçrıyor, .Otomobilin hareke. ti © kadar hızlıdır ki bü atlayış film üzerinde belli olacak şekilde bir iz bırakmaz. Tren otömobile çarpmış, stütman Oo kurtulmuştur. Şimdi sana, perinin sihirli ka. | rilmalarını, evlerine dönmelerini! Fakat bu bir talih meseleisdir. Bu natlarını analtacağım, Nanon?. Cüm gibi şeffaf ve sinek kana. dı kadar İnce olan bü kanatlar, söyledi. Gençler razı olmadılar... O zaman peri, uzun uzun könuş. tu. Her halde çok güzel şeyler an. ./iş tamamiyle aksi de olabilirdi. 1 numaralı resim, Erol Fiin'in “hafif süvari alayırın hücumu, görülmek tehlikesine maruz kalar | lâtıyordu ki, genç kızla şairin | filminden almmıştır. Erol Flim sevgililerin etrafında büyürler, büyürler, kimsenin ohları © gö. yüzleri saadetten pırıl pırıl parla. mağa başlamıştı. Peri susunca, hiçbir tehlekeden yılmıyan cesur bir artisttir, Fakat ne kadar cesur Tüp işitemiyeceği ve onların kim. | kabul ettizlerini söylediler ve alev | olursa olsun stüdyo onun bu teh- seyi işitip göremiyecekleri kadar) rengi kanat'ı peri genç kızla er. /likeli atlayışı bizzat yapmasına ra. kalmlaşırlar. İşte böylece, ihtiyar adam harikulâde macerasını anlat mağa devam ederken, Lua da genç kızı öptü. Kont hikâyesini bitirince, peri alevlerin içine döndü ve genç şö. valye de ev sahibinden müsaade isteyerek çekildi. Genç kız, o gece © kadar mesuttu ki, rüyasında, yıldızların her birini bir güneş kadar irileş. miş gördü. Ertesi sabah, Odet bahçeye in. di. Ağaçların altında uzun uzur dolaştı. Bir kameriyenin önünden geçerken, eğilerek stlâm veren bir nöbetçinin elindeki sâlkım a. anı farketti ve Lua'nın o günde başka bir kılığa girerek şatoya sokulduğunu anladı. Bir çeşmenin yakınında, otların üstüne oturdu. ettiği askerlere, bir kılıç 255 mından kaşmak, onu bir daha gör mâmek, cinayetlerinin, canlı bir ithamı olan evlâdının karşısında bulunmamak için kaçmak lâzim. du Odasındaki husus! eşyalarının ca kıymetlilerini aldı. Bütün kâ- ğitlarmı yazılarını topladı. Oku- madan ocağa ütarak yaktı. Ar * kasına kalın bir manto aldı, asa, bn: teskin için bir kadeh sarap içti. Rengi kaçmış yanaklarına biraz kan geldi. Kızı ile beraber “ oturduğu bu dairelen bir hırsız gibi yavaş adımlarla çıktı, Sa rayın büyük merdivenini ayak - ları ucuna basarak indi ve biç kimseye farkedilmeden saraydan çıktı, Sokakta derin bir nefes allı, Sarayın cephesine, kızın'n odası” nan bulunduğu tarafa döndü; — Elveda! kızım. Diye rurıldandı. Tam bu sr. Tadı, babasının vedama Lecno- Tun odasında yanan ışık sönerek cevap verdi. Saat akşamın onuy - du. » Dandolo olduğu yerde bir müld:t, dondu kald, sonra: , — Evet, artık her şey bitti, «Kaçmaktan başka çare kalmadı. Gondü! hazır, hemen kaçmalı - yım, diye söylendi. Kanala doğru gitmek için ge N döner dönmez titredi ve geri keğin başlarma sihirli değneğiyle | dokündü. İ Birdenbire, — Fakat ne kadar meraklısın Nanon: Korkarım, ma. | salımın sonunu söylersem onların saadetlerini kıskanacaksm.. Yok, yok, dur, küçücük dudaklarını öy- le büzme! Anlatacağım.. Birdenbire, Lua ve Odet yi Öyle bü ve hari. | rikulâde salkımlar ki, ancak peri nin elinden çıkma olduğu ilk ba. (kışta belli! Yanyana, dalları ve İ yaprakları biribirine dolaşmış! .. zi olamaz. Onun için bu sahnede Holivut stütmanlarmın en kısa boylusu olan Bili Jansa müracaat edildi, le nasıl on düşmanın kafasını bir. den uçurduğunu anlatmakla te. denbi; yana yetişen İli salkım fidanı olu. A RK zaman iki sihirli salkım ağacı ara. yacak ve aşk perisini hangi çiçe. gin içinde bulacağımız soracak mıyız ?. Belki sevgilim, bu masal da küçük bir ahlâki hisse gizlidir. | Artık ebediyen beraber (çiçek a.| Fakat, ben onu sana burada, ate. çaçaklar, berâber (oyapraklanacak| şin karşısında, camlara çarpan ve büyüyecezlerdi. Kokuları dal.| yağmurun sesini biraz unuttur. ma biribirine karışacaktı. mâk ve onu anlâtan gönç adamı Kotta gelince, şatoda misafir) biraz daha fazla sevdirmek ümi. Yukarıdaki küçük resimde E-| irol Flin sışramağa hazırlan'yor. Aşağıda Billi Jons atlıyor. “Devler vadisi,, filmi baştan başa hareketli ve heyecanlı hari. | kulâde bir eserdir. Bu film Sti manlatın en çok kullanıldığı b film olmuştur. 2 numaralı resim. de Vin Moris rakibini korkunç bir uçuruma yuvariyor. Bu rakip tabii parayı ve tehlikeyi seven bir; stüt - mandır. Yalnız sahnenin yat: bileli olduğu, uçurumun sö | ründüğü kadar derin olmadığı da tabiidir, | 3 numaralı resime gelince; bu sefer Vin Morisin bir kaya üzerin. den bir Marşandiz treninde bulu. nan ağaç gövdesi üzerine atlama- # icap etmiştir. Vin Moris, bi. rinei smıf bir yıldız olduğundan şirket bu atlamayı yapmasına mil, saade etmemiş, başkasına yaptır « miştir. Filmin bu salnesinde trenin çok yavaş gitmesinden başka hiç bir sinema hilesi yoktür. Ölüm tambazları yalnız karada çalışmazlar, Holivutta bir çok ha. va cambazları vardır. 4 numaralı resim, Holivuttaki Siyah Kedi klübünün on bir azası. Ar gösteriyor. Bunlar bu sene içe- tisinde çevrilen Uçan Adamlar filminde harikalar yaratmışlardır. İçlerinde bir tancsi (ayakta du - tanlar araşında soldan üçüncü)! olan Pol Mantz bin metre yüksek. ' liğinde uçarken tayyaresini eski bir tayyareye takmış ve iki tayya re birden motörlerini (keserek Plane uçüşlarla &iç bir arızasız yere inmişlerdir. $ sumaralı resmin köşesindeki a kl va cambazlarından o Meri dir. Holivuta sinema yıldızı olma ğa gelmişti. Fakat sinema yıldız: yerine hava cambazı oldu. Şimdi gökte çan tayyarenin kanatları üzerinde yürüyor, para- şütle atlıyor, motosikletle cam çemberlerin içinden, geçiyor. İki sene evvel bir atlayışta, düşmüş ve bacağının kemiklerini kırmıştı. | — Bir dakika hanımefendi, bu zannettiğiniz gibi alelâde bir çocuk birsızlığı değil, Zaten şimdi sizden! istiyecoğim tazminat da para olm. yacaktır. — Çabuk söyleyin, ne istiyorsa» niz, elimden gelen her şeyi yapma- ya hazirim, — Öyleyse şimdi bana kocanız - dan niçin ayrıldığınız söyleyin ?.., — Tuhaf şey, siz bu mesele ile! neden alâkadar oluyorsunuz, zaten ayrılmamızır. esaslı bir sebebi de yok, rilen ederim, söyleyin, oğlum nerede? — Emin olunuz madam, oğlunuz hiç İncinmemiştir. Kap: hizla çalınmıştı. Genç âdam Berbaranm kolundan tuta - rak yandaki odaya soktuktan sonra liliye: — Tütfen siz de buraya girin ve biç sesinizi çıkarmaynı,, dedi, Maskeli gencin gelenlere şü su, ali sorduğunu duydular, hanginizsiniz? — Be çabuk söyle, oğlum nerede? Eğer ona ufak bir zarar| geldiğini öğrenirsem kemiklerini kı- rarım, — Rica cöerim Mister Tomson, oğlunuza kavuşmak (İsterseniz bu tehditkâr sözleri bırakm da sual - lerime açıkça cevab verin: — Beti nerede? — Dün akşam Nevyorka gitti. — Anlaşıldı, polislerin (nazarı dikkatini o tarafa çevirmek için © nu Amerikaya günderdiniz. Peki, siz sonra çocuğu nasıl İngiltereden çikarncaktınız? — Birksç gün arkadaşımın evin. da anladıktan sonrm. smalarıne b > ıyacax ve bir kız elbisesi giydire- rek kaçırtacaktım, fakat bütün bu sözlerin ne Wzumu var” iyileşti. Ve eski mesleğine başladı. Havanın ve yerin bütün tehlikele- rini hiçe sayan bu kız, Fareden çak korkar, fare görür görmez çığlıkları koparır ve korkudan ba. KAZRAMAN HAYDUD Karşısında, mantosuna bırarr. kı bürünmüş bir adam duruyor» du. Korku içinde titriyerek sor- du: — Siz kimsiniz? — Dandolo! Beni tanımadı * nız mı? Daha âlâ, işimizi daha çabuk bitiririz. Sabık engizitör müsterih ol . du, Birdenbire karşısına çikan bu adamı evvelâ Rolan Kandi - yano zannetmişti. Fakat sesini duyunca Rolan olmadığını anladı. Bu adam şüp hesiz Venedik sinyörlerinden bi risiydi. Kendisine bazı şeyler sormak veyahut da bir fikir da- nişmak istiyordu. Bu kanaatla sordu: — Benden ne İstiyorsunuz Meçhul şahıs nezaketle cevep verdi; — Dandolo! Size gizli “bazı şeyler söylemele arzusundayırı, Fakat burada değil. Belki bizi ta-assut edenler bulunur. Beri takip etmiye razi oluyor musu” nuz? — Pekâlâ, Meçhul ağam yürümeğe baş. adı. Dandolo takip etti. Kafa « sında hiçbir endişe yoktu. Yalnız bu vesile ile hareketinin, firarı - nin biraz geç kalmasına canı sr kılıyordu, © kadar, Aretenin satayım civarına gelliler, v darbesi. ' diyle anlattım, Aylarca alçıda kaldıktan sonra gılacak gibi olur. KAHRAMAN HAYDUE Rıhtim tamamen tenha idi. Sa rayın arka taralında ise dar, iri. ranlık bir sokak vardı. Meçhul adam bu sokağa gir- di. Bitkaç adım ilerledikten son- ra durdu. — Dandolo! dedi. Kılıcınız ya" nın'zdâ mı? — Evet, onsuz hiç bir valat sokağa çikamam. — Çok güzel! Belki üzeriniz. de bulunmaz zannı: ile yanımda bir tane yedek kılıç getirmiştim. İşte onu atıyorum. Filhakika meçhul adam s#oka- öm köşesine bir kılıç fırlatmış mantosunu atmış ve'kendi kıber n: çekerek mücadele vasiyeti al- YAŞI, Dandolo sordu: — Bir düello için mi beni bu. raya getirdiniz? — Evet, doğru keşfettiniz. — Hüviyeti meçhul bir adam- la mücadeleye tenezzül etmem. — Düelledan istinkâf ederse» Biz sizi hançerlemek imeeburiye- tinde kalırım. Görüyorsunuz ya Sizin için yapılacak en münasip ş:v kendinizi müdafaadır. Fakat mücadeleden evvel si - zinle.niçin düello ettiğimi söylis yeceğim. — Sizi dinliyorum. — Dandolo! Bugün 29 kânu- nusanide bulunduğumuzu bili * yor musunuz? Zannederim .bu sual biraz gârip göründü. Fakat iki gün sonra 1 şubat olduğu. nu ilâve edecek olursam maksa- dimi kâfi mikdarda ânlamış olur SUNUZ, Dandolo titredi. Şahsı meçhul devam ettiz — Sözlerimi anladığınızı gö- rüyorum. Bir şübatta nasıl'va * kalâr ve hâdiseler “geçeceğini söylemek, tekrar etmek şinsdi li #umsuz, fâkat size hatırlatmak istediğim bir nokta var. Siz bi. zim bütün mahrem cemiyetimi - ze mensup iken kendi arzunuzla gekildiniz. Binaenaleyh ceiniyeti Miz sizin ölümünüze, ve sizinle beraber size mensup diğer bir şalın biz kadının ölümüne ka- rar verdi. Dandolo boğuk bir feryat ko" patdı ve: — Leonor, diye inledi, — Sözüme nihayet verirken şurasını haber vereyim; Sizi: öldürmek için ben me mür edildim. On beş gündenberi sarayın ö. nünde sizi bekledim. Deminden- beri şişi bir hançer darbesi ile öldürmek benim için : kabil iken bunu yapmadığımdan ve size namuskârana bir düello teklif sylediğimden dolayı müteşekkir kalmalısınız. —- Filhakika, site teşekkür e- derim, Fakat ben mutlaka budü” kadar harab edeceğini hiç düşü diniz mi? i eden düşüneyim ? I4lBi9 gün âlemleri yaptığını, pi balo kağırmadığını (o baber si Böyle bir kadının çocuğuna etmesi saten doğru olamaz, — Işittiklerinizde fazin mâ ER var, Şimdi ben de size ks! size olan defin aşkını unulansK kendisini eğlenceye verdiğini. bütün bu hoppalıkların fazla (Sİ rün bir aksülâmeli olduğunu s lersem bâna Inanır mısınız? — Eğer sözleriniz doğruy## şeyimi feda etmeğe hazırım. #* benimle #lay ettiğinize de e Rica ederim, maksadınızı açık! leyiniz, benden e istiyorsun” — Sizden para değil, kat'i Hİ ad istiyorum, Madam Liliyi görmez ayrılmakin büyük ba'# tiğinizi ve tekrar birleşmek (İ finde bulünacağınıza dair kati! — Siz cidden çıldırıntşamıt, bunları söylemek firsntını buff ma imkân yok; çünkü beni girit yapasıği — Affedersiniz. Mister “Tomson | bile istemiyecek. — Söylediklerimi söz vetir, — Söz veriyorum, oğlum nerf Arndaki kapı ardma kadar mışiı. Barbaar Filiple karşı düran adamlardan birinin koli açarak ümit dolu gözlerle * baktığını gördü. Genç ünne bi” bile tereddüd etmeden davetkâr lara atıldı, İ Filip yavaşça odadan srvi$$ bir dakika sonra kollarmda KÂ Frederikle döndü, evvelâ birka€! kika olduğu yerde birsz durüf mes'ut birleşmeyi seyretti, Bi mütebessim gözlerini, yanma İ Jaşun Barharaya çevirerek: a icrac kurtaracağına #ÖZ veriyi değil mi? dedi, easealimimenamma mmm Holandada prenses ve anfi şarkıları! Holanda veliahdi prenses )! anan n 30 nisanda 30 yaşma * ması her seneki yıldönüml! nisbeten pek sönük ku radyoda büyük bir program mamıştır. Yalnız, 1 Hilversum ista$ nunda “prenses şarkıları, ile “| ne şarkıları, çalınmıştır. Pref şarkıları İsmi verilen ve pr©| Jullana Üzerine çıkarılmış bu şarkılardan biri “Ne Cun reisi, ne kral isteriz, PrensesiP| İe çok msmnunuz biz,, diye lar ve memlekete yabancı bir. getirilmesini halkın” istemediği veliahdin başa geçebileceğiri Jatınak ister. Malümdur ki Holanda müddettenberi hep kadın hükÜ darlar tarafından idare edilme?) dir, Bugünkü kraliçe Vilhelr”| dan sonra prenses Juliana k olacaktır, Onun da çocuğu kız oldu göre bundan sonra Holasda "| ükümdars sip lacak demektir. Onun *) miskette bazı parti cereyi krallığa artık nihayet veril ni istemektedir. Yukarda bahs“) gimiz “Prenses şarkısı, bu cereyanlara (itiraz makam” bestelenmiştir. “Anne şarkıları, nda ise Ki Vilhelmina meth ve memlek*| onun idaresinden olan me yeti terennüm edilmektedir. Göz Hekimi Dr. Murat Rami Ayd* Taksim * Talimhane Urfa snar* İ Telefon: 41533, Muayene: Part başka ber gün MM - 18 e kadar.